2023'ten beklentilerini anlattı
GüncelDenizBank Genel Müdürü Ateş, Akbank Genel Müdürü Binbaşgil, Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ, QNB Finansbank Genel Müdürü Tan ve Vakıf Katılım Genel Müdürü Çelik bankacılık sektörü açısından 2022 gelişmelerini ve 2023'ten beklentilerini anlattı
DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, bankacılık sektörü ve DenizBank açısından 2022 gelişmelerini ve 2023'ten beklentilerini AA muhabiri ile paylaştı.
Öngörülmesi zor bir dönemden geçildiğini anlatan Ateş, salgın sonrası küresel ekonomide güçlü bir toparlanma, borçlulukların artması ve enflasyonun yükselmesinin beklendiğini, ancak Rusya-Ukrayna savaşının başlaması ve Çin'in sıfır Kovid-19 politikasını uygulaması ile beklenen güçlü 2022 yılının gelmediğini ifade etti.
Ateş, bu gelişmelerle enflasyonun çok daha yukarı çıktığını ve birçok merkez bankasının para politikasında sıkılaşma şiddetini artırmak zorunda kaldığını belirterek, "Halihazırda enflasyonla mücadele devam ediyor. Bu da demek oluyor ki 2023, faiz oranlarının yüksek seviyelerini koruduğu, üretim ve istihdam sıkıntılarının yaşanacağı bir yıl olacak." diye konuştu.
Uluslararası kurumların gelecek dönem büyüme tahminlerini her revizyonda daha aşağıya çektiğini, enflasyon beklentilerini ise yukarı güncellediğini aktaran Ateş, şunları kaydetti:
"Benim beklentim küresel enflasyonist sürece ilişkin belirsizliğin 2023'ün ilk yarısında ortadan kalkmasıyla beklentilerin olumluya dönüşeceği, özellikle ikinci yarıda para politikasındaki sıkılaşmanın etkisini belirgin şekilde görülmeye başlayacağı yönünde. Buna paralel gelişmekte olan ülkelerin de desteğiyle yüzde 3'e yakın bir küresel büyümenin mümkün olacağı kanaatindeyim. Türkiye'de ise farklı bir süreç yaşanıyor. Büyümenin ve istihdamın önceliklendirildiği, ekonomik aktivitenin canlı tutulmaya çalışıldığı bir politika seti uygulanıyor. Geçen yıl yüzde 11'i aşan büyüme rakamının 2022'de yine güçlü seyrini sürdürerek yüzde 5'in üzerinde kalmasını bekliyoruz."
"Enflasyonun gerilemeye devam etmesini bekliyoruz"
Hakan Ateş, yüksek enflasyon ve Rusya-Ukrayna savaşının enerji fiyatlarını yukarıya itmesiyle cari açığın belirginleştiğini, resesyon beklentilerinin arttığı Avrupa'dan da talebin yavaşladığını belirterek, bunların ekonomiyi olumsuz etkilese de çözümsüz problemler olmadığını söyledi.
Gelecek dönemde döviz kurunda sağlanan dengelenme ve baz etkisinin devreye girmesiyle enflasyonun gerilemeye devam edeceği öngörüsünde bulunan Ateş, "Enerji fiyatlarında geri çekilme ve emtia fiyatlarındaki düzelme ile maliyetlerin daha aşağı inmesi de bu sürece yardımcı olacaktır." dedi.
Ateş, turizm sektöründe 45 milyar dolar civarında gelirin oluşacağı iyi bir sezonun geride kaldığını, gelecek yılın daha da güçlü olmasını beklediklerini ifade etti.
Tüm bunların risk olarak değerlendirilen cari açığın sürdürülebilir seviyelerde kalmasını sağlayacağını vurgulayan Ateş, "Ancak küresel ekonomideki yavaşlama, enflasyonun yarattığı problemler ve fonlama imkanlarındaki daralmaya paralel bizim de mevcut güçlü büyümeyi sürdürmemiz zor olacak. 2023'te son iki yıldaki güçlü büyüme performansının biraz gerisinde kalmamız beklenebilir." değerlendirmesini yaptı.
"2023'te mevduat rekabetinin artması, fonlama maliyetlerini yükseltebilir"
DenizBank Genel Müdürü Ateş, Türk bankacılık sektörünün güçlü yapısını koruduğunu, bankacılık göstergelerinin uluslararası kriterlere uygun seviyelerde kalmaya devam ettiğini bildirdi.
Bankaların sermaye yeterlilik oranının yüzde 19'un üzerinde olduğunu aktaran Ateş, aktif kalitesinde de bozulma görünmediğine işaret etti.
Ateş, sorunlu kredi oranının yüzde 2 düzeyinde istikrarlı seyrini koruduğunu, mevduatların yüzde 56 payla bankaların en önemli fonlama kaynağı olmaya devam ettiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Kredi artışı yabancı para kredilerdeki geri çekilmenin de etkisiyle yüzde 50'lerde ve yıllık enflasyonun gerisinde kalıyor. Yani bu yıl için reel bir kredi büyümesinden bahsedemiyoruz. Buna mukabil 2022'de özellikle politika faizinde yaşanan geri çekilme ve enflasyona endeksli tahviller banka karlarını destekledi. Önümüzdeki yıl enflasyonun baz etkisiyle yılın ilk yarısında yüzde 40'lara doğru hızla gerileyeceğini, kredilerin de enflasyona paralel bir artış trendinde olmasını öngörüyoruz. Gelecek yıl dış fonlama girişinin yavaş seyretmesi ve mevduat rekabetinin artması, fonlama maliyetlerinin yükselmesine neden olabilir. Ayrıca mevduattaki gelişmelerin yanında regülasyonlar sebebiyle ticari kredi faizlerindeki gerileme net faiz marjını daraltıcı etki yaratıyor."
"Aktif, kredi ve mevduatta ihtiyatlı büyümemizi sürdürdük"
Hakan Ateş, DenizBank'ın 2022 performansı hakkında da değerlendirmelerde bulunarak, iş yapış modellerini "İlerisi Deniz" söylemiyle güçlendirerek iletişim stratejilerini tazelediklerini, hedeflerinden sapmadan devam ettiklerini söyledi.
DenizBank olarak aktif, kredi ve mevduatta ihtiyatlı büyümelerini sürdürdüklerini vurgulayan Ateş, "Başrollerde KOBİ ve perakende bankacılığın olması bizleri mutlu etti. Henüz tüm yıl bilançoları açıklanmadı. İlk üç çeyrekteki performansımıza bakarsak; aktiflerimiz konsolide bazda 598,1 milyar TL, konsolide olmayan bazda ise 503 milyar TL olarak gerçekleşti. Tasarrufların Türk lirasına yönelmesiyle artan TL vadeli mevduat, toplam müşteri mevduatımızın konsolide bazda 397,7 milyar TL'ye, konsolide olmayan bazda ise 312,8 milyar TL'ye ulaşmasında etkili oldu." diye konuştu.
Ateş, yılın dokuz ayında topladıkları kaynakları ekonomiye aktarmaya devam ettiklerini, konsolide bazda nakdi ve gayrinakdi kredi hacmi toplamını 414 milyar liraya ulaştırdıklarını bildirdi.
Bu dönemde özkaynakların konsolide bazda 47,5 milyar liraya yükseldiğini, net karlarının da konsolide olarak 14 milyar 289 milyon lira düzeyinde gerçekleştiğini aktaran Ateş, şöyle devam etti:
"Finansal başarılarımızın yanında dünyada yaşanan gelişmeleri de yakından takip ediyor ve önemsiyoruz. Başta iklim değişikliğinin etkileriyle mücadeleye katkı sağlamayı ödevimiz olarak görüyoruz. Azalan kaynaklar ve iklim değişikliğinin sonuçları üzerinde finans sektörünün yönlendirici etkilerinin bilincindeyiz. O nedenle, üretimi ve üreticiyi desteklemeyi hem milli hem gezegene karşı vazifemiz olarak görüyoruz.
Çiftçilerimizin ve tarım endüstrisinin yanı sıra yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanlarında şirketlerin finansmana erişiminin kolaylaşmasına özen gösteriyoruz. Sürdürülebilir büyümeyi, bütün faaliyet, ürün ve hizmetlerimizde çevresel ve sosyal etkilerimizi gözettiğimiz iş modelimiz ile sağlıyoruz."
"Dijitalleşmeye ayırdığımız oran her yıl daha da artacak"
Ateş, sektörde yaşanan inovasyon rekabetinin gelecek dönem de devam edeceğini belirterek, salgınla beraber finans sektörünün dijitalleşme konusunda çok hızlı yol aldığını, ürün ve işlemlerin yanı sıra müşteri kazanımının da tamamen dijital hale geldiğini söyledi.
Kendilerinin de dijital ve mobil teknolojilerle bankacılıkta yaşanan paradigma değişimini çok önemsediğini vurgulayan Ateş, "DenizBank olarak bu yönde yatırımlarımızı artırdık ve 2022'de kaynaklarımızın çok önemli bir kısmını dijitalleşmeye ayırdık. Bu oran her yıl daha da artacak." dedi.
Ateş, Mayıs 2021'de hayata geçirilen uzaktan müşteri edinimi yoluyla DenizBank'ın aylık 150 bin müşteri kazandığından da bahsederek, şunları kaydetti:
"2022'de müşterilerimizin şubeye gitmeden dijitalden kolay ve güvenle işlem yapabilmesi, yatırım ürün ve işlemlerinin uçtan uca dijitalleştirilmesi, sigorta ve kredili ürün başvuruları üzerinde yoğunlaştık. Bugün müşterilerimiz dijital kanallarımızdan, ihtiyaçlarına uygun sigorta ürünlerine kolaylıkla ulaşıyor, anında nakit ihtiyaçlarını karşılıyor, geniş yatırım ürünü yelpazesiyle birikimlerine yön veriyor ve daha önce şubede yapılan cep telefonu değişikliği, limit ve SIM bloke kaldırma gibi işlemleri MobilDeniz'den kolayca yapabiliyor.
Diğer taraftan Açık Bankacılık kavramının yasal olarak hayatımıza girmesiyle bankaların sahip olduğu yetenekler API adı verilen teknoloji vasıtasıyla dışarı sunulabilir hale geldi. DenizBank olarak 3 yıldır açık bankacılıkta uzak ara en geniş ve en fonksiyonel API setine sahip kurumuz. Önce dijital stratejisini benimsiyor ve veri bilimi, makine öğrenmesi gibi teknolojileri de kullanarak hizmetlerimizi sürekli ileri taşıyoruz."
"En geniş ürün gamıyla yatırım bankacılığında liderlik iddiamız var"
Hakan Ateş, 2022 itibarıyla DenizBank çatısı altında yapılan her 10 finansal işlemden 8'inin dijital kanallardan gerçekleştiğini, yatırım hesaplarının neredeyse tamamının dijitalden açıldığını, her 10 bireysel krediden 7'sinin de dijital kanallardan kullandırıldığını bildirdi.
DenizBank çatısı altında dijitalleşmeyi strateji değil, kurum kültürü olarak ele aldıklarını vurgulayan Ateş, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Biliyoruz ki KOBİ'sinden çiftçisine, dijital ve mobil kanalları hayatın parçası haline getirmeyenler oyun dışında kalıyor. Biz de müşterilerimizin dijitaldeki yolculuklarını daha kolay ve pratik hale getirmenin yanında, KOBİ'lerimizin dijitalleşmesi, akıllı teknolojilerin tarıma entegrasyonu gibi niş konuları da gündemimizde tutuyoruz.
Halihazırda iyi performans gösterdiğimiz dijital müşteri kazanım süreçlerini daha da yukarı taşımak ise bizim için bir diğer hedef. Diğer yandan hedefimiz, en iyi yatırım bankacılığı hizmetini sunmak. Bu sebeple sadece büyük değil, küçük ve orta yatırımcı kitlesine uygun yatırım ürün ve işlem setini de kolay ve anlaşılır şekilde sunma gayretindeyiz. En geniş yatırım ürün gamı ve en iyi müşteri deneyimiyle bu alanda liderlik iddiamız var.
Akbank Genel Müdürü Binbaşgil: 2022'de çok kuvvetli bir müşteri kazanımı performansına imza attık
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil de yaptığı değerlendirmede bankacılık sektörünün sermaye ve altyapısının güçlü olduğunu anlatarak, küresel belirsizliklerin yüksek seyrettiği bu çalkantılı yılın da sağlam ve başarılı bir şekilde geçirildiğini söyledi.
Binbaşgil, zorlu koşullara uyum sağlamada ve kendini yenilemede esnek ve hızlı davranabilen sektörün dijital dönüşümü benimsediğini, ayrıca iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularını da hızla sahiplendiğini ifade etti.
Akbank olarak 2022 boyunca ülke ekonomisi ve müşterileri desteklemeye devam ettiklerini vurgulayan Binbaşgil, şunları kaydetti:
"Yılın 9 ayında ekonomimize sağladığımız kredi desteğini 561 milyar lirası nakdi olmak üzere toplam 690 milyar lira seviyesine çıkardık. Toplam mevduatımız 669 milyar liraya, aktiflerimiz ise 1 trilyon 69 milyar liraya ulaştı. Akbank olarak 2022'de çok kuvvetli bir müşteri kazanımı performansına imza attık. Dijitalden müşteri edinimi sürecinde Akbank'ın sunduğu farklılaşan deneyimin de etkisiyle rekor büyümeler gerçekleştirdik. Müşterilerimizin yenilikçi ürün ve hizmetlerimizi tercih etmelerinden mutluluk duyuyoruz."
"Dijital ve analitik altyapımıza önemli yatırımlar yaptık"
Hakan Binbaşgil, tasarruflarını değerlendirmek isteyenlerin, ürün çeşitliliği ve hizmet kalitesi ile Akbank'ı tercih ettiğini belirtti.
Ak Portföy'ün geniş ürün yelpazesiyle yatırım fonu pazarında fark yarattığını ifade eden Binbaşgil, bu sayede Türkiye'nin en büyük özel portföy yönetimi şirketi olduklarını söyledi.
Binbaşgil, Ak Yatırım'ın da bireysel ve kurumsal müşterilerin yatırımlarına katma değer yaratacak ürün ve hizmetler sunmaya devam ettiğine dikkati çekerek, "Gittikçe artan bir ivmeyle müşterilerimizin Akbank'ı tercih etmesinden büyük mutluluk duyuyoruz. Bu başarıda etkin ve çevik ekip çalışmamızın, yıllardır önemli yatırımlar yaptığımız dijital ve analitik altyapımızın da büyük payı var." diye konuştu.
Binbaşgil, bu yıl dijital ödemelerde önemli bir dönüşümü başlattıklarını ve "Juzdan" uygulaması ile cüzdanları cep telefonlarına taşıdıklarını anımsatarak, şunları ifade etti:
"Akbank müşterisi olsun veya olmasın, bir banka veya kredi kartı sahibi olan herkes tarafından kullanabilen bu yeni nesil ödeme platformu, tüm bankaların kartlarının eklenebildiği, vadesiz hesaplardaki bakiye veya krediyle de ödeme imkânı sağlayan eşsiz bir uygulama. Değişen müşteri alışkanlıklarını yakından takip etmeye ve müşterilerimiz için güncel ve yenilikçi çözümler üretmeye devam edeceğiz.
Seyahatten günlük yaşama, hayatın her alanında özel ayrıcalıklar sunan kredi kartımız Wings de 15. yılında büyük bir dönüşümden geçti. Marka kimliğinden sunduğu ayrıcalıklara kadar baştan aşağı değişen Wings, yeni mil programı ve kullanıcılarına sunduğu faydayla artık çok daha güçlü. Müşterilerimiz yeni mil programıyla artık daha fazla kazanırken Akbank'taki birikimlerine paralel olarak gittikçe daha fazla mil puana ve ayrıcalıklara erişebiliyor."
"Kapsamlı bir KOBİ hareketi başlattık"
Akbank Genel Müdürü Binbaşgil, ihracat, üretim ve istihdam alanları başta olmak üzere Türk ekonomisinin gelişiminde önemli role sahip olan KOBİ'lerin salgının etkilerini geride bırakabilmeleri ve işlerini hızlandırabilmeleri için kapsamlı bir KOBİ hareketi başlattıklarını anlattı.
Geleneksel KOBİ Bankacılığı tanımının ötesine geçen, bankacılık ürünleri ve bankacılık dışı avantajlar içeren paketlerle KOBİ'lere ayrıcalıklı hizmet sunduklarını vurgulayan Binbaşgil, "Akbank Mobil üzerinden KOBİ'lerin tüm ihtiyaçlarına tek elden ve hızlı bir şekilde yanıt vererek farklı bir müşteri deneyimi sunarken, tüm finansal süreçlerini dijitalleştirerek KOBİ'lerin işlerini kesintisiz yürütmelerini sağlıyoruz." dedi.
Binbaşgil, 2022'nin 9 ayında toplam 40 milyar lira sürdürülebilir finansman sağladıkları bilgisini vererek, şöyle devam etti:
"Böylece geçen yılın başında açıkladığımız 2030'a kadar 200 milyar lira sürdürülebilir kredi finansmanı sağlama hedefimize daha da yaklaştık ve toplam finansmanda 67 milyar liraya ulaştık. Ayrıca, birikim sahiplerinin çevreye ve topluma faydalı şirketlere yatırım sağlamasını kolaylaştıran sürdürülebilirlik temalı fonlarımızın hacmi de üçüncü çeyrek itibarıyla 2,4 milyar liraya ulaştı.
Uzun vadeli bir vizyon ortaya koyarak ve somut taahhütler belirleyerek oluşturduğumuz sürdürülebilirlik stratejimiz kapsamındaki başarılarımız uluslararası arenada da ödüllendirildi. Global Finance tarafından 'Sürdürülebilir Finansmanda Türkiye’nin En İyi Bankası' seçildik. Ayrıca 2022 yılının başında sürdürülebilirlik alanında bir önemli taahhütte daha bulunarak 2050 yılına kadar net sıfır banka olma hedefi koyduk."
"Bu yıl faaliyet gösterdiğimiz her alanda dönüşümün lokomotifi olduk"
Hakan Binbaşgil, Akbank'ta inovasyonu destekleyen bir kurum kültürü olduğunu dile getirerek, bu yıl açıkladıkları "Akbank+" programından bahsetti.
Bu yeni programla kendi girişimlerini kurmak isteyen çalışanları desteklemeyi hedeflediklerini aktaran Binbaşgil, ayrıca birlikte çalışacakları iş ortaklarını kurum içerisinden çıkarmayı ve Türkiye'deki girişimcilik ekosistemini daha da geliştirmeyi amaçladıklarını kaydetti.
Binbaşgil, program kapsamında seçilen kişilerin tam zamanlı olarak kendi girişim fikirleri üzerinde çalışacağına değinerek, "Tasarım ve ürün geliştirme aşamasından sonra yapılacak bir değerlendirme neticesinde de Akbank'tan yatırım alarak kendi şirketlerini kuracaklar. Bu yıl faaliyet gösterdiğimiz her alanda dönüşümün itici gücü, lokomotifi olduk. Cumhuriyetimizin 100'üncü, Akbank'ın 75'inci yılında da ülkemiz ve sektörümüzü ileriye taşıyacak işlere imza atmaya devam edeceğiz." diyerek konuşmasını tamamladı.
Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ: Mevduat büyümesi, kredi büyümesinin üzerinde kalmaya devam edecek
Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ ise 2022'nin yönetsel açıdan kolay olmadığını ifade eden Baştuğ, bankacılık sektörü olarak odaklandıkları konuların yasal düzenlemeler paralelinde sıklıkla değiştiğini, buna karşın sektörün yılı bilanço dinamikleri açısından pozitif geçirdiğini söyledi.
Baştuğ, TL kredi büyümesinin enflasyonun bir miktar altında kaldığını, yabancı para kredilerin daralmasını sürdürdüğünü belirterek, Türk lirası mevduatın payının ise ciddi şekilde artış gösterdiğini anlattı.
Sektörün güçlü aktif kalitesini koruduğunu vurgulayan Baştuğ, şunları kaydetti:
"Sorunlu kredilere ciddi girişler olmadı ve takipteki kredi oranları düşmeye devam etti. Banka karlılıkları nominal olarak ciddi artmış görünse de sermaye karlılıkları sektörde yüzde 40 civarında ve enflasyonun ciddi gerisinde kaldı. Bu durum bankalar açısından net sermaye kaybı anlamına geliyor. Sermaye karlılığı bakımından sektörleri sıraladığımızda, bankacılık en karlı ilk 10 sektör arasında değil. Yoğun düzenlemelerin kredi büyümeleri üzerindeki etkileri nedeniyle sektör odağını daha fazla müşteri büyümesine çevirdi. Bu alanda rekabet daha önce görmediğimiz bir boyuta taşındı. Karlılıktan ödün vermek pahasına da olsa sektörün müşteri kazanımını öncelediğini gördük. En belirgin örneği maaş promosyonlarındaki fiyatlamalar olarak karşımıza çıktı."
"Yeni müşteri kazanımında rekor seviyeye ulaştık"
Recep Baştuğ, Garanti BBVA için 2022'nin çok başarılı bir yıl olduğunu, tüm alanlarda öncülüklerini pekiştirdiklerini söyledi.
Finansal ve finansal olmayan tüm performans göstergelerinde yılı hedeflerinin üzerinde tamamladıklarını belirten Baştuğ, "TL kredilerde sektördeki payımızı artırarak özel bankalar arasındaki liderliğimizi sürdürdük. Büyümenin öncüsü, bizim için de sektöre paralel tüzel krediler oldu. Bireysel kredilerde de özel bankalar arasında geleneksel liderliğimizi devam ettirdik. Özellikle destek kredilerinde gösterdiğimiz güçlü performansla öne çıktık." diye konuştu.
Baştuğ, bilançolarının hem aktif hem de pasif tarafında sağlıklı ve müşteri odaklı büyüdüklerini, ihtiyatlı risk yaklaşımları ve güçlü sermaye yapılarının, büyüme performanslarını sürdürülebilir kıldığını dile getirdi.
Bilançolarını ayırdıkları karşılıklarla güçlendirdiklerini aktaran Baştuğ, şunları ifade etti:
"Finansal olmayan stratejik performans göstergelerimizde de yılı çok iyi sonuçlarla tamamlıyoruz. Bu yıl yeni müşteri kazanımında rekor bir seviyeye ulaştık. Dijital dönüşümde öncülüğümüzü sürdürdük. Mobil aktif müşteri sayımız 2019 sonunda bulunduğu 7,7 milyondan 12,6 milyona ulaştı. Müşteri tabanımızı hızla büyütürken, aynı zamanda hızla dijitalleştiriyoruz. Bugün her 5 aktif müşterimizden 4'ü mobili aktif kullanıyor. Sürdürülebilirlik sektöre öncülük ettiğimiz bir diğer alan oldu. 2022'de sağladığımız sürdürülebilir finansman desteği 25 milyar liraya ulaştı. Her 4 rüzgar enerji santralinden birini biz finanse ediyoruz, bu alanda yüzde 22,5'le pazar lideriyiz."
"Mevduat büyümesi, kredi büyümesinin üzerinde kalmaya devam edecek"
Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ, banka olarak nakdi ve gayrinakdi toplam 778 milyar liralık kredi portföylerinin yüzde 78'inin reel sektöre, yüzde 22'sinin bireysel müşterilere verdikleri desteklerden oluştuğu bilgisini verdi.
Bilançolarını dengeli yönettiklerini, tüm müşteri gruplarının ihtiyacına cevap veren bir yapılanmalarının olduğunu anlatan Baştuğ, "Önümüzdeki dönemde de stratejimiz dengeli bilançomuzda her iş alanında büyümek ve liderliğimizi pekiştirmek olacak. 2023'te etkin ve sağlıklı bilanço yönetimi önceliğimiz olmaya devam edecek." dedi.
Türkiye'de halen bankacılıkla tanışmamış önemli bir kesim olduğunu, bu potansiyele daha fazla ulaşmak istediklerini belirten Baştuğ, mevcut müşteride derinleşmenin de önem kazandığını, bu anlamda veri ve yapay zekadan faydalanacaklarını söyledi.
Baştuğ, sürdürülebilirliğin de en önemli önceliklerinden olacağını, bu kapsamda sadece sürdürülebilir finansmana değil, neyi finansa etmeyeceklerine de odaklanacaklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Karbon salımı yüksek sektörlerde çok net aksiyonlar alacağız. İklim krizi konusunda tüm paydaşlarımızın farkındalığını artırmak için de çalışmalarımız sürecek. 2023 tüm dünya için belirsizliklerle dolu bir yıl. Bizim için de durum haliyle farklı değil. Baktığımızda 2023'e, ekonomik aktivitedeki durgunluğun belirginleştiği, yüksek enflasyonun en önemli gündemimiz olduğu bir resimle ve yoğun makro ihtiyatı tedbirlerle giriyoruz. Bankacılık sektöründe de kredi büyümesinin yönünü ve boyutunu, bu dinamikler belirleyecek. Genel olarak mevduat büyümesinin kredi büyümesinin üzerinde kalmaya devam etmesini bekleriz. Mevcut koşullarda özellikle tüzel tarafta yoğun bir rekabet olmasını beklemiyoruz. Rekabet, regülasyonun yön verdiği alanlarda kendini gösterecek. Bu kapsamda, 2022'de müşteri kazanımındaki yoğun rekabet kaynaklı katlanılan yüksek maliyetlerin etkisini de önümüzdeki dönemde görmeye başlayacağız. Sektör için 2023'te en önemli gündem konularından biri sermaye olmaya devam edecek. Aktif kalitesi anlamında 2023'te de ciddi bir risk görmüyoruz. Sektörün karşılıkları sağlam, bilançosu sağlıklı."
"Dijitalin satışlar ve müşteri kazanımındaki payını artıracağız"
Recep Baştuğ, gelecek yıl bankacılık sektöründe dijitalleşmenin hızlanmaya devam edeceğini, ancak teknolojinin tek başına değer yaratmada yeterli olmadığını söyledi.
Yapay zeka ve analitik modellerle veriyi doğru kullanmanın gelecek dönemde fark yaratmanın formülü olacağını aktaran Baştuğ, "Sadece geleneksel bankalar değil fintekler, dijital bankalar, ödeme kuruluşları gibi aktörler de bu değer yaratımı sürecinin bir parçası haline geliyor. Bu da rekabetin yoğunlaşması ve hizmet kalitesinin artması demek." değerlendirmelerini yaptı.
Baştuğ, Türkiye'de de yeşil dönüşüm için çok ciddi bir yatırım ihtiyacı bulunduğunu, bu yolculuğun en büyük paydaşının bankalar olduğunu, dolayısıyla bu alanda rekabetin yoğunlaşmasını beklediklerini anlattı.
Salgınla birlikte çok ciddi ve kalıcı bir dijital dönüşüm yaşandığına işaret eden Baştuğ, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dijitalden yapılan işlem adetlerimiz salgın öncesine göre yüzde 100'ün üzerinde arttı. Temel işlem adetlerinde ATM dahil dijitalin payı yaklaşık yüzde 98'e kadar yükseldi. 2019 sonunda 7,7 milyon aktif mobil ve 8,4 milyon aktif dijital müşterimiz vardı. Bu yıl bu rakamlar sırasıyla 12,6 ve 13,2 milyona ulaştı. Bugün ürün satışlarımızın yüzde 85'ten fazlası dijital kanallarımızdan yapılıyor. Açık bankacılık düzenlemeleri de sektördeki bu dönüşümü bir sonraki aşamaya taşıyacak. Dijitalde sınırların kalkacağı bir döneme giriyoruz. Veri, verinin kullanımı ve müşteri deneyimi daha da fazla konuşacağımız başlıklar olacak. Biz de Garanti BBVA olarak müşteri stratejimizi bu odakla belirliyor, dijitalleşme odağımızı ve yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Tüm çalışmalarımızda mobili merkeze alan bir yaklaşımımız var. Dijitalin satışlarımızdaki ve müşteri kazanımındaki payını artırmaya devam edeceğiz."
"Karlılık üzerindeki negatif baskı devam edebilir"
Garanti BBVA Genel Müdürü Baştuğ, Türkiye'de uygulanan para politikalarının sektöre yansımaları hakkında da görüşlerini paylaştı.
Uygulanan politikalar neticesinde bilançolarda Türk lirasına yönelimin zorunlu hal aldığını belirten Baştuğ, kur korumalı mevduat ile sektörde mevduatın vade yapısının uzadığını, yabancı para kredi talebinin kesildiğini söyledi.
Baştuğ, yabancı para kredilerde vadeleri gelen ödemelerin yapılmasıyla kredi hacimlerinin ciddi ölçüde azaldığını ifade ederek, "Öte yandan, yüksek enflasyon ortamı, TL kredi talebinde artış yarattı. Ancak, büyüme dinamiklerini şekillendiren yasal düzenlemelerle KOBİ'ler ve ihracatçılar hariç büyük tüzel kredilerde durağanlık belirginleşmeye başladı. Tüzel taraftaki kredi faizleri ile mevduat maliyetleri arasındaki marjın da son dönemde negatife dönmesiyle bu durumu bir süre hissetmeye devam edebiliriz. Resim böyle olunca, sektör için karlılık üzerindeki negatif baskının artarak devam edeceğini öngörmek mümkün." diye konuştu.
Sektörün sermaye karlılığının halihazırda enflasyonun altında olduğuna işaret eden Baştuğ, ekonomik büyümeyi desteklemek açısından bankacılıkta güçlü sermayenin korunmasının öneminden bahsetti.
Baştuğ, 2023'te Türkiye'de enflasyonun azalma eğiliminde olacağı öngörüsünde bulunarak, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Her durumda hala yüksek, alışılagelmişin üstünde bir enflasyon ortamı bizi bekliyor. Devam eden büyüme ve yüksek kalmayı sürdürecek enerji fiyatlarıyla cari açığın önemini koruyacağının da altını çizmek isterim. Salgın sonrası Türkiye'de yaşanan ihracat artışı, başta Avrupa olmak üzere ihracat pazarlarındaki yavaşlama neticesinde son dönemde hız kesti. Ancak, tekrar pazar çeşitliliği yaratarak sert düşüşün önüne geçtiğimizi söyleyebiliriz. 2022'de ülkede önemli bir yatırım hamlesi olduğunu söyleyemeyiz. 2023'te öngörülebilirliğin artması sonrası canlanma bekleyebiliriz. Fırsatlar penceresinden; Türkiye, çok ciddi bir üretim ve lojistik alt yapısına sahip. Bankacılık sektörü ülke ihtiyaçlarını destekleyecek güce sahip. Ancak, sektörün de ihtiyacı; bir an evvel enflasyonun düşmesi, daha öngörülebilir ve istikrarlı bir makro ve yatırım ortamının tesis edilmesidir."
QNB Finansbank Genel Müdürü Tan: 023'te bankacılık sektöründeki büyümenin devam edecek
QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan da yaptığı değerlendirmede, geçen yıla salgının etkilerinin azalması ve normalleşme beklentileriyle girildiğini ifade ederek, ocak ayından itibaren başta Avrupa olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde siyasi, ekonomik ve jeopolitik sorunların ortaya çıktığını, özellikle Rusya-Ukrayna savaşı sonrası enerji ve emtia fiyatlarında hızla dalgalanmalar yaşandığını anlattı.
Tan, bu süreçte dünya ekonomisinde enflasyonist sürecin hızlandığına işaret ederek, 2022'nin belirsizliğin ön plana çıktığı bir yıl olduğunu söyledi.
Şu an Ukrayna-Rusya savaşının etkilerinin azaldığını, buna rağmen 2022'nin ikinci yarısında Çin'de artan Kovid-19 vakalarıyla tedarik zincirinde yeniden bozulmaların yaşandığını aktaran Tan, şunları kaydetti:
"Enflasyonist ortamda küresel ekonomide resesyon ihtimali de artmış oldu. Türkiye açısından baktığımızda da pandeminin etkilerinin azaldığı bir ortamda bulunduğumuz coğrafyada birçok risk faktörü vardı. En kritik konu enflasyon oldu ve küresel koşulların da etkisiyle son yılların en yüksek seviyesine çıktı. Bu dönemde ekonomi ise iyi bir büyüme performansı gösterdi. Bu açıdan 2022 zorlu bir yıl oldu ancak salgın sonrasında normalleşme süreci devam etti. 2023 yılı da beraberinde birtakım riskleri barındırsa da zorlu bir eşiği geçtiğimizi söyleyebiliriz."
"Bankacılık sadece karlılıkla takip edilebilecek bir sektör değil"
Ömür Tan, QNB Finansbank olarak 2022 yılını çok verimli geçirdiklerini, ivmeli büyüme ile ekonomi ve müşterilerine kesintisiz destek sağladıklarını ifade etti.
Kredi ve mevduat büyümesinde geçen yılın 3. çeyreği itibarıyla rakiplerini geride bıraktıklarını belirten Tan, "Güçlü büyümemizle pazar payı kazanmaya devam ettik. Karlılık açısından da son yıllarda görülmeyen yüksek seviye öz sermaye karlılığına ulaşan bir bankacılık sektörü gördük." diye konuştu.
Tan, artan net faiz gelirleri ve enflasyona endeksli menkul kıymet gelirleri çerçevesinde karlılığın çok iyi gittiğini anımsatarak, şunları söyledi:
"Nominal açıdan güçlü bir karlılık seviyesi yakalanmasına rağmen öz sermaye karlılığı seviyesi enflasyon oranının altında seyretti. Genel açıdan değerlendirdiğimizde 2022 başında yaptığımız finansal bütçeden olumlu yönde ayrıştık. Öbür taraftan bankacılık sadece finansal rakamlarla ve karlılıkla takip edilebilecek bir sektör değil. Bizim açımızdan müşteri kazanımı ve derinleşme de çok önemli konular. Geçen yıl hem perakende hem de tüzel tarafta ciddi miktarda yeni müşteri kazanımı sağladık. Ayrıca kendi operasyonlarımız dijitalleşirken müşterilerimizin de dijitalleşmesi için adımlar attık. Dijitalleşmeyi ve inovasyonu yakından takip eden bir banka olarak sektörde bir yenilik olan servis bankacılığı kapsamında ilk ekibi kuran banka olduk. Bu sebeple 2022 bizim açımızdan güzel ve verimli bir yıl oldu."
"Ekonomik görünümünün daha olumlu seyredeceğini düşünüyorum"
QNB Finansbank Genel Müdürü Tan, bu yıl salgının etkilerinin iyice azalacağını, ekonomilerin salgın öncesi seviyelere döneceğini düşündüklerini ifade etti.
Buna rağmen Türkiye'de olmasa da küresel ekonomide birçok ülkenin resesyon endişeleri taşıdığını vurgulayan Tan, enflasyonist baskının kırılıp enerji ve emtia fiyatlarının normalleşmesi ile ekonomik görünümünün daha olumlu seyredeceğini dile getirdi.
Tan, bu açıdan bakıldığında 2023'ün bankacılık açısından da olumlu bir yıl olabileceğinden bahsederek, şöyle devam etti:
"Bankacılık sektörü açısından ön plana çıkan konu yasal düzenlemeler ve değişiklikler oluyor. Ekonomik konjonktür kapsamında 2022'de birçok yasal düzenlemede değişiklik yapılmıştı. Bunların bir kısmı sektör açısından olumlu etki sağlasa da bazıları da bankalar açısından zorlayıcı oldu. 2023'te bankacılık sektöründeki büyümenin devam edeceğini, Türkiye ekonomisinin de büyümesi paralelinde Türk lirası cinsinden kredi talebinin artacağını ve özellikle küçük işletmelerin ve gerçek kişi müşterilerin talep tarafında daha iştahlı olacağını düşünüyorum. Ayrıca mevduat tarafında da Kur Korumalı Mevduat ile Türk lirası cinsinden tasarruf teşvik edilmişti, bu yıl da bankacılık sektörü hem kredi hem de mevduat tarafında Liralaşma Stratejisi'ne devam edecektir."
"Büyümede Türk lirası cinsinden ürünleri önceleyeceğiz"
Ömür Tan, 2023 yılının ülke açısından öneminden bahsederek, hem cumhurbaşkanlığı hem de meclis seçimleri yapılacağını anımsattı.
Bundan önceki seçim dönemlerinde olduğu gibi ekonomik açıdan hareketli bir yıl geçirileceğini düşündüğünü belirten Tan, "Türkiye ekonomisi açısından büyümenin hız kesmeden devam edeceğini, enflasyonun baz etkisiyle düşeceğini, istihdamın daha da artacağını bekliyoruz." diye konuştu.
Tan, banka olarak bu yıl da istihdama destek vermeye devam edeceklerini vurgulayarak, halihazırda QNB Finansbank olarak 11 binden fazla personel istihdam ettiklerini bildirdi.
Öz sermaye karlılığı hedeflerinin tüketici enflasyonu paralelinde şekilleneceğini anlatan Tan, "Bu yıl bankacılık sisteminde nominal açıdan yüksek karlılıklar görsek de öz sermaye karlılıkları düşecektir ama hedef en azından enflasyon seviyesinde öz sermaye karlılığı yakalamak olacak. Pazar payı açısından da QNB Finansbank olarak her zaman büyümeyi önceleyen bir banka olduğumuz için stratejik tüm metriklerde pazar payı kazanmak istiyoruz. Büyümede özellikle Türk lirası cinsinden ürünleri önceleyeceğiz." ifadelerini kullandı.
"Üretici, ihracatçı ve KOBİ ölçekli reel sektör müşterilerimize odaklanacağız"
Ömür Tan, QNB Finansbank olarak 2022'nin 9 ayında toplam kredilerinin 2021 sonuna kıyasla yüzde 53 artarak 312 milyar liraya ulaştığını, bu dönemde kredi desteklerinin reel sektörde yüzde 52 yükselişle 217 milyar liraya, bireysel müşterilerde yüzde 54 artışla 95 milyar liraya çıktığını bildirdi.
Reel sektöre Türk lirası cinsinden çok daha fazla kaynak sağladıklarını anlatan Tan, ancak sektörde yabancı para cinsinden kredilerde daralma olduğu için büyüme oranının daha sınırlı kaldığına işaret etti.
Tan, bu yıl da hem reel sektörü hem de bireysel müşterileri desteklemeye devam edeceklerini vurgulayarak, "Üretici, ihracatçı ve KOBİ ölçekli reel sektör müşterilerimize odaklanacağız. 2023 yılında da tüm bu alanlarda müşterimize finansal destek sağlamayı ve onların ihtiyaçları çerçevesinde büyümeyi sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.
Geçen yıl uygulanan para politikalarının bankacılık sektörüne etkilerine ilişkin görüşlerini de paylaşan Tan, şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini tek haneye indirirken, genel hatlarıyla uygulanan politikalar ve yeni düzenlemelerde liralaşma vurgusu öne çıktı. Hem para politikası hem de yeni düzenlemeler bankacılık sektörünü çeşitli açılardan etkiliyor. Öncelikle bankacılık sektörünün sağladığı fonlama sadece para politikasına bağlı olmamakla birlikte politika faizindeki değişikliklerden de etkileniyor. Bunun yanı sıra şu an TCMB ve BDDK tarafından uygulamaya konan, bankacılık sektörünü doğrudan etkileyen birçok düzenleme de mevcut. Bankalar, piyasa koşulları ve uygulanan politikalar çerçevesinde bilanço yönetimini şekillendiriyor. Para politikası araçları bankaların bilanço yönetimi konusundaki kararlarını etkilerken aynı zamanda bankaların daha kısa vadeli hedefler belirlemesini de beraberinde getiriyor. Bu açıdan uygulanan para politikası, bankacılıkta hedefi ve stratejiyi belirleyen en önemli unsurlardan birisi olarak değerlendirilebilir."
"Bu yıl hızla azalacak bir enflasyon ekonomi için olumlu etkiler yaratacak"
QNB Finansbank Genel Müdürü Ömür Tan, Türkiye ekonomisinin büyüme açısından dünyada ön plana çıktığını belirterek, salgınla birlikte küresel ekonomik aktivitenin yavaşladığını, Türkiye'nin ise olumlu ayrıştığını söyledi.
Turizm ve ihracat gelirlerinin arttığını, buna rağmen enerji ve emtia fiyatlarındaki yükseliş ile dış ticaret açığının artmaya devam ettiğini aktaran Tan, "Ülkemiz açısından baktığımızda cari açığın finansmanı en önemli konularımızdan birisi olarak öne çıkıyor. Cari açığın finansmanı bu yıl da takip edilecek önemli bir veri olacak." dedi.
Tan, turizm ve ihracat konularında önemli fırsatlar olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"İçsel faktörlere baktığımızda da geçen yıl döviz kurlarında ciddi bir dalgalanma görmüştük. Akabinde yüksek seyreden enflasyon ile karşı karşıya kaldık. Bugün itibarıyla döviz kurlarındaki dalgalanmanın durduğunu görüyoruz ve enflasyon baz etkisiyle de düşüşe girecek. Enflasyonun düşüş hızının daha da artması alım gücü açısından çok önemli. Bu yıl hızla azalacak bir enflasyon ekonomi için olumlu etkiler yaratacaktır. Ekonomide çarklar işliyor. Daha fazla yatırım çekip değişen küresel tedarik zincirinden daha çok pay almamız gerekiyor. Bunun için de her bir birey ve şirket olarak sorumluluklarımız var. Biz de banka olarak bu kapsamda Türkiye ekonomisinin büyümesi için gerekli finansman desteğini sağlıyoruz."
Vakıf Katılım Genel Müdürü Çelik: Bankacılık ve katılım finans sektörünün üzerinde bir büyüme performansı projekte ediyoruz
Vakıf Katılım Genel Müdürü ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Yönetim Kurulu Başkanı Osman Çelik, yaptığı değerlendirmede, enflasyonla mücadele çerçevesinde merkez bankalarının parasal ve mali sıkılaşma adımlarının izlendiği 2022'de, küresel ekonomik aktivitede bariz bir yavaşlama görüldüğüne işaret ederek, "Küresel ekonomideki bu belirsizliklere karşın üretim, ihracat ve istihdam ekseninde oluşturulan makroekonomik politikalar, Türkiye ekonomisinin dinamizminde belirleyici oldu." diye konuştu.
Türkiye ekonomisinin büyüme performansıyla oldukça pozitif ayrıştığını vurgulayan Çelik, Türk bankacılık sektörünün de bu dönemde ekonominin istikrarlı büyümesine yönelik desteğini sürdürdüğünü ifade etti.
Çelik, bu yıl katılım finans kuruluşlarının da sürdürülebilir kalkınmayı öncelediğini, reel sektör ve bireysel müşterilerin ihtiyaçlarına cevap ürettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Sektör olarak 2022'de konvansiyonel bankalara kıyasla büyümede pozitif ayrıştık. Üretim ve yatırım faaliyetlerinin genişletilmesi ve reel sektöre verilen desteğin artırılmasında etkin rol alan sektörümüz için 2022 oldukça verimli bir dönem oldu. Bankacılık sektörünün aktif büyüklüğünün yüzde 46 genişlediği yılın 10 ayında, katılım finans kuruluşları olarak yüzde 59 büyüme göstererek, pazar payı kazanımımızı sürdürdük. Yıl başından eki ayına kadar geçen sürede katılım finans kuruluşlarının toplam nakdi finansman hacmi yüzde 58 artarak 621 milyar liraya, toplanan fon hacmi de yüzde 63 büyüme ile 923 milyar liraya ulaştı."
"2023'te bankacılık sektörü aktif büyümesi olumlu şekillenecek"
Osman Çelik, Vakıf Katılım'ın 2022 performansına ilişkin bilgi vererek, ekim itibarıyla nakdi finansman büyümesinde hem sektöre hem katılım finans kuruluşlarına göre pozitif bir ayrışma kaydettiklerini söyledi.
Yılbaşından ekim ayına kadar geçen sürede aktif büyüklüklerinin yüzde 66 artarak 167 milyar liraya ulaştığını aktaran Çelik, "Bu dönemde katılım finans kuruluşları arasındaki aktif büyüklük pazar payımız yüzde 15 olarak gerçekleşti. Nakdi finansman hacmimiz yüzde 82 genişleterek 104 milyar liraya taşıdık. Öte yandan, toplanan fon hacmimizi yüzde 68 artırarak 124 milyar liraya çıkardık. Böylelikle katılım finans kuruluşları içerisindeki nakdi finansman pazar payımızı yüzde 17'ye, toplanan fon pazar payımızı yüzde 13'e ulaştırdık." dedi.
Çelik, salgın riskinin azalmasının beklendiği 2023'te bankacılık sektörü aktif büyümesinin olumlu şekilleneceği öngörüsünde bulunarak, yüksek faiz ortamının tedricen gerilemesiyle marj seviyelerinde düşüş beklediklerini ifade etti.
Kar marjları daralacak olsa da bankacılık sektörünün güçlü aktif kalitesinin, sürdürülebilir karlılığın sağlanmasına imkan tanıyacağını belirten Çelik, şöyle devam etti:
"Kur korumalı hesap uygulamasının desteğiyle banka bilançolarında liralaşma etkisinin net biçimde gözlemlendiği bu dönemdeki ivmenin, önümüzdeki yıl için de etkili olacağını değerlendiriyoruz. Türk lirası cinsi toplanan fonların kaydettiği güçlü büyüme ve ters dolarizasyon gelişmeleri, bankaların fon yapısının daha sağlıklı bir zemine oturmasını destekleyecektir. Finansman tarafında da artış trendinin daha çok Türk lirası cinsinden olacağını öngörüyoruz. Vakıf Katılım olarak, bankacılık ve katılım finans sektörünün üzerinde bir büyüme performansı projekte ediyoruz. 2023 itibarıyla katılım finans kuruluşları arasındaki aktif büyüklük pazar payımızı yüzde 20'ye taşımayı, 1 milyonu aşkın müşteriye hizmet vermeyi, 600 yeni istihdam oluşturmayı hedefliyoruz."
"Hedefimiz, nakdi finansman hacmimizi 2023'te yüzde 60'ın üzerinde büyütmek"
Vakıf Katılım Genel Müdürü Çelik, kurumsal firmaların ve KOBİ'lerin büyümesine destek olmaya devam edeceklerini vurgulayarak, Kasım 2022 itibarıyla tüzel finansman hacimlerinin yılbaşına kıyasla yüzde 84 artışla 97,3 milyar liraya ulaştığını söyledi.
Bireysel müşterilere yönelik finansman desteklerinin de yüzde 62 artarak 6,4 milyar liraya çıktığını aktaran Çelik, "Böylelikle tüzel ve bireysel finansmanlar kapsamında toplam nakdi finansman hacmimizi yüzde 82 artırarak 104 milyar liraya yükselttik. Hedefimiz, nakdi finansman hacmimizi 2023'te yüzde 60'ın üzerinde büyütmek. Bu süreçte, KOBİ finansmanlarının ve bireysel finansmanların toplam nakdi finansmanlar içerisinde payını artırmayı önceleyeceğiz." diye konuştu.
Çelik, katılım bankalarının dijital dönüşümüne de değinerek, Türkiye’de güçlü bir finansal sistem olduğunu, bunun bazı fırsatları da beraberinde getirdiğini kaydetti.
Son yıllarda FinTech'lerin de yaygınlaşmasıyla sistemdeki dijital yetkinliklerin oldukça geliştiğine dikkati çeken Çelik, şunları ifade etti:
"Dijital bankalar da oyuna dahil olunca, dijitaldeki rekabet önemli ölçüde arttı. Vakıf Katılım olarak, bu rekabette güçlü bir noktada olmak istiyoruz. 2023'te regülasyonların el verdiği ölçüde dijital olgunluğumuzu maksimum seviyeye çıkaracağız. Gerek finansal ihtiyaçlar gerekse de operasyonel süreçlerimizi dijitale taşıyoruz. Amacımız sadece müşterilerimizin şubeye gitmeden dijital kanallarımızdan işlem yapması değil, dijitalleşmeyle birlikte sosyal bankacılık gibi bir iş modeli de oluşturmak. Akabinde bunları sentezleyerek müşterilerimizin günlük hayatının bir parçası olmak istiyoruz."
"Para politikası kararları negatif arz şoklarına karşı olumlu sonuçlar verdi"
Osman Çelik, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerini de paylaşarak, salgın sonrası küresel ekonomilerin tamamında görülmeye başlayan sistematik risklere karşı devletin proaktif kararları devreye aldığını anlattı.
Küresel çapta ortaya çıkan enflasyonist baskının para politikalarında da değişikliği beraberinde getirdiğini anımsatan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkemizin dışsal faktörlere karşı sergilemek durumunda olduğu disiplinli maliye politikası neticesinde, jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyetleri devletimiz tarafından uygulanan sübvanse nedeniyle halkımıza direkt yansımadı. Bununla birlikte Rusya-Ukrayna savaşının sebep olduğu tarım emtiasına ulaşım problemleri, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarına sebebiyet verdi. Uyguladığımız para politikası kararlarının küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şoklarına karşı olumlu sonuçlar verdiğini ve bu durumun 2023'ün ilk çeyreğinden itibaren daha da netleşeceğini düşünmekteyiz."
Çelik, küresel piyasalarda oynaklık ve kırılganlığın arttığı bir dönemde, liralaşma politikasının bankacılık sektöründe kaynak maliyetinin düşürülmesinden, vade sürelerinin uzatılmasına, bilançolarda görülen pozitif kaldıraç etkisine kadar birçok alanda esneklik ve fırsat oluşturduğunu söyledi.
Şirketlerin esas faaliyet karlılığı ve istihdamını teşvik eden mevcut para politikası kural setinin ülke açısından yararlı olduğunu belirten Çelik, ihracat kazanımlı yatırımlara önem verilmesinin de Türkiye'yi tüm ülkelerden ayrıştırdığını kaydetti.
"İhracat bölgesi çeşitlendirmesine gidilmesi yararlı olabilir"
Vakıf Katılım Genel Müdürü Çelik, 2023'te ekonomideki risk ve fırsatlara da değindi.
Salgın döneminde Türkiye'nin stratejik konumunun diğer ülkeler tarafından daha fazla fark edildiğini anlatan Çelik, emtia ve tarımsal gıda risklerin azaltılmasından global siyasi gerilimlerde arabuluculuk görevi üstlenmesine kadar yumuşak diploması üzerinden iktisadi faaliyetlerdeki alanın genişlediğini söyledi.
Çelik, Afrika açılımı, enerji yolları ve dağıtımı üzerinde elde edilen kazanımlar, uzak ülkeler ihracat stratejisi, TOGG ile yakalanan hibrit/elektrikli araç devinimi gibi gelişmelerin pozitif yansımalarının alınmaya devam edileceğini belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Riskler kısmına baktığımızda ise Ağustos 2022 itibarıyla gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde sanayi üretim hızındaki yavaşlama eğiliminin devam ettiğini görüyoruz. Ticaret Bakanlığımızın yayımladığı ekonomik görünüm raporlarını incelediğimizde, ekimde Türkiye'nin Yeni İhracat Siparişleri Endeksi'nin gelişmekte olan ekonomiler içerisinde orta üst sıralarda yer aldığını görmekteyiz. Burada asıl önemli olan durum, ülkemizin ana ihracatını oluşturan ülkelerde gözüken ekonomik aktivite yavaşlamasıdır. Bu durumun her kesim tarafından yakından takip edilmesi ve oluşturabileceği risklere karşı ihracat bölgesi çeşitlendirmesine gidilmesinin yararlı olabileceğini söylemek isterim."
İlginizi Çekebilir