Gazze Şeridi'nde artan sıcaklar yoksul halkın sıkıntılarını ikiye katlıyor
DünyaFilistin topraklarını etkisi altına alan sıcak hava dalgası, özellikle Gazze Şeridi'nde yoksulluk ve hastalıktan muzdarip yüzlerce ailenin sorunlarını daha da artırıyor
İsrail'in yaklaşık 15 yıldır havadan, karadan ve denizden abluka altında tuttuğu Gazze Şeridi'nde 365 kilometrekare alanda 2 milyondan fazla insan yaşıyor. Abluka, dünyanın nüfus yoğunluğu en yüksek bölgeleri arasında gösterilen Gazze'deki hayatı ekonomi başta olmak üzere pek çok yönden olumsuz etkiliyor. Filistin resmi verilerine göre Gazze'de işsizlik oranı yüzde 50'ye ulaşmış durumda.
Maddi olarak zor durumda bulunan Gazze halkı halihazırda ise bunaltan sıcaklara karşı çözüm bulamamanın sıkıntısını yaşıyor.
Gazze'deki Elektrik Dağıtım Şirketi, artan sıcaklar karşısında talebin de arttığını, elektrik tedarikinin ise kısıtlı olduğunu belirtiyor.
Günde en fazla 8 saat elektrik veriliyor
Şirketin Halkla İlişkiler Müdürü Muhammed Sabit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yazın çok sıcaklarda, kışın da çok soğuklarda elektriğe talebin arttığını, ancak tedarik miktarı kısıtlı olduğu için arzda açık meydana geldiğini söyledi.
Halkın günde en fazla 8 saat elektrik alabildiğini aktaran Sabit, şunları kaydetti:
"Gazze Şeridi'nde kış ve yaz mevsimlerinin en sıcak ve en soğuk günlerinde günlük 670 megavat elektriğe ihtiyaç duyuluyor. Ancak şirketin ana kaynaklarından (Gazze Elektrik Santrali ve İsrail Elektrik Şirketi) aldığı elektrik miktarı ancak 200 megavata ulaşıyor."
Sıcaklar yoksul bölgelerde daha yakıcı
Gazze'nin kuzeyindeki bir bedevi köyünde yaşayan çocuklar; sac, naylon ve kumaş parçalarından yapılmış evlerindeki sıcaktan kaçmak için ağaçların gölgesine sığınıyor.
Yoksul ailelerin yaşadığı bölgede, çocuklar sıcaktan ısınmış yerlerde yalın ayak yürümek zorunda kalıyor.
Bölge sakinlerinden 37 yaşındaki Şirin Dayfallah, sıcağın etkisini hafifletmek için çocukların evde bulunan plastik bidonlardaki kirli suyla dahi yıkanmalarına izin verdiğini söyledi.
Evlere gelen suyun tuzlu ve klorlu olduğunu belirten Dayfallah, ancak bazı günler bu suyun dahi olmadığını, bu nedenle bidonlarda su biriktirmek zorunda kaldıklarını, bekleyen suyun da zamanla kirlendiğini ifade etti.
Dayfallah, eşinin çalıştığını ancak kazandığının temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığını, çocuklarından bazılarının da boş plastik ve madeni kutu topladığını, zaman zaman kendisinin de çocuklarına yardımcı olduğunu anlattı.
Yemek pişirmek için gaz olmadığını, bu nedenle sıcak havalara rağmen evin ortasında ateş yakmak zorunda kaldıklarını dile getiren Filistinli kadın, evin yapım malzemelerinden dolayı yangın çıkmasından da endişe ettiklerini vurguladı.
Bölgedeki yaşam tam bir "yoksunluk"
Beş çocuk annesi 33 yaşındaki Henan Ebu Diyye ise sağlık, ekonomi, yaşam koşulları ve altyapı açısından bölgedeki yaşamı tam anlamıyla "yoksunluk" olarak nitelendirdi.
Evlerdeki kirli suların ve çocukların yaşadığı sağlıksız koşulların menenjitin yanı sıra mide ve cilt hastalıkları gibi pek çok rahatsızlığa yol açtığını söyleyen Ebu Diyye, kendi bölgelerinde içmeye elverişli su bulunmadığını, uzak bölgelerde olanlar için de nakil aracına ihtiyaç duyduklarını aktardı.
Ebu Diyye, "Mahrumiyet bölgesindeyiz, bizi bir yerden bir yere götürecek ne ulaşım aracı ne de binek var." dedi.
Eşinin kalp büyümesi rahatsızlığı olduğu için çalışamadığını kaydeden Ebu Diyye, çocuklarına yiyecek bir şey bulabilmek için hasat edilmiş tarlalara gittiğini ve orada kalan mahsulleri topladığını anlattı.
Ebu Diyye, ayrıca bir yıldan fazla süredir, Filistin yönetimi tarafından idare edilen sosyal işler programının bir parçası olarak verilen mali ödeneği de alamadıklarını ifade etti.
Filistin yönetimi, söz konusu ödemelerin gecikmesinin gerekli finansmanın olmamasından kaynaklandığını belirtiyor.
Filistinli anne çocuklarını serinletmenin derdinde
Sacdan yapılmış bir evde yaşayan 32 yaşındaki Filistinli Feyfayan el-Arini ise yelpaze olarak kullandığı plastik bir tepsi ile sıcaktan bunalan çocuklarını serinletmeye çalışıyor.
Filistinli anne, sıcak havalar nedeniyle 3 çocuğunda da cilt rahatsızlıkları oluştuğunu aktardı.
Eşinin karaciğer ve kan kanseri olduğunu belirten Arini, herhangi bir gelir kaynaklarının da olmadığını söyledi.
Arini, eşinin rahatsızlığı nedeniyle onunla ilgilendiğini ve sürekli bir işte çalışamadığını, dolayısıyla geçimlerinin Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşunun (UNRWA) 3 ayda bir dağıttığı gıda sepetine bağlı olduğunu dile getirdi.
Filistinli kadın, yardımsever bazı insanların hasta eşi için kendilerine vantilatör verdiğini ancak elektrik olmadığı için onu da çalıştıramadıklarını ifade etti.
Yaşam şartlarının çok ağır olduğunu vurgulayan Arini, temiz içme sularının da olmadığını dile getirdi.
Arini'nin eşi Hüseyin ise çok sıcak ve soğuk havalarda yüzündeki yaralarda kanamalar oluştuğunu, bu kanamaların herhangi bir efor sarf ettiğinde meydana geldiğini ifade etti.
Bazen de farkında olmadan mide kanaması geçirdiğini aktaran Hüseyin, yoksulluk ve borçların birikmesi nedeniyle gerekli tedaviyi göremediğini, ilaçların sadece küçük bir kısmını almakla yetindiğini anlattı.
Bu durumun psikolojisini de olumsuz etkilediğini kaydeden Hüseyin, "Çocuklardan biri alamayacağım bir şey istediğinde ya da evde gerekli olan temel ihtiyaç malzemelerinin olmadığını görünce kahroluyorum." dedi.
Sınıra yakın olması nedeniyle en çok zarar gören bölgelerden
Bölgeye insani yardım alanında destek veren Rami Ebu Kalik, bu bölgenin İsrail sınırına çok yakın olduğunu ve yaşanan savaşlardan en çok zarar gören bölgeler arasında yer aldığını belirtti.
En çok saldırıya maruz kalan yerlerden olması nedeniyle evlerin çoğunun yıkıldığını, söz konusu durumun da bölge sakinlerinin sıkıntılarını artırdığını kaydeden Ebu Kalik, bölgedeki yıkım nedeniyle ulaşan elektriğin önceki yıllarda yangına neden olduğunu aktardı.
İlginizi Çekebilir