Bu sistem sorun çözmek yerine sorun üretiyor
Güncelİçişleri Bakanı Soylu, "Türkiye'de siyaseti darbelerle, krizlerle konuşan siyaset, 60 ve 82 anayasalarının ürünü olduğu için milletle arası açılmaktadır çünkü bu sistem sorun çözmeyen, bizatihi sorun üreten bir siyaset ortaya koymaktadır" dedi
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bizim gelişme noktasında herhangi bir eksiğimiz yoktur. Belki de tek eksiğimiz varsa o da bu millete kurulan tuzakları otomatikman engelleyen, krizlere, darbelere imkan vermeyen bir sistem eksikliğidir" dedi.
Soylu, kentte bir otelde 600 muhtarın katılımıyla düzenlenen "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Trabzon Muhtarlar Toplantısı"nda, 16 Nisan'da yapılacak anayasa değişikliği halk oylaması süreci ve ülke gündemindeki diğer önemli gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Muhtarların hayatın birçok dakikasında yer alan, demokrasinin ilk ve en saf haliyle tezahür ettiği kişiler olduğunu belirten Soylu, Türkiye'nin 2002 yılında 3 bin dolar olan kişi başına milli gelir seviyesini 11 bin dolara çıkardığını ancak bu noktalara kolay gelinmediğini vurguladı.
Ülkenin 2002 öncesinde gerek yüksek enflasyonla gerekse IMF niyet mektuplarıyla çok hırpalandığını ve yorulduğunu anlatan Soylu, "Bütün dünya ülkeleri bu meseleleri halletmişken Türkiye bir gecede yüzde bin 600'lere fırlayan faizleri gördü. Darbe ürünü anayasalarla, o anayasalar ve kurumlarının siyaseti tıkamasıyla bu ülke çok çekmiştir ve çok zaman kaybetmiştir" ifadelerini kullandı.
"CHP darbe anayasasının yıllardır bekçiliğini yapmıştır"Soylu, kendilerinin davasının, ülkenin zenginleşmesi, kalkınması, yatırımlarını tamamlaması, dünyanın en pahalı arazisinde oturan bu milletin dünyanın, bölgesinin lider ülkelerinden biri olması diye nitelendirdi. Yıllardır bunun kavgasını verdiklerini anlatan Soylu, şöyle devam etti:
"Yıllardır bu millet kendi adamları vasıtasıyla karşı tarafta duran karanlık bir küresel akla karşı bir mücadele ortaya koymaktadır. Bizim gelişme noktasında herhangi bir eksiğimiz yoktur. Belki de tek eksiğimiz varsa o da bu millete kurulan tuzakları otomatikman engelleyen, krizlere, darbelere imkan vermeyen bir sistem eksikliğidir. Türkiye, temeli 27 Mayıs 1960'ta atılan ve sonrasında her 10 yılda bir darbeler ve muhtıralar, darbe anayasaları üreten bir sistemle sürekli engellenmiş ve yorulmuştur ve maalesef dışarıda kurgulanan bu oyunun içeride nemalanan küçük ortakları iç siyasetin bu arızayı düzeltmesine imkan vermemiştir. Bu millet Cemal Gürsel'in, Kenan Evren'in cumhurbaşkanlığını, 1961 ve 1982 anayasalarını hak etmemiştir ve bu hükümet yapısı, 1961 Anayasası'ndan kurtulmak için 1980 darbesini beklemek zorunda kalmıştır. 1982 Anayasası'nı da 35 yılda bir türlü uğraşlara rağmen tasfiye edememiştir"
Bakan Soylu, muhalefetin, "Efendim anayasanın zaten çoğunluk maddesi değişti, niye kurcalıyorsunuz." diye itiraz ettiğini dile getirdi.
Muhalefetin bu değişikliklerden birkaçı hariç hepsine "hayır" dediğini kaydeden Soylu, "Sivil anayasa yapalım dediğimiz zaman ayak sürümedin mi? Şurası nettir; CHP darbe anayasasının yıllardır bekçiliğini yapmıştır" diye konuştu.
"Bu sistem sorun çözmek yerine sorun üretiyor"Soylu, Türkiye'de insanların sürekli politize edilmekten yorulduğuna dikkati çekti.
Türkiye'nin, ekonomisinin sürekli darbeler ve koalisyon tehditleriyle yaralanmasından yorulduğunu söyleyen Soylu, şunları kaydetti:
"Türkiye'deki herhangi bir esnaf, Avrupa'daki bir milletvekilinden daha fazla siyaset konuşmaktadır. Türkiye'de siyaseti darbelerle, sürekli krizlerle konuşan siyaset, 1960 ve 1982 anayasalarının ürünü olduğu için sürekli hırpalanmakta ve sürekli milletle arası açılmaktadır çünkü bu sistem sorun çözmeyen, bizatihi sorun üreten bir siyaset ortaya koymaktadır. Bu sebeple Türkiye bu sistemi değiştirmeli ve acilen 21'inci yüzyılın parametrelerine uygun, yeni, hızlı karar alabilen, tam demokratik, her türlü vesayeti reddeden bir hükümet modeline geçmelidir. Dünyada eğer bir tek ülke varsa demokrasiyi hak eden ülke hem de mücadele ederek, başvekilinin idam edilmesine rağmen siyasetle ayakta durabilen ve ülkesini darbelerin kıskacından kurtulduğu zaman dilimleri içerisinde büyütmek için çaba sarf eden bir ülke varsa o ülkenin adı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bulunduğu Türkiye'dir"
"Evlatlarımız dağlarda fellik fellik terörist arıyor"İçişleri Bakanı Soylu, terörle mücadeleye de değindi.
Terörle mücadelenin her yönüyle devam ettiğini ve sadece geçen hafta 60 teröristin etkisiz hale getirildiğini hatırlatan Soylu, "Şırnak Uludere'de şu anda üç terörist daha etkisiz hale getirildi. Hiç merak etmeyin, evlatlarımız dağlarda fellik fellik terörist arıyorlar. Hain birtakım eylemler yapabilirler ama bilesiniz ki isim isim bu teröristlerin hepsi tespitlidir ve hepsinin yaptığı işleri biliyoruz ve çocuklarımızın hiçbirinin kanını yerde bırakmayacağımızdan aziz milletimiz emin olsun" değerlendirmesini yaptı.
Soylu, Avrupa'nın neye karşı çıktığını ise şöyle anlattı:
"Bugün Avrupa neye itiraz ediyor? Terör örgütünün finansman ve insan kaynağının kesilmesine itiraz ediyor. Bunlar orada teröre devam etsinler, terörü desteklesinler, her birisi Kandil'in emrinde olsun. Her biri Kandil'in emrinde olmayacak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve bu milletin emrinde olacaklar. Elimiz İsrail'in Heronlarına mahkumken adım atamıyorduk. Daha bu ay başı 6 insansız hava uçağı İçişleri Bakanlığımızın envanterine kaydoldu. Bu büyük bir devrimdir ve büyük bir anlayışın göstergesidir. Başkasına mahkum değil, kendi imkanlarıyla yarınlara adım atan Türkiye'dir"
Güneydoğu Anadolu'da görevlendirme yapılan belediyelerSoylu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki belediyelerin çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Görevlendirme yapılan belediyelerin başarılı hizmetlerde bulunduğunu vurgulayan Soylu, şu ifadeleri kullandı:
"Güneydoğu'da kaymakamları, valileri atadığımız belediyeleri görseniz neler yapıyorlar. Caddeler, yollar, oyun parkları, kanalizasyonlar, altyapı yatırımları, köprüler, viyadükler, otobüsler... Çünkü paralar artık dağa gitmiyor, terör örgütüne gitmiyor, millete hizmete gidiyor. Artık beyaz masalar kuruluyor, vatandaş gelince nereye müracaat edebileceğini görüyor. Yıllarca dağda duran ama maaşını alan adamlar değil, orada çalışan hakkıyla beraber millete hizmet eden personel politikası ortaya konulduğu süreç takip ediliyor. Tek tek her şeye parmak basıyoruz.
İlginizi Çekebilir