© Konya Postası 2021

Flamingo cenneti, flamingo mezarlığına dönüşüyor

Dünyada flamingolar için önemli kuluçka sahalarından birisi olan Tuz Gölü'nde geçen yıl 22 bin olan kuluçkadan çıkan flamingo sayısı bu yıl 2 bin 650'ye düşerken, gölün kuraklık nedeniyle flamingo mezarlığına dönüşeceği kaydedildi.

Doğa Derneği Genel Müdürü Engin Yılmaz, AA muhabirine yaptığı  açıklamada, Türkiye'nin ikinci büyük gölü ve 305 Önemli Doğa Alanı'ndan birisi  olan Tuz Gölü'nün yanlış su politikaları ve projeler yüzünden tamamen kuruma  aşamasına geldiğini söyledi. Kuruyan Tuz Gölü'nde flamingoların çaresizlikten üreyemediğini  belirten Yılmaz, "Yaşamları Tuz Gölü'ne bağlı olan canlılar büyük bir risk  altında. Flamingoların dünyada ve Akdeniz havzasındaki en önemli üreme  alanlarından biri olan Tuz Gölü'nde geçtiğimiz senelerde gerçekleşen yoğun  yağışlar nedeniyle sayıları 22 bini bulan yavru sayısı bu sene yaklaşık yüzde  90'lık düşüşle 2 bin 650 bireyi ancak buldu" dedi.    FLAMİNGO ÖLÜMLERİ BAŞLADI   Doğa Derneği uzmanlarının gerçekleştirdiği havadan fotoğraflama  çalışmalarında gölün yarısından fazlasının haziran sonu itibariyle tamamen  kuruduğunu tespit ettiklerini dile getiren Yılmaz, şunları ifade etti: "Flamingolar kuruyan gölün batı kısmında kalan bir avuç sudan medet  umuyorlar. Yumurtadan çıkan yavruların kısıtlı su nedeniyle beslenememe ve ölüm  tehlikesi kaygı verici bir boyutta. Ölü yavrulara rastlanmaya başlandı bile. 2003  yılından itibaren Tuz Gölü'nde flamingoları takip eden ve her yıl hava  fotoğrafları ile yavruları tespit ederek sayımını gerçekleştiren uzmanlarımız,  flamingoların küresel ölçekte en önemli üreme alanlarından birinin yok olmak  üzere olduğunu tespit ettiler. Dünyanın flamingo cenneti olan Tuz Gölü, flamingo  mezarlığına dönüşüyor."    Tuz Gölü'nde kurumanın sebebinin küresel ısınmadan çok, yanlış su  politikaları ve projeler olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Küresel ısınma gibi  olguların etkisi olsa da kurumanın esas nedeni gölü besleyen su kaynaklarının  önünün kesilmiş olması. Havzada yapılan baraj ve kanal inşaatları, on binlerce  yasadışı kuyu ve aşırı su tüketen tarımsal ürünler, göle su akışını engelleyen  tuzlalar Türkiye'nin en büyük ikinci gölünü kuruttu. Göl içinde yeni açılan  tuzlalar, su dengesinin bozulmasını ve gölün kurumasını daha da hızlandırdı" diye  konuştu. Yılmaz, bir kaç senedir dile getirilen başka havzalardan Tuz Gölü'ne  su taşıma yönteminin ise o havzaların da sonu anlamına gelebileceğini, çözümün  Tuz Gölü'nü besleyen doğal su kaynaklarının yeniden önünün açılması olduğunu  anlattı.    KURAK BÖLGEDE SU İSTEYEN ÜRÜN YETİŞTİRİLİYOR   Yaklaşık 60 yıldır taşıma suyla değirmen döndürülmeye çalışıldığını,  canlıların yaşam hakkını hiçe sayan politikaların yürütüldüğünü ifade eden  Yılmaz, şöyle devam etti:    "Her gölün kuruyuşu ile vicdanların da kuruduğuna şahit oluyoruz. Tuz  Gölü gibi Türkiye'nin en kurak bölgesinde su ihtiyacı en yüksek tarım ürünlerini  yetiştiriyoruz. Bunun için, barajlar ve sondaj kuyuları ile önce nehirleri ve  yeraltı su rezervlerini, ardından bunların beslediği gölleri yok ediyoruz. Oysa  göl, bulunduğu coğrafyanın kalbidir. Tuz Gölü'nün kuruması tüm havzanın yaşam  döngüsünün, biyolojik ve kültürel zenginliğinin geri dönüşsüz biçimde yok  edilmesi anlamına geliyor. Flamingoların bu sene susuzluktan dolayı ürememeyi  tercih ederek yaşadığı trajedi, tüm canlıların ortak kaderi olabilir."    Yılmaz, Tuz Gölü'nü yaşatmak için yöreye uygun, az su tüketen  bitkilerin yetiştirilmesi, tarımda tasarruflu sulama sistemleri kullanılması,  derelerden akan suyun barajlar ve kuyularla kesilmemesi gerektiğine işaret etti. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER