© Konya Postası 2021

Avrupada liderlik kalibresinde kimse yok

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan: Avrupada liderlik kalibresinde kimse yok. Ne İngilterede, ne Almanyada, ne de Fransada var. Biz, tarihin böyle bir dönüm noktasında önümüzde güçlü bir liderimiz olduğu için şanslıyız Müslümanca yaşamak zorundayız. Eğer biz Müslüman gibi yaşarsak, o zaman kimseye bir şey anlatmamıza gerek kalmayacak. Zaten Müslümanlar, yaşadıkları yerler, yaşayışları ve mutluluklarıyla gereken mesajı vermiş olacaklar Dünyayı çok iyi tanıyacağız çünkü bizim yaradılış kaynaklı vazifemiz sınır tanımıyor. Dünyanın her tarafına ilahi mesajı götürmekle mükellef olan bizler, dünyanın her tarafına açık olmak zorundayız

ANKARA (AA) İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Bilal Erdoğan, "Avrupa’da liderlik kalibresinde kimse yok. Ne İngiltere'de, ne Almanya'da, ne de Fransa'da var. Biz, tarihin böyle bir dönüm noktasında önümüzde güçlü bir liderimiz olduğu için şanslıyız." dedi.

Erdoğan, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği tarafından Kızılcahamam'da düzenlenen Kültür ve Gençlik Politikaları Kurultayı'nın kapanış programına katıldı.

Öğrencilere, spora yönelmeleri konusunda tavsiyelerde bulunan Erdoğan, ilk ve ortaöğretim düzeyindeki okullaşmanın yüzde 15'ini imam hatiplerin oluşturduğunu belirterek, "Gönül ister ki Türkiye'deki lisanslı sporcunun en az yüzde 15'i imam hatipli olsun. Okçulukla ilgili çalışmalarımız var. Son 5 yılda okçuluk alanında madalyalar artmaya başladı. Bunların amatörce kalmayıp, bir kulüp bünyesinde müsabaka biçiminde sürdürülmesini önemsiyorum." diye konuştu.

Yerlilik ve millilik vurgusu

Erdoğan, AK Parti iktidarıyla birlikte yerlilik ve millilik vurgusunun ön plana çıktığını ifade ederek, yerlilik ve milliğin, "kazanılan vatan toprağının kaybedilmeden geleceğin inşa edilmesi" olduğunu söyledi.

Türk kültürünün kodlarında kahramanlık olduğunu vurgulayan ve bu kodların yeniden ihya edilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"15 Temmuz gecesinden önce büyüklerimize sorsaydık, 'Böyle bir şey olur mu?' diye, 'Bu gençlerde nerede o iş' derlerdi. Ama o gece kodlarımızdaki kahramanlığı dışarı çıkarabildik. Bunu nasıl dışarı çıkarabildiğimizi sorgulamamız gerekli. Türkiye'de bundan önce de darbeler oldu, halkın içine sindiremediği işler yapıldı ama halk sokağa çıkıp yenemedi. 15 Temmuz'da ise bunu dışarı çıkarmamızı sağlayan bir açılım sağladık. Bu açılımın, cesur bir liderin önümüze düşmesinden kaynaklandığını düşünüyorum."

"Bir liderimiz olduğu için şanslıyız"

Erdoğan, son günlerde İngiltere parlamentosunda yaşanan sürece de dikkati çekerek, "Avrupa'da liderlik kalibresinde kimse yok. Ne İngiltere'de, ne Almanya'da, ne de Fransa'da var. Biz, tarihin böyle bir dönüm noktasında önümüzde güçlü bir liderimiz olduğu için şanslıyız." dedi.

Liderliğin çok iyi tanımlanması gerektiğini belirten Erdoğan şöyle konuştu:

"Liderlik, toplumsal değişimin, statüko varken değil statükonun tehlikede olduğu bu huzursuzluk zamanlarında gerçekleştiğini bilmek ve huzursuzluk zamanlarında soğukkanlılığını kaybetmeden o değişimi yönetebilmektir. 16 yılda yaşadıklarımız budur. 28 Şubat dönemini düşünün. Toplumun inançlı kesimine ciddi zulümlerin yapıldığı ve elitist tabakanın istediği gibi bu toplumu değiştirebileceğini düşündüğü huzursuzluk zamanları...Bu zamanların beklediği liderlik, millete hemen huzur getirip işleri yatıştırmak değil, milleti, o huzursuzluğun yeniden yaşanmayacağı yeni bir statükoya kavuşturmak. Dünya 5'ten büyüktür dediğiniz zaman iddialı bir statükoyu hedef olarak önünüze koyuyorsunuz."

Kültür kodlarını tanıyıp korumanın, "evrensele kapıların kapanması" anlamına gelmediğini söyleyen Erdoğan, gençlerin kültür coğrafyası dışındaki olayları da bilmeleri ve kendilerini geliştirmeleri gerektiğini söyledi.

Erdoğan, öğrencilerin özellikle üniversite yıllarında dünyayı gezerek tanımaları gerektiğinin altını çizerek, "Dünyayı çok iyi tanıyacağız çünkü bizim yaradılış kaynaklı vazifemiz sınır tanımıyor. Dünyanın her tarafına ilahi mesajı götürmekle mükellef olan bizler, dünyanın her tarafına açık olmak zorundayız." diye konuştu.

"Bizler Müslümanca yaşamak zorundayız"

Müslümanların Kuran'a ve Peygamber'in sünnetine uygun şekilde yaşaması gerektiğine vurgu yapan Erdoğan, "Bizler Müslümanca yaşamak zorundayız. Eğer biz Müslüman gibi yaşarsak, o zaman kimseye bir şey anlatmamıza gerek kalmayacak. Zaten Müslümanlar, yaşadıkları yerler, yaşayışları ve mutluluklarıyla gereken mesajı vermiş olacaklar." diye konuştu.

İmam hatiplilerin, Osmanlı Türkçesini okuyabilmesi gerektiğini ancak bu konu gündeme geldiğinde bazı kesimler tarafından eleştirileceğine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Size 'gerici, yobaz' diyecekler. Onlara artık verecek cevabımız var. 16 yıl önce biraz daha zorlanabilirdik ama ben şunu söylüyorum; Türkiye'de imam hatiplilere ya da bugün ülkeyi yönetenlere 'gerici' diyenler, ortaya ne koydu da ilerici oldu? 1950'lerde yerli uçağımızın, arabamızın üretildiğini ve engellendiğini biliyoruz. İlerici geçinenler siz neredeydiniz? Siz aya çıktınız da, birileri sizin paçanıza mı yapıştı? 16 yıldaki büyüme hızımızı Cumhuriyet tarihi boyunca yaşayabilseydik, bugün biz İtalya'nın da Fransa'nın da önünde olacaktık. Türkiye'nin dünya çapında büyük projeleri yapabiliyor olması ve yerli teknolojide de büyük hamlelere imza atabiliyor olması, bize gerici diyenlere verilecek en büyük cevaptır."

Gençlere sosyal medya ikazı

Erdoğan, gençlerin kendi kültürel kodlarını korumaları için sosyal medya örneğiyle tavsiyelerde bulundu.

Sosyal medya kullanımının yaygınlığına dikkati çeken Erdoğan, "Ne kadar saatinizi sosyal medyada tüketiyor, ne kadar saatinizi gerçek verimli işlerle geçiriyorsunuz? Bu konuda kendinizi hesaba çekin." ifadelerini kullandı.

Amerika ve Avrupa'nın, insan hakları ve demokrasi konusundaki yaklaşımlarına da değinen Erdoğan, şunları söyledi:

"Filistin'de seçim olduğu zaman sen seçimin sonucunu tanımazsan, Mısır'da darbe olduğu zaman darbeye darbe diyemezsen, kimse senin demokrasi demene de inanmaz. Senin sokaklarında kalkışma olduğunu zaman milleti polis mermisiyle öldürürsen, Türkiye'de kaza kurşunuyla hayatını kaybeden insanlarla ilgili yaptığın hamaset tutmaz. Evrensel değerlerle size bir şey satmaya çalıştıklarında, siz önce kendi değerlerinizi ortaya koyun."

Programda konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Haluk Dursun ise gençlerle iletişim kurulmasının önemine vurgu yaptı.

Dursun, "Gençlerle baş başa olmadıktan sonra, gençlere tepeden bakarak ve hocalık taslayarak bu iş olmaz. Anahtar kelimemiz hasbihaldir." diye konuştu.

Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Sinan Aksu da 28 Şubat sürecindeki imam hatiplilerin içinde kaldığı duruma değinerek, "O dönemden önce imam hatip liseleri belli bir noktaya gelmişti. 28 Şubat'la birlikte din eğitimini engellemek isteyenler belli bir dönem başarıya ulaştılar. Geldiğimiz günlerde artık bunlar geride kaldı." dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER