© Konya Postası 2021

Lavanta (Lavandula sp.)

Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Matematik ve Fen Bilimleri Eğitim Bölümü Biyoleji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haydar Öztaş, lavanta yetiştiriciliğinden faydalarına kadar bir konuyu kaleme aldı

PROF. DR. HAYDAR ÖZTAŞ

NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ

AHMET KELEŞOĞLU EĞİTİM FAKÜLTESİ

MATEMATİK VE FEN BİLİMLERİ EĞİTİMİ BÖLÜMÜ

BİYOLOJİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI BAŞKANI

 

Lavantalar yaprak dökmeyen, çalı formunda bitkilerdir.  30- 80 cm arasında bir boya sahip olabilirler, sıralı yaprak ve çiçeklere sahiptirler. Yapraklar loblu veya lobsuz olabilir, bazen sadece gövdelerin tabanında bulunur. Çiçeklerin rengi maviden menekşe rengine kadar değişebilir. Gövde ve yapraklar koyu mavimsi griden yeşile, renksiz kahverengiye kadar değişebilir.

“Lavanta” sözcüğü Latince 'lavare' teriminden kaynaklanmış olup,  'yıkamak' anlamına gelir. En iyi bilinen türü olan 'latifolia'  ise  'geniş yapraklı' anlamına gelir. Bitkinin uçucu bileşikleri yaprak ve çiçek yüzeyindeki özel yapılarda üretilir. Ancak lavanta türleri gelişim aşamasında bazı farklılıklar gösterir.

Geleneksel Çin Tıbbında (TCM), lavanta geçmişte kısırlık, enfeksiyon hastalıklarının tedavisi, kaygı ve ateş düşürücü hastalıkların tedavisi amacıyla kullanılmıştır. Geleneksel Arap tıbbında mide ağrıları ve böbrek problemlerini tedavi etmek için uzun süredir kullanılmaktadır.

Farklı toplumlarda bitki baş dönmesinden saç dökülmesine kadar çok çeşitli hastalıkların tedavisi için kullanmıştır. Bitkiden elde edilen müstahzarlar, safra akışını arttırmak, varis ülserlerini tedavi etmek ve karpal tünel sendromunu hafifletmek için kullanılmıştır.

Geçmişte bitki ürünleri antidepresan olarak kabul edilmiş olup antispazmodik, antiflatulent antiemetik, idrar söktürücü ve tonik olarak kullanılmıştır. Lavanta, Viktoria döneminde Bati ülkelerinde yaygın bir afrodizyak olarak da kullanılmıştır. Lavanta, günümüzde parfümlerde, sabunlarda, banyo ve talk pudralarında, mumlarda, kokulu poşetlerin yapımında yaygın olarak kullanılmaktadır. Bazen çayları ve yiyecekleri tatlandırmak için az miktarlarda katkı maddesi olarak kullanılır.

Çiçeklerinin güçlü ve hoş kokusu, oldukça faydalı uçucu yağlardan biri olarak kabul edilen  lavanta yağı, aromaterapide popüler olarak kullanılmaktadır. Lavanta yağı ile aromaterapi stres, anksiyete, depresyon, yorgunluk, taşıt tutması ve hipertansiyon dahil olmak üzere bir çok rahatsızlığın tedavisi için önerilmektedir.

Avrupa'da genellikle masajla uygulanan yağ, kasların gevşemesine yardımcı olması, kolik tedavisi ve iştahı artırmak için kullanılır. Gerilim ve baş ağrılarını gidermek için lavanta ve nane esansiyel yağlarının beraberce masaj için kullanılması önerilmektedir.

Bitki uçucu yağlar bakımından zengin olup,  hoş bir kokuya ve tıbbi etkiye sahiptir. Lavanta çiçekleri içeren keten torbaların yastığın altına konulmasının geceleri rahat bir uyku için faydalı olduğuna inanılmaktadır. Lavanta bitki çayı olarak da kullanılır. Bitki ekolojik olarak orta derecede don ve kuraklığı tolere edebilir ve deniz seviyesinden 1700 m.’ye kadar olan yüksekliklerde yetiştirilmesi önerilmektedir.

Sert lavantalar (L. angustifolia, L. latifolia, L. intermedia), narin lavantalar (L. dentata, L. stoechas) kadar uzun değildir ve yılda sadece bir kez çiçek açarlar. Bazı çiçeklerin uçları ise körelmiştir. Yumuşak lavantalar (L. stoechas, L. dentata) uzun olup, çiçek başlarının tepesinde gösterişli bractelere sahiptirler.

Lavanta tam güneş alan, toprağı besin bakımından zengin toprağı tercih eder. Uygun koşullar sağlandığında boyları bir metreye ulaşabilir. Bitkinin zayıf, kavisli gövdelerinin rengi griden yeşile kadar değişir.

İyi güneş alan,  iyi drene edilmiş hafif kumlu, tınlı veya çakıllı topraklarda daha iyi gelişirler. Bitkinin yetiştirlmesi tohum, çelikler, doku kültürü veya köklerin bölünmesi ile olur. İlkbahar sonu ve yaz başında çiçek açar, ancak çiçeklenme Ağustos ayının sonuna kadar devam eder.

Çiçekler, belirgin bir sap üzerindeki başakta taşınır, çok çiçekli bir yapıya sahip olup, genellikle mor ile menekşe rengindedir. Ancak bazı çeşitleri beyaz veya pembe renkli olabilir. Yapraklar, ılıman iklimlerde yaprak dökmeyen dar, karşıt kınlarda bulunur.

Lavanta Nasıl Yetiştirilir,

Lavanta, sıcak, kuru ve güneşli iklimi sever. Lavanta tohumunun ekiminden birkaç hafta önce soğukta bekletilmeye ihtiyaç duyması sebebi ile tohumla yetiştirmek zordur. Bu nedenle çelikler ve fideler tercih edilir. Normalde köklü bitki çelikleri 8-10 cm.’lik küçük saksılarda yetiştirilir.

Kökler güçlendiğinde, bunları bitkiler arasında 50 cm boşluk, sıralar arasında 80-150 cm. boşluk bırakılarak şekilde tarlaya veya bahçeye dikilir. Lavanta, drenajı iyi olan gevşek, alkali topraklarda iyi yetişir. Mantar enfeksiyonlarını ve yabani otların gelişimini önlemek için organik gübre kullanılmamalıdır.

İngiliz lavantasının çoğaltılması zordur, bu nedenle bitkiler genellikle olgun bitkilerden kesilerek yetiştirilir. Çakıl ve beyaz kumla malçlama daha iyi sonuçlar verir. Bitkiler olgunlaşana kadar haftada bir veya iki kez lavantaların sulanması gerekir. Hasada kadar olan sürede sulama iki veya üç haftada bir olacak şekilde yapılmalıdır.

Zorlu kışlarda aşırı soğuk ve donlardan korunmak için bitkilerin kumaş benzeri örtülerle örtülmesi, bu amaçla rüzgâr engelleyicilerin kullanılması önerilmektedir. Hasat döneminde sabahları çiçeklerin makasla kesilerek hasat edilmesi gerekir.  50-100 arasındaki sap bir araya getirilerek serin ve karanlık bir yerde kuruması saklanır.

Bitkinin uçucu yağı, sulu özleri ve kurutulmuş kısmı kozmetik, hijyen ürünleri ve geleneksel tıpta kullanılan ilaçlarda kullanılmaktadır. Hoş tatları ve aromaları nedeniyle gıda katkı maddesi olarak da kullanılırlar. Ayrıca antibakteriyel, antifungal, böcek kovucu, böcek öldürücü ve antioksidan özelliklere de sahiptir.

En yaygın lavanta türü İngiliz lavantası olup, baharatlarla birlikte değişik amaçlarla kullanılır. Lavanta dünya genelinde yetiştirilen bir bitki olup, çiçeklerinin kokulu yağları aromaterapi destekli ürünlerde, mumlarda, kozmetik ürünlerde, deterjanlarda, jölelerde, masaj yağlarında, parfümlerde, pudra, şampuan, sabun ve çayda kullanılmaktadır.

Genel olarak, ticari amaçla Gerçek lavanta (Lavandula angustifolia), Spike lavanta (Lavandula latifolia) ve steril bir melez olan Lavandin (Lavandula x intermedia) (L.angustifolia × L. latifolia) türlerinin ekimi yapılmaktadır.

Onüçüncü ve 14. yüzyıllarda lavanta, görsel çekiciliği, aromatik ve tıbbi özellikleri nedeniyle manastır bahçelerinde yaygın olarak yetiştirilmiştir. 1800'lerin başında, 'gerçek' Lavanta (Lavandula angustifolia) esansiyel yağı yaygın olarak üretilmeye başlanmıştır. İlk geleneksel damıtıcıların Fransız koyun çobanları olduğu bilinmektedir.

Zamanla Fransada eski koyun çiftlikleri ve tüm çoban toplulukları lavanta üretimi için değişime uğradı. Buna bağlı olarak bu bölgelerde damıtma tesisleri kuruldu ve zamanla lavanta üreticileri örgütlenerek lavanta kooperatiflerine dönüştürüldü.

İlk zamanlarda parfüm endüstrisi, pomad olarak bilinen yüksek aromalı malzemeler üretmek için, bazı taze çiçekleri saflaştırılmış hayvansal yağların üzerine yerleştirerek, ilkel ve son derece zahmetli enfleurage ekstraksiyon (kokusuz iç yağları ve petrol yağlarını taze çiçek kokusuna maruz bırakarak parfüm özü çıkarma işlemi) yöntemini kullanmışlardır. Bir diğer yöntemde ise bitkiler ve çiçekleri alkol çözücüler ile muamele edilerek parfüm benzeri çözeltiler elde etme yoluna gitmişlerdir.

Parfümeri yağlarının ve çiçek özlerinin üretiminde kullanılan ilk düşük sıcaklıklı, düşük basınçlı imbikler 19. yüzyılın başında Fransa'ya ithal edilmeye başlanmış ve buna bağlı olarak damıtma teknolojisindeki ilerlemeler hızlı bir şekilde artış göstermiştir.

 

1930 yılında M. Abrial isimli eczacı, klonladığı ve Lavandin abrialis adını verdiği bir lavanta melezinden parfüm üretiminde kullanılan verimli bir bitki elde etmiştir. 1942 yılında, buhar motorları ve güçlü çelikler kullanılarak ilk çift duvarlı imbikler geliştirilmiştir. Daha fazla lavanta yağı üretimesine olanak veren bu sistem parfüm sanayinin ham madde ihtiyacının karşılanılmasında önemli rol oynamıştır.

Parfümcüler lavantaya özel bir saygı duyarlar ve parfüm üretimnde esas ürün olarak kabul ederler. Özelliklerini otsu lavanta, kumarin (vanilya kokusuna benzeyen tatlı bir koku) ve Oakmoss'un (bir liken türü) acı-tatlı etkileşiminden kaynaklanan, zıt çeşnilerin karışımından oluşan farklı, özel ve pahalı parfüm (fougère)  üretiminin esasını oluşturur.

Bitkinin solüsyon halindeki ekstraksiyonu yalnızca fougère'lerde kullanılır ve tatlı kadifemsi, koyu yeşil bir renge sahiptir. Ancak lavanta ürünleri aynı zamanda oryantal, floral, narenciye kolonyalarına ilave edilerek farklı aromatik ürünler elde edilir.  Bitkinin uçucu yağı yalnızca parfümeride değil, aynı zamanda çamaşır sabunlarının yapımında, aroma terapide, kozmetikten oda spreylerine, ilaçlara kadar her şeye ana ürün veya katkı maddesi olarak kullanılır.

Lavanta esansiyel yağı, kozmetik ürünlerinde kullanıldığı gibi, kendi başına reçetesiz olarak kullanılan, diğer ürünlere ilave edilen popüler ve etkili bir ilaçtır. Lavanta yağının yatıştırıcı, gaz giderici, antidepresif ve antienflamatuar özelliklere sahip olduğu bilinmektedir. Bunun yanında antimikrobiyal etkileri de vardır.

Bitkinin hem yaprakları hem de çiçekleri essentiyal yağ üretse de, çiçekler yapraklardan önemli ölçüde daha fazla essentiyal yağ ürettiğinden yalnızca çiçek essentiyal yağı ticari değere sahiptir. Çiçek yağları, linalool ve linalil asetat gibi arzu edilen essentiyal yağ bileşikleri açısından daha zengin olup, kafur gibi istenmeyen bileşiklerin oranı bakımından düşük değerlere sahiptir.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER