© Konya Postası 2021

Akıncı Üssü'ne yemeğe gitmiş

FETÖ'nün darbe girişiminin İstanbul ayağını planladığı iddia edilen sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi sanık eski Kurmay Albay Düzenli savunmasında, "Akıncı'ya iş yemeği meselesiyle çağrıldım." dedi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı davada, darbenin İstanbul ayağını organize etmekle suçlanan sanık eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurumsal Dönüşüm Şube Müdürü Kurmay Albay Muzaffer Düzenli savunma yaptı.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen duruşmada hakim karşısına çıkan sanık Düzenli, darbe girişimi sırasında İstanbul'da yaşanan eylemlere ilişkin açılan dava ile Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 1 Ağustos'ta görülecek davanın da sanığı olduğunu söyledi.

Bu nedenle hakkındaki suçlamaların mükerrer olduğunu savunan Düzenli, mahkeme heyetinin adaleti tesis edeceğine inandığını dile getirdi.

Darbe girişiminden önce Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurumsal Dönüşüm Şube Müdürü olduğunu, mesleğinin önemli bir kısmında kurmay olarak görev yaptığını anlatan Düzenli, alanında ilk özelliği taşıyan çalışmaları nedeniyle hakkında komplo kurulduğunu öne sürdü.

Düzenli, "Memleket hayrına ne zaman önemli bir iş yapmaya çalışsak bize hep engel çıkardılar. Değişim projelerimizi akamete uğratmak istediler, beni tehdit ettiler." iddiasında bulundu. Düzenli, kendisini tehdit edenler arasında orgeneral ve korgeneral seviyesinde isimlerin de bulunduğunu iddia etti.

Halkın davaya ilgisizliğinden şikayetçi

Düzenli, Türkiye'nin geleceği adına oldukça kritik öneme sahip bu davaya halkın ve milletvekillerinin yeterince ilgi göstermediğini savunarak, "Davanın ilk günü teşhir yürüyüşünde bile günler öncesinde yapılan haberlere rağmen sadece 200 kişi hazır bulunmuştur. Böyle önemli bir davaya ilginin cılız kalması, milletimizin nazarında bu davanın itibar görmediğinin bariz bir tezahürü olmuştur." ifadelerini kullandı.

Sözde Yurtta Sulh Konseyi üyeliği suçlamasını kabul etmeyerek, söz konusu yapılanmanın hayal ürünü olduğunu öne süren Düzenli, konsey tarafından kendisi hakında herhangi bir görevlendirme yapılmadığını savundu.

İddianamede, konseyin İstanbul ayağından da bahsedildiğini aktaran Düzenli, "Böyle bir konsey üyesi olmadığımı söylüyorum. Bunu ispat etmek zorunda değilim. Yok olan bir şeyi ispat edemem. Bu konseyin var olduğunu yazan iddia makamı bunu ispat etmelidir." beyanında bulundu.

FETÖ üyeliği suçlamasıyla ilgili de savunma yapan Düzenli, ev, iş yeri ve arabasındaki aramalarda örgüte üye olduğunu gösteren delil elde edilemediğini söyleyerek, hakkındaki MASAK raporunda örgütün finans kurumu Bank Asya'ya para yatırmadığı bilgisinin yer aldığını dile getirdi.

Duruşma savcısının savunma yapan sanıklara, "Örgüt elebaşı Fetullah Gülen'den korkuyor musun?" şeklinde soru yönelttiğini hatırlatan Düzenli, "Kimseden korkmuyorum, sadece Allah'tan korkuyorum." dedi.

Darbeyi FETÖ'nün yaptığını söyleyemedi

Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in darbeyi hangi örgütün yaptığına yönelik sorusu üzerine Düzenli, "İddianameyi hazırlayan savcı, Fetullah Gülen hakkında yakalama kararını 2017 Ocak'ta vermiş. O bile o zamana kadar kararını verememiş. Çok kompleks bir olay olduğunu söylemiştim. Bir vatandaş olarak konunun aydınlanmasına katkı vermek düşüncesiyle söylüyorum." diye konuştu.

Düzenli, müşteki ve avukatlarının tepkisine rağmen darbe girişimini hangi örgütün yaptığına yönelik soruya cevap vermedi.

15 Temmuz kanlı darbe girişimi için "kontrollü kalkışma" diyen sanık Düzenli, iddiasını şöyle sürdürdü:

"Kalkışmayı planlayan grubun içinde birileri, bunlar sivil de olabilir, asker de olabilir, bunlar bir yerlerden yönlendiriliyordu. Onlar da o istikamette planlama yapan grubu yönlendiriyordu. Burada temel motivasyon şöyle olabilir: 'Evet bir darbe kalkışması yaptıralım ancak bu kalkışma bizim yönlendirmelerimize uygun olarak başarısızlığa mahkum edilmiş bir istikamette planlansın yani bizim kontrolümüzde bir darbe kalkışması cereyan etsin'. Kalkışmaya yönelik planlar devam ederken, kalkışmayı başarısız kılıp tasfiyeye yönelik evirmek isteyen birileri ilgili makamlara haber verip kalkışmayı etkili bir şekilde başlamadan engellemek yerine sınırlı ve kontrollü bir kalkışmaya müsaade etmişlerdir. Kontrollü darbeyi dizayn edenler meşru görünen gerekçelerle arzu edilen birlikleri ve kişileri bu işin içine çekmiş olabilirler."

Darbenin merkezine yemeğe gitmiş

Savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, sanığa Akıncı Üssü'nde bulunduğu sırada kamera kayıtlarından elde edilen fotoğraflarını gösterdi.

Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin görülecek davada bu konuyla ilgili savunma yapmak istediğini belirten Düzenli, "Akıncı iddianamesinde olan görüntüler. Şu an bir şey diyemiyorum. Eğer onlar bensem ifademi destekler mahiyette görüntülerdir." iddiasında bulundu.

15 Temmuz akşamı, darbeciler tarafından oluşturulan "Yurtta Sulh Konseyi" isimli WhatsApp grubuna ilişkin soru üzerine de "Öyle yazışmalarım yok. O yazışmaların telefonumda yapılıp yapılmadığının tespit edilmesini talep ediyorum." diyen Düzenli, telefonun başkaları tarafından kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi için de bilirkişi incelemesi yapılmasını istedi.

Mahkeme Başkanı Dik'in, söz konusu yazışma grubu üzerinden İstanbul'daki darbe eylemlerini yönlendirdiğini hatırlatması üzerine Düzenli, yazışmaları kabul etmediğini yineledi.

Sanık Düzenli, görev yeri olmamasına rağmen 15 Temmuz akşamı neden Akıncı'da bulunduğuna yönelik soruya da "Akıncıya iş yemeği meselesiyle çağrıldım. Ahmet Özçetin adına aradığını söyleyen bir binbaşı tarafından çağrıldım, gittim. Akıncı davasında ayrıntılı şekilde anlatacağım." demekle yetindi.

Müştekilerden sanığa tepki

Düzenli, savunma yaptığı sırada izleyici sıralarındaki müştekilerden biri, "Nasıl kıydın Özel Harekat'taki canlara hain, onun hesabını ver önce." diyerek tepki gösterdi.

Bu sırada söz konusu kişi, Mahkeme Başkanı Dik'in talimatıyla duruşma salonundan çıkarıldı.

Bu esnada sanık Düzenli, ailesine hakaret edildiğini öne sürerek, "Bana herkes her şey diyebilir. Anama denilen şeyi aynen iade ediyorum." ifadelerini kullandı.

Bunun üzerine izleyici sıralarındaki müştekiler sıralara vurmaya başladı. Sanık Düzenli'nin, savunmasında anlattığı konuların anlaşılması için öncelikle "anlama iradesi"nin gösterilmesi gerektiğini söylemesi üzerine izleyiciler yeniden tepki gösterdi.

Mahkeme Başkanı Dik de "Muzaffer, iğneli konuşmayı bırak, savunma yap." diyerek sanığı uyardı.

Çapraz sorgusu

Öğle arasından sonra sanık Düzenli'nin çapraz sorgusuna geçildi.

Savcı Aytekin Cenikli'nin, WhatsApp grubuna yazdığı mesajı okuması üzerine sanık Düzenli, yazışma yapmadığını, numaranın kendisine ait olmasının, gerçekleşen yazışmaların kendisine ait olduğunu göstermeyeceğini iddia etti.

"Darbe girişimini neden 03.00'ten 20.00'ye aldınız?" sorusuna karşılık Düzenli, "Benim böyle bir tasarrufum olmadı." dedi.

Cenikli'nin "Kara Harp Akademisinde tatbikat ya da başka türlü senaryo çalışmaları yapılıyor mu?" şeklindeki sorusuna Düzenli, "Askeri senaryolar konusunda eğitim aldık." yanıtını verdi.

Düzenli, Cenikli'nin "15 Temmuz günü, Akıncılar ya da Hava Kuvvetleri için özel bir gün müydü?" sorusuna "Hayır değildi." cevabını verdi.

"Mürted, Türk ordusundaki hainlerin ihanet ettiği yerdir"

Cenikli'nin "Akıncılar'ın eski ismini biliyor musunuz?" sorusuna Düzenli, "Sonradan öğrendim, Mürted'miş." yanıtını verdi.

Düzenli'nin, soru üzerine neden buraya "Mürted" denildiğini bilmediğini söylemesi üzerine Cenikli, "Tarihten ders almamız gerektiğini söylediniz. Niğbolu kahramanı Yıldırım Beyazıt'a orduların ihanet ettiği yerin ismi Mürted'dir. O yüzden 'Mürted' ismi verilmiş. Türk ordusundaki hainlerin ihanet ettiği yerin ismidir Mürted." diye konuştu.

Düzenli'nin "Bu gerçek biliniyordu da neden bu şekilde açık tutuldu o zaman?" diye sorduğu Cenikli de "Onu bilemem, Silahlı Kuvvetleri yöneten sizlersiniz. Ben yönetmiyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatlarından Hüseyin Aydın da Düzenli'ye o gece telefon kayıtlarındaki bazı görüşmeleri sordu.

Aydın'ın, Müslüm Kaya'nın, Arıcılar Camisi'nde sela okunması üzerine "Gidin, şu hocanın dilini kesin." talimatı veren kişi olduğunu ve onu 20.34'te aradığında bu talimatı verip vermediğini sorması üzerine Düzenli, bunların hepsine cevap verdiğini söyledi.

Düzenli, Aydın'ın bazı soruları karşısında sessiz kalırken, bazı sorularına karşılık da Akıncı davasında ayrıntılı şekilde konuşacağını kaydetti.

Bir avukatın, "TSK içinde FETÖ yapılanması olduğunu biliyor musunuz?" sorusu üzerine "Var deniyor." ifadelerini kullanan Düzenli, "Sizce?" sorusuna ise "Bilemiyorum" karşılığını verdi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER