Zelenski’nin Sırtını Kim Sıvazlıyor?

Unutulmaması gerekir ki Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra da, devamı niteliğinde olan Rusya Federasyonu dünyadaki küresel eğilimleri doğrudan etkileyebilen bir güç olarak kaldı.

Rusya; doğalgaz, petrol, hidroelektrik, nükleer güç, yenilebilir enerji gibi doğal kaynaklar bakımından son derece zengin, Ukrayna sınırından ve Baltıklardan Pasifik'e 17 milyon 300 bin kilometrekare gibi devasa topraklara sahip bir ülke.

Dünyada ciddi bir enerji krizi var. Enerji de Rusya'da var. Yeltsin döneminde Rusya'nın borcu 100 milyar dolar iken, şimdilerde 600 milyar dolar döviz rezervine sahip bir ülke.

Dünya artık tek kutuplu değil

Dünya, artık çok kutuplu. Bu çok kutupluluğun en önemli kutbu artık Çin ve diğer önemli kutbu ise Rusya. Bir yandan Çin yükseliyor, öbür yanda Rusya her yerde ABD'ye karşı gardını alıyor.

Özellikle İngiltere ve ABD, Rusya'yı batı sınırlarında iyice sınırlandırmak ve gücünü kırmak istiyor, bu da herkes tarafından bilinen bir durum. NATO'nun son hamlesi Ukrayna'yı da kendine katmaktı, işte bu Rusya için stratejik bir güvenlik meselesi olarak öne çıktı.

ABD, Zelenski’nin sırtını okşayarak bir taraftan Avrupa'yı hatta dünyanın önemli bir kısmını yanına alma, diğer taraftan Rusya'yı yalnızlaştırarak izole etme ve ekonomik olarak çökerterek Çin’ e gözdağı vermek istiyor.

BM kararı, AB karar ve açıklamaları, uygulanan ambargo ve yaptırımlar bunun bariz göstergeleri olarak okunabilir.

Ukrayna Savaşı, çeşitli yönleri ve sonuçları ile birçok soruyu da gündeme getirdi.

Öncelikle bilinmesi gereken bu kaçınılabilecek bir savaştı. Krizin çözümünün anahtarları ile krizi tırmandırmak için kullanılan yollar açık ve net olduğu gibi riskleri de biliniyordu.

Ani krizler kategorisinden değildi, aksine 14 yıl önce NATO ülkeleri, Ukrayna ve Gürcistan’ın ittifaka katılma isteklerini "Bükreş Deklarasyonu"nda memnuniyetle karşıladıklarını açıklamalarından, Moskova'nın buna karşı çıkması ve uyarılarla karşılamasından beri masadaydı.

O tarihten bu yana, Rusya 'nın bu iki ülkeden herhangi birinin NATO'ya katılmasını engellemek için elinden geleni yapacağı açıktı.

Buna rağmen krizi yatıştırmak ve Rusya'nın NATO'nun genişlemesi konusundaki endişesini gidermek için herhangi bir ciddi adım atılmadı.

Aksine işler, birçok kişinin Ukrayna ve belki de dünya için felaketle sonuçlanabileceği konusunda uyardığı bir yönde ilerlemeye devam etti.

Rusya-Ukrayna savaşı; batının çirkin yüzünü, iki yüzlülüğünü, namertliğini ve zulmünü yeniden açık bir şekilde ortaya koydu.

Nasıl mı?

Başta Amerika ve birçok Avrupa ülkesi komedyen Zelenski’yi allayıp pullayıp ezici bir çoğunlukla iktidara taşıdılar sonra da onun üzerinden Ukrayna’yı bir NATO ülkesi yapmaya kalkışarak Rusya’yı tahrik ettiler.

Rusya saldırı başlatınca da Komedyen Zelenski’yi yalnız bıraktılar veya yalnız bırakmış gibi bir görüntü vererek onun mağduriyet çığırtkanlığı yapmasına zemin hazırladılar. 

Başta ABD, İngiltere ve Fransa olmak üzere NATO yöneticileri askeri teçhizat göndererek, Rusya’ya karşı yanınızdayız diyerek ve hatta Ukrayna’yı NATO üyesi yapacağız söylemleri ile Ukrayna’yı Rusya’ya karşı tahrik edip Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasına neden oldular.

Elbette bu sürece bir anda gelinmedi. NATO kurulduğu günden beri sürekli doğuya doğru genişleyip, Balkan ülkelerini üye yaparak çeşitli ülkelerde askeri üsler kurarak Rusya’yı kıskaca aldı. Son genişlemesi ise Ukrayna üzerinde oldu. Böylece Ukrayna’yı Rus ateşi içerisine attı.

 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, basına yaptığı açıklamada;

“Bu savaş Rusya ile Ukrayna arasında değil bu, Rusya ile Batı arasındaki bir savaş. ABD ve Avrupa'daki bazı ülkeler Ukrayna'yı destekleyerek bu savaşın uzamasıyla ilgili bir süreci başlatıyorlar. Bizim istediğimiz bu savaşın sonlanması. Birileri savaşı bitirmemek için çabalıyor.”

“İstanbul’daki toplantıda neredeyse son bir toplantı ile Zelenski ve Putin’i bir araya getirilecek ve imzalar atılacaktı. Ama birileri savaşın bitmemesi için ‘Yürüyün aslanlarım, bu savaşı bitirmeyin’ diyerek Zelenski’nin sırtını sıvazladı” dedi.

“İnsan” olmak için, sarışın ve mavi gözlü mü olmak gerekiyor?

ABD ve batılı müttefikleri; Irak’ı, Suriye’yi, Afganistan’ı, Libya’yı uyduruk bahanelerle işgal edip milyonlarca masum insanın ölmesini film izler gibi izlemediler mi?

Bu ülkelerin iltica eden halklarını sınırdan almayıp hatta geri itmelerle çoğunun sınırlarda ölmesine neden olarak çirkin yüzlerini ortaya koymadılar mı?

Yemen’de, Filistin’de, Afganistan’da yaşananlarda, işlenen cinayetlerde neden suspus oldukları sorusunu sormak gerekmez mi?

Suud-BAE bombaları Yemen’de masum insanları, çocukları, okul, hastahane, pazar yerlerini vurduklarında uluslararası hukuku ihlal edilmiyor muydu?

Ya da Avrupa’nın göbeğinde değil diye oradakiler insan yerine konulmuyor muydu?

Peki bu, Ukrayna’dan iltica edenleri sivil insan kabul edip Afganistanlı, Suriyeli, Filistinli mültecileri insan yerine koymamak değil mi?

Ortadoğu savaşını televizyonlardan bir film gibi izleyip Kosova’da aynı duyarsızlığı gösteren Batı dünyasının hâlâ “ortaçağdan kalan ayrılıkçı” düşüncelere sahip olduğunu ibretle seyrediyoruz.

Rusya-Ukrayna savaşının başladığı günden bu yana geçen 7 ayda 7 milyonu aşkın Ukraynalıyı kabul eden Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin, 12 yıldır iç savaş yaşayan Suriye'den gelen 1,1 milyon kişiye yönelik ayrımcı politikaları, insanlık adına çok utanç verici bir durum değil mi?

Netice de hepsinin ortak noktası şudur denilebilir: “Bunlar Iraklı, Suriyeli, Afganistanlı değil. Bizim gibi beyaz, mavi gözlü, sarı saçlı insanlar.” Bu özelliklere sahip olanlar ölemezler, ölmemeliler. Fakat diğerleri, özellikle de üçüncü dünya ülkelerindekiler, orta doğudakiler, Afganlar, Libyalılar, Sudanlılar vs. ölebilirler. Ama biz batılılar savaşla tanışmamalıyız. Biz silah satarız, savaş çıkartırız ama bizde olmamalı…

Bugün Avrupa’dan yardım ve destek almanız için mavi gözlü ve sarışın olmanız gerekir.

Peki, çözüm ne?

Şaşırtıcı olan şu ki savaşı durdurmak için şimdi sunulan çözüm, savaşın yaşanmasını engelleyebilecek çözümle aynı.

O da Ukrayna'nın tarafsız bir ülke olması ve NATO'ya katılma çabasından vazgeçmesi.

Zelenski'yi bu yanlış hesaplara iten sebeplerden ve bunların siyasi deneyim eksikliğinden, tecrübesizliğinden ya da Batı'nın yaptığı açıklamaları doğru okumamasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı bir yana, sonuç olarak Ukrayna şimdi ağır bir bedel ödüyor.

Savaşın yüksek bedelini ödeyen ve NATO'ya giriş kapısının sanıldığı kadar açık olmadığını anlayan Kiev, şimdi tarafsız bir çözüm fikrine daha yatkın görünüyor.

Merkel’den Çarpıcı Sözler …

Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel, Almanya’nın Münih kentinde Suddeutsche Zeitung gazetesinin 77. kuruluş yıldönümünde düzenlenen törende açıklamalarda bulundu. Merkel, “Avrupa'da sürdürülebilir barışın ancak Rusya'yı içermesi halinde” sağlanabileceğini söyledi. Merkel, “Bunu başaramadığımız sürece Soğuk Savaş da bitmiş sayılmaz” ifadelerini kullandı. Merkel, "Hepimize en başından itibaren blöf olarak sınıflandırmak yerine bu sözleri ciddiye almamız gerektiğini şiddetle tavsiye ediyorum" dedi.

Sonuç olarak Avrupalılar, kıtada huzur istiyorsa; çözüm için Rusya’yı dinlemeli ve hassasiyetlerini anlamaya çalışmalı.

Savaşın kimseye faydası yok. (Haber Merkezi)