© Konya Postası 2021

Başbakan Davutoğlu İstanbul'da konuştu

Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleşen İstanbul İl Danışma Meclisi toplantısında hitap etti.

googletag.cmd.push(function() { googletag.display('dfp-haber-ici'); });

Türkiye'de 13 yılda yapılanları ve son yaşananları anlatan Başbakan Ahmet Davutoğlu, HDP'yi sert dille eleştirdi. Davutoğlu, "HDP'nin Türkiyelileşme diye sunduğu projenin de çok yalan olduğu çok net ortaya çıktı. Bırakın Türkiye'yle ilgili bir sorumluluk sahibi olduklarını göstermeyi, sorumsuzluğun adresi ve şiddetin sözcüsü oldular" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından diğer önemli başlıklar;

- Cumhurbaşkanımız İstanbul'u uçurumdan aldı karanlıklardan çıkardı. Aynı kadrolar 2002 yılında da bu kez Türkiye'yi uçurumdan kurtarmak için iş başına geldi. Demokrasi, refah, özgürlükler Türkiye'ye hakim oldu. AK Parti'ye ne kumpaslar kurmaya çalıştılar. Başaralı olamadılar, başarılı olamayacaklar. Bütün vesayet odaklarına karşı, bütün kirli plan içindekilere karşı olduk. Türkiye'yi mamur olmuş bir ülke haline getirdik. 

- Türkiye, terör, ihanet şebekelerinin çabalarına rağmen büyük zorlukları aştı. Gece gündüz tüm kadrolarımızla tüm sıkıntılara göğüs gerdik. Bu başarının sahibi aziz milletimizdir.

- Gaziantep'te Şerif Dağdelen. 70 yaşında bir emeklimiz. Tek başına yaşıyor. Tek başına hayatını sürdürüyor. Belki haberlerde görmüşsünüzdür, görünce hemen kendisini ben de aradım. Emekli maaşıyla geçinirken tam 8 nüfuslu bir Suriyeli aileyi evine alıyor ve onlara bakıyor. Dün telefonda görüştük. Kendisine milletimiz adına teşekkür ettim. Avrupa'da mülteci karşıtı gösteriler yapılırken, mültecilerin ayaklarına çelmeler takılırken bir yiğit insan, bir irfan sahibi insan, tek başına yaşayan Şerif amca, 8 nüfuslu bir aileyi evine alıyor, bağrına basıyor. Bu millet ne yüce bir millet, ne geniş gönüllü, engin gönüllü bir millet. Anadolu'nun görmüş, geçirmiş irfanı şahsında temsil eden bu Şerif amcalar olduktan sonra, Allah'ın izniyle bizim sırtımız yere gelmez, bu milletin, bu ülkenin sırtı, mazlum milletlerin sırtı yere gelmez.

- Dibe vurmuş bir ekonomiyi ayağa kaldırdık, 13 yıl aralıksız büyüdük. Şimdi daha da nitelikli olarak büyümeye devam edeceğiz. Vesayetçi sistem geriledi, demokrasimiz güçlendi. Şimdi hala vesayete niyetlenenler olursa onları da gerileteceğiz, demokrasimizi yeni anayasamızla daha da güçlü kılacağız.

- HDP'nin Türkiyelileşme diye sunduğu projenin de çok yalan olduğu çok net ortaya çıktı. Bırakın Türkiye'yle ilgili bir sorumluluk sahibi olduklarını göstermeyi, sorumsuzluğun adresi ve şiddetin sözcüsü oldular.

- 1 Kasım’da büyük bir yenilgi, bir hezimet yaşayanlar hala ders almış görünmüyorlar. Maalesef ders almış görünmüyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu. Dün CHP’nin olağan kongresinde yaptığı konuşmayla bunu bir kez daha ortaya koymuş oldu. Bu kongrede çıkmış, Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük olarak gerçekten bir siyasi lidere yakışmayan bir üslupla, bir nezaketsizlikle tepki göstermeye kalktı, ithamda bulundu. Mesnetsiz suçlamalarla Cumhurbaşkanımızı, devletin en ali makamını itham etmeye kalktı. Kötü söz sahibinindir. Cumhurbaşkanımıza yaptığı ithamı kendisine aynen iade ediyorum.

- Hedefimiz net. Türkiye’yi daha ileri noktalara taşıma ve İstanbulumuz başta olmak üzere bütün şehirlerimizi dünya ekonomisinin canlı, ekonomik merkezleri kılmak. Demokrasisi daha da ilerlemiş, cunta mirası, baskıcı anayasadan kurtulmuş, daha çok üreten, ürettiğini daha hakça paylaşan bir Türkiye için yola koyulduk. Türkiye 1 Kasım’da huzura, güvene, istikrara yelken açtı.

- Toprağa düşen her can bizim içimizi yakıyor. Şehit anne, baba ve eşleriyle görüşüyorum. Devletimizin yanındalar, bize güveniyorlar. Şehit yakınlarına selamlarımı iletiyorum. Terörle mücadele sonuna kadar sürecek. Biz terörün her türlü saldırılarının insanlığa karşı olduğunu iyi biliyoruz.

- Bir grup akademisyen tarafından imzalanarak yayınlanan bildiri. Üç gündür tekrar tekrar sorular sorarak kendilerini itham ediyorum. Ve diyorum, bir kez daha diyorum, hakkaniyetten oldukça uzak, gerçeklikten kopuk, ön yargıyla, Kandil zihniyetini yansıtan bir bildiridir ne yazık ki. Bu bildiri, terör örgütüne yönelik en ufak bir eleştiriye, ikaza ya da terörün saldırılarını doğrudan mahkum eden bir duruşa sahip değildir. Aralarında, imza attıkları bildirinin muhteviyatına hakim olmayan akademisyenlerin de olduğunu ben şahsen biliyorum. Bu türden hakkaniyetsiz girişimleri, hele terör örgütlerinin bu türden kanlı saldırıları ortadayken, bu imzaları anlamak mümkün değildir.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER