© Konya Postası 2021

Ameliyatsız estetik

Günümüzde ilerleyen teknoloji ile birlikte cilde uygulanan tedavi yöntemleri de hızla gelişim göstermektedir. Çevre faktörleri, normal yaşlanma süreci, cilt üzerinde oluşan hasar ve kazalar, derimizde rahatsız edici görünümlere sebep olmakta

Özel Konya Farabi Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Uzm. Dr. Dilek Peker, estetik ameliyatların cilt üzerinde bıçak kullanılarak yapılması, sonrasında oluşabilen komplikasyonlar, kişinin normal günlük yaşantısına dönmesinin zaman alması sebebiyle günümüzde pek çok kişi ameliyatsız estetik yöntemleri tercih ettiğini söyledi.

 

“BİRÇOK RAHATSIZLIĞIN TEDAVİSİNDE BU İKİ TEKNOLOJİNİN BİRLEŞİMİ”

Kliniğik de  bu amaçla karbondiyoksit fraxionel lazer ve altın iğneli radyo frekans yöntemlerini kullanmaktayız diyen Peker, "Fraxis duo; CO2 lazer ve mikro altın iğneli fraxionel lazer sistemlerini bir arada bulundurmaktadır.  Bu sayede bu iki dev teknolojinin birleşimiyle çok daha etkin sonuçlar elde edebilmekteyiz.  CO2 fraxionel, cildi dışarıdan soyarak tazelenip yenilenmesini sağlarken, mikro-altın iğneli fraksiyonel RF  derinin alt katmanlarında daha yoğun ve derinlemesine ısı  iletimi sağlar. Birçok rahatsızlığın tedavisinde bu iki teknolojinin birleşimi ile çok daha etkili çözüm elde etmiş oluruz" dedi.

 

“İĞNELER TAMAMEN KİŞİYE ÖZEL VE TEK KULLANIMLIK”

Altın iğneli radyo frekans tekniği kullanarak cildi onarmak tazelemek, gençleştirip güzelleştirmek için uygulanan ameliyatsız işlemlerden biri olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Peker, " Altın iğne uygulamasının temelinde cildin yüzeyinin altında kalan tabakalarına onarılabilir ölçüde ufak bir hasar vererek ilgili bölgedeki onarıcı hücre ve sistemlerin daha hızlı harekete geçmesini sağlamaktır. Bu amaçla altın iğne denilen ve ucunda cildin 0,5 ila 3,5 milimetre kadar altına girebilen çok küçük iğneler bulunan bir araç kullanılır. Diğer bir adı fraksiyonel radyo frekans olan altın iğneyle tedavide kullanılan iğneler tamamen kişiye özel ve tek kullanımlıktır. Altın iğne tedavisi için kullanılan bu iğnelerin boyları kimi zaman farklılık gösterse de genellikle 2 milimetre civarında olanlar tercih edilmektedir. Uzun yıllar boyunca tıpta ve kozmetikte güvenle kullanılıp olumlu sonuçlar doğuran radyo frekans uygulamasının belli bir noktaya odaklanarak gerçekleştirilmesi olarak özetlenebilecek bu yöntem oldukça olumlu sonuçlar doğurmaktadır" şeklinde konuştu.

 

“FRAKSİYONEL LAZERDE BİR CO2 LAZER”

Fraksiyonel Co2 Lazer ne olduğunu açıklayan Peker, "CO2 lazer tedavisi güvenli, kontrol edilebilir doku ablasyonu için kullanılan bir yöntemdir. Bu lazerin dalga boyu, suda co2 lazer ışınımına göre13 kat fazla emilebilir durumdadır. Dokudaki suyun çok hızlı buharlaşmasını sağladığı için hasar ciltte devamlı kalmayıp kontrollü bir doku hasarı oluşturulmuş olunur. Derinin üst tabakasının kontrollü bir şekilde soyulmasıyla, deri yüzeyinin yeni ve pürüzsüz bir duruma gelmesini sağlar. Cildin hem üst tabakasına (epidermis)  hem de alt tabakasına(dermis) etki eden sistemlerdir. Fraksiyonel lazerde bir CO2 lazerdir. Fraksiyonel lazer ile epidermal dokuyu soymadan ciltte mikro kanallar açma işlemi meydana gelir, hem epidermisi hem de dermisi tedavi etme olanağı ortaya çıkmaktadır. Bu mikro kanalların çevresindeki dokular sağlam kaldığından ve termal hasar olmadığından hızlı bir şekilde iyileşme meydana gelir. Oluşturulan bu çok küçük yaralar vücudun başka bölgelerinde oluşmuş yaralar gibi kasılarak iyileşir ve cildin en üst tabakasında toparlanma, sıkılaşma, kırışıklıkları giderilmesi, sivilce izlerinin azaltılması sağlanılır. Fraksiyonel lazerler 1,3cm2‘lik bir alanda mikron çapında 169 adet lazer ışınını aynı anda atabilen cihazlardır. İşlem sonrası bir yıl boyunca kollajen liflerin yeniden oluşması ve yapılanması devam etmektedir. Uygulama anestezi gerektirmeyen, ağrısız bir işlemdir, hafif bir yanma hissi verebilir, bu his epilasyondan çok daha az olmaktadır. Sonrasında uygulama yapılan bölgede kızarıklık ve hassasiyet oluşur. Hassasiyet aynı gün içerisinde tamamen geçer. Kızarıklık uygulamanın ardından başlar ve 24–48 saat içinde kaybolur.48 saatin sonunda da çok hafif bir kabuklanma meydana gelebilir. Kabuklanma yaklaşık 4. Günde geçecektir. Probleme göre tedavi 3 - 6 seans üç dört hafta aralıklarla tekrarlanabilir” dedi.

 

“AMELİYATSIZ ESTETİK YÖNTEMLER ETKİLİDİR”

Cildiye Uzmanı Uzm.Dr. Dilek Peker, "Günümüzde mevcut olan cilt gençleştirme uygulamalarının en etkililerinden biri olan altın iğnede, üzerinde milimetrik boydaki özel iğnelerin bulunduğu başlık, cihazın ucuna takılarak uygulama yapılmaktadır. Burada kullanılan altın iğneler, cildin alt tabakalarına küçük çaplı bir hasar vermek için kullanılırlar. Altın en iyi iletkenliği sağlayan metaldir. Bu nedenle de başlıkta kullanılan metalin altın olması oldukça önemlidir. Özellikte yüz sıkılaştırma ve benzeri işlemlerde bu tip bir uygulamanın tercih edilmesinin sebebi hem daha etkili ve kalıcı sonuçlar ortaya çıkarmak, hem de cildin dışarıdan görülen yüzeyinde oluşabilecek yara izi, kızarıklık, uzun süreli ödem gibi sonuçlardan kaçınmaktır. Ameliyatsız estetik yöntemler arasında en etkililerinden biri olan bu yöntemde, bıçak veya benzeri herhangi bir alet kullanılmadığından genel anesteziye başvurulmaz. Bunun yerine uygulama yapılacak bölgeye uygulamadan yaklaşık yarım ila bir saat önce anestezik bir krem kullanılarak lokal anestezinin uygulanır. İşlem sırasında kullanılan iğneler çok küçük ve uygulama kısa süreli olduğundan rahatsız edici bir acı hissedilmez ve işlem sonrasında da acı, ağrı yada yanmanın olmaz” şeklinde konuştu.

 

“KIRIŞIKLIK GİDERMEDE ALTIN İĞNE”

Altın iğnenin en sık kullanıldığı alanlardan biri de özellikle yüzde oluşan kırışıklıklar olduğunu söyleyen Peker, “Kırışıklık giderme işlemi için kişinin arzusuna göre göz kenarı, dudak çevresi, boyun gibi belli bir bölgeye ya da yüz bölgesinin tümüne altın iğne uygulaması yapılır. Uygulama sırasında cildin üst katmanına zarar verilmeden alt tabakalara iğneler aracılığıyla bir miktar ısı verilir. Bu ısı kolajen ve elastin dokuları uyararak uygulama yapılan bölgede cildin kendi onarım mekanizmalarının daha hızlı ve etkili biçimde çalışmasını sağlar. Tedavi aynı zamanda cilt üzerindeki gözeneklere de etki ederek toparlayıcı ve gençleştirici etkinin uzun süreli olmasını sağlar. Zamanla çene altı, boyun ve dekolte bölgesinde meydana gelen kırışıklıklar pek çok kişiyi rahatsız eder. Altın iğne tedavisinin uygulanabileceği alanlardan bazıları da bunlardır. Yüz için yapılan uygulamanın aynısıyla gıdı bölgesindeki ve boyundaki dokular uyarılarak birkaç seans sonrasında gözle görülür hale gelecek bir toparlanma ve sıkılaşma sağlanır” dedi.

 

“EL VE ORTA DERECELİ KIRIŞIKLIKLAR BU TEDAVİ İLE GEÇEBİLİR”

 Cildin daha iyi, canlı, parlak hale getirilmesi, kırışıklıkların tedavisinde fraksiyonel lazer de oldukça etkili bir tedavi yöntemi olduğunu söyleyen Peker, “Özellikle yüzey el ve orta dereceli kırışıklıklar bu tedavi ile geçebilirken, derin kırışıklıklar hafifleyecektir. Gözeneklerin daralması, sıkılaşması meydana gelmektedir. 3-5 hafta aralarla 3-5 seans yapılması gerekmektedir. Cilt yüzeyinde düzensizlik ve renk bozuklukları olan hastalarda her iki tedavi kombineleriler” ifadelerini kullandı.Sivilce izleri genellikle yüzde oluşurlar ve kırmızı, deriden çökük görüntüleriyle kişiyi rahatsız ettiğini söyleyen Peker, “Cilt yeterince temizlense ve gerekli bakımlar yapılsa da yerleşmiş sivilce ve akne izlerinin giderilmesi çok zordur. Altın iğne tedavisi ve co2 lazer yardımıyla bu tarz rahatsız edici izlerin giderilmesinde büyük ilerleme sağlanabilir. Eğer yüzün belli bir kısmını kaplayan kırmızı ve batık görünümlü, uzun süreli sivilce izleriniz varsa en az dört seans süreyle ayda bir uygulama yapılması gerekebilir. Ancak uygulamayı yapacak uzmanın önerdiği sayıda seans gerçekleştirilip uygulama sonrası önlemler yerine getirilirse bu izler oldukça azalacak ve hatta fazla derin olmayanlar tamamen ortadan kalkacaktır. Sivilce izlerine uygulanan altın iğne tedavisinden belli bir süre sonra yine doktorunuzun önerdiği profesyonel ürünlerle bakım yapılmaya devam edilirse izler daha da azalacak ve kapatılmaya ihtiyaç duymayacak hale gelebilecektir” ifadelerini kullandı.

 

“İZLER GÖRMEZDEN GELİNEBİLECEK HALE GELECEK”

Tıpta izleri tamamen geçirebilecek bir yöntem  olmadığını söyleyen Peker, “Ancak fraksiyonel lazer ve altın iğneli radyofrekans ile deriden kabarık izler yumuşatılabilir, deri seviyesine indirilebilir, kızarıklıkları düzeltilebilir, olgunlaşmış izler dahi daha iyi hale getirilebilir. Yine yanığa bağlı meydana gelen sekellerin azaltılmasında,  lazer gibi uygulamalar sonrası oluşan lekelerin tedavisinde, operasyonlar ve kazalar sonucu ciltte meydana gelebilen yara izlerinin tedavisinde de altın iğneli radyofrekans ve C02 lazerden faydalanmaktayız. Bu tarz izler cildin görünümünü bozacakları gibi kişiyi rahatsız edebilir ve sürekli kaşınma, yanma gibi özellikle gösterebilirler. Cildin yüzeyine uygulanan görüntü düzeltici ya da kapatıcı yüzeysel uygulamalar yerine doğrudan yaranın altına, yara izinin iyileşmemesinin sebebinin yattığı bölgeye yapılacak olan bu uygulama sonucu hafif ve orta dereceli yara izleri tamamen ortadan kalkarken yüksek dereceli izler görmezden gelinebilecek hale gelecektir” dedi.

 

“ÇATLAKLARDA DERİNLEMESİNE ETKİLİ”

Hamilelik, hızlı kilo alıp verme gibi durumlarda vücudun pek çok bölgesinde ortaya çıkabilen çatlakların giderilmesinde de altın iğne tedavisinden yararlanılabileceğini söyleyen Peker, “ Ancak çatlaklar vücudun genel yapısı, yağ oranı gibi kimi değişkenler ve kişinin yaşam tarzıyla doğrudan alakalı olduklarından tamamen giderilip bölgenin pürüzsüz hale getirilmesi mümkün değildir. Ancak ışık vurduğunda aşırı derecede belli olan ya da çizgi çizgi bir görüntü sergileyen çatlaklara yapılan uygulamayla bu çatlakların derinlikleri azaltılabilir, renkleri deri rengine yaklaştırılabilir ve bölge gerginleştirilebilir. Altın iğneli radyo frekans ve fraksiyonel lazer ile çatlakların belirginliği 5-6 seans süresinde azaltılabilir” şeklinde konuştu.

 

“FONDÖTEN UYGULAYARAK SOSYAL HAYATA KATILABİLİR”

Altın İğne ve Fraksiyonel Lazer Tedavisi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenleri Açıklayana Peker, “Altın iğnenin uygulanması son derece acısız olduğu gibi uygulama sonrasında da herhangi bir ağrı ya da acı yaşanmamaktadır. Ancak uygulamadan sonraki 1-2 gün boyunca özellikle yüz olmak üzere tedavi uygulanan bölgede kızarıklık ve ödem görülebilmektedir. Uygulama sonrası derinin alt tabakasında meydana gelen ısının soğumaması gerektiğinden buz uygulaması yapılmamaktadır. Ayrıca aynı gün işlem yapılan bölgeye su değmemesi gerekmektedir.  Bunun dışında, altın iğne uygulaması sonrasında ilgili bölgeye sürülen ürünlerin yağ bazlı olmaması çok önemlidir. Bir süre bölgeye uygulanması mecburi olan nemlendirici kremler ve güneş kremleri mutlaka yüzde 100 su bazlı olanları arasından seçilmelidir. Bu noktalara dikkat edildiğinde kişi uygulamadan 5-6 saat sonra hafif bir kapatıcı ya da fondöten uygulayarak sosyal hayata katılabilecek hale gelir” şeklinde konuştu.

 

“TAM SONUÇ 5-6 AY SONRA”

Uygulamadan maksimum 2-3 gün sonra ise bu sorunlar tamamen ortadan kalkacağını söyleyen Peker, “ Altın iğne tedavisi için tek seans genelde yeterli görülmemekte, pek çok durumda birkaç hafta ya da bir ay aralıklarla 2 ila 3 seans uygulama yapılmaktadır. Bu uygulamaların sayısı ve aralıkları uzman görüşü alınarak kesinleştirilebilir. Altın iğne doğrudan cildin alt tabakalarına uygulanan bir işlem olduğundan ilk seanstan birkaç hafta sonra etkiler görülmeye başlamakta, ancak en üst seviyeye 5 ila 6 ay sonrasında çıkabilmektedir. Bu nedenle acele bir sonuç beklemektense sabırlı olunmalı ve bu süre içinde güvenilir bir uzmanın görüşü alınmadan kesinlikle başka estetik uygulamalara başvurulmamalıdır” dedi.

 

GÜNEŞ KORUYUCULAR KULLANILMALI

Fraksiyonel lazer uygulamasından sonra ise 2 gün sonra ılık duş alınabilineceğini söyleyen Peker,”Ödem ve inflamasyonu azaltmak için soğuk kompres uygulanabilir. Uygulama sonrası ciltte oluşabilecek kabuklanmayı azaltmak için cilt nemli ve temiz tutulmalıdır. İlk hafta içinde bu nemlendirme işlemi günde 3 - 4 kez tekrarlanmalıdır. Hastanın cilt tipine ve çevre koşullarına bağlı olarak iyileşme sonrası güneş koruyucular kullanılmalı, cilt soyucu kremler ise en az 1 ay kullanılmamalıdır. Operasyon sonrasında şikâyetler hafif ve geçicidir. İşlemden sonra bir saat kadar güneş yanığı duygusu hissedilebilir. Tedavi sonrası makyaj yapılabilir.  Yüzde ödem olursa buz paketleri ile soğutma faydalı olabilir. Fraksiyonel lazer sonrası 6-12 ay süre ile güneşlenmekten kaçınılmalı ve güneşten koruyucu kullanılmalı” şeklinde konuştu. (Aysun KARABAYIR)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER