Yayaların trafik sorunu çözülmeli

Konya Mimarlar Odası Başkanı Mustafa Kaş Konya’daki şehirleşme problemleri üstüne Konya Postası’na açıklamalarda bulundu.

“BELEDİYE BİLGİ PAYLAŞMIŞ DEĞİL”

Meram Belediyesi’nin Konevi Türbesi etrafında yapmayı düşündüğü düzenlemelerle ilgili kulaktan dolma bilgilere sahip olduklarını belirten Kaş, “Burada yapmayı düşündükleri düzenlemelerle ilgili bizimle herhangi bir bilgi paylaşmadılar. Sadece İhsaniye’yi çalıştıklarını söylediler. Asker hastanesinin olduğu yeri park yapacaklarını dışarıdan duyuyoruz. Meram Belediyesi’yle bu konuyla ilgili çok görüşemedik. Halbuki Et Balık arazisindeki kentsel dönüşümün başında Fatma Hanım vardır. Benim tez konum da orasıdır. Oradaki halkın memnuniyet anketlerini falan yapmıştım. Fatma Hanım aslında kentsel dönüşümü en iyi bilenlerden biri. Kendisi de bu konuda yüksek lisans yapıyor. Ama niyeyse daha sivil toplum kuruluşları dediğimiz meslek kuruluşlarıyla, bunun için de kamu yönetimi ve sosyolojiyle ilgilenenler de olabilir, bir değerlendirme toplantısı yapmadı. Böyle bir değerlendirme toplantısı yapsa aslında orijinal fikirler de çıkar. Henüz kendisi bizimle herhangi bir bilgi paylaşmış değil. İnşallah bundan sonraki gelişmeleri paylaşırız” dedi.

YENİ BÜYÜKŞEHİR BİNASI ULUSAL YARIŞMAYLA ÇİZİLMELİ

Sadreddin Konevi Mahallesi’nin kendi mahallesi olduğunu söyleyen Mustafa Kaş, “Annem babam hala o mahallede oturuyor. Her gün sabah Konya Stadyumu’nda sabah 6’dan sonra orada tempolu yürüyüşler yapardık. Arkadaşlarımız arasında Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli de vardı. Biz de koşma yoktu, belli bir yaşa geldikten sonra koşma yok tabii, ama45 dakika ile bir saat arasında yürüdüğümüzde 70 yaşında, 80 yaşında, eli bastonlu gelen teyzeler, nineler vardı. Konya’nın ev hanımlarının da ilk işleri sabah gelip orada yürümek şeklindeydi. Öğrenciler beden eğitimi sınavlarına hazırlanırken burayı kullanıyorlar. Biz dedik ki, burası Kent Parkı olarak kalsın. Bizim görüşümüz bu. Belediye yeni stadı yaparak büyük bir yatırım yaptı ve karşılığında burayı aldı. Dolayısıyla değerlendirmek istiyor. Tahir beyin kendisi söylemişti: ‘Biz orada Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası yapmak istiyoruz. Belki bir de cami olabilir, daha başka hiçbir şekilde yapı olmayacak. Hatta buradaki inşaat yoğunluğumuz 0.20 olacak. Beş katı da geçmeyecek, öyle arzu ediyoruz, biz artık yüksek yapı yapmıyoruz’ demişti. Bu alanın ticari olmasına kesinlikle karşıyız zaten, eğer hizmet binası olacaksa bunun ulusal bir yarışmayla yapılması. Şu anki düşünceleri 10 firmadan teklif alarak yapmak. Ters bir ihale sistemi var. Bu bina Konya’nın önümüzdeki 100, belki de 150 yılına damga vuracak bir tesis. Bu binayı ulusal bir mimari yarışmayla elde edelim dedik. Tahir Bey yarışmalarda değişik şeyler oluyor dedi. Biz bunun üzerine genel merkezle görüştük. Genel merkez jüri üyelerini sözgelimi 10 isim gönderir siz beş isim seçersiniz, öyle belirlersiniz dendi. Henüz daha kabul ettiremedik” bilgilerini verdi.

TRAFİK YÜKÜNÜ DE ÇÖZECEK PROJE OLMALI

Eski stadın yerine Kentparkı kurulmasının en ideal uygulama olacağını belirten Kaş, “Eğer Kentparkı olamayacaksa, Büyükşehir Hizmet Binası olabilir yüksek bina ve imar yoğunluğu olmayacak biçimde, yine de bir otopark sıkıntısı getirecek. Bodrumunda çözülür mü çözülmez mi? Halk girebilecek mi, giremeyecek mi? İnsanlarımızın çok kolay bir şekilde yola araba bırakma şeklinde bir alışkanlığı var. Dörtlüyü yaktım deyip bırakıp gidebiliyor. Eğer yarışma açılırsa buradaki ulaşım sorununu da çözecek bir proje olması gerekir. Yani sadece arsaya projeyi kondurmak şeklinde değil” diye konuştu.

KURUL RESTORASYONU SIKI TAKİP ETMELİ

Eski Buğday Pazarı’nın tarihi kapılarının yer altı katlı otopark yapımı nedeniyle, taşlarının numaralandırılarak sökülmesiyle ilgili konuşan Kaş, “Buğday Pazarındaki restorasyon büyük bir ihtimalle yapılacak. Biz onu bekliyoruz. Çünkü Bedesten’de Konya Büyükşehir Belediyesi büyük bir külfetin altına girdi ve çok başarılı oldu. Ve artık bunun semeresini hem uluslar arası hem de ulusal düzeyde ödül alarak sağladı. Buğday Pazarı’yla da bu başarılı çalışmalara devam etmesi gerekiyor. Ben restorasyon projesinin uygulanacağını düşünüyorum. Sökülen taşların restore edilerek yerine tekrar yerleştirilmesi artık kurul üyelerinin vicdani sorumluluğunda. Özellikle raportörlerin bu işi iyi incelemesi lazım” diye konuştu.

KONYA İKİYE BÖLÜNDÜ

Konya’ya son otuz yılda yapılan en büyük yatırımlardan birinin Hızlı Tren olduğunu söyleyen Kaş, “Güzel bir yatırım ama bizim bu yatırımın güzergâhı konusunda eleştirilerimiz var. Şehir şu an Berlin Duvarı gibi ikiye bölünmüş durumda. Benim şu an oturduğum yer de tren yolunun öbür tarafı. Yürümek istediğim zaman geçebileceğim altgeçitlere ulaşmakta zorlanıyorum. Hanımlar korkuyor, hiç inmiyor altgeçitlere. Çünkü hem bebek arabaları var, hem de altgeçitler yeterince güvenli değil. Bu kez araç alt geçitlerinden geçmek zorundalar. Yakın tarihte Rauf Denktaş Caddesi üzerinde bir trafik kazası oldu, bebekli bir aileyi ezdi bir araç. Yani bu tip sıkıntılar var. Ayrıca esnafı da sıkıntıya sokuyor. Demiryolunun etrafındaki esnafın da iş hacmi küçüldü. Yeraltını kullanmayı çok maliyetli buluyorlar” görüşlerini ifade etti. Karaman Hızlı Treni inşaatının bitmesine karşın altgeçitlerin tamamlanamaması sebebiyle henüz deneme seferlerine başlanamadığını doğrulayan Kaş, “Güzergâhtaki paylaşımda bazı altgeçitleri TCDD bazılarını da Büyükşehir Belediyesi yapacaktı. Kaşınhanı’ndaki altgeçidi, araç altgeçitlerini TCDD çözdü ama yaya altgeçitlerini belediyenin yapması gerekiyor protokol gereği. Devlet Demiryolları yatırım yaparken bu yaya geçitlerinin yapılması için gerekli boşluğu da bıraktı” dedi.

METRO ÇALIŞMALARI NE ZAMAN BAŞLAYACAK?

2016 Ağustos ayında Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in yaptığı bir açıklamayı hatırlatan Kaş, “Tahir bey hala bu açıklamasının arkasında durur mu bilmem. Konya’ya metro yapımını Ulaştırma Bakanlığı üstlenmişti. Tahir Bey vagonları biz alacağız diyordu, ama tünel ve altyapı çalışmalarını Ulaştırma Bakanlığı üstlenecek. 18 ay gibi bir fizibilite çalışması olacak demişti. 2017 başında da herhalde ilk çalışmalar başlar diyordu ama bekliyoruz. Bu yatırım Konya’ya kazandırılırsa ulaşımla ilgili büyük bir sorun çözülür” açıklamasını yaptı.

TOPLU ULAŞIM İMKÂNI GELİŞTİRİLMELİ

Konya’da yaşayanların çok rahatına düşkün olduklarını ifade eden Kaş, “Sabahları ben de üniversiteye gidiyorum. Araçta bir tek ben varım. Başka kimse yok. Yani aynı şey benim için de geçerli. Bir bakıyorsunuz, bütün araçlarda en fazla iki kişi var. Birer kişi bulunan araçlarla herkes yollara düşmüş, karlı buzlu havalarda bile gidiyor. Yani toplu taşım kültürü oluşmamış, ama bunun yanında toplu taşım imkânları da gelişmemiş. Zafer bölgesindeki tramvaya insanları kolay ulaştıracak diğer toplu ulaşım, yani dolmuş ve otobüs hatları çok da yaygın ve rantabl değil. Ben Şefik Can’da oturuyorum, hiçbir araç yok. Bir otobüs var, belediye otobüsü, o da yarım saatte bir geliyor. Ben odaya gelmek için yürüyorum. Başka bir toplu taşım aracı yok buraya gelebilmem için. Böyle olunca da, dediğim gibi kullanıyor herkes aracını. Araç sayısı arttı. Bizim önerimiz şu: Avrupa ülkelerinde şehir merkezine girmek yüksek ücret ödemeyi gerektirir. Mesela Roma şehir merkezinde doğru dürüst araba yoktur. Bizde trafiği çözmek araçlarla ilgili sıkıntıyı çözmek gibi algılanır. Bu çok yanlış bir algıdır. Öncelikle yayanın trafiğini çözümleyeceksiniz. Yayanın rahat, her yere ulaşabilir olması gerekiyor. Araç çözümünden giderseniz iki-üç yıl için bir rahatlık sağlarsınız. Üç yıl sonra araç sayısı artınca bu rahatlığı da sağlayamıyorsunuz. Önemli olan, tarihi kent, marka kent olmayı hedefleyen Konya’da, sur içine, şehir merkezine hem otopark yapılmaması, hem de araç girişinin yapılmaması, yapılacaksa da yüksek ücretlerle yapılması, yani caydırıcı olması gerekiyor” dedi.

MÜZE DUVARLARIYLA İLGİLİ YETKİLİLER AÇIKLAMA YAPMALI

Mevlana Müzesi’nin duvarlarının yıkılacağı iddialarıyla ilgili de konuşan Kaş, “Aslında kamuoyu bilgilendirmeleri yapılabilse… Kulaktan dolma, birileri bir şeyler söylüyor. Oysa yetkililerin çıkıp açıklama yapması lazım. ‘Orada, Mevlana Müzesi’nde biz herhangi bir şey yapmayacağız. Şu anki mevcut bahçesi içinde herhangi bir işlem yapmayacağız’ deyip herkesi rahatlatmaları gerekiyor ama sonradan duyuluyor bazı şeyler” diye konuştu. 80’li yıllarda Mevlana Müzesi Gül Bahçesi’ne bir projenin yapıldığından haberdar olduğunu söyleyen Kaş, “Hatta ODTÜ’de hazırlatmışlardı bu projeyi. Projeyi görmedim işin özü. Konya’yı bilmeyen, önlerine nasıl veri geliyorsa ona göre proje yapan bir ekip yapmış olabilir bu projeyi. Bize Mevlana Müzesi Civarı Kentsel Dönüşüm Projesi göndermişlerdi. Büyükşehir Belediyesi çizmişti; bizim Tarihi Çevre Düzenleme Komisyonu diye bir kurulumuz var, kurul üyelerimizden biri de Bedesten Projesi’ni yapan Adil bey, bu kurulumuz toplandılar. Hep beraber bir rapor vermiştik belediyeye. Mevlana Müzesi civarında bir şey yapacaksanız şu bölgeleri de bu alanın içine almalısınız diye rapor vermiştik. Ondan sonra bir gelişme duymadık, ne oldu ne bitti” bilgilerini verdi.

ŞEHİR HASTANESİ YANLIŞ YERE KURULUYOR

Genelde Mimarlar Odası’nın her şeye karşı olduğu şeklinde yanlış bir kanının oluştuğuna işaret eden Kaş iddialarını şöyle dile getirdi:  “Biz karşı çıkarken doğrusunun ne olmasını gerektiğini de söylemeye çalışıyoruz. Biz, Bölge Hastanesi’nin yeri konusunda da itiraz etmiştik. Orası Konya’nın sisinin en yoğun olduğu, etrafında kaç bin tane besihanenin bulunduğu bir yer. Daha iyi bir yer seçilebilirdi. Yüzde yüz Konya’ya bölge hastanesi gerekiyor. Ama hastane oraya yapıldığı andan itibaren Bahri Dağdaş Uluslar arası araştırma Enstitüsü arazisinden herhalde bizim torunlarımıza tek bir metrekare bile kalmayacaktır ilerde diye düşünüyorum. Orası 11 milyon m2 bir arazi.  1 milyon m2’sini ayırdılar. Yavaş yavaş şimdi gidiyor işte. Tarım İl Müdürlüğü, idari binasını orada yapmak istiyor. Tarım İl Müdürlüğü yapılınca, hastane yapılınca şunlar da gerekiyor denecek ve diğerleri talepte bulunacak. Hazine arazisi olduğu için de bedeli en düşük arsalar. Resmi kurumların buraya olan talepleri artacak. Emlakçılar bile etraftaki arsaları satarken, ‘Bölge Hastanesine yakın cazip arsa’ diye satmaya başladılar şu an itibariyle. İnşaat faaliyetleri devam ediyor. Biz hastaneye karşı olmadığımızı belirttik ama genelde açıklamamız o dönemde genelde tepki çekti “Meslek odaları niye hastaneye karşı?” diye. Yerine karşıydık. Jeoloji Mühendisleri Odası açıklama yaptı. Dedi ki oranın zemini en kötü zeminlerden biri. Haranın yanında inşaat yapan bir arkadaşımız kazı yaptığında iki metreden sonra suyun çıktığını ve arazide çalışamadığını söyledi. Bir de arazideki o zemin suyu betonun yapısını bozacak nitelikte kimyasallar içeriyor. Orada yeşilin olmamasının sebebi arazi yapısı. BÜSAN’ın olduğu yerler Konya’nın eski bataklığı. Yani Konya’nın kanalizasyonunun aktığı bir bölge. Bir de buraya hastaları ulaştırmak zor olacak. Tramvay şu an Adliye’de kaldı. Oradan öteye nasıl geçecek? Tramvayı da yaparken havai hatlara zarar veriyor diye olabildiğince altgeçit yapmamaya çalıştılar. Tramvay karşıya düz geçerse çevreyolunun konumu nasıl bir şey olur? Biraz da buna bakmak lazım.”

SANAYİLER BATAKLIKTA BÜYÜYOR

Aslım Bataklığı’nın en değerli sanayi arsası konumuna geldiğini söyleyen Kaş, “Orada belediye ihale edip satışa çıktı mı metrekaresi 500 ila 600 liraya gidiyor arsalar. Normalde belki 50-60 lira bile etmeyecek yerler sanayi o bölgeye gittiği için, Organize’yle de bir anda bütünleşme sağlandığı için müthiş rakamlarla el değiştiriyor” değerlendirmesini yaptı.

“DOĞRU OLAN HERŞEYİN YANINDAYIZ”

Meslek odalarına yönelik kamuoyundaki yanlış algıların sebebini ise Kaş, “Tüm kamuoyunda Ankara ve Genel Merkez’lerin tavrı hep buradaki meslek odalarına yansıtılıyor. Her şeye karşı bir tavır gibi sunuluyor. Böyle değil. Doğru olmayan her şeyi söyleriz” diye açıkladı. Kaş sözlerine şöyle devam etti: “Doğru olan her şeyin de yanında yer alırız. Fatma Hanım bize Şükran Mahallesi’ni söyledi. Hatta Hacı Fettah’ı söyledi. Hacı Fettah’ın olduğu bölgeyi tarihi Konya çarşısını yeniden canlandırmak adına binaları yıkıp sadece tek ya da iki katlı çarşı dükkânları olacak demişti. Biz de elimizden gelen ne varsa biz destek oluruz dedik. Ahmet Davutoğlu’nun başbakanken öncelikle Hacı Fettah’ı yenile diye talimat verdiğini söylediler. Davutoğlu’nun annesi de Hacı Fettah Mezarlığı’nda yatıyor bildiğim kadarıyla. Öyle olunca, öncelik burada olacaktı ama pek bir şey göremedik, böyle söyleyeyim.”

MÜTEAHHİTLER İŞİN KOLAYINI BULMUŞ!

Afet Riski altındaki kentsel dönüşümlerle ilgili yasanın belediyelerin eline büyük imkânlar verdiğini vurgulayan Kaş, “O bölgede riskli yapıyla ilgili rapor oluşturulduğu takdirde bina sahibi eğer razı olmuyorsa öncelikle parseldeki komşuların alma hakkı var izale-i şuyuyla satılma seçenekleri mevcut. Bunu da yapmak istemiyorlar, gönüllü olsun isteniyor; ama sıkıştıkları zaman mecburen yapacaklar. Müteahhitler o işlemi şu an yapıyor mesela. Hacı Kaymak’ta eğer bir sıkıntı olursa o bölgedeki o parsel içindeki birkaç yapı için analiz yaptırıp Çevre ve Şehirciliğe başvuruyorlar. Burada riskli yapı vardır dendiğinde parsel kentsel dönüşüme alınmış oluyor. Böyle olunca da eğer mülk sahibi razı olmazsa otomatikman devreden çıkarma gibi bir şeyler oluşuyor. Ama yine de insanlarımızda bu beklenti var. Ama bir dairesi olana bir daire vermek bile kentsel yoğunluğa yeni yükler getiriyor. Yüzde 50 kat karşılığıyla almış olsa müteahhit, size bir daire verebilmesi için 2 daire yapması gerekiyor. Dolayısıyla yoğunluğu direkt 2 katına çıkarıyor. Böyle bir riski var. Ama insanları memnun etmek zor” dedi. (Murat GÜZEL)