İsrail Gazze'de savaş suçlarına devam etti
DünyaUAD'de Güney Afrika'nın açtığı "soykırım" davası kapsamında İsrail aleyhinde alınan ara kararların üzerinden bir ay geçmesine rağmen Tel Aviv, Gazze Şeridi'ndeki 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı felaketi derinleştiren politikalarını sürdürüyor.
Bu politikalar, Gazze'ye yönelik yoğun saldırıların devam etmesi, zaten az olan insani yardımların daha da kısılması, yerleşim bölgelerinde kara harekatı düzenlenmesi ve hastanelere yönelik saldırıları içeriyor.
UAD, 26 Ocak’ta İsrail ile ilgili ihtiyati tedbir kararları almıştı. Bu kararlar arasında, İsrail’in, Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemleri alması, Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırım çağrısı yapanları önlemek, engellemek ve cezalandırmak için gereken tüm adımları atması, Filistinlilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi için acil ve etkili önlemler alması yer almış ve karar gününden itibaren bir ay içinde alınan tüm tedbirler hakkında mahkemeye rapor sunması istenmişti.
İsrail'in, UAD'de de tedbir kararlarının alınmasından bu yana geçen 1 aylık süre içerisinde işlediği ihlal ve savaş suçları ise şu şekilde sıralandı:
Bombardıman, kan dökme ve alıkoyma
UAD'nin 26 Ocak'ta aldığı tedbir kararlarının bir gün öncesinde Gazze'de ölü sayısı 25 bin 900, yaralı sayısı ise 64 bin 110 olarak açıklandı. Bugün ise bu sayı 29 bin 782 ölü ve 70 bin 43 yaralıya ulaştı. Bu da son 1 ayda 3 bin 882 kişinin öldürüldüğü, 5 bin 933 kişinin ise yaralandığı anlamına geliyor.
Aynı şekilde tedbir kararları öncesine kadar Gazze'de öldürülen gazeteci sayısı 120 iken bu sayı 132'ye yükseldi; bir ayda 12 gazeteci daha öldürüldü.
26 Ocak öncesinde Gazze'ye 65 bin ton bomba atılmıştı, bu sayı bugün 70 bin tona dayanmış durumda.
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden 25 Şubat'ta yapılan yazılı açıklamada, Gazze'de 2 bin 600 kişinin alıkonulduğu ya da esir edildiği ve bu kişilere zalimce, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yapıldığı kaydedildi.
Aynı şekilde, İsrail askerlerinin, Ez-Zeytun, Şeyh Rıdvan ve En-Nasr mahalleleri ile El-Megazi Mülteci Kampı ve Gazze'nin batı bölgesinde yüzlerce kişiyi canlı kalkan olarak kullandığı aktarıldı.
Refah'a muhtemel kara saldırısı
Saldırı ve bombardıman baskısı altında yaklaşık 2 milyon kişi yerinden edildi ve bunların büyük bölümü, İsrail'in daha önce "güvenli olduğunu" iddia ettiği Refah'a sığındı. Kuzey bölgelerden gelenlerle Refah'ın nüfusu 5 katından fazla artarak 1,5 milyona ulaştı.
Nüfus yoğunluğu ve barınma imkanlarındaki sıkıntı nedeniyle kente gelen Filistinliler, kurdukları çadırlarda zor şartlar altında yaşamaya başladı.
İsrail, 1 Şubat'tan bu yana, Refah'ı karadan işgal etme niyetini gösteren sinyaller vermeye başladı.
Sağlık sisteminin çökmesi
İsrail 22 Ocak'ta Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentine ve kentteki hastanelere havadan ve karadan saldırılar düzenlemeye başladı.
Saldırılar nedeniyle kentte yaşayan binlerce Filistinli göç etmek zorunda kaldı.
İsrail ordusu, kasım ayının başında 10 gün süren kuşatmanın ardından Han Yunus'taki Filistin Kızılayına bağlı Emel Hastanesi'nin avlusuna baskın düzenledi.
Ordu daha sonra hastane kompleksi içindeki binaları ve su hatlarını bombaladı. Saldırılar nedeniyle yerinden edilmiş kişiler hayatını kaybetti; Kızılay ekibinden 7 kişi alıkonuldu, iletişim araçları ve internet hizmeti kesildi.
İsrail güçleri 15 Şubat'ta da yine Han Yunus kentindeki Nasır Hastanesi'ne baskın düzenledi ve hastaneyi askeri kışlaya çevirdi.
Yaklaşık 10 bin yerinden edilmiş Filistinli ile 300 sağlık çalışanının bulunduğu hastanede İsrail güçlerinin neden olduğu elektrik kesintisi ve oksijen cihazlarının çalışmaması nedeniyle çok sayıda hasta hayatını kaybetti.
İsrail ordusunun saldırılarında, 31 hastane ve 53 sağlık merkezi hizmet dışı kaldı, 150 sağlık kuruluşu kısmen zarar gördü, 122 ambulans kullanılamaz hale geldi.
İnsani yardımların azalması
Uluslararası Adalet Divanı tedbirlerinin açıklanmasından iki hafta önce Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisinin (OCHA) verilerine göre Gazze'ye günlük ortalama 156 yardım tırı giriş yapıyordu.
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Genel Müdürü İsmail es-Sevabite'nin AA'ya yaptığı açıklamaya göre ise ihtiyati tedbir kararlarının ardından 119 yardım tırı giriş yaptı. Bu ise günde ortalama 4 tıra tekabül ederken, İsrail'in yardım girişini kıstığı anlamına geliyor.
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) göre, Gazze Şeridi'ne giren insani yardımlar, nüfusun gıda ve insani yardım ihtiyacının yalnızca yüzde 7'sini karşılıyor.
Gazze'nin kuzeyinde açlık hüküm sürüyor
OCHA 16 Şubat'ta yaptığı açıklamada, 1 Ocak ile 12 Şubat tarihleri arasında insani yardım kuruluşlarının, Gazze Vadisi'nin kuzeyindeki bölgelere yardım ulaştırmak ve değerlendirmeler yapmak için planladığı görevlendirmelerin yüzde 51'inin İsrail tarafından engellendiğini duyurdu.
BM raporları, Gazze'nin kuzeyinde açlıktan ölüm riskinin ve çocuklarını doyurmak için mücadele eden ailelerin sayısının arttığını gösteriyor.
İlginizi Çekebilir