‘İktidarları uyardık’

Güçlü bir TBMM için siyasi Partiler Kanunu’ndaki seçim barajının tamamen kaldırılmalısı gerektiğini belirten Saadet Partisi Selçuklu İlçe Başkanı Mustafa Derbentli, FETÖ operasyonlarıyla ilgili sürecin doğru yönetilmediğini ve bir mağdurlar kitlesi oluşturulduğunu, çözümün ise, en kısa sürede devletinin vatandaşı ile barışmasında yattığını söyledi. FETÖ’ye verilen imkânların herhangi başka bir gruba verilmesi halinde aynı sıkıntıların yine yaşanacağına dikkati çeken Derbentli, devletin bu tarz gruplara karşı dikkatli olması gerektiğini vurguladı. İdlib harekâtına da değinen Derbentli, Saadet Partisi olarak bölgede yeni haritaların çizilmesine karşı olduklarının altını çizdi.

“İKTİDARLARI FETÖ KONUSUNDA UYARDIK”

Fetullahçı yapılanmaya karşı her zaman seviyeli durduklarını, mevcut iktidarı ve önceki tüm iktidarları bu yapıya karşı uyardıklarını kaydeden Derbentli, iktidarların oy kaygısı yüzünden uyarılarının dikkate alınmadığını söyledi. FETÖ’ye verilen imkânların herhangi başka bir gruba verilmesi halinde aynı sıkıntıların yine yaşanacağına dikkati çeken Derbentli, devletin bu tarz gruplara karşı dikkatli ve itidalli olması gerektiğini vurguladı. Derbentli, “Bu örgütle alakalı Cumhurbaşkanımızın tanımlaması son derece doğrudur. Altı ibadet, ortası ticaret üstü ihanet. Ne yazık ki ihanetten ve ticaretten memlekette kimse kalmamışken ibadet kesiminin üstünde boza pişirilmektedir. Bir de bunlarla hiç alakası olmadığı halde tutuklanmamak için bildiği tüm isimleri sayan sözde itirafçılar yüzünden içerde olanlar vardır” dedi. 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde de Devletin resmi yazışmalarında bu yapıdan bir terör örgütü olarak bahsedilmediğini söyleyen Derbentli, “Bu örgüt 1970’li yıllardan itibaren tüm iktidarlar döneminde devlet kurumlarında yapılansa da bunu cemaat görünümü ile yaptığı için kimse fark edememiş ve bu bağlamda hayatın her alanında var olabilmişlerdir. Yürütme organı olan Bakanlar Kurulu eli ile 17 üniversite açmalarına izin verilmiştir ki 15 Temmuz sonrası hepsi kapatılmıştır. 15 Temmuz 2016 tarihinden önce bu örgüte müzahir okul, banka, dernek, vakıf, hastane, sendika, yazılı ve görsel basın kuruluşları faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Silahlı terör örgütünün bu kabil kurum ve kuruluşları olamayacağına göre bu kurum ve faaliyetlerini sürdürmesine izin verilmesi devletin 15 Temmuz 2016‘dan önce bu yapıyı resmi olarak silahlı terör örgütü kabul etmediğini göstermektedir. Aksi halde devletin silahlı terör örgütüne bu faaliyetleri yaptırdığının kabulü gerekir ki bu mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

“ALAKASIZ İNSANLARI DÂHİL ETMİŞLER”

Bylock uygulamasına da değinen Başkan Derbentli, uygulama sunucusunun, hizmet verdiği dönemde Litvanya’da olduğunu, MİT’in GSM operatörlerinden ve TİB den Bylock sunucusunun bulunduğu IP ye bağlanan IP’lerin bilgisini isteğinin altını çizdi. Derbentli, “MİT‘in bu talebi karşısında %85’i FETÖ’cü olan TİB’deki örgüt mensupları dijital verilerle oynayıp geçmişi silerek alakası olmayan insanların IP’lerini sisteme dâhil etmişlerdir. Burada TİB’le alakalı bazı beyanatları hatırlamakta fayda var, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip, ‘tüm pisliklerin kaynağı TİB’dir’, Başbakan Binali YILDIRIM, ‘Bylock’a bile montaj yapmışlar. Gözlerine kestirdikleri bazı isimleri Bylock kullanıyor gibi gösterdiklerini biliyoruz’, İçişleri Bakanı Süleyman SOYLU, ‘2. Bylock dediğimiz olayda operatörden kaynaklanan bir endişe var’ demişlerdir. Tüm söylenenlere rağmen ne yazık ki %85’i FETÖ’den atılan TİB’in verileri dikkate alınarak insanlar gözaltına alınmakta hatta ceza verilmektedir” şeklinde konuştu. “Ben Bylock’u hiç görmedim adını bile 15 Temmuzdan sonra duydum” diyen vatandaşın sesi olmanın önemine dikkati çeken Derbentli, Bylock nedeniyle çok fazla mağdur olduğunun atını çizdi. FETÖ operasyonlarıyla ilgili sürecin doğru yönetilmediğini ve bir mağdurlar kitlesi oluşturulduğunu vurgulayan Derbentli, çözümün ise, en kısa sürede devletinin vatandaşı ile barışmasında yattığını söyledi. Ayrıca Derbentli, “Dünyanın hiçbir yerinde 300 bin kişilik terör örgütü yoktur ve hiçbir darbede 300 bin kişi yargılanmamıştır. Sayının yüksek olması ve her geçen gün de bu sayının artması işi sulandırmaktan öteye gitmez. Çok uzağa gitmeden Ergenekon’a, Balyoz’a, Ay Işığı’na bakalım. Var mı bunlardan bir tek tutuklu? Hayır. Hatta meslekten atılanlar KHK ile geri zorla mesleğe döndürüldüler. O zamanlar Ergenekon’un savcısı olanlar bugünlerde de yeni şeylerin savcısı olmuş durumdalar. Acaba bir gün gelip de FETÖ ile alakalı olarak “aldatıldık, yanılmışız” sözüne muhatap olur muyuz? Bilemiyorum. Buna rağmen bir korku toplumu oluşmuş durumda. Hiç kimse kendinden emin değil. Her an herkesin kapısı çalınıp gözaltına alınabilir tutuklanabilir hatta aylarca 20 kişinin kalacağı koğuşlarda 50-55 kişi kalabilir. Buna kimsenin garantisi yok” dedi.

SEÇİM BARAJI GÜÇLÜ MECLİSE ENGELDİR

Kısa bir süre önce Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın “ seçim barajı ile ilgili bir çalışmamız yok” şeklinde ki açıklamasına değinen Başkan Mustafa Derbentli, “Güçlü bir TBMM için siyasi Partiler Kanunu’ndaki seçim barajları tamamen kaldırılmalıdır.  Böylece TBMM, toplumun bütün kesimlerinin temsil edildiği, gerçek manada, ‘Milli irade tecelligâhı’ olma özelliğini kazanacaktır. Kaldı ki Cumhurbaşkanlığı sisteminde bakanlar meclisten atanmadığı için istikrar sorunu yaşanmayacaktır. Neticede Meclis halk iradesinin tecellisi, hükümette icra makamı olacaktır” ifadelerini kullandı.

İDLİB HAREKATI

“Saadet Partisi olarak bölgemizde yeni haritaların çizilmesine karşıyız” diyen Derbentli,  bu konuda 2 hassas noktalarının olduğuna dikkati çekti, birinci noktanın Türkiye’nin güvenliği olduğunu söyleyen Derbentli, ikinci önemli hususun ise, Suriye ve Irak’ın torak bütünlüğü olduğunu belirtti. Derbentli, hassasiyetle yapılacak olan her türlü askeri ve siyasi çabayı önemli gördüklerini ve desteklediklerini vurguladı. (Cumaali SARI)