"Bugün olsa tereddüt etmeden yine çıkarım"
Konya- FETÖ üyesi darbeci askerlerin halka ateş açtığı 15 Temmuz'da sol bacağına isabet eden kurşunla yaralanan Konyalı Halit Şener, o gece ve sonrasında yaşadıklarını unutamıyor - Şener: "Bugün olsa tereddüt etmeden yine çıkarım ama bu sefer sivil olarak bedenimi siper ederek değil, onları cezalandıracak şekilde çıkarım" - "Yaralanmam, ailem için sıkıntılı bir süreci başlattı. Vurulduktan 15 gün sonra babamın beyninde pıhtı attı. Sıkıntıya bağlı beyin kanaması geçirdi. Ankara'da babamla 15 gün yan yana yattık"
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi darbeci askerlerin halka kurşun sıktığı kalkışmada, bacağından yaralanan Konyalı Halit Şener, 15 Temmuz'da yaşadıklarını anlattı.
Konya'da inşaat şirketinde yönetici olarak çalışan 29 yaşındaki Halit Şener, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsünde 5 aylık hamile eşine "Birazdan gelirim" diyerek evden çıktı.
Konya'da askeri bir hareketlilik görmeyince arkadaşlarıyla Ankara'ya giden Şener, Genelkurmay Başkanlığının önünde darbecilere karşı göğsünü siper etti.
Bu sırada asker kılığındaki gözü dönmüş FETÖ üyesi teröristlerin sıktığı mermiyle ayağından yaralanan Şener, çevredekilerin yardımıyla hastaneye kaldırıldı.
Bacağındaki sinirler kopan, doku zedelenmesi oluşan Şener, 1 ay süren tedavisinin ardından taburcu edilerek evine döndü.
Tedavi süreci halen devam eden kahraman gazi, o gün yaşananları ve sonrasını AA muhabirine anlattı.
Şener, kentte herhangi bir kalkışma olmadığını öğrendiğinde, arkadaşlarıyla Ankara'ya gittiğini söyledi.
Binlerce insanın Genelkurmay Başkanlığının önünde direndiğini, kendisinin de orada bulunduğunu ifade eden Şener, şunları kaydetti:
"Ben de Genelkurmay kapısının önündeydim. Orada bekleyen askerlerin silahları bize doğrultulmuş değildi. 'Emir kuluyuz abi' diyen askere 'Allah'ın kulu olunur. Suç işliyorsunuz. Halka silah mı doğrultacaksınız? Bırakın geçelim' dedim. Sonra sol ayağım kaymaya başladı. Hiçbir şey anlamadım ve hissetmedim. Yan tarafıma doğru düşmeye başladım. Ayağıma baktığımda büyük bir et parçasının koptuğunu gördüm, kan kaybı başladığını hissettim. 'Ölüm anı bu olsa gerek' diye düşündüm. Ruhum sanki yavaş yavaş çekilmeye başlıyordu. Beni araca doğru götürdüler. Sadece; 'Hamile eşim var. Aileme haber etmeyin' dediğimi hatırlıyorum."
- Beyin kanaması geçiren babasıyla aynı odada kalmış
Şener, birden fazla ameliyat geçirdiğini, uzun süre vücudunun her tarafında serum ve kablolar takılı halde tedavi gördüğünü belirterek, şöyle devam etti:
"İnanılmaz derecede ilaç alıyordum. Ameliyatları parça parça yaptılar. Çünkü ayağımın yapısı parçalanmıştı. Yaralanmam, ailem için sıkıntılı bir süreci başlattı. Vurulduktan 15 gün sonra babamın beyninde pıhtı attı. Sıkıntıya bağlı beyin kanaması geçirdi. Ankara'da babamla 15 gün yan yana yattık. Annem yanıma geldi. Kendisinde bir gariplik vardı ama çözemedim. 'Anne ne oluyor?' dedim. 'Yok oğlum bir şey' dedi. Benim gözümden hiç yaş gelmezdi çok acı çekmeme rağmen. Bir anda odama babam geldi, sedyede gördüm. Çok kötü bir durumdaydı. Yanıma yatırdılar. 15 gün babamla birlikte yattık. Çok şükür babamda kalıcı hiçbir hasar meydana gelmedi."
Damarlarında kuruma sorunu olduğunu anımsatan Şener, geçtiğimiz kasım ayında tekrar ameliyat olduğunu ve tedavisinin sürdüğünü dile getirdi.
- "Millet son kalenin düşmesine izin vermedi"
15 Temmuz'da milletin çok büyük bir badire atlattığını aktaran Şener, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Halitler, Ahmetler ve Mehmetler o kadar önemli değil. Sadece bu millet değil, bu ümmet çok büyük bir badire atlattı. Bunu Mısır'da başardılar ama Türkiye'de başaramadılar. Bugün baktığımızda İslam'ın son kalelerinden biri Türkiye'dir. Bu millet son kalenin düşmesine izin vermedi. Bundan sonra kimsenin darbe yapmaya cesaret edebileceğini düşünmüyorum. Bugün olsa tereddüt etmeden yine çıkarım ama bu sefer sivil olarak bedenimi siper ederek değil, onları cezalandıracak şekilde çıkarım. İnanıyorum ki bu millet de aynı şekilde çıkar. Her şerde bir hayır vardır. Bu, millet açısından bir güven tazeleme günüydü. Özgüven kazandık."
Şener, yaşadıklarının ardından müjdeli haberi aldığını ve erkek çocuğunun dünyaya geldiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Konya ziyaretinde kendisini de davet ettiği programda, çocuğuna isim koymak üzere izin istediğini belirterek, "Eşi Emine Hanım'a dönerek, 'Ali Tahir'leri ikileyelim mi?' diye sordu. Bizden nezaketen izin istedi. Çok nazik bir insan. Allah başımızdan eksik etmesin. Biz de oğlumuza 'Ali Tahir' ismini verdik. Oğlum şu anda 7 aylık ve evimizin neşesi." ifadelerini kullandı.
İlginizi Çekebilir