© Konya Postası 2021

DÜNYAYI GEZELİM: ŞANGAY

Çin’in en kalabalık ve en önlü liman kenti: ŞANGAY

Dünyaca ünlü bir liman kenti olan Şanghay, Çin'in nüfusu en yüksek olan şehrİ olmanın yanı sıra ayrıca ülkenin ekonomi, finans, ticaret ve nakliye merkezi Şanghay, ülkenin doğu sahilinde, Yangtze Nehri Deltası'nın en doğusunda bulunuyor. Doğusunda Doğu Çin Denizi, güneyinde Hangzhou Körfezi ve batısında Jiangsu ile Zhejiang eyaletleri tarafından çevrelenmiş durumda. Şanghay'ın en kuzeyini teşkil eden Chongming Adası ise Yangtze Nehri ağzının denize döküldüğü noktanın ortasında.

DENİZİN ÜSTÜNDE (!)

Bir liman şehri ve Şangay ”denizin üstünde” demek imiş. Ancak rehberimizden öğreniyoruz ki Şangay’ın yerlisi balık tercihi deniz balığından değil tatlı su balığından yapıyormuş. Tabii tercih ne olursa olsun balık olmasa da burada da deniz ürünleri halkın en çok tercih ettiği damak tadı imiş. Biz yemedik. Yemeyi de tercih dahi etmedik ama bu konuda yanımızda ki tecrübeli isimler bizi kızarmış deniz ürünleri konusunda ısrarla uyarıyor ve “Bunlar taze olmayabilir ve genelde o hafta satılamayan ürünler bu noktada kullanılır” diyorlardı.

Şangay'da nemli subtropikal iklim yaşanmakta. Yaz döneminde öğle saatlerinde hava sıcaklığı 35-36 derece civarındadır. Yaz döneminde hava çok nemli. Yaz aylarında, özellikle de Temmuz - Eylül arası tayfunlar görülebilmekte. Kış ayları ise soğuk ve yağışlı. Gündüz 10 dereceler civarında olan hava sıcaklıkları, gece sıfır derece civarına düşer. Sibirya'dan gelen rüzgarlar nedeniyle, dönem dönem dondurucu soğuklara da rastlanmakta.

YENİ VE ESKİ ŞEHİR

Dünyanın en büyük metropollerinden biri olan Şangay'da şehir, Yeni Şangay ve Eski Şangay olarak ikiye ayrılmış. Yeni Şangay, gökdelenleri ve plazalarıyla oldukça etkileyici bir metropol görünümünde. New Bund, şehri ikiye bölen Huangpu Nehri boyunca giden oldukça uzun bir caddedir ve oldukça hareketli. Şehre gidenler bu cadde boyunca yürüyüşler yaparak alışveriş mağazaları, dükkanlar ve Çin mimarisi ile yapılmış binaları görebiliyorlar. r. Ya da Huangpu Nehrinde bir tekne gezisine katılarak, nehrin her iki yakasını da görme fırsatını da yakalayabilirsiniz.

Oriental Pearl TV Kulesi, Asya'daki en yüksek TV kulesi. Buradan şehrin panoramik manzarasını izleyebilirken 468 metre yüksekliğindeki bu kulenin içerisinde alışveriş alanları ve restoranları da görüyorsunuz.

ESKİ ŞEHİR ETKİLEYİCİ

Çok sayıda tarihi yapıya ve tapınağa sahip Eski Şangay bölgesi oldukça etkileyicidir. Bölgede yer alan Chongming Adası, Zhujajiao Su Şehri ve Qibao tarihi kasabaları Çin’in en etkileyici noktalarından. İmparator Jia Jin döneminde inşaa edilmeye başlanmış olan 400 senelik Yuyuan Bahçeleri nefes kesici bir güzelliğe sahip. Burada bulunan yeşim taşının bulunduğu kısım da mutlaka gezilmesi gereken yerlerden. Taşın bulunduğu Jade Buddha Tapınağı, Şangay'daki en önemli yapılardan. Longhua Pagodası ve Lu Xun mezarı da tarihi yapılar arasında en dikkat çekici olanlardan. Çok sayıda eserin sergilendiği Şangay Müzesi de Çin tarihini en iyi yansıtan eserlerin bulunduğu bir müze. Küçük bir balıkçı kasabası olan Şangay'ın geçirdiği evrimi ve bugünkü metropol haline gelişinin maketlerle anlatımı ilgi çekici. Müzeden çıktığınızda, müzenin hemen yanında yer alan People Meydanına gidebilirsiniz. Bu meydan yeşil alanları, süs havuzları ve yer altı çarşıları ile görülmeye değer.

Çin'in kültür başkenti olan Şangay'da sanat galerileri, tapınaklar, tiyatro, sinema, opera ve konserler olmak üzere pek çok aktivite şehrin sunduğu imkanlardan. Badminton, bisiklet, tenis, yüzme, golf, olta balıkçılığı, avlanma, kapalı yüzme havuzu, paten, bilardo ve bowling de şehirde yapılabilecek sportif aktiviteler.

ÇİN’DE AÇ KALMAZSINIZ

Çine gidecek insanlarımızın belki de aklına ilk gelen korkuları “orada ne yiyeceğiz?” konusudur. Samimiyi olmak gerekirse Çin davetini aldığımız zaman bizimde aklımıza gelen soru bu idi. Ama oraya gidince gördük ve şahit olduk ki Çin’de Türk mutfağının tüm lezzetlerini tadabilirsiniz.

TATLI VE EKŞİ ÖN PLANA ÇIKIYOR

Şangay’ın da bilmediğiniz yerde kesinlikle et yememelisiniz. Çünkü Çin mutfağında et tartışmasız domuz eti imiş. Aynı şekilde börek ve çöreklerde her türlü etin olduğu yiyecekte de kullanılan et genelde domuz eti kıyması imiş. Şangay’da tavuk eti de var. Dahası yakın zamana kadar Şangay’ın tavukları ünlü imiş. Çünkü Şangay tavukları organik yem ve otlarla beslendiği için yumuşak ve lezzetli imiş. Ancak hormon olayı Şangay tavuğunu bozmuş. Artık çoğu tavuğun tadı Batı ile aynı hale gelmiş. Bu mutfakta dikkat çeken bir başka konu ise mutfağın tatlı ve ekşinin fazlaca kullanılması oluyordu.

HER YERDE TÜRK RESTORANI

Şangay’da kaldığımız otele yürüyerek beş dakika mesafede bir Türk restoranı tavsiye edildi. Kervan Lokantası. Gerçekten de haftanın yedi günü sabah 8 de açılıp gece 1’de kapanan restoranın sahibi Türk İstanbullu imiş. Lokantada sürekli olarak Türk müziği çalınıyor. Büyük bölümün duvarında ise sürekli olarak Türkiye’yi tanıtan bir slayt sunumu var. Ve görüyorduk ki buruya elbette Türkler ve Müslümanlar özellikle gelirken Çinlilerinde rağbet etmesini şaşkınlıkla izliyorduk.

BÖYLE ÇAMAŞIR ASMA KÜLTÜRÜ OLUR MU?

Çin ilk kez gittiğiniz zaman etkilenmemeniz mümkün değil. Mesela eski tarihi Çin yapılarından tapınaklarına, din adamlarından, ipek böceğine bizzat gördüklerim beni şaşırttı. Ama Şanghay’a indiğimiz o ilk günden dönüş için havaalanına giderken bile dört biryanda ki “çamaşır asma” işine aklım ermiş değil. Oysa Çin’de ki Türklerden, Çinlilere kadar herkese bunu sordum ama kimse bana tatmin edici bir cevap vermedi…

Şanghay’da en modern bulvarları üzerinde ki apartman dairelerinde de, en garip köhne kokan ara sokaklarında da hatta ve hatta bindikleri bisikletlerin üzerinde de Çinlilerin çamaşırlarını kurutmalarını hafızam almadı. Bu ülkede yaşayan Türklere sordum “Bu bir gelenek midir? Alışkanlık mıdır?... Kimse bir şey diyemedi. Çinlilerin niye börtü böcek yediklerini anladım da çamaşır kurutma işini anlayamadım.      

Burada kaldığımız sürece Allah’ın her gün, bütün evlerin balkonlarından, camlarından sarkıtılan çamaşırlar neyin nesiydi Allah aşkına? Yüksek apartmanlarda genelde kapalı balkonlarda, az katlı binalarda pencerelerden sarkıtılan sopalar üzerine gerilen iplerde, tek katlıların da bahçelerinde mutlaka asılmış kurutulmakta olan çamaşırları görüyorsunuz. Dahası yolda yürürken küçük dükkanlarda çalışan kadınların sabahları bisikletlerinin arkasına taktıkları sepetlerle taşıdıkları çamaşırlarını kaldırımlara gerdikleri iplere astıkları ve de duran bisikletlerin selelerinde kurutulmaya bırakılmış çamaşırları görüyorsunuz. Her tarafta çarşaflar, iç çamaşırları, pantolon, kazak ve montlar, yorgan ve battaniyeler sallanıp duruyor.

ŞANGHAY GÜVENLİ BİR ŞEHİR

Buraya iner inmez tecrübeli dostlarımıza soruyoruz “Burada da hırsızlık söz konusu mu? Bunu sormak da haksız değiliz değil miyiz?. İndiğimiz şehir de 30 milyona yakın insan varmış. Bize denilen ilk şey “Tamam sen tedbirini al, dikkatli ol. Ama burada asla hırsızlık dahil hiçbir şey olmaz. Çünkü olanın kellesi gidiyor. Nerede nasıl olduğunu dahi bilen olmuyor. Hatta hatta sakın araba filan kiralama. Birine vurursun maddi hasarlı yaralamalı kazada bile 6 ay nerede olduğunu biz bile bilemeyiz (!)”…. (Emre Yavuz)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER