Emine Erdoğan, Sıfır Atık Projesi'ni değerlendirdi
GüncelEmine Erdoğan, 2017 yılında himayesinde başlatılan Sıfır Atık Projesi'nin, hayallerinin de ötesine geçerek uluslararası başarılara imza attığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye'de ilk kez medya kuruluşları bünyesinde Çevre Editörlüğü kurulması dolayısıyla Anadolu Ajansı Yeşilhat'a ilk röportajını verdi.
Gelecek nesillere tertemiz ve gelişmiş bir Türkiye bırakmak kadar yaşanabilir bir dünyanın önde gelen mimarları arasında yer almak gibi önemli bir hedefleri de olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, sınırları aşarak
bir dünya markası haline gelen Sıfır Atık Projesi ile alınan sonuçlardan gurur duyduğunu belirtti.
Sıfır atığın yaygınlaştırılması ve yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmesinde öncü rolü kadınların üstlendiğini dile getiren Emine Erdoğan, lider eşlerine, dünyanın en önemli meselesi haline gelen iklim değişikliğiyle mücadele için ortak proje yürütülmesi çağrısında bulundu.
Emine Erdoğan'ın Sıfır Atık Projesi'nde gelinen son duruma ilişkin AA muhabirinin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
"Türkiye'nin en büyük çevre hareketi" haline gelen, himaye ettiğiniz Sıfır Atık Projesi'nin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sıfır Atık Projesi benim hayallerimin çok daha ötesine geçti. Bugün projenin ülkemizde 7'den 70'e hemen herkes tarafından bilindiğine şahitlik ediyorum. Bu bizi çok sevindiren, ülkemiz adına önemli bir kazanım. Sıfır atık kavramı artık hepimizin hayatına girdi. 2023'e kadar Sıfır Atık Projesi'ni ülke çapında yaygınlaştırma hedefimiz var. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'mızın bu konudaki çalışmalarını takdirle izliyoruz. Belediyelerimiz de bu konuda çok ilgililer. Birçok kurum sıfır atığın yaygınlaşması için iş birliği içinde. Milli Eğitim Bakanlığı'mız okullarda okul öncesinden başlayarak her kademede öğrencilere sıfır atık, çevre ve iklim değişikliğine ilişkin eğitim veriyor. Hem bakanlıklarımıza hem de tüm kurumlara bu konuda çok önemli görevler düşüyor. Birçok hedefi zamanından önce tutturduk. Ülke olarak örnek bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Gelecek nesillere tertemiz ve gelişmiş bir Türkiye bırakmak kadar, yaşanabilir bir dünyanın önde gelen mimarları arasında yer almak gibi çok önemli bir hedefimiz de var. Projemizin başladığı 2017 yılından 2022 yılı ocak ayına kadar geçen sürede 16,5 milyon ton kağıt-karton, 4,1 milyon ton plastik, 1,7 milyon ton cam, 0,4 milyon ton metal, 1,5 milyon ton organik ve diğer geri dönüştürülebilir atıklar olmak üzere yaklaşık 24,2 milyon ton geri kazanılabilir atık ekonomiye kazandırıldı.
"Sıfır atıkla yaklaşık 2,44 milyar lira tasarruf edildi"
Sıfır Atık Projesi başladığında geri kazanım oranı yüzde 13'tü. Halihazırda bu oran yüzde 22,4 civarlarında. 2023'te geri kazanım oranımızı yüzde 35'e çıkarmayı hedefliyoruz. Bildiğiniz gibi, ücretli poşet uygulamasıyla poşet kullanımında yüzde 75'lik azalma sağlandı. Bugüne kadar plastik poşet kaynaklı 354 bin ton plastik atığın oluşumu engellendi. Bu azalma plastik poşet üretimi için gerekli ham madde ithalini de önledi ve yaklaşık 2,44 milyar lira tasarruf edildi. Bununla birlikte yaklaşık 14 bin 640 ton sera gazı salınımı da engellenmiş oldu. Aldığımız bu sonuçlardan gurur duyuyoruz. Bu emek, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği için büyük bir yatırım.
"Sıfır Atık Projesi bir dünya markası haline geldi"
Sıfır Atık Projesi aynı zamanda birçok ulusal ve uluslararası ödül aldı. Son olarak Akdeniz Parlamenterler Asamblesince de ödüle layık görüldü. Bu başarıları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biliyorsunuz projemiz geçen yıl Birleşmiş Milletler'in iki önemli kurumu UNDP ve UN HABİTAT'tan özel çevre ödüllerine layık görüldü. Sıfır Atık Projesi 2019 yılında OECD ülke raporunda 'Umut Vadeden Proje' olarak örnek gösterildi. Bunların hepsi ülkemizin adına çok önemli gelişmeler. Son olarak Akdeniz Parlamentosu'nda 21 Akdeniz ülkesinin çok sayıda projeyle katıldığı yarışmada en iyi proje seçildi. Bu ödüle ayrıca çok sevindik. Çünkü Türkiye, Akdeniz'de önde gelen bir aktör. Akdeniz, iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgelerden biri. Sadece ülkemizin değil, tüm bölgenin geleceği, iklim değişikliğiyle mücadelede doğru ve hızlı adımları atmaya bağlı. Biz de bu konuda bölgede liderlik ediyoruz. Sıfır Atık Projesi’ni sadece ülkemiz sınırları içinde ele almıyoruz. İklim değişikliği ile mücadele tüm dünyanın ortak hareket etmesi gereken bir alan olmalı. Dolayısıyla hem ülkemizin hem de dünyanın geleceği için gayret ediyoruz.
Sıfır Atık nasıl yaşam kültürümüz haline gelebilir? Bu konuda tavsiyeleriniz nelerdir?
Sıfır Atık, aslında bize yabancı bir kavram değil. Biraz kendi kültürümüzün köklerine dönüp, oradaki kodları yeniden hatırlarsak, 'sıfır atık' dediğimiz şeyin, aslında bizim için bir yaşam kültürü olduğunu anlarız. İhtiyacımız kadar olanı tüketmek, yenisini almadan önce tamir ederek eşyaların ömrünü uzatmak gibi reflekslerimiz var. Tabii artık insanlara, küresel olarak daha çok tüketmeye yönelik bir dünya sunuluyor. Bu noktada doğa dostu bir yaşam kurmak ve bu yönde seçimler yapmak biraz da bireysel sorumluluk gerektiriyor. Öncelikle hiçbir şeye 'atık' ya da 'çöp' gözüyle bakmamak lazım. 'Kullan at' ürünler yerine, yeniden kullanılabilen ürünlerin tercih edilmesi dünyanın geleceğine büyük katkı sağlayacak. Plastiklerden uzak durmak, plastik şişe yerine su matarası kullanmak gibi basit ancak son derece etkili adımlar atabiliriz. Aslında bu işin püf noktası, mümkün olan en az atığı oluşturmak, en ideali ise hiç atık oluşturmamak. Çünkü atık oluşturduktan sonra mücadele etmek çok daha zor.
Biz de Külliye'de ve Cumhurbaşkanlığının bağlı olduğu tüm kurumlarda Sıfır Atık sistemini kurduk, artık buraya çöp kamyonu hiç girmiyor. Yine yemekhanelerdeki yiyecek artıkları hayvan barınaklarına gönderiliyor. Külliye'nin bahçesi küçük bir hayvan barınağına dönüştü, buraya sığınan her sahipsiz kedi köpeğin bakımını gönüllü hayvansever personelimiz yapıyor. Ayrıca Hayvanları Koruma Günü'nde, Yedikule Hayvan Barınağı'ndan sahiplendiğimiz 'Leblebi' de burada bizimle yaşıyor, yeni dostlar ediniyor, bahçenin keyfini çıkarıyor.
"Sıfır atığın yaygınlaştırılması için kadınların öncü olduğuna inanıyorum"
Sıfır Atık Projesi aynı zamanda bir "kadın çevre hareketi" olarak anılıyor. Sıfır Atık Projesi'nde kadının rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kadın ve çevre konularının yan yana gelmesi tesadüf değil, bilakis önemli bir birliktelik. Tüm olumsuz etkilerden olduğu gibi çevrenin bozulmasından da en çok etkilenen grup kadınlar. Kadınlar, çevrenin hem tüketicisi hem de etkileyicisi konumunda. Doğal kaynakları doğru kullanarak ve yöneterek hem aileleri hem de toplum için yiyecek ve diğer ihtiyaçların karşılanmasını sağlıyorlar. Dünyanın her yerinde kadınlar bu konuda baş aktör. Dolayısıyla doğanın zarar görmesinin, doğal kaynakların tükenmesinin sonuçlarını doğrudan tecrübe ediyorlar.
Sıfır atığın yaygınlaştırılması ve yaşamlarımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesi için kadınların öncü olduğuna inanıyorum. En başta, çocuklarının geleceğinin doğanın korunmasına bağlı olduğunu biliyorlar. Kadınları her zaman çevre projelerine katılmaları için teşvik ediyoruz, onlar da artan sayılarla katılıyorlar. Örneğin biyoçeşitliliğin korunması, sağlıklı gıdaya erişim ve yerli tohumların saklanmasını içeren 'Mirasımız Yerel Tohum' projesine en çok katkıyı kadın çiftçilerimiz veriyor. Bundan sonra da elbette yeni projeler geliştirilebilir. Tüm çevrelerden kadınlarımızla dirsek teması içindeyiz. Kadınların geliştirdiği projelere bilhassa önem veriyorum. Kadınlar, çevreyi yaşanabilir ve sürdürülebilir kılmadaki vazgeçilmez rollerini fark ettikçe sıfır atık projesinin çok daha üst noktalara taşınacağını düşünüyorum.
"Sıfır Atık ve Sıfır Atık Mavi iki kardeş proje"
Sıfır Atık Projesi kapsamında Türkiye genelinde deniz ve su varlıklarının temizliği, deniz çöpleriyle etkin mücadele için 2019'da başlatılan 'Sıfır Atık Mavi' projesinin geldiği durum hakkında bilgi verir misiniz?
Denizler ve okyanuslar hayatın devamlılığı için çok önemli. Ülkemiz de hem sahip olduğu biyoçeşitlilik hem de sualtı varlıklarıyla dünyanın en zengin noktalarından biri. Bu nedenle denizlerimizin, göllerimizin, ırmaklarımızın temizliği çok hassas olduğumuz bir başlık. Sıfır Atık ve Sıfır Atık Mavi iki kardeş proje diyebiliriz. Bildiğiniz gibi denizlerdeki kirliliğinin yüzde 80'i karasal kaynaklı. Sıfır Atık Mavi projesi hem var olan atıkları temizlemeyi hem de yeni atıkların oluşmasını engellemeyi amaçlıyor. Ülkemizin 760 kuruluşu 'Sıfır Atık Mavi Sözü' verdi. Denizlerin kirlenmesiyle mücadele edeceklerini taahhüt ettiler. STK'lar, belediyeler ve gönüllüler de çok destek veriyor. Deniz kirliliğinin önlenmesi konusunda yürüttüğümüz önemli çalışmalarla deniz suyu kalitesinde büyük iyileşmeler görülüyor, bu da temiz denizlerin göstergesi olan Mavi Bayraklı plajlarımızın sayısını hızla artırıyor. Ülkemiz 2021 yılında 519 Mavi Bayrak'lı plajımız ile dünyada üçüncü sırada yer aldı. 2023 için hedefimiz dünya birincisi olmak. Ayrıca Sıfır Atık Mavi projesi kapsamında bildiğiniz gibi dünyada benzeri olmayan Salda Gölü’nün koruma altına alınması çalışması yürütüldü. Daha önce araçlarla göl kenarına kadar gelen ziyaretçilerin artık o özel kumlara ayakkabıyla bile basmaları yasaklandı. Göl çevresini izmaritten korumak için, açık alan sigara yasağı getirildi. Ziyaretçi sayısı sınırlaması yine gölün korunması için yapıldı. Bir başka tabiat güzelliğimiz Van Gölü'nün korunması için büyük bir çalışma başlattık. Bizzat gölün kıyı şeridinin temizlik faaliyetlerine eşlik ettim, ayrıca gölün arıtma tesisleriyle kara kaynaklı kirletilmesini engelleyecek çalışmaları yerinde ziyaret ettik. Bunlar Sıfır Atık Mavi projesinin ülke çapında sahiplenilen farkındalığı sayesinde gerçekleşti.
Dünyadaki lider eşlerine çağrı
İklim değişikliği ve çevre konularındaki hassasiyetinizi ziyaret ettiğiniz ülkelerdeki lider eşleriyle de paylaşıyorsunuz, lider eşlerinin iklim değişikliğindeki rolü sizce ne olmalı?
Desteklediğim projelerde benim için en önemli unsur, insanlığa ne kadar hizmet ettiğidir. O nedenle Sıfır Atık Projesini ziyadesiyle önemsiyor, üzerinde hassasiyetle duruyorum. Hepimizin zamanı son derece kısıtlı ve bu kısıtlı zamanda büyük hayırlara vesile olacak işlerle meşgul olmak gerekiyor. Ben en başta bir anne ve aynı zamanda bir büyükanneyim. Hem kendi çocuklarım, torunlarım hem de bu ülkenin tüm evlatları için aynı duayı ediyorum. Onlar için yaşanabilir bir dünya, güzel bir gelecek niyaz ediyorum. Sıfır Atık Projesi bu geleceğin kurulmasında mihenk taşı olabilecek bir çaba. Tüm toplumlar kendilerini geleceğe aktarmak ister. Ama gelecekte doğal kaynakların tükendiğini, su ve gıda bulmanın zorlaştığını, iklim değişikliği nedeniyle yaşanabilir yerlerin azaldığını düşünün. Kim böyle bir gelecek dünyasında yerini almak ister? O yüzden, benim buradan vereceğim en önemli mesaj, iklim değişikliği meselesini gündemin geri sıralarına düşürmemek için gerekli ortak hassasiyetin gösterilmesidir.
İklim değişikliği istisnasız olarak hepimizin ortak meselesidir. Lider eşleri olarak, dünyanın bu en önemli meselesine dikkati çekmek, buradaki dikkatin azalmasına izin vermemek için ortak projeler yürütülmesi gerekliliğine inanıyorum.
Özellikle Sıfır Atık Projesi konusunda lider eşleriyle bir diplomasi başlattık. Birçok ülke projeyi öğrenmek ve ülkelerinde uygulamak için bizimle temasa geçti, bu ülkelerdeki lider eşleriyle görüşmeler yürütüyoruz. Ayrıca 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi kapsamında İstanbul'da bulunan Afrikalı devlet başkanlarının eşleriyle İstanbul’da düzenlenen programda bir araya geldik. Burada da sıfır atık konusunun önemini lider eşleriyle paylaşma imkanı buldum.
"Tüm uluslararası projelere açığım ve elimden gelen katkıyı sunmaya hazırım"
İklim değişikliği ile mücadele yalnızca teknik bir kulvarda yürütülemez. Eş zamanlı olarak, tabiatla olan ilişkimizin dengeli şekilde yeniden kurulması için eğitim ve kültür alanında da yapacak çok işimiz var. Doğayla barışık yaşam tarzları inşa etmemize destek olacak ve bunun küresel ölçekte iletişimini yürütecek kampanyalar düzenlememiz gerekiyor. Ben tüm uluslararası projelere açığım ve elimden gelen katkıyı sunmaya hazırım. Umuyorum ileride uluslararası toplumun çevre konularındaki iş birliği katlanarak artar.
"Anadolu Ajansı ailesini gönülden tebrik ediyorum"
Çevre konularına ilişkin toplumsal duyarlılığın oluşturulması için AA Çevre Editörlüğü bünyesinde Yeşilhat kuruldu. Ajansımızın çevre konusundaki bu hassasiyetini ve haberlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yeşilhat ismiyle kurulan çevre editörlüğü çalışması için Anadolu Ajansı ailesini gönülden tebrik ediyorum. Hem ülkemizdeki hem de dünyadaki çevre haberlerinin ücretsiz erişime açılması uluslararası alanda örnek gösterilecek bir uygulama. Çevreyle ilgili toplumsal hassasiyetin oluşmasında medyanın çok önemli bir rolü var. Bu konu medyada ne kadar sık işlenir ve insanların karşısına ne kadar çok çıkarsa farkındalık çemberi o kadar genişler. Yapacağınız haberlerle büyük bir uyanışa ve hepimizde çevre bilincinin oluşmasına yardım edeceğinize eminim. Anadolu Ajansının yeni dönemde, çevre editörlüğünün yanı sıra din, dil, ırk, cinsiyet gibi ayrımcılıklara karşı farkındalık oluşturmak için kurduğu Ayrımcılık Hattı ve doğru bilgiye hızlı erişim için Teyit Hattı mekanizması çalışmaları takdire şayan. Bunun yanı sıra dünyanın her yerinde donanımlı personeliyle uluslararası alanda görünürlüğünü artırarak dünyanın tanınmış haber ajanslarından biri haline gelen Anadolu Ajansının tüm personelini yürekten kutluyorum.
İlginizi Çekebilir