AYŞE ENGELİYLE SINIR TANIMIYOR
KonyaHüyük'ün Tolca Mahallesi'nde hayata gözlerini açan ve 10 kardeşin en küçüğü olan Ayşe Yılmaz, doğuştan gelen dezavantajına rağmen çocuk yaşlardan merak saldığı resim ile hayallerini gerçekleştiriyor
Doğuştan kolları olmayan Yılmaz, yaptığı çalışmalarla da engelli bireylere örnek teşkil ediyor. Engellerle dolu sanat yolunda her şeye rağmen tutkusundan vazgeçmeyen Ayşe Yılmaz, ayaklarıyla resim yaparak hayallerinden peşinden gidiyor. Fiziksel sınırların asla hayalleri engelleyemeyeceğini vurgulayan Yılmaz, hayat hikayesini gazetemize anlattı.
27 yaşında bir üniversite öğrencisi olan Ayşe Yılmaz, resim sanatına nasıl ilgi duymaya başladığını açıkladı. Yılmaz, Ortaokul döneminde bir resim öğretmenim vardı ve ben kendisini çok severdim. İlk etapta bir yeteneğim olduğunu hissetmişlerdi ama bir köy okulundaydım ve imkanlar kısıtlıydı. Ortaokul ve lise böylece bitti. Okul bittikten sonra sıkıntılı bir süreç içerisine girdim. O dönemde hiçbir şey yapmıyordum. Yalnızca kitap okuyordum. Zaman geçtikçe ablam bana bir hobi edinmem gerektiğini önerdi. Malzeme tedariğinde yardımcı olacağını söyledi. Bu öneri ilk etapta mantıklı geldi ama konu hakkında bir bilgim yoktu ve bilinçsiz olduğumu düşündüğüm için yanaşmadım. Benim ilk çalışmalarım ahşap sanatı üzerine oldu. Çok ilgi duydum ve eğlenceli geldi. Bir şeyler yapıyorsun ve sonuç alıyorsun. Basit çalışmalar olsa bile zamanla kendimi ilerlettim” dedi.
“KENDİMİ YALNIZ HİSSETMİŞTİM”
Necmettin Erbakan Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi Resim Bölümü öğrencisi Yılmaz, zamanla yeteneğini geliştirerek Konya’da açılan bir festivalle okul hayatını devam ettirmeye karar verdi. Yılmaz, “Festivale davet edildim, yaptığım eserleri sergiledim. O festivalde biriyle tanıştım ve o kişi de Güzel Sanatlar Fakültesinde grafiker bölüm başkanıydı. Okula devam etmem konusunda önerilerde bulundu. Bana bir cesaret geldi ve okula kayıt oldum. İlk 2 yılımda okul eve çok yakındı sonrasında taşındı. İlk senelerimde baya zorlandım. İnsanların bakışını aslında kendime karşı hiç algılamadım, önemsemedim bunları. Ama ilk defa bir yere taşındım hayatımda ve kendimi bu dönemde biraz yalnız hissettim. O dönemde okul yakın olduğu için benim için kolaydı. Köyceğiz kampüsüne taşındıktan sonra ilk başta yapamam diye düşünüyordum ama oraya da gittim. Şu anda da mezun olmama çok az kaldı” ifadelerini kullandı.
Anne karnındayken annesinin yaşadığı bazı sıkıntılardan dolayı dezavantajlı bir birey olarak dünyaya geldiğini söyleyen Yılmaz, okul sürecinde kendini resme tam olarak veremediğini, okul bittikten sonra çalışmalarını sürdürerek resim sergileri açmayı hedeflediğini belirtti.
“NEYİ YAPAMAM DEDİYSEM YAPTIM”
Ayşe Yılmaz, “Eserlerimi devam ettireceğim tabii bu paha biçilemez ama benim asıl hedefim öğretmenlik. Tek amacım da öğrencilerime örnek bir öğretmen olmak. Hayatta neyi yapamam dediysem ben onu yaptım. Rahatsız olduğum tek konu var ki, çevrem ve bana göre engelli olmak bir kısıtlanma değil ama şu kapıdan dışarı çıktığım zaman insanlar öyle düşünmüyor. Okula otobüsle gidiyorum başka bir avantajım yok ve benim bir şekilde o otobüsü kullanmam lazım. Biri geliyor ve benim yerimi işgal ediyor. Bu durumu daha çok üniversiteli öğrencilerle yaşıyorum. Sonuç olarak bana ait bir yer ve uyarıları da var, engellilere ait bir bölüm diye ama ısrarla işgal ediliyor” dedi.
KİTAPLAR BENİM VAZGEÇİLMEZİM
Ressam Yılmaz’ın resim çizmekle beraber kitap okumaya da ilgisi yoğun. Yılmaz, “Sabah güne ilk olarak kahveyle başlıyorum. Sonrasında kitap okuyorum ve kitaplar benim vazgeçilmezim. Psikoloji, sanat ve otobiyografik türler dikkatimi çekiyor. Örneğin bir tuval hazırlamam gerekiyor bir gün içerisinde eğer sıkıldıysam onu bir kenara bırakıp kitap okumaya yöneliyorum. Çizimlerde balık figürlerini çok kullanırım. Aslen Hüyük’lüyüm ve babam balıkçıydı. Balık figürü özelikle de Beyşehir Gölü derin anlamlar hissettiriyor bana” diye konuştu.
İlginizi Çekebilir