© Konya Postası 2021

Kadının gücü toplumun gücüdür!

Son yıllarda, kadınların iş hayatına katılımını desteklemek için uygulanan politikalar ve projeler artış gösterdi. Esnek çalışma saatleri, doğum izni gibi destekleyici uygulamalar ve kadın girişimciler için sağlanan teşvikler, kadınların iş gücüne katılımını teşvik ediyor

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından iş hayatında kadınlara yönelik çalışmalara verilen destekler sayesinde kadınların iş gücüne katılım oranı, bu yıl geçen senenin ilk 6 ayına göre yüzde 2,5 arttı.

ÇALIŞMA SÜRECİNDE KADIN ÇALIŞANLAR

Kadınların çalışma hayatında bir kısım sorunlarla karşılaştıklarını ve kadınlar lehine öteden beri bir denge olduğunu söyleyen Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Fulya Öztaş, “Son yıllarda üst düzey yönetici kadınların sayısı istikrarlı bir şekilde artmakta olup, bu durum yeni nesil kadınlar için ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Ancak dünya genelinde verilen istatiksel rakamların sağlıklı olmayacağı yönünde bir kısım veriler mevcuttur. Başlangıç evresinde az sayıda kadının üst düzey yönetici konumunda olmasına rağmen bu oranın zamanla artmaya başladığı görülmektedir.  Son yıllarda devlet kurumları ve uluslararası şirketlerin kadınların kariyerlerinde ilerleyebilmesi için gerekli olan eşitlikçi rekabet unsurlarını göz önüne almaya başlamışlardır. İşe alım ve performans değerlendirmelerindeki önyargıyı ortadan kaldırmak için daha gerçekçi uygulamaları hayata geçirmeye başladılar” dedi.

POZİTİF AYRIMCILIK YAPILIYOR

“Kadınların temsilindeki artışa ve şirketteki çabaların artmasına rağmen, işyerlerinin kadınlar için daha iyi bir hale geldiğini söylemek mümkün görülmemektedir” ifadelerine yer veren Prof. Dr. Öztaş, “Günümüzde erkek çalışanların aynı kulvarda kadınların kaydettiği ilerlemeler konusunda daha iyimser oldukları, ancak bu ilerlemelerde işyerinin kadınların ilerlemesinde pozitif ayrımcılık yapıldığını düşünmektedirler. Özellikle üst düzey yönetici erkeklerin kadınların karşılaştığı engellerin en az farkında olanlar olduğunu söylemek mümkündür. Yapılan çalışmalarda üst düzey 10 erkekten yaklaşık 9'u, kadınların ilerleme fırsatlarının arttığını düşünürken, üst düzey 10 kadından 6'sının aynı görüşte olduğu tespit edilmiştir.  Üst düzey 10 erkekten yalnızca 1'i işyerinde kadınlara saldırganlık gözlemlerken, 10 üst düzey kadından 4'ü işyerinde diğer kadınlara karşı önyargılı etkileşimler ve yorumlar olduğunu öne sürmüşlerdir” diye konuştu.

Konya’da da kadın istihdamına katkı bulunan Büyükşehir Meslek Edindirme Kursları sayesinde, kadınların iş hayatına atılması ve aile ekonomisine katkıda bulunması için projeler ve destekler yapılıyor.

KOMEK atölyeler sorumlusu Bilge Önal, kadınları KOMEK kurslarına davet ederek çalışma hayatına katılmalarını tavsiye etti.

KADINLARIMIZI KOMEK’LERE BEKLİYORUZ

Önal, “Bizim atölyelerimizle önemli olan öğrencilerimiz ve orada eğitim almış kişiler. Eğitim bir yere kadar eğitimden sonra da istihdamı önemsedik. KOMEK öğrencilerinin bir yerde istihdam edilmesi, toplumda sosyalleşmeleri, bütçelerine katkı sağlamaları önceliklerimiz arasında. Bununla birlikte atölye çalışmalarımız oldu. Gençten ziyade bizim öğrencilerimizde yaş seviyeleri daha orta olan, sanayide çalışamayan, esnek çalışma ortamı bulamayan öğrencilerle çalışıyoruz. Parça başı çalışabiliyorlar, bireysel çalışmaya da yer veriyoruz. Ev ekonomisine katkıda bulunuyorlar, kendilerini geliştiriyorlar, sosyalleşmiş oluyor. Eğitimler, programlar, geziler oluyor onlara da katılmış oluyorlar. 5 binamızda atölye çalışmalarımız bulunuyor, ilçelerimizde de çalışmalar sürüyor. Giyim, çanta, oyuncak gibi çalışmalarla hem kendilerini geliştiriyorlar hem de istihdam ediliyorlar. KOMEK’lerde geniş ve kapsamlı eğitimlere yer verilmekte. Bütün kadınlarımızı, genç kızlarımızı KOMEK kurslarına, atölyelere ya da çalışma hayatına katılmasını tavsiye ederim” dedi.

KADINLAR ROLLERİN DIŞINA ÇIKTI

Türkiye Emekliler Derneği Konya Şube Başkanı Gülhan Çağlar da kadınların toplumun bel kemiği olduğuna dikkati çekerek, “Hem evde hem çalışma hayatında onların katkısı göz ardı edilemez. Yıllarca çalışma hayatının içinde bulunan biri olarak bu durumu yakından gözlemleyebildim. Kadınların iş hayatındaki yeri gün geçtikçe daha fazla önem kazanıyor. Eskiden ev işleri ve çocuk bakımıyla sınırlı kalan rollerin dışına çıkan kadınlar, artık her alanda söz sahibi. Bu gelişme hem toplumsal yapımızın gelişmesi hem de ekonominin daha sağlam temeller üzerine kurulması açısından büyük bir kazanç” ifadelerini kullandı. 

ENGELLERİ AŞMAYI BAŞARIYORUZ

“Bir kadın olarak, iş hayatında yer almak bana özgüven katıyor” diyen Çağlar, “Evdeki görevlerim ne kadar önemliyse, iş yerindeki sorumluluklarım da bir o kadar değerli. Kadınlar, iş dünyasında erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmalı. Ama ne yazık ki, hala eşitsizlikler var. Aynı işi yapan bir kadın ve erkeğin aldığı maaş farkı ya da terfi olanaklarındaki ayrımcılık çok yaygın. Buna rağmen, her geçen gün daha fazla kadın bu engelleri aşmayı başarıyor. Kadınların iş hayatındaki yeri, toplumumuzun ilerlemesi için çok önemli. Biz kadınlar, sadece evde değil, her alanda var olmayı hak ediyoruz. Bir kadının iş hayatında yer alması, onun kendi ayakları üzerinde durmasını sağlarken, toplumun da gelişimine katkıda bulunuyor” diye konuştu.

HAYATIN İÇİNDE OLMALIYIZ

Ziraat mühendisi, Kültür ve Turizm Bakanlığı somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı keçe sanatçısı Özgür Dönmez, “İnsanların hayatın içinde olmasını çok önemsiyorum. Kadın kısmına gelirse öncelikle hayatın içinde olmak anlamında ekonomik özgürlüğün son derece önemli olduğunu düşünüyorum. O nedenle özellikle gençlerin hayatı anlamlandırması lazım. Ben emekli olduktan sonra keçeye başladım ve ikinci bir kariyer yaptım. Bir başarı öyküsü varsa eğer benim adıma budur bence. Hayatın içinde olmak son derece kıymetli, ekonomik özgürlük son derece kıymetli. Hayatın içerisinde olduğunuz zaman gerçeklikten de kopmuyorsunuz” dedi.

HERKES ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVİ YAPMALI

Dönmez, “Bu konuda erkeklere de düşen bir iş var; biz kadınlar çalışma hayatının içerisinde olmak isterken aynı zamanda bizim üzerimizde başka yükler de var; ev işi gibi, çocuk bakımı veya yemek yapmak gibi. Aslında hayat ortak, biz hayatın içinde olmaya çalışırken evdeki süreç aynı şekilde devam ediyor. Bu bence bizim çok ciddi bir dezavantajımız. Dışardaki hayatı paylaşıyor isek evde de aynı hayatı paylaşmamız lazım. Herkes kendi üzerine düşen görevi üstlenmeli” ifadelerini kullandı. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER