© Konya Postası 2021

OKUMUYORUZ

Türkiye genelinde kitap okuyan kişi sayısının az olması insanlar tarafından eleştiri ile karşılanıyor. Vatandaş ise kitap okumak için ailenin önemine dikkati çekerken çok fazla kitap basılmasının kitap okunduğu anlamına gelmediğini söylüyor

Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Hamdi Turşucu, 2016 yılında 700 milyon kitap basıldığını ve bunun ‘Türk toplumu okumuyor’ sözlerine cevap olduğunu söylemişti. Konya Postası, bu durumu Konyalı vatandaşlara sordu ve vatandaşlar okuma alışkanlığında aileye büyük sorumluluğun düştüğünü söyledi.

‘KÜÇÜK YAŞTA ALIŞKANLIK KAZANDIRILMALI’

Kitap okumak için küçük yaşlarda bu eğitimin çocuklara verilmesi gerektiğini ifade eden Bayram Ay, alışkanlık kazandırılması konusunda ailelere büyük sorumlulukların düştüğünü ve ailelerin çocuklarına kitap okuma alışkanlığını mutlaka kazandırması gerektiğini söyledi. Yaş farkı gözetilmeden toplum genelinde kitap okuma konusunda eksikliklerin bulunduğunu belirten Ay, “Ağaç yaş iken  eğilir diye bir söz vardır. Bu da aynı bu söz gibidir, herşey küçüklükten başlanır. Kitap okuma konusunda ailelere sorumluluk düşüyor ama herkesin bu eğitimi vermede bilinçli olduğunu düşünmüyorum” sözlerini kullandı. Geçtiğimiz haftalarda 2016 yılında Türkiye’de 700 milyon kitap basıldığı bilgisine değinen Ay, “Bu kadar kitap basılıyor ancak çevremize baktığımız zaman bazı insanların elinde telefon görüyoruz. Genellikle herkesin elinde cep telefonu var ve onunla zaman geçiriliyor. Cep telefonları ve internet kitap okuma ilgimizi kesiyor” şeklinde konuştu. Ay, kitap okuma alışkanlığı konusunda okul ve ailenin ortak hareket etmesi gerektiğine dikkati çekti.

‘KİTAP OKUMAYI ÖDEV KABUL EDİYORUZ’

Orta yaşın üstündeki insanların kitap okuma alışkanlığına sahip olduğunu dile getiren Mehmet Mutluçah, genç ve orta yaşlardaki insanların kitap okuma alışkanlığında eksikliklerin bulunduğunu anlattı. Mutluçah, “İnsanlar kitap okumayı ödev olarak kabul ediyor. Aslında kitap okumak roman, şiir veya hikayesiyle insanı geliştiren birşey. Kütüphanelere bakıldığı zaman insanlarımız buralarda üniversite sınavlarına hazırlandığını görürsünüz. İnsanlarımız bilim-kurgu kitabı okumak istiyorsa okusun, roman istiyorsa onu okusun, macera kitabı istiyorsa onu okusun ama böyle bir isteğimiz yok” dedi. Kitap okumayan insanların kelime hazinelerinin az ve ifade yeteneğinin kıt olacağını kaydeden Mutluçah, internetin etkisinin bu konuda çok fazla olduğunu söyledi. Ders kitaplarının ayrı tutularak şiir, roman veya hikaye türünde okunan kitap sayısının önemli olduğunu aktaran Mutluçah, 2016 yılında 700 milyon basılması konusunda insanların bundan ne kadar faydalandığının önemli olduğunu söyledi. Mutluçah, eskisi kadar araştırma yapmanın öneminin kalmadığını belirtti.   

‘İNTERNET OKUMA ALIŞKANLIĞINI DÜŞÜRDÜ’

Toplumun geneline bakıldığı zaman kitap okuma konusunda eksikliklerin bulunduğunu ifade eden Recep Çakır, bunun toplumda yerleşik bir hal aldığını söyledi. 2000’li yıllardan sonra hayatın içerisinde çok fazla yer edinen internet ve cep telefonlarının kitap okuma alışkanlığını düşürmede büyük etkisinin olduğunu dile getiren Çakır, zamanla gelişen sosyal medya platformlarının da kitap okuma konusunda olumsuz etkilerinin olduğunu söyledi. Ailelerin kitap okuma konusunda çocuklarına yeterli bilinci vermesinin önemli olduğunu söyleyen Çakır, “Kitap okuma alışkanlığı konusunda ailelere sorumluluk düştüğünü düşünüyorum. Çünkü çocuklar ailelerinden bu alışkanlığı görürse ilerleyen yıllarda kitap okuma alışkanlığı kendiliğinden gelişir ve böylece nesilden nesile aktarılır” dedi.  Çakır, kütüphanelerde üye sayısının artmasının da önemli olduğunu sözlerine ekledi.

‘OKUMA ALIŞKANLIĞINDA AİLEYE GÖREV DÜŞÜYOR’

Okuma alışkanlığında anneye büyük görevler düştüğünü hatırlatan Halil İbrahim Güneş, ailenin kültür düzeyi ne kadar yüksekse bu durumun çocuğu da etkilediğini söyledi. Güneş, “Kitap okuma veya olumlu davranışların topluma kazandırılması için ben ailenin büyük bir yere sahip olduğunu düşünüyorum. Çünkü çocuklar gözlerini ailede açıyor ve her türlü davranışı onlardan öğreniyor. Eğer çocuklarımız ailede düzgün eğitilirse düzgün bir hayata sahip olur yoksa normal davranışlar beklememek gerekir” sözlerini kullandı. Kitap okumayı sevdirmek için okullarında üzerine düşen sorumluluklar olduğunu kaydeden Güneş, okul ile ailenin ortak hareket etmesinin küçük yaşta çocuklara okuma alışkanlığını kazandırabileceğini anlattı. Güneş, okullarda basılan ve ücretsiz olarak dağıtılan kitapların geri dönüşümünün sağlanmasının önemli olduğunu belirtti.

‘TOPLUM OKUMAYA TEŞVİK EDİLMELİ’

Devlet okullarında kitap okuma alışkanlığının kazandırılması için kitap okuma aralığının bulunduğunu ifade eden Mehmet Faruk Türker, bu tür faaliyetlerin güzel olduğunu söyledi. Türker, “Üniverstie okuyan gençliğimize baktığımız zaman belki derslerin etkisinden dolayı ama kitap okuma alışkanlığı maalesef sınırlı.  Tabiki bütün suç sadece öğrenci de değil, eğitim sistemimizde bunun için çok önemli bir faktör. Genellikle kitap okumaya önem vermek  yerine proje çalışmaları yapıtırılıyor. Aslında kitap okumaya teşvik edilse daha başarılı oluruz diye düşünüyorum” dedi. Toplumun kitap okumaya teşvik edilmesi gerekliliğine vurgu yapan Türker, ilkokuldan itibaren çocukların alıştırılmasının kazanç sağlayacağını söyledi.

‘SADECE ANNE-BABA GÖREVİ DEĞİL’

Türk toplumunun geneline bakıldığı zaman kitap okuma alışkanlığının yaygın olmadığını söyleyen Ferhat Yetiştirici, kitap okumak için küçük yaşlardan alışkanlıkların kazandırılmadığını aktardı. 2016 yılında 700 milyon kitap basıldığı ve bunun Türkiye’de okumanın bir kıstası olabileceği düşüncesine değinen Yetiştirici, “Bu kadar kitap basılıyor ama ben bu kitapların okunduğunu düşünmüyorum. Benim gördüğüm kadarıyla okuyan yok. Okuyan kişi sayısının artırılması büyüklerin işi. Büyüklerimiz, anne veya babalarımız küçükken çocukları için okuma alışkanlığını edindirmesi gerekiyor. Bu sadece anne-baba meselesi değil, bireyler kendileri bu alışkanlığı devam ettirmesi de gerekiyor” diye konuştu. Kitap okumanın faydalarına değinen Yetiştirici, kitap okumanın güzel konuşmayı sağladığını ve düşünce yapısını geliştireceğini söyledi. (Mustafa Karakaya)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER