© Konya Postası 2021

‘Cenaze evine eziyet etmeyelim’

Dr. Hamza Küçük, cenaze evlerinde yemek verilmesi konusunda Kur’an-ı Kerim’de belirtilen bir emir olmadığını, cenaze evlerine bu konuda eziyet edilmemesi gerektiğini söyledi.

Son günlerde cenaze evinde yemek verilme adeti tartışmalara neden oldu. Cenaze evinde yemek yenilmesi özellikle sosyal medyada da tepki çekmeye başladı. Toplumun bazı kesimlerinden bu adetin oluşmasına ‘ölünün arkasında 50 kişi toplanıp yemek yeniliyor’ şeklinde tepkiler gelmeye başladı. Konu hakkında Konya Postası’na açıklamalarda bulunan Konya İl Müftü Yardımcısı Dr. Hamza Küçük, geleneğimizde ve kültürümüzde cenaze evinde yemek verilmesine dair bir âdetin olmadığını söyledi. Küçük, “Bir kişi ölünce, o kişinin borçları ödenir, kefenlenmesi, yıkanması ve kabre konulması sağlanır. Miras varsa ilgililere çok acil paylaştırılır. Kabre konulduktan sonra cenaze evine taziyede bulunulur” diyerek cenazeyle ilgili hadislerde yapılması gerekenlerin bu kadar olduğunu anlattı.

“YEMEKLE İLGİLİ DİNİN ÖZÜNDE BİR EMİR YOK”

Allah’ın emirlerinde ve peygamberin hadislerinde, taziyeden veya taziye esnasında yemek yedirme gibi başka bir şeyden bahsedilmediğini kaydeden Küçük, taziye evinde yemek yedirme durumunun kültür ve gelenekten geldiğini belirtti. Müslüman toplumlarda İslam âlimlerinin, cenaze evinin üzüntülü, kederli olması ve o anda dengeli karar veremeyecekleri gerekçesiyle cenaze evi adına, gelen ve giden misafirlerin yeme, içme gibi durumlarının komşular tarafından organize edilmesi yönünde bir gelenek oluşturulduğunu anlatan Küçük, “Cenaze sahibinin misafir ağırlama, yemek verme gibi yükümlülükleri yoktur. Başka yerlerden, şehirlerden, köylerden gelen olursa ihtiyaç olduğu takdirde onlara, cenaze evinin komşuları ikramda bulunurlar. Toplumumuzda böyle bir kültür yerleştirilmiştir. Bu durum Kur-an kaynaklı ya da sünnet kaynaklı değildir. Kur-an’da cenaze namazına işaret vardır, sünnette ise meftanın defnine kadar olan kısım vardır. Cenaze evinde yemek verilmesiyle ilgili dinin özünde bir emir yoktur. Bu durum tamamen kültüreldir, geleneğe aittir. İslam âlimleri de, ‘cenaze evinin komşularının, cenaze evine yardımcı olmaları ve üzüntülerini paylaşmaları adına dışarıdan gelen misafirlere yemek ikram edilebilir’ demiştir. İslam dininde bu olayın görünümü bu şekildedir” dedi.

 ‘CENAZE EVİNE YARDIMCI OLUN’

‘Dinde cenaze sahibinin, yemek vermesi gibi bir emir yok’ diyen Küçük, bu durumun kültürümüzde de olmadığını vurgulayarak bunun birkaç yıldır toplumda oluşan yeni bir adet olduğunu dile getirdi. Cenaze sahibinin, yeni oluşan adetleri yapmadığında toplumda ayıplandığını ve kınandığını açıklayan Küçük, dinde ‘cenaze evi sahibi taziyede yemek vermelidir’ şeklinde bir emrin olmadığının altını çizdi. Bu geleneğin son iki, üç yıl içerisinde yaygınlaştığını söyleyen Küçük, “Eskilere bakıldığında da komşular cenaze evine yemek getirir ve misafirlere dağıtırlardı. Herkes gidip kendi kabını alıp kendi evinde yıkardı. Yani cenaze evine hiçbir külfet yüklenmezdi. Doğrusu da budur. Şu anda taziyede yapılan yemek yedirme olayı yanlıştır. Belediyenin yaptığı hizmetleri ayrı tutuyorum. Köylerde cenaze evine yemek verdirtme adeti, cenaze evine yapılan bir eziyettir, sıkıntıdır. Müslümanların bundan kaçınmaları gerekiyor. Böyle bir şey yapılacaksa, komşular arasından birileri çıkar ve bu işi organize eder. Parasını da komşular verir. Gelenek komşulara ‘cenaze evine yardımcı olun’ diye sorumluluk yüklemiştir” diye konuştu.

TAZİYE İÇİN BİR SEKTÖR OLUŞTU

Günümüzde bazı şehirlerde, taziye için belediyelerin sosyal hizmet verdiklerini ve belediyelerin bunu kendileri yaptıklarında sorun olmadığına dikkati çeken Küçük, “Belediyeler, bir kamu kurumu olarak vatandaş adına bunu yapabilirler. Belediye vatandaşın kurumudur. Bunu yapmasında bir sorun yoktur. Ancak belediyelerin hizmet vermediği yerlerde, kentler veya köylerde cenaze evine son zamanlarda gelenek olarak yemek verilmesi külfeti yüklenmiş görünüyor” ifadelerini kullandı. Toplumdaki kınama, ayıplama durumunun sosyolojik bir şey olduğunu söyleyen Küçük, vatandaşların bunu yapmadıklarında sadece kişiler tarafından kınanacaklarını ve dinen günah işlemiş ve yanlış yapmış olmayacaklarını vurguladı. Küçük, “Bu kınama insana bir dedikodu getirir. ‘İmkanları var ama böyle bir şey yapmadılar’ denilir. Toplumdaki kişilerin bir kısmı kınanma durumuyla karşılaşmak istemiyor ve bu durumdan çekiniyor. Bu durumun yaygınlaşmasının en önemli nedeni ise budur. İnsanlar buna kendilerini mecbur hissedip yapıyorlar” şeklinde konuştu. Taziye yemekleri için bir sektör oluştuğunu, bu sektörün toplum içinde yaygınlaştığını söyleyen Küçük, sektörü oluşturanların taziye evinde yemek verilmesi olayını teşvik ettiklerini belirtti. Küçük, toplumda oluşacak ‘bir kaşık su vermedi’ gibi dedikoduların yayılmasında da bu sektörün etkin rol aldığını ifade ederek vatandaşları uyardı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER