Çocuklar suça yöneliyor!

Olaylarda çocukların 259 bin 106'sı mağdur olarak, 206 bin 853'ü suça sürüklenme sebebiyle (kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiasıyla), 100 bin 490'ı bilgisine başvurma amacıyla, 16 bin 499'u kayıp (hakkında kayıp müracaatı yapılıp daha sonra bulunan) olması sebebiyle, 12 bin 684'ü kabahat işlediği iddiasıyla, 6 bin 122'si bu nedenlerin dışında kalan diğer nedenlerden dolayı güvenlik birimlerine geldi veya getirildi.

Suça sürüklenen çocuk sayısındaki artışı değerlendiren Uzman Psikolog Özge Şahin, “Çocuğun suç işlemesinde ailenin, çocuk sayısının, ekonomik sorunların, eğitim sistemlerinin, genetik faktörlerin, bedensel-ruhsal hastalıkların, alkol ve uyuşturucu bağımlılığın önemli rolü olduğu belirtilmektedir” diye konuştu.

YANLIŞ DAVRANIŞLAR NORMALLEŞTİRİLMEMELİ

Çocukluk döneminde şahit oldukları her davranış her söz ilerleyen zamanlarda çocuğun karakterini şekillendirdiğini söyleyen Şahin,  “Yapılan çalışmalarda öfke ortamında yetişen çocukların ilerleyen yaşlarda suça karışma oranı arasında büyük bir bağlantı olduğu görülmektedir. Yetiştiği ortam içersinde normalleştirilmiş yanlış davranışlar çocukların suça karışma oranı üzerinde oldukça etkilidir. Ailede hırsızlığa, şiddete verilen tepkiler, yaklaşımlar çocukların suç içerin davranışları normalleştirmesi oranında etki etmektedir. Çevresinde hırsızlık olayına şahit olan ve sevgiden yoksun,  güven vermeyen aile yapısı çocuğun suça karışma oranında en önemli faktörleri oluşturur. Çocukluk döneminde arzularına doyum bulamayan yani anne sevgisi, güvenli ortam ihtiyacı gibi konularda doyum yaşayamayan çocuklarda ve somut olarak açlığa ve kötü hayat şartlarına mahkûm olan çocuklarda yoğun bir endişe görülür. Bu kişiliğinde derin izler bırakır ve çocukta sürekli bir güvensizlik hâli oluşturur” açıklamalarında bulundu.

Eğitim-İş Konya Şubesi Başkanı Özgür Ulaş Yiğit ise, çocuk suçlu oranındaki artışın televizyon dizilerinde dayatılan mafya dizilerinin etkisi olduğuna dikkati çekti.

DİZİLERDE ŞİDDET NORMALLEŞTİRİLİYOR

Yiğit, “Küçük yaştaki çocukların tablet, telefon gibi araçlarla gün içerisinde fazla zaman geçirmesi ve bu durumu ailelerin denetlememesiyle durum ciddileşiyor. Televizyonlarda özellikle mafya ve şiddete özendiren dizilerde şiddet normalleştiriliyor. Bu tarz eylemleri gerçekleştiren kişiler dizilerde iyi bir yaşam sürüyor. Ortaokul ve lise çağındaki çocuklar da bu tarz içeriklere özeniyor” dedi.

Başkan Yiğit, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi, “ Ülkemizde sayısı her gün artan mülteci sayısı ve sürekli artış gösteren uyuşturucu madde ve madde bağımlılığı ana etkenlerden bir tanesi olarak görülebilir. Diğeri ise yaşanan ekonomik krizin bazı getirmiş olduğu etkenler var. Önceki zamanlarda her çocuğun bir hayali vardı; avukat olmak, doktor olmak veya öğretmen olmak gibi. Bu durum çocukların elinden alındı. Çocuklar üniversite okumanın yetersiz olduğunu düşünüyor. Atama sorunu, maaşa bağlı geçim sıkıntısı bu durumu etkileyen faktörler içinde büyük etkisini gösteriyor. Çocuklar da şu anda kısa yoldan para kazanmanın derdine düşmüş durumda. Korkarım ki bu şekilde gidildiği takdirde bu sayı daha da artacak. Veliler tüm bu etkenlerden dolayı artık çocuklarını özel okullara göndermek istiyor”

ORTAK BİR ŞEKİLDE BİR ÇÖZÜME ULAŞILMALI

Yiğit, “Bu noktada benim önerim şu; bir hastalığı tedavi etmek istiyorsanız teşhisi doğru koymak zorundasınızdır. Gerçekten çözüm odaklı gidilmeli. Eğitimcilerimiz, bürokratlarımız bir araya gelerek bir eğitim politikası oluşturulacak. Bu durumdan nasıl kurtulabiliriz diyerek ortak bir akıl konulacak. Tek bir kişinin idaresinde değil de ortak bir şekilde bir çözüme ulaşılmalı. Çocuklar hayallerine ulaşmalı aksi takdirde çocuk suçlu oranı artış gösterecektir” diye konuştu.

YARALAMA VE HIRSIZLIK İL SIRADA!

Söz konusu çocukların karıştığı olayların 206 bin 853'ü suça sürüklenmesiyle gerçekleşti. Bu çocukların yüzde 37,8'ine yaralama, yüzde 25,2'sine hırsızlık, yüzde 4,5'ine uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, yüzde 4,2'sine Pasaport Kanunu'na muhalefet, yüzde 4,1'ine ise tehdit suçları isnat edildi. Güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların yüzde 43,1'ini mağdur edilen çocuklar oluşturdu.