© Konya Postası 2021

Kayıp ihbarı sayısı toplam 77 kişi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Şu anda 48 vatandaşımız Kastamonu'da, 9 vatandaşımız Sinop'ta, 1 vatandaşımız da Bartın'da hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden 58 vatandaşımızın 15'inin kimliği henüz belli değil. Kayıp ihbar sayısı Bozkurt'ta 62, 15 tane de Sinop'taki, toplam 77" dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Kastamonu Bozkurt'ta yaşanan sel felaketinin ardından incelemeler sonrası açıklamalar yaptı. Bakan Soylu, yaptığı açıklamada yaşanan sel felaketinin şiddetine dikkat çekerek "Kastamonu'da, Sinop'ta yine Bartın'ımızda meydana gelen sel felaketi sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla arkadaşlarımızla ayrı ayrı bölgelerde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bir kez daha bir şey ifade etmek isterim karşı karşıya kaldığımız sel felaketi 10 Ağustos'ta başlayan ve 11 Ağustos'ta da devam eden sel felaketi görülmeyen yoğunlukta yaşandı. Her yerde gündeme getirilen HES'i kendi gözlerimizle görmek için akşam üstü tekrar gittiğimizde de HES'in hemen üzerinde ağaçların kökleriyle beraber yağmurun şiddeti, suyun şiddeti sebebiyle koparılıp dağın tepesinde bir çıplaklık açıldığını gördük ve bunun birçok yerde olduğunu gördük. Yani normal olmayan bir manzarayla da karşılaştık" ifadelerini kaydetti. 

'BENİM BUGÜNE KADAR GÖRDÜĞÜM EN AĞIR TABLO'

Bakan Soylu, yaşanan sel felaketindeki tablonun Giresun Dereli'de yaşanan tabloya göre 5 kat fazla olduğunu belirterek "Tabii Kastamonu Bozkurt'la ilgili söyleyebilirim bugün Sinop Ayancık'a ve selin vurduğu köyleri de arkadaşlarımızla, milletvekillerimizle birlikte ziyaret ettik. Şunu ifade etmem gerekir, orada da aynı tablo var. Yaşadığımız sel benim bugüne kadar gördüğüm en ağır tablodur. Yine ifade ederek söyleyeyim sadece Bozkurt'taki tablo 5 Dereli'nin üstündedir. Yani burada ağır bir tablo var. Esnaf açısından ağır bir tablo var, kayıplarımız açısından ağır bir tablo var, altyapı açısından ağır bir tablo var ve etkilediği insan sayısı açısından da ağır bir tablo var. Onun için burada zannediyorum uzun ve hummalı bir çalışma gerçekleştireceğiz. Ama şunu ifade etmem gerekir, vatandaşlarımızın da bilmesi gerekir biz Arhavi'den geldik, Rize'den geldik aynı zamanda Muğla ve Antalya'daydık ve buraya geldik. Bundan önce Elazığ vardı. Bundan önce Giresun Dereli vardı. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve yönetiminde afet sonrası vatandaşımıza ve milletimize karşı en ufak bir mahcubiyet yaşamadık. Kimse 'Nerde bu devlet?' demedi. Devlet bütün unsurlarını bütün kurumlarıyla tablo ne kadar ağır olursa olsun bunu telafi etmek için var gücüyle her hangi bir mesai kavramı gözetmeksizin saat mefhumu gözetmeksizin büyük bir çaba ortaya koydu koymaya devam ediyor ve edecek" dedi.

Soylu, sel felaketiyle ilgili ortaya atılan spekülasyonlara da dikkat çekerek "Üzüldüğümüz noktalar var. Biz burada, insanların yaralarını sarmak için çaba sarf ederken, 'Ben nasıl teşkilat oluştururum, nasıl bir dedikodu oluşturalım, acaba buna nasıl bir zarar vereyim, bunu nasıl bir siyaset malzemesi yapayım?' düşüncesinde olan insanlar var. Biz işimizi yapıyoruz. Eğer konsantrasyonumuzu buraya sevk edersek, bunlara cevap vermeye sevk edersek işimizden alıkonacağız diye bir endişe bizim içimde var. Ama sahada gördüğümüz tablo da bizi üzüyor. Yani bu dedikoduları kendi yerel unsurları vasıtasıyla vatandaşımıza da iletmeye çalışıp bunlarla da karşı karşıya kalıyoruz. Bir taraftan temizlik yapmaya çalışıyoruz. Bin jandarma personeliyle, binin üzerinde AFAD gönüllüsüyle bini aşkın kamyon, binanjör ve bütün temizliği yapacak araçlarla birlikte, bir yandan gıda yapılıyor bir yandan elektriğini veremediğimiz köylere helikopterle jeneratör gönderiyoruz. Helikopterle dün ve bugün 20 ton gıda dağıttık. Cenazelerden insanların nakillerine kadar her şeyi gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Vatandaşlarımızın bütün sorularına cevap vermeye çalışıyoruz. Hasar tespitleri yapılıyor, zarar tespitleri yapılıyor, milletimizin, vatandaşlarımızın morali ayakta tutulmaya çalışılıyor. Bu travma öyle kolay bir travma değil. Birince kattan dördüncü kata çıkanlar, çatılara çıkanlar, saatlerce çatıda kalanlar ve helikopterlerle çatılardan alınanlar, alınırken 'acaba ben ne olacağım?' diye düşünenler. Bunların hepsini biz yaşadık. Ankara'da duracaksınız siyaset yapacaksınız yok, öyle. Çok ayıptır, insanlık dışıdır. Siyasetinizi gidin başka yerde yapın. Buranın üzerinden siyaset yapmak ayıptır, insanlık dışıdır. Buranın üzerinde siyaset yapmak şeytanla iş birliğidir. Ayıptır ya, bırakın bizi çalışalım" ifadelerini kullandı.

'HES BARAJLI DEĞİL Kİ NASIL PATLASIN?'

İçişleri Bakanı Soylu, HES'in patladığı yönündeki iddialara da cevap verdi. Soylu, HES'in baraj değil boru sistemiyle yapıldığını hatırlatarak "Dikkat edin AFAD İçişleri Bakanlığına bağlı. Muğla ve Antalya dahil olmak üzere şu bir ayda benim ya üçüncü ya dördüncü konuşmamdır. Hep sağduyuya davet ettim tekrar sağduyuya davet ediyorum ama anlamıyorlar ki? 'HES patlamış.' Gidin görün, sizin elinizde böyle bir bilgi olsa bu zamana kadar durur muydunuz? Bu borulu bir HES, barajlı bir HES değil ki nasıl patlasın? Bugün giden arkadaşlarımız kamuoyuna gösterdiler ama milletin kafasını karıştıracaklar, 'Bu sizin yüzünüzden oldu' diyecekler ve bir siyaset üretmeye çalışacaklar. Bu yalan makinelerine milletimizin itibar etmemesini bu ülkenin bir evladı olarak altını çizerek söylemek istiyorum. Bir yalan daha; 500 kişi öldü bin kişi öldü. Kimden duydun arkadaşım? Sorumluluk mevkiinde bir kişinin kaynak vermeden tüm kamuoyuna 500 kişi öldü bin kişi öldü lafını söylemesi kadar büyük bir sorumsuzluk var mı? Bizim görevimiz vatandaşımızı doğru bilgilendirmek. Doğru bilgilendirmezsek bedelini ödemeye hazırız biz çünkü sorumluluk mevkiindeki insanlarız. Ama siyaset yapan insanlar zaten tencere elinde arkasını çalmak isteyenler, Batı'dakiler, medyadakiler, sosyal medyadakiler. Onlar durmuyorlar zaten" açıklamasında bulundu.

'BOZKURT'TA 62, SİNOP'TA 15 KAYIP İHBARI VAR'

Soylu, hayatını kaybeden 58 kişiden 15 kişinin kimliğini belirlemeye çalıştıklarını aktararak "Şu anda 48 vatandaşımız burada yani Kastamonu'da hayatını kaybetti. 9 vatandaşımız Sinop'ta hayatını kaybetti. 1 vatandaşımız da Bartın'da hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden 58 vatandaşımızın 15'inin kimliği henüz belli değil. Kimliklendirme çalışmaları yapılıyor. Adalet Bakanlığımız, adli tıp bu konudaki çalışmalarını sürdürüyor. 112'ye gelen kayıp ihbarları 143 civarındaydı. Arasında mükerrer var, daha sonra ihbarlar arttı, daha sonra bizim onlardan ulaştıklarımız oldu, yaşadıklarını gördüklerimiz oldu. Bunları düşe düşe size son rakamı söyleyeceğim. Bozkurt'ta ihbar 62, yaklaşık 15 tane de Sinop'taki ihbar, toplam 77 ve bu 77 kişinin de hepsi kayıp, hepsine arama- kurtarma yapılacak diye bir şey söylüyor değiliz. Bunlar kayıp ihbarı ve bunların üzerinden gidiyoruz. Bunu da ilk kez yapıyor değiliz. Elazığ'da deprem oldu, diğer noktalarda deprem oldu, Giresun'da sel felaketi oldu. Özellikle yaşlılarda ulaşamama gibi bir durum söz konusu oluyor veya iletişim problemi oluyor. Biz onlara ancak iletişimle beraber gidebiliriz yakınlarına ulaşabiliriz" dedi. 

'HİÇ KİMSENİN ÜZGÜN ÇIKMASINI İSTEMİYORUZ'

Bakan Soylu, daha önce afet bölgelerindeki hasarların devlet tarafından ödendiğini belirterek konuşmasında "Arhavi'ye gidebilirsiniz, Muğla'ya gidebilirsiniz. Biz oradaki tüm hasarları ödeyerek geldi. Bu da nasıl oldu? Ev hasarından tutun araç hasarına kadar hepsini ödeyerek geldik. Antalya'da yine bu saydığımız hasarların önemli bir bölümü ödendi ve bu işler soğumadan ödendi. Vatandaşımızın en ihtiyaç duyduğu anda ödendi. Bunu nasıl yapıyoruz? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın  bu konuda destekleri ve kaynakları var, AFAD'ın var, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız var. Hiç kimsenin buradan üzgün çıkmasını istemiyoruz zaten milletimiz yeterince üzüldü. Biraz empati kurun Allah rızası için. Ben 31 gündür Ankara'nın dışındayım. Bakan yardımcısı arkadaşlar da Ankara dışında. Emniyet Genel Müdürümüz, Jandarma Genel Komutanımız, Sahil Güvenlik Komutanımız burada hepsi arama kurtarma içerisindeler. Hepimiz Ankara'nın dışarısındayız. 1 bakan yardımcısı arkadaşımız koordinasyon sağlıyor Ankara ile bura arasında" ifadelerini kullandı.  

'47 MİLYON TL YARDIM TOPLANDI'

Bakan Soylu, vatandaşlar tarafından AFAD'a gönderilen yardım miktarının 47 milyon 600 bin TL olduğunu belirterek "Şu ana kadar miktarını söylemek isterim. 47 milyon 600 bin TL yardım yapıldı vatandaşlarımızdan. 60 milyon TL'de şu an da taahhüt var. Pazartesi itibariyle onlar da yatıracaklar. Buradaki muradımız şu, biz devlet olarak yaraları sarıyoruz ancak vatandaşlarımız da bu işe katkı sunmak istiyorlar. Biz böylelikle vatandaşlarımızın mağduriyetlerini kapatmaya çalışıyoruz. Vatandaşlarımız için de SMS atabilirler. Ayni olarak da yardım edebilirler" dedi. 

Evini tahliye eden vatandaşlara da 3 bin TL yardım yapılacağını aktaran Soylu, "Evinde hasar olsun olmasın evini tahliye eden vatandaşlara 3 bin TL vereceğiz. Çünkü nasıl çıktığı belli değil. Her evini tahliye eden vatandaşa herhangi bir tespit yapmaksızın bu yardımı yapacağız. Evinde hasar olan vatandaşlara da 50 bin TL'ye kadar gıda yardımı ve eşya yardımı vereceğiz. Yine onun da ilk birimini herhangi bir tespit yapmaksızın 10 bin TL ile yarın başlayacağız. Bütün vatandaşlarımızın mağduriyetlerini en yüksek noktadan gidermek için elimizden gelen her şeyi yapacağız" dedi. 

Soylu, yapılan yardımlarla ilgili olarak spekülasyona da yer vermeyeceklerini ifade ederek "Herkes elinden gelen yardımı yapıyor. 'Ankara Büyükşehir belediyesini bölgeye sokmadılar'.  Biz böyle bir ayrım yapmadık, yangında da yapmadık. Biz burada bütün kardeşlerimizle birlikte çalışıyoruz. Burada bu duyguyu yaşamıyorlar, burada yardım etmenin sorumluluğunu yaşamıyorlar. 'Acaba ben buradan nasıl siyasi bir rant elde ederim?' diye bakıyorlar. Bizi öldürün ama bu milleti öldürmeyin Allah rızası için. Bir kere olumlu bir kere pozitif siyaset anlayışı içinde olun" ifadelerini kullandı.

'KÖY YOLLARINI YÜZDE 90'INI BİTİRMİŞ OLURUZ'

Soylu, köy yollarının da yüzde 90'ının yarın akşamdan itibaren biteceğini aktararak "Yarın akşam itibariyle yolların yüzde 90'ını bitirmiş oluruz. Buraya 7 vali arkadaşımızı çektik. Onlara bir şey söyledik. 'Bütün il özel idarenizle birlikte gelin bize yollarımızı teslim edin' Onlar da gece gündüz çalışıyorlar" açıklamasında bulundu. 

'SORUŞTURMA BAŞLATILDI'

İçişleri Bakanı Soylu, selden dolayı yıkılan binalarla ilgili İnebolu Başsavcılığının soruşturma başlattığını belirterek "Aynı zamanda Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığımız da idari açıdan eksik olup olmadığına yönelik idari soruşturma başlattı" açıklamasını yaptı.  

'CEMEVİNE SALDIRANLAR YAKALANDI'

Soylu, İstanbul'da bir Cemevi’ne yapılan saldırının faillerinin de yakalandığını söyledi. Saldırıyla ilgili açıklama yapan Soylu, "Ben 5 yıldır içişleri Bakanlığı yapıyorum. Burnum koku almasını biliyor. Batı'nın ve bir başka yerlerin bir takım istihbarat yapıları ciddi bir provakasyon içindedir. Bugün Pendik'te bir Cemevi’yle ilgili hiçbirimizin tasvip etmeyeceği bir saldırı söz konusu oldu. Ben bu saldırıları ilk kez görüyor değilim. Bunların faillerinin ya ikisi ya üçü bulunmamıştır. Türkiye'de bir Alevi-Sünni meselesi var mıdır? Bunun var olduğunu söyleyen çarpılır, böyle bir meselemiz hiçbir zaman olmamıştır. Ama Türkiye'de hangi fay hattını tetikleyebiliriz böyle bir mesele var. 'Acaba Kürt-Türk çatışması mı çıkarabiliriz, acaba ülkemize sığınan insanlarla milletimiz arasında bir nifak tohumu ekip bir fitne çıkarmayı mı sağlayabiliriz?' Bu bir istihbarat çalışmasıdır bunu çok net söylüyorum. Bugünkü olayda da failler yakalandı. Peki sonuçta ne çıktı. Biz bunları daha önceden de yaşadık. Türkiye'yi dışardan tahrik etmek isteyenler, bunu yaptırıyorlar. Bunun alevi olması sünni olması önemli mi? Kim yapıyorsa cezasını çekmelidir. Bu bir ahlaksızlıktır ve kanunen de suçtur. Bugünkü olayı yapanlar Alevi. Biz bunun aynısın Tunceli'de de yaşadık" dedi. 

'SEN DEVLET MİSİN?'

Altındağ'da yaşanan karışıklığa değinen Soylu, "Altındağ'da Suriyeli de olsa Afrikalı da olsa Türk de olsa birinin birini katletmesi doğru mu? Biz Türk’üz, Müslümanız. Etnik köken üzerinden bir katliamı başka bir yere çekmek bize yakışır mı? Aranızda İdlip'e en çok giden insanlardan biri benim. Ben oradaki insanların hangi şartlar altında yaşadığını biliyorum. Tabi Sayın Kılıçdaroğlu'nun tuzu kuru. Irkçılık bu coğrafyanın karakteri değildir. Irkçılık Batı'nın karakteridir ve bu coğrafya ihale edilmek istenen bir karakterdir. Biz bunu kabul etmiyoruz.  Toplandın mahallelerini bastın eline ne geçti? Sen devlet misin?" ifadelerini kullandı. 

'VATANDAŞLARIMIZIN YARALARINI KISA SÜRE İÇERİSİNDE SARACAĞIZ'

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "Şunu söylemek isterim ki son 19-20 yıldır Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde nerede bir sel, heyelan, deprem, yangın, afet olduysa biz hep oradaydık ve vatandaşlarımızla birlik, beraberlik ruhu içerisinde hareket ettik. Kimseyi ayrıştırmadık, kimseyi ötekileştirmedik. O afeti yaşayan sanki bizim annemiz, babamız, kardeşimiz, evladımız gibi hareket ettik ve etmeye de devam edeceğiz. Gittiğimiz her yerde şunu gördük, 'Nerede bu devlet, milletvekilleri, bakanlar, niye benim işim yapılmıyor? denildiğini duymadık. Sayın İçişleri Bakanı'mız da ifade etti, bir an önce yaralarımızı sarmanın, vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını gidermenin, yapılacak işleri yapmanın içerisinde olduk. İşte depremlerde konuklarımız bitti, teslim ettik. 15 gün önce Antalya'da, Muğla'mızda yangın afeti yaşadık. O zaman, 'Bir ay içerisinde konutlarımızı, ahırlarımızı yapacağız. Vatandaşlarımızın kısa bir süre içerisinde yaralarını saracağız' demiştik" ifadelerini kaydetti.

'HIZLI HAREKET ETMEK ZORUNDAYIZ'

Kurum, yangında hasar gören yapıların yaklaşık yarısının ihalesinin yapıldığını, yer tespitlerini de gelecek hafta itibarıyla yapacaklarını belirterek, "Bir ay bile olmadan başlıyor olacağız, inşallah söz verdiğimiz gibi 1 yıl içerisinde de yapıları yapacağız. Evet o afetlerde ne yaptıysak bugün Kastamonu'da, Sinop'umuzda, Bartın'ımızda aynı anlayışla çalışacağız. Gerçekten burada büyük bir afet var, vatandaşlarımız, esnaflarımızın mağdur oldular. Acılarını paylaşmak için hızlı hareket etmek zorundayız. Bir hafta sonra inşallah esnafımızın yaralarını saracak yapısal adımları da TOKİ Başkanlığımız başlatacak" dedi.

Atılacak adımların Bozkurt'a yakışır bir şekilde olması için çalıştıklarını aktaran Bakan Kurum, şunları dile getirdi: 

"TOKİ Başkanlığımız 1 hafta sonra inşallah bu cephelerin takılmasını başlatacak ve burayı Bozkurt'a yakışacak şekliyle cephesiyle, aydınlatmasıyla ve altyapısıyla her türlü sürecini inşallah götürüyor olacağız. Tüm afet bölgelerinde yaklaşık 454 tane selden etkilenen ağır hasarlı ve yıkık binamız var. Tüm afet bölgeleri için söylüyorum Sinop, Bartın ve Kastamonu'da. Afet sebebiyle zarar gören, evleri yıkılan vatandaşlarımızın afet konutlarını Toplu Konut İdaresi Başkanlığımız yine bir ay içerisinde başlatacak ve en geç 1 yıl içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi İnşallah yapımlarını gerçekleştiriyor olacağız. Tabii 500 yıllık yağışlar hesaplanarak bu süreçler yürütülüyor. Bunları da Tarım ve Orman Bakanlığımız, burada bakan yardımcılarımız, Devlet Su İşleri Genel Müdürümüz çalışıyorlar. Bunlara ilişkin de atılması gereken adımları atıyor olacağız."

'BOZKURT EN ÇOK ETKİLENEN İLÇEMİZ'

Kurum, İller Bankası Genel Müdürlüğünce altyapı hasar çalışmalarının tamamlandığını açıklayarak, "Artık arızaları gidermeye çalışıyoruz ve bu çerçevede de Sinop Ayancık'ta da İller Bankasının tamiratlarıyla su vermeye başladık. Kastamonu Bozkurt, en çok etkilenen ilçemiz, burada da 5 mahallemiz var, 4 mahalleye su verdik, bir mahalle içinde su deposuna ki merkez mahallemiz, su deposuna ana hattan iletim hattından su vermeye inşallah yarın itibarıyla başlıyoruz" şeklinde konuştu. Tüm hasarları hızlı bir şekilde gidereceklerini belirten Kurum, "İnşallah Yeni Bozkurt'umuzu İhya edecek, inşa edecek adımları da hep birlikte atacağız ve bu işler programlamadan, başlamadan da inşallah vatandaşımızı yalnız bırakmayacağız. Daha önceki depremlerde, sellerde, heyelanlarda olduğu gibi. Ben tekrar tüm Türkiye'mize ve illerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum" açıklamasında bulundu. 

'TEK AMACIMIZ GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE VATANDAŞLARIMIZI ELEKTRİK ENERJİSİYLE BULUŞTURMAK'

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez de yaptığı açıklamada enerji santrallerinin sel felaketinden etkilendiğine vurgu yaptı. Dönmez, Elektrik tesislerinin aşırı yağış ve fırtınalara dayanmasının mümkün olmadığını söyleyerek "Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi bu tesislerimiz de maalesef hasar gördü, birçok direğimiz yıkıldı, trafo merkezimizi sel aldı götürdü ancak yağışlar diner dinmez buradaki şirketlerimiz gerek kamu gerekse özel kuruluşlarımız süratle olaylara müdahale etmeye başladı. Tek amacımız güvenli şekilde vatandaşımızı elektrik enerjisiyle buluşturmak" diye konuştu. Elektriğin günlük yaşam için son derece önemli olduğunun altını çizen Dönmez, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Elektrik, hayatımızın içine o kadar girmiş ki bugün birçok vatandaşımızla ve kamu hizmetlisiyle bir araya geldiğimizde 'Haberleşme cihazlarımız çalışmıyor.', 'Aydınlatma ihtiyacımız var.' denildi. Dolayısıyla ilk etapta en hızlı verilmesi gereken altyapı hizmeti elektrik. İçinde bulunduğumuz Bozkurt'ta da artık sokak lambalarımız da yanıyor. Sadece temizlik yapılan binalarımız var. Yani su, moloz, çamurun temizlenmesine bağlı olarak. Orada da tedbiren, güvenlik amaçlı elektriği vermiyoruz. O temizlik biter bitmez o bölgedeki mahallelerimize de elektriği vereceğiz. Diğer birçok ilçemizde de merkezlerde sıkıntı yaşanmıyor. Sadece kırsal alanda yer alan köylerimizle ilgili bazı problemlerimiz devam ediyor."

Dönmez, sel felaketinin ardından vakit kaybetmeksizin çalışmalara başlandığını aktararak "Olayların ilk başladığı anlarda 4 ilçe merkezimiz, 395 köyde yaklaşık 38 bin hanemizin elektriği kesikken bugün an itibarıyla 100 köyümüzün altına inmiş durumda" ifadelerini kaydetti. 

'HAVADAN JENERATÖR GÖTÜREREK HİZMET SUNDUK'

Bakan Dönmez, vatandaşların karanlıkta kalmaması için jandarma helikopterleri ile mobil jeneratör götürdüklerini söyleyerek "Toplam elektrik veremediğimiz abone sayısı da 8 bin 843'e indi. Sayın Cumhurbaşkanımız, dün buraya geldiğinde sahada gezdi, bizzat bazı hizmetlerle alakalı talimatları vermişti. Elektrik hizmetinin bir an önce bağlanmasına ilişkin talimatları da aldık ve karadan ulaşamadığımız yerlere sağ olsun, jandarmamızın helikopteriyle Türkiye tarihinde, belki dünya tarihinde de ilk, havadan jeneratör götürerek vatandaşımızı köyünde karanlıkta bırakmamak için o hizmeti de sunduk. İki mobil jeneratörümüz şu anda çalışıyor" dedi.

Ekiplerin vatandaşları elektrik enerjisiyle buluşturmak için karadan ve havadan mücadele ettiğini dile getiren Dönmez, "Burada yol yapım çalışmaları hızla devam ediyor. Karadan, karadan ulaşamadığımız yerlere havadan ulaşarak elektrik şebekemizi onarmak suretiyle en kısa süre içinde elektrik kesintisini tamamlamış olacağız. Bu arada mobil jeneratörlerimiz devrede. 100'ü aşkın mobil jeneratörümüz gerek Sinop, gerek Kastamonu'da ihtiyaç duyulan yerlere bağlanıyor" açıklamasını yaptı. 

Akdeniz ve Ege'de yangınlarla mücadele ederken sel felaketinin yaşandığı Kastamonu, Sinop ve Bartın'a geldiklerini söyleyen Dönmez, "Burada da hakikaten gecesini gündüzüne katan binlerce kahraman var. Aslında biz sadece 3 kişi değiliz. Basın mensuplarımız zaman zaman onların arasında dolaşıyor, insanların hikayelerini dinliyorlar. Çok enteresan yaşanmışlıklar var. İnşallah geniş bir zamanda belki bunları vatandaşımızla paylaşma imkanı buluruz" dedi. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER