Enflasyonun psikolojisine dikkat!
KonyaTürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ekim ayı tüketici enflasyonunu açıkladı. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 48,58, aylık yüzde 2,88 arttı
E-TÜFE'nin son 12 aylık artışı ise yüzde 89,77 olarak gerçekleşti. ENAG'a göre, TÜİK alt grupları gösterge olarak alındığında en fazla aylık yükseliş yüzde 10,38 ile ulaştırma kaleminde, en çok düşüş ise yüzde 3,01 ile lokanta ve otellerde gerçekleşti.
Ekonomist Erdal Özel, Konya Postası’na Konya, Türkiye ve dünya ekonomik verileri ölçüsünde yeni yıl hedeflerini ve beklentilerini açıkladı. Ekonomist Erdal Özel gazetemize özel yaptığı açıklamada, açıklanan enflasyon verilerine ilişkin önemli detaylara dikkati çekti.
ENFLASYON VERİLERİ ÖNEM ARZ EDİYOR
Özel, “Enflasyon verileri hükümetin ekonomi yönetiminin para politikalarındaki hem uygulanabilirliğini, başarı oranını görmemizi sağlıyor hem de geleceğe yönelik para politikalarında bir değişiklik olduğuna yönelik öngörü edinmemizi sağlayan en öncü veri olarak kabul ediliyor. O yüzden gelen enflasyon verileri ekonomi yönetimi tarafından önem arz ediyor. Olayın bir de yabancı yatırımcı ve vatandaş kısmı var. Bu yüzden herkes kendi tarafından bir önem noktasını alıp çekiyor. Benim bakış açıma göre aslında olması gereken şu anda enflasyon oranlarındaki değişimin yıl sonuna geldiğimiz için maaşlardaki artış oranı, bunların enflasyona yeniden yansıması ve bizi tekrar sıkı para politikası devam edecek mi etmeyecek mi sonucuna götürmesi” dedi.
MAAŞ FARKINI GÖREBİLECEĞİZ
Enflasyonda bir önceki aya göre 2,88’lik bir artış görüldüğüne dikkati çeken Özel, “TÜİK’in enflasyon sepetindeki ürünlerin eylül ayına göre ekim ayında 2,88 oranında artış yaşadığını gördük. Aralık ayına göre değişimine baktığımız zaman 39,77. Aslında bu kısım bordrolu çalışanların 2 aylık yani kasım ve aralığı da üzerine eklediğimiz zaman alacakları almaları gereken maaş farkını görmemizi sağlayacak. Diğer bir kalem de ev sahipleri ve kiracılar açısından önemli bir konu. Kira artışları, kira sözleşmesinin tarihi içinde bulunulan aya denk geliyorsa kiracı 62,02’lik bir artışa maruz kalacak” diye konuştu.
HEDEFLENİN ÜSTÜNDE BİR ENFLASYON ORANI
Özel, “Orta vadeli programda yıllık enflasyon oranında hedef yüzde 33 olarak belirlenmişti. Şu ana kadarki ulaştığımız nokta zaten yüzde 40’a yaklaşmış bir durumda ve tahminimce yüzde 44 – 45 aralığında bir yerde 2024 yılını bitireceğiz. Bu da orta vadeli programın hedefinin çok çok üstünde bir enflasyon oranı olacak. Bunun anlamı şu; sıkılaştırılmış para politikası enflasyonla mücadele süreci bizim tahmin ettiğimizden veya beklentilerimizden daha uzun sürecek gibi duruyor. 2025 yılı içerisinde enflasyonun hızındaki düşüş devam eder ancak hedeflenen noktaya ulaşılması için 2028-2029’lara kadar uzanan bir süreç görme ihtimalimiz ortaya çıkabilir” ifadelerini kullandı.
MEHMET ŞİMŞEK KONUNUN TAKİBİNDE
Enflasyondaki hızın düşmüyor olması ya da istenildiği ölçüde düşmüyor olmasının birkaç sebebi olduğunu belirten Özel, “Bir tanesi vergi artışları, ekim ayı enflasyonunun yeniden değerleme oranlarının belirlendiği ay, burada Üretici Fiyat Endeksinin 12 ay ortalamasına göre belirleniyor ki bu da yüzde 43,93’lük bir rakama tekabül ediyor. Bu artış harcamalara da yansıyor. Trafik cezalarından tutun da pasaport harçlarına kadar pek çok üründe bu fiyat artışına maruz kalınacak. İkinci sırada talep kavramı var. Sayın Mehmet Şimşek de bu konuya çok dikkat çekiyor. Talepten kasıt hizmet sektöründe hala ekonomi programının başarıya ulaşacağına dair soru işaretleri var. Bu soru işaretleri de doğal olarak hizmet sektörü içerisindeki tüm ürünlerde açıklanan enflasyon ve beklenen enflasyonun çok çok üzerinde fiyat artışlarının devam ettiği anlamına geliyor. Kırılması gereken bir direnç bu ama bu direncin kırılması için de ekonomi yönetimi tarafından daha net, daha iç açıcı bir verim, vatandaşı daha da tatmin edecek verilerin gelmesi gerekiyor” dedi.
ENFLASYONUN TÜRKİYE’DE TEK BİR SEBEBİ YOK
“Fırsat enflasyonunu kırmak diğer enflasyon türlerini kırmaktan daha zor olabiliyor çünkü psikolojik etkiler var” ifadelerine yer veren Erdal Özel, “Bütçe açığını kapatmak için vergi artışını yaptığınız zaman doğal olarak da tekrar bize enflasyon olarak dönüyor. 2025 yılı içerisinde hedefe daha hızlı ulaşılabilmek isteniyor ise kamu harcamalarında tasarrufun en üst düzey seviyeye çıkarılması, kamu harcamalarının kısıtlanması gerekiyor. Enflasyonun Türkiye’de tek bir sebebi yok. Dünyanın pek çok yerinde enflasyon sıkıntısı var ama Türkiye’nin içinde bulunduğu enflasyon sorunu ne yazık ki ekonomi bilimindeki, iktisat bilimindeki enflasyon türlerinin neredeyse tamamını barındırıyor. Bu kadar çok enflasyon türünün var olduğu bir ortamda doğal olarak sadece faiz arttırarak enflasyonla mücadele etmek mümkün değil. Arzı arttırmamız, talepteki artışın azalmasını da yanına eklememiz gerekiyor. Bunu yaparken de son derece dikkatli olunmalı. Artı arttıracak Üretimi çoğaltacak önlemler almamız gerekiyor” diye konuştu.
İlginizi Çekebilir