© Konya Postası 2021

Çinin Doğu Türkistan politikaları protesto edildi

Doğu Türkistanda Müslümanlara yönelik saldırılar çeşitli illerde STKlar ve vatandaşlarca protesto edildi.

ANKARA (AA) Bursada, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) Bursa Şubesi ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, Çin yönetimince Doğu Türkistandaki Uygur Türklerine yönelik insan hakları ihlallerini Sessiz Çığlık eylemiyle protesto etti. Protestocular cuma namazının ardından Orhangazi Parkında toplandı.

Sakarya

Sakaryanın Adapazarı ilçesindeki Ağa Camisi önünde, cuma namazı sonrası toplanan sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar, Doğu Türkistanda zulme dur de ve Doğu Türkistan için ses ver yazılı dövizler taşıdı.

Burada grup adına açıklama yapan Sakarya Genç İHH Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Şengül, uzun yıllardır asimilasyon ve yıldırma politikaları yürütülen Doğu Türkistanın tüm dünya gündeminden saklandığını, Müslüman Uygurların her türlü hak ihlaline maruz bırakıldığını söyledi.

Müslümanlara yönelik ağır zulümlerin yapıldığını ifade eden Şengül, Bu türden işkenceler fiziksel veya zihinsel bozukluklarla, çoğu zaman da ölümle sonuçlanmaktadır. Batılı kaynaklara göre Doğu Türkistanda Çin yönetimi tarafından kurulan 16 toplama kampı bulunuyor. Bu her Uygur ailesinden en az bir kişinin söz konusu kamplarda tutuklu olduğu anlamına gelmektedir. Tutuklu olanlar genellikle 2040 yaş arasındaki Uygur erkeklerdir. Bu kamplardaki Uygurlar kendi inançlarını değiştirmeye ve Komünist Parti ideolojisine boyun eğmeye zorlanıyorlar. diye konuştu.

Kocaeli

İzmit ilçesindeki tarihi Fevziye Camisi önünde cuma namazı sonrası toplanan sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar, taşıdıkları pankart ve dövizlerle Doğu Türkistanda Müslümanlara yönelik saldırılar protesto etti.

Grup adına açıklama yapan İHH İnsani Yardım Vakfı Kocaeli Temsilcisi İsmail Yeşildal, Doğu Türkistanda Müslüman Uygurlara yapılan hak ihlalini anlattı.

Çinin eğitim kampı olarak adlandırdığı toplama kamplarında, 13 milyon insanın bulunduğunun tahmin edildiğini vurgulayan Yeşildal, şöyle dedi:

Doğu Türkistanda inşa edilen bu büyük hapishaneler Nazi Almanyası uygulamalarını andırmaktadır. Evlerinden, yurtlarından, eş ve çocuklarından zorla ayrılan insanların sayıları her geçen gün artarken aynı zamanda uygulanan işkence ve zulümler neticesinde yüzlerce insan hayatını kaybetmektedir. Birçok aileye akrabalarının cesedi teslim edilmiş ancak ölüm nedeni hakkında herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Kampların yaşam koşulları çok kötü olup, içerisinde çocukların da bulunduğu tutukluların sayısı, kampların alabileceği insan kapasitesinin kat kat üstündedir. İnsanlar, sırt üstü yatma imkanına bile sahip olmadıkları için, ancak yanlarına dönerek yatmaktadırlar.

Yeşildal, uluslararası kamuoyundan Doğu Türkistan için harekete geçmelerini talep ettiklerini sözlerine ekledi.

Doğu Türkistanlı Hafız Selahattin Muhammed, Kuranı Kerim okudu, Uygurca dua yaptırdı.

Eyleme katılanlar daha sonra ellerini ağızlarına götürerek 1 dakikalık sessiz çığlık eylemi yaptı.

Düzce

Düzcede Sivil Toplum Platformu, tüm dernek, vakıf ve sendikaların katılımıyla Doğu Türkistanda Müslümanlara yönelik saldırılar protesto edildi.

Cuma namazı sonrası Cedidiye Camisi önünde toplanan grup, ellerindeki Türk ve Doğu Türkistan Bayrakları eşliğinde slogan atarak Anıtpark Meydanına kadar yürüdü.

Vatandaşların da destek verdiği yürüyüşte grup adına konuşma yapan Düzce Alperen Ocakları Başkanı Onur Çetin, Doğu Türkistanda zulüm ve işkence gören Müslümanlar için toplandıklarını söyledi.

Bu zulme asla kayıtsız kalamayacaklarını vurgulayan Çetin, Bu zulmü kesinlikle kınıyoruz ve Biz Doğu Türkistanın yanındayız diyoruz. Buradaki Müslüman kardeşlerimizi asla Çine ezdirmeyeceğiz. Buradan isteğimiz Müslüman ülkelerin yöneticilerinin bir araya gelip bu zulüm için birlik olunmasıdır. dedi.

Bartın

Bartında İnsani Yardım Derneği üyeleri, Arap Cami önünde ellerinde pankart ve dövizlerle toplanarak, Doğu Türkistanda Müslümanlara yönelik saldırıları protesto etti.

Grup adına konuşan derneğin başkanı Selami Ünsal, uzun yıllardır asimilasyon ve yıldırma politikaları yürüten Doğu Türkistanın tüm dünya gündeminden saklandığını, Müslüman Uygurların her türlü hak ihlaline maruz bırakıldığını söyledi.

Doğu Türkistanda inşa edilen bu büyük hapishanelerin Nazi Almanyası uygulamalarını andırdığını ifade etti.

Karabük

Karabükte 100. Yıl Mahallesi Pazaryeri Camisi önünde cuma namazı sonrası toplanan sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve vatandaşlar, taşıdıkları pankart ve dövizlerle Doğu Türkistanda Müslümanlara yönelik saldırıları protesto etti.

Grup adına açıklama yapan Genç İHH İnsani Yardım Vakfı Karabük Temsilcisi Muhammet Fatih Baysal, Çinin 2000 yılı sonrasında siyasi, ekonomik ve askeri atılımlarla gündeme geldiğini ve sınırlarının doğu ile batısında iki farklı yüzle ortaya çıktığını söyledi.

Doğu Türkistandaki Müslümanların her türlü hak ihlaline maruz bırakıldığını belirten Baysal, Sincan Uygur Özerk Bölgesi Komünist Parti Sekreteri olan Chen Chuanguonun 2017 Nisan ayından itibaren Doğu Türkistandaki Uygurları, hapishanelere veya zorunlu politik eğitim kamplarına göndermesi ve beyin yıkamaya yönelik uygulamaları Çin için yüz kızartıcı yeni bir fiil anlamına gelmektedir. Çinin eğitim kampı olarak adlandırdığı toplama kamplarında 13 milyon insanın bulunduğu tahmin edilmekte. dedi.

Dünyadaki vicdan sahibi herkesin Çinin hukuksuz uygulamalarına son verinceye kadar Çin mallarını boykot etmesi gerektiğini dile getiren Baysal, Çinin insanlık dışı hukuksuz uygulamalarının tüm dünyada yüksek sesle duyurulması gerektiğini sözlerine ekledi.

Basın açıklamasının ardından katılanlar sessiz çığlık eylemi yaptı.

Ardahan

Ardahan Merkez Camisi önünde İHH İnsani Yardım Vakfı öncülüğünde bir araya gelen gruba, kentteki sivil toplum kuruluşları da destek verdi.

İHH Ardahan Temsilicisi Akın Demirci, burada yaptığı açıklamada, Doğru Türkistandaki Uygurlara yönelik dini baskıların gün geçtikte arttığına dikkati çekti.

Demirci, Baskılar 1970li yıllardaki Kültür Devriminden sonra en üst noktaya ulaşmıştır. Camiler ve mescitlerin birçoğu yakılmış, bazıları eğlence mekanlarına dönüştürülmüştür. Bu tepkimiz devam edecektir. Bura artık dur denilmeli. dedi.

Demirci, bu tür tepki ve protestoların süreceğini sözlerine ekledi.

Iğdır

Iğdırda sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile vatandaşlar Merkez Camisi önünde bir araya geldi.

Grup adına açıklama yapan Genç İHH Iğdır Başkanı Muhammed Yavrutürk, 2000 yılı sonrasındaki siyasi, ekonomik ve askeri atılımlarla gündeme gelen Çinin, sınırlarının doğu ve batısında iki farklı yüzle ortaya çıktığını söyledi.

Özellikle uzun yıllardır asimilasyon ve yıldırma politikaları yürütülen Doğu Türkistanın tüm dünya gündeminden saklandığını ifade eden Yavrutürk, şöyle konuştu:

Müslüman Uygurlar her türlü hak ihlaline maruz bırakılmaktadır. Uygulanan yol ve yöntemlere bakıldığında Çin yönetiminin halihazırda bütün Uygurları ‘suçlu’ olarak kabul ettiği, din ve geleneklerine bağlı Uygurları terörist olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Batılı kaynaklara göre Doğu Türkistan‘da Çin yönetimi tarafından kurulan 16 toplama kampı bulunuyor. Bu kamplardaki Uygurlar kendi inançlarını değiştirmeye ve Komünist Parti ideolojisine boyun eğmeye zorlanıyorlar.

Ağrı

Ağrıda da vatandaşlar ile sivil toplum kuruluşu yöneticileri Merkez Camisi önünde bir araya geldi.

İHH Ağrı Şube Başkanı Kerem Engin, grup adına yaptığı konuşmada, Doğu Türkistanda politik eğitim kampları dramının sürdüğünü aktardı.

Müslüman Uygurların her türlü hak ihlaline maruz bırakıldığını dile getiren Engin, Sincan Uygur Özerk Bölgesi Komünist Parti Sekreteri olan Chen Chuanguo’nun 2017 Nisan ayından itibaren Doğu Türkistandaki Uygurları, hapishanelere veya zorunlu politik eğitim kamplarına göndermesi ve beyin yıkamaya yönelik uygulamaları, Çin için yüz kızartıcı yeni bir fiil anlamına gelmektedir. Çinin ‘eğitim kampı’ olarak adlandırdığı toplama kamplarında 13 milyon insanın bulunduğu tahmin edilmektedir. diye konuştu.

Kırşehir

Kırşehir Cacabey Meydanında düzenlenen eylemde, başta Kırşehir İnsani Yardım Vakfı (İHH) olmak üzere farklı sivil toplum kuruluşlarının başkanları açıklama yaptı.

Doğu Türkistanda yaşanan insan hakları ihlalleriyle ilgili pankartların açıldığı eylemde konuşan Kırşehir İnsani Yardım Vakfı Başkanı Seyfettin Cerit, Çinin insanlık dışı uygulamalarının tüm dünyaya yüksek sesle duyurulması gerektiğini belirtti.

Çinin, kendi yasalarına ve taraf olduğu uluslararası yasalara aykırı şekilde açtığı politik eğitim kamplarını derhal kapatması gerektiğini vurgulayan Cerit, şöyle devam etti:

Bu kamplarda isteği dışında tutulan insanların maddi ve manevi kayıpları karşılanmalıdır. Doğu Türkistanda devam eden demografik değişikliklere son verilmeli ve Uygurlardan müsadere edilen topraklar ve mülkler geri verilmelidir. Uygurlara uygulanan yurt dışı yasağı ve yurt dışındaki Uygurların Çine girişine uygulanan yasaklar kaldırılmalıdır. İletişim ve haber alma özgürlüğü sağlanmalıdır. Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz reel politik kaygılara kurban edilmemelidir. Çin, uluslararası hukuka aykırı olarak Doğu Türkistanda yapmış olduğu tüm hak ihlali uygulamalarının hesabını uluslararası mahkemelerde vermeli, bunun için İslam İşbirliği Teşkilatı, uluslararası toplumu Myanmar ve Gambiya örneğinde olduğu gibi acil göreve davet etmelidir.

Nevşehir

Nevşehirde çeşitli sivil toplum kuruluşlarından oluşan Milli İrade Platformu üyeleri, cuma namazının ardından Alibey Camisi önünde bir araya geldi.

Grup adına basın açıklaması yapan Mustafa Özdemir, Müslüman Uygur Türklerinin Çin yönetimince çeşitli hak ihlallerine maruz bırakıldığını vurguladı.

Özdemir, Sincan Uygur Özerk Bölgesi Komünist Parti Sekreteri Chen Chuanguonun 2017 nisan ayından itibaren Doğu Türkistan halkını, hapishanelere veya zorunlu politik eğitim kamplarına göndermesi ve beyin yıkamaya yönelik uygulamalarının Çin için yüz kızartıcı yeni bir fiil anlamına geldiğini dile getirdi.

Uygulanan işkencelerin insanlık dışı olduğunu vurgulayan Özdemir, Çin yönetiminin bütün Uygurları suçlu kabul ettiği, din ve geleneklerine bağlı Uygurları terörist olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Kamplardan çıkmayı başaranların ifadelerine göre, toplama kamplarında mahkumlara kötü muameleler yapılmaktadır. dedi.

Sivil toplum kuruluşlarının Doğu Türkistanı ziyaret etmelerine olanak sağlanması gerektiğini ifade eden Özdemir, Çinin, uluslararası hukuka aykırı sergilediği uygulamaların hesabını uluslararası mahkemelerde vermesi için çalışma yapılmasını da istedi.

Çorum

Çorumda, cuma namazı sonrası Ulu Cami önünde bir araya gelen İHH üyeleri, Hürriyet Meydanına kadar sessiz yürüyüş gerçekleştirdi.

Doğu Türkistan için ses ver, Doğu Türkistanda zulme dur de yazılı pankartlar taşıyan grupta bazı vatandaşlar, üzerinde Doğu Türkistan bayrağı motifi bulunan maskeler taktı.

Çorum İHH Başkanı Selim Özkabakçı, Çinin Doğu Türkistanda birçok insan hakkı ihlali yaptığını söyledi.

Doğu Türkistana dışarıdan girişin engellenmesinden dolayı tablonun gerçek boyutunun belirlenemediğini vurgulayan Özkabakçı, Çinin eğitim kampı olarak adlandırdığı toplanma kamplarında 13 milyon insanın bulunduğu tahmin edilmektedir. Kampların yaşam koşulları çok kötü olup içerideki insan sayısı kapasitenin katbekat üstündedir. dedi.

Batılı kaynaklara göre Doğu Türkistanda 16 toplama kampının bulunduğunu aktaran Özkabakçı, şöyle konuştu:

Her Uygur ailesinden en az bir kişi kamplarda tutuklu bulunmaktadır. Tutuklu olanlar genellikle 2040 yaş arası erkeklerdir. Uygurlar kamplarda kendi inançlarını değiştirmeye ve komünist parti ideolojisine boyun eğmeye zorlanıyor. Çin bu kampları neden açma gereği duymuştur? Tutukluların sağlık durumları nasıldır? Kamplar uluslararası gözlemcilere neden kapalıdır? Bu gibi soruların acilen Çin hükümetince cevaplanması gerekmektedir.

Kastamonu

Kastamonu İHH İnsani Yardım Derneği Başkanı Mücahit Dağdelenoğlu, Nasrullah Meydanında toplanan grup adına yaptığı açıklamada, Çin yönetiminin Uygurların tamamını suçlu olarak gördüğünü söyledi.

Kamplarda Uygur Türklerine işkence yapıldığını ifade eden Dağdelenoğlu, Baskılar 1970li yıllardaki kültür devriminden sonra en üst noktaya ulaşmıştır. Camiler ve mescitlerin birçoğu yıkılmış, bazıları eğlence mekanlarına dönüştürülmüştür. Mevcutlara ise Çin bayrağı ve Devlet Başkanının fotoğrafları asılmıştır. diye konuştu.

Sinop

Sinop Önder İmam Hatipliler Derneği Başkanı İsmail Aksoy, Alaaddin Camisi avlusunda yaptığı basın açıklamasında, Çin yönetiminin oluşturduğu kamplardan çıkmayı başaran Uygurların ifadelerinin dehşet verici olduğunu dile getirdi.

Kamplarda bulunanlara işkence yapıldığını belirten Aksoy, bu duruma bir an önce son verilmesi gerektiğini ifade etti.

Çankırı

Cuma namazının ardından Ahmet Yesevi Camisi önünde bir araya gelen Çankırı İHH İnsani Yardım Derneği üyeleri ve vatandaşlar, Doğu Türkistandaki insan hakları ihlallerine tepki gösterdi.

Grup adına basın açıklamasını okuyan Dernek Başkanı Hasan Kale, Müslüman Uygurların her türlü hak ihlaline maruz bırakıldığını söyledi.

Çindeki kamplarda milyonlarca insanın bulunduğunu tahmin ettiklerini anlatan Kale, Evlerinden, yurtlarından, eş ve çocuklarından zorla ayrılan insanların sayıları her geçen gün artarken aynı zamanda uygulanan işkence ve zulümler neticesinde yüzlerce insan hayatını kaybetmektedir. Birçok aileye akrabalarının cesedi teslim edilmiş, ancak ölüm nedeni hakkında herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Kampların yaşam koşulları çok kötüdür. diye konuştu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER