Elvan: 'Çözüm sürecinin kırılma noktası Kobani hadisesidir'
GüncelEski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan Çözüm sürecinin bozulduğu noktanın 6-7 Ekim ve çözüm sürecinin kırılma noktasının Kobani hadisesi olduğunu belirtti.
Elvan, “Bahçeli, 7 Haziran gecesinde ‘AK Parti ile HDP koalisyon yapsın’ dedi. Daha sonra ‘AK Parti CHP ile koalisyon yapmalıdır’ dedi. Hep kendisi dışarıda; hükümet olmaktan korkuyor, iktidara gelmekten korkuyor” dedi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın barış çağrılarını samimi bulmadığını da ifade eden Elvan, “Sayın Demirtaş gerçekten samimiyse Diyarbakır’a gitmeli; yapmış olduğu bir mitingde PKK terör örgütünü lanetlemeli” dedi.
Eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan ‘Neler Oluyor’ programına konuk oldu. Program sunucusu İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan Elvan, gündemle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin özellikle 80’li, 90’lı yıllardan gelen bazı kronik sorunlarının olduğunu söyleyen Elvan, “2002 yılında iktidara geldikten sonra teker teker bu sorunları çözmeye başladık. ‘Çözülemez’ denilen sorunları çözdük. Enflasyon canavarı vardı; 20 yıl, 30 yıl ekonomistler, bilim adamları oturdular, konuştular bir netice alamadılar. Biz çözdük. Sosyal güvenlikle ilgili on yıllardan beri gelen sorunlar vardı. İnsanlar günlerce öncesinden randevu almaya çalışıyorlardı. Sabahın 3’ünde, 4’ünde hastaneye gidip saatlerce kuyrukta bekliyorlardı. Bunların hepsinin üstesinden geldik. Ekonomimizde ciddi gelişmeler söz konusu oldu, büyümemiz birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere kıyasla oldukça büyük bir performansta seyir etti” diye konuştu.
“12-13 YIL ÖNCESİNDE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ’NDE DOĞRU DÜRÜST YOL YOKTU” İktidara geldiklerinde Türkiye’nin kronik sorunlarından biri olan terör sorunuyla ilgili de ciddi adımlar attıklarını kaydeden Elvan, “İktidara geldiğimiz 2002 yılından itibaren özellikle temel hak ve hürriyetler alanında, demokratikleşme alanında çok önemli adımlar atıldı. ‘Bizim için önemli olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır’ dedik. ‘Her bir bireyin temel hak ve hürriyetini daha da yukarılara çekmek için her türlü gayreti göstereceğiz’ dedik. Bu amaca yönelik olarak ciddi adımlar atıldı. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Kürt vatandaşlarımıza yönelik geçmişte uygulanan ciddi bir baskı söz konusuydu, bir vesayet anlayışı vardı. Bunları tamamen ortadan kaldırdık. Bir taraftan biz demokratikleşmeyi sağlarken, o bölgede yaşayan insanların özgürce yaşamlarını sürdürmelerini sağlarken, geçmişte ifade edemeyecekleri her hususu ifade ederlerken, diğer taraftan biz o bölgede alt yapı alanını önemli ölçüde geliştirdik. 12-13 yıl öncesinde Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde doğru dürüst yol yoktu. Bugün hangi ile giderseniz gidin, kaliteli, yüksek standartlarda yolları görürsünüz. Havaalanları yaptık. Biz eğer kötü niyetli bir hükümet olsaydık, bunları yapar mıydık? Biz, samimi olarak o bölgede yaşayan halka inandık. Milli Birlik ve Beraberlik Projesi’ni başlattık, arkasından çözüm süreci aşamasına geçtik. Bu aşamada ‘Mayıs 2013’te silahları bırakacağız’ dediler. Biz de inandık, çünkü bunu açıkladılar. Çekiliyor gibi yaptılar ama çekilmediler. Bu arada geçmişte vatandaşlar üzerinde oluşturulmaya çalışılan o vesayeti terör örgütü doldurmaya başladı. Terör örgütü, yeni bir vesayeti oluşturmaya başladı. İnanılmaz bir baskı uygulamaya başladılar, insanlar konuşmaktan çekinir hale geldiler, dertlerini anlatamadılar. ‘Biz bu meseleleri konuşursak bizi de öldürürler’ dediler” ifadelerini kullandı.
“ÖRGÜT ASLINDA ÇÖZÜM SÜRECİNİ HİÇBİR ZAMAN İSTEMEDİ” “Özellikle sosyal medyada sanki durup dururken hiçbir şey yokmuş gibi, bizim güvenlik güçlerimiz o bölgede birtakım operasyon yapıyorlar gibi kamuoyunu yanıltıcı yazıları, paylaşımları çok sıkça görmeye başladık” diyen Elvan, “O bölgede birçok ilde devletin bir vergi dairesi, çalışan bir sistemi var. Terör örgütü vergi toplama girişimine başlıyor. Terör örgütünü destekleyen sempatizanlara soruyorum; ‘Devlet içerisinde devlet olur mu?’ Kendi sözde vergi dairelerini kuruyorlar; vatandaştan para topluyorlar. Kendi sözde mahkemelerini kuruyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti buna nasıl müsaade eder. Liderleri yakın bir zamanda 7 Haziran seçimlerinden sonra ‘öz savunmalarınızı gerçekleştirin’ diyor. Ne demek öz savunma? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin güvenlik güçleri vardır, Emniyeti vardır, Silahlı Kuvvetleri vardır. Onlar ‘siz artık silahla mücadele’ edin demek istiyorlar. Halka ‘silahlanın’ dediler. Bunun dışında 11 Temmuz’da Kandil’den yapılan bir açıklama var. ‘Çözüm süreci bitmiştir. Eğer siz çözüm sürecinin devamını istiyorsanız baraj yapımını, yolları, kalekol yapımını durduracaksınız’ diyorlar. Devlet yatırım yapıyor buralara; insanlara istihdam sağlamak için, insanların daha konforlu yaşamaları için altyapı çalışmaları yapıyor. 11 Temmuz’da Kandil, ‘Artık çözüm süreci bitmiştir. Halk savaşını başlatıyoruz’ dedi. O günlere baktığımızda hemen hemen her gün birkaç saldırı, özellikle yük taşıyan, gıda taşıyan araçların yakılması, insanlara saldırmalar, 2 polisimizin yatağında şehit edilmesi. Örgüt aslında çözüm sürecini hiçbir zaman istemedi” şeklinde konuştu.
“SELEHATTİN DEMİRTAŞ DİYARBAKIR’DA PKK TERÖR ÖRGÜTÜNÜ LANETLEMELİ” Elvan, HDP’nin TBMM’de yer almasıyla ilgili olarak, “HDP’nin gerçekten siyasi bir parti olarak Meclis’te yer alması, hatta oy oranlarını arttırarak Meclis’te yer alması önemli olaylar. Özellikle siyasal ortamda bu meselelerin bizatihi tartışılacağı yer TBMM’dir. Ama siz, diğer taraftan ambulansa, doktora, mühendise saldırırsanız, ama onlardan cımbızla sadece ‘doktora, sağlıkçıya saldırmayın’ derseniz, bu anlamlı olmaz. Sayın Demirtaş gerçekten samimiyse, Diyarbakır’a gitmeli, yapmış olduğu bir mitingde PKK terör örgütünü lanetlemeli. İzmir’de, İstanbul’da barıştan bahsedip, Güneydoğu’ya gidip ‘öz savunmanızı yapın’ diyen bir lider ikircikli davranıyor demektir” değerlendirmelerinde bulundu.
“ÇÖZÜM SÜRECİNİN KIRILMA NOKTASI KOBANİ HADİSESİDİR” Çözüm sürecinin bozulduğu noktanın 6-7 Ekim ve çözüm sürecinin kırılma noktasının Kobani hadisesi olduğunu belirten Elvan şunları kaydetti: “O süreçte Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kobani’de yaşayan Kürtler’e ciddi bir destek sağladı. 200 bin kişiyi kim kabul eder? Bir günde 200 bin kişiyi kabul eden bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Kobani’nin özgürlüğüne kavuşması yönünde ciddi destekler verdik. Bunun neticesinde sanki Türkiye Cumhuriyeti Devleti destek vermemiş, bizatihi sabote etmiş gibi bir söylem içerisine girdiler. Ağızlarından barış çıkıyor ama kafalarının arkasında savaş var.”
“BAHÇELİ, 7 HAZİRAN ÖNCESİNDE HDP ALEYHİNE KONUŞMADI” CHP ve MHP’nin 7 Haziran seçimleri öncesi HDP aleyhine herhangi bir açıklama yapmadıklarını dile getiren Elvan, “Kampanyalarının neredeyse tamamını Cumhurbaşkanımız üzerinden yürütmeye çalıştılar. Halbuki Cumhurbaşkanımız devletimizin başıdır; senin muhatabın siyasi partilerdir. Cumhurbaşkanımıza saldırdılar, hakaretler ettiler, küfürler ettiler. Sayın Bahçeli, 7 Haziran öncesi HDP aleyhine hiçbir açıklama yapmamıştır. CHP ve MHP, AK Parti’nin tek başına iktidar olamaması için her türlü gayreti gösterdiler. CHP’den az da olsa bir kitle HDP’ye oy verdi ama paralel yapının neredeyse tamamı HDP’ye oy verdi. Bir taraftan ‘ben milliyetçiyim, vatanseverim’ diyeceksiniz, diğer taraftan terör örgütüyle el ele, kol kola yürüyen bir partiye destek vereceksiniz” diye konuştu.
“BAHÇELİ İKTİDARA GELMEKTEN KORKUYOR” “7 Haziran akşamından, koalisyonun gerçekleşemeyeceğinin anlaşıldığı güne kadar Genel Başkanımız ve tüm AK Parti camiası hep aynı çizgide hareket etmiştir, kafasının arkasında hiçbir zaman başka bir düşünce olmamıştır ve açık, net şekilde düşüncesini aktarmıştır” diyen Elvan, konuşmasına şöyle devam etti: “Anketlere baktığımızda bizim tabanımız MHP ile koalisyon yapılmasının uygun olacağını düşünüyordu. MHP’nin tabanının da ağırlıklı oranı MHP’nin AK Parti ile koalisyon yapmasını destekliyordu. Sayın Cumhurbaşkanımız başından itibaren tamamen tarafsız davrandı. Sayın Cumhurbaşkanımız, sürecin başından beri koalisyonu teşvik etti, bir an önce koalisyonun kurulması gerektiğini ifade etti.
MHP Genel Başkanı’nın 7 Haziran akşamından beridir yapmış olduğu açıklamalara bakın; zannedersiniz ki 10 farklı lider konuşuyor. Dışarıdan birisinin bu açıklamaları önüne koyun, o kişi ‘bir lider 2 aylık süre içerisinde bu kadar farklı söylemlerde bulunamaz’ diyecektir. 7 Haziran akşamı ‘biran evvel erken seçim’ dedi. Sonra, ‘AK Parti HDP ile koalisyon yapsın’ dedi talimatlar verircesine. Yüzde 15-16 oy almışsın; sen kime talimat veriyorsun, sen kendi partine bak. Arkasından ‘AK Parti CHP ile koalisyon yapmalıdır’ dedi. Hep kendisi dışarıda; hükümet olmaktan korkuyor, iktidara gelmekten korkuyor. Genel Başkanımızla birlikte Sayın Bahçeli’yi ziyaret ettik. Orada Sayın Bahçeli ısrarla ‘siz gidin CHP ile koalisyon kurun’ dedi. Kendi görüşünü ifade edebilir, ‘sizinle koalisyon kurmak istemiyorum’ diyebilir. CHP ile anlaşma sağlanamaması neticesinde Genel Başkanımız, MHP Genel Başkanı ile yapmış olduğu ikinci görüşmede özellikle teröre karşı alınan tedbirleri detaylı bir şekilde anlattı. Daha sonra koalisyonla ilgili görüşmelere geçmeden Sayın Bahçeli, ‘Biz sizinle koalisyon yapmayı düşünmüyoruz’ dedi. Genel Başkanımız, ‘Emin misiniz, bizimle koalisyon yapmak istemiyor musunuz?’ diye sorunca, Sayın Bahçeli ‘Hayır, biz sizinle koalisyon yapmak istemiyoruz’ cevabını verdi. ‘Peki, bir azınlık hükümetine destek verir misin?’. Ki bir önceki toplantıda bir ‘marjinal’ ifadesini kullanmıştı. Erken seçime ‘hayır’, azınlık hükümetine ‘hayır’, koalisyona ‘hayır’, seçim hükümetine ‘hayır’ peki neye evet? Siz değil miydiniz ‘Bu ülkenin geleceği için gövdemi bile koyarım’ diyen? Nerede sizin gövdeniz? Bırakın gövdenizi, siz arkanızı dönüp kaçıyorsunuz.”
“1 KASIM’DA TÜRKİYE TEKRAR ESKİ GÜNLERİNE KAVUŞACAK” CHP ile olumlu bir görüşme süreci geçtiğini hatırlatan Elvan, “Gerçekten tarafların birbirlerini anlaması açısından çok önemli görüşmeler yapıldı. Sonunda bir değerlendirme yaptığımızda CHP, ‘biz bir restorasyon hükümeti istiyoruz’ dedi. Sözde bizim tahribatlarımızı onarım hükümeti istiyorlar. Biz 7 Haziran seçimlerinde yüzde 41 gibi büyük bir oranla, en yakın parti olan CHP’ye yüzde 17 fark atmış bir partiyiz. Bizde bir reform hükümeti olması gerektiğini söyledik. Eğitimde, dış politikada, birçok alanda zıt düşünceleri olan iki partiyiz. Onlar bize ‘4 yıllık bir koalisyon hükümeti kuralım’ dediğinde biz samimi olarak şunu düşündük; ‘Bu kadar farklı bir yaklaşım içerisinde olan iki farklı parti, 4 yıl bu hükümeti götürmesi mümkün değil.’ Biz samimi olarak ‘gelin, kısa süreli bir reform hükümeti kuralım’ dedik. Kısa süreli bir reform hükümeti kurarak, hem CHP’nin öncelikleri arasında yer alan, hem bizim önceliklerimiz arasında olan yasaları belirleyelim, bunları teker teker çıkaralım istedik. Belki de öyle bir 3 aylık süreç geçerdi ki ‘devam edelim’ derdik. Onlar da ‘hayır, bizim parti meclisimizin aldığı karar 4 yıllık bir koalisyon hükümeti.’ Biz, olanca çabayı sonuna kadar gösterdik ancak bu gerçekleşmedi. Şuanda bir seçim hükümeti iş başında. İnşallah 1 Kasım’da Türkiye tekrar eski günlerine kavuşacak, Türkiye eski büyümesine kavuşacak, rekabet gücünü artırmaya, ekonomik, sosyal, kültürel açıdan inşallah Türkiye’nin önü açılacak” ifadelerini kullandı.
“TUĞRUL TÜRKEŞ ‘BABAMIN İZİNDE GİDİYORUM’ DEMİŞTİR” MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Tuğrul Türkeş’le ilgili ifadeleri hakkında “Son derece çirkin, yakışık almayan, bir genel başkana yakışmayan söylemler bunlar” diyen Elvan, geçici hükümete bakan vermeme kararı alan MHP ve CHP’yi, “Neticede erken seçim hükümeti teknik bir hükümettir. Siyasi partilerin seçim hükümetine bakan vermemesini anlayamıyorum ben. 2 ay süreyle kurulan bir teknik hükümettir bu. MHP’den, CHP’den, HDP’den, AK Parti’den bakanlar bir araya gelecekler, bu ülkeyi seçime götürecekler; bir icraat hükümeti değil bu hükümet. Olağanüstü bir durum olursa hükümetin karar vereceği bir hükümet olabilir ama bu noktada da halkın yüzde 97’sini temsil eden bir hükümet olacaktı bu. Tuğrul Türkeş, devlet adamlığını bu noktada göstermiştir. Kendisi, ‘babamın izinde gidiyorum’ demiştir. Kendisi, ‘Anayasa bunu böyle emretmiş, Anayasa’nın uygun gördüğü şekilde bana bu teklif edildi, ben yine MHP’liyim, milliyetçi ve ülkücüyüm ama erken seçim hükümetinde yer alacağım’ demiştir. Neye rağmen; MHP’li birçok yöneticinin hakaretlerine, tehditlerine rağmen. CHP lideri Kılıçdaroğlu, ‘bizde karaktersiz insan yoktur’ diyor. Ne demek bu? Anayasa böyle öngörmüş” ifadeleriyle eleştirdi.
“2016 NİSAN AYINDA HEM 3. KÖPRÜYÜ HEM DE KUZEY MARMARA OTOYOLU’NU BİTİRECEĞİZ” İstanbul’da 3. havalimanının planlandığı şekilde gittiğini, binlerce işçinin 3. havalimanı için çalıştığını belirten Elvan, 3. köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu çalışmalarının da yoğun şekilde devam ettiğini aktardı. Kuzey Marmara Otoyolu’nun en geç 2016 yılının Nisan ayında biteceğini kaydeden Elvan, “Aslında bu yılın sonuna hedeflemiştik. Özellikle mevsim koşullarından dolayı gecikmeler oldu. Yağmurun çok yağmur yağması Kuzey Marmara Otoyolu’nda gecikmelere neden oldu. İnşallah En geç 2016 Nisan ayında hem 3. Köprüyü hem de Kuzey Marmara Otoyolu’nu bitireceğiz. Avrasya Tüneli’yle ilgili çalışmalar; şuanda boğazın altından tünelimiz geçmiş oldu. Muhtemelen 1 hafta 10 gün sonra biz denizin altından araçla geçmiş olacağız. Vatandaşlarımızın hizmetine daha sonra açılacak. Bağlantı yolların yapımı devam ediyor. İnşallah 2016’nın sonunda tamamlamış olacağız” dedi.
İlginizi Çekebilir