Organiği sevdik
KonyaMeram Ziraat Odası Başkanı Ali Ataiyibiner, Konya’da 10 yıl önce 40 çiftçiyle ve sadece çilek üretimiyle başlayan organik tarım üretiminin, bugün bin 500’ün üzerinde çiftçi ve 100’ün üzerinde yetiştirilen ürün ile devam ettiğini söyledi
Meram Ziraat Odası Başkanı Ali Ataiyibiner, Konya’nın organik tarımda geldiği son durumu değerlendirdi. Konya’da yaklaşık olarak 10 yıl öncesinde organik tarımla ilgili hiçbir çalışmanın bulunmadığını söyleyen Ataiyibiner, “Organik tarım bu süreç içerisinde ciddi bir ivme kazandı. İlk yıllarda Konya’da, İl Özel İdaresi ile Tarım İl Müdürlüğü Yaylacık Mahallesinde organik çilek projesini bir model proje olarak başlattılar. İlerleyen süreç içerisinde 2007 ve 2008 yıllarıyla birlikte sürecin hızlanması ve bölgemizde organik tarımın yayılması amacıyla Meram Ziraat Odasının da koordinasyonların içerisinde yer alarak, birlikte ortak kombinasyon çalışmalarının adımları atılmış oldu. İstişare ve kurum sayısını arttırdık. Özel İdare, Tarım İl Müdürlüğü, Üniversite ve Ziraat Odası kombinasyonu ile üretim alanında yenilikler ve üretim alanında organik tarımın genişlemesi hedefimize nasıl bir planlama ile gideceğimizi çalıştık. Çilekle birlikte birçok üründe organik tarım çalışması yapabileceğimiz, özellikle kırsal, dağlık kesim dediğimiz alanlarda organik tarım yapılabileceği havzaların tespitlerini yaparak alt yapılarının çalışmasını başlatmış olduk. İl Özel İdaresinin alt yapı çalışmaları sulama sistemleri, damla sulama sistemleri, üniversitemizin bölgeye göre ürün çeşitlenmesi, İl Müdürlüğümüzün ürünlerle ilgili yapılabilecek teknik çalışmalar boyutunda ve çiftçiyi motive etmek yönünde de Ziraat Odamızın ortak kombinasyon yapacağımız bir mutabakatta ortak çalışmaları başlatmış olduk” dedi.
Organik tarımın ilk olarak o dönem köy olan Seydişehir’in Yaylacık Mahallesinde 40-50 çiftçi le başladığını aktaran Ataiyibiner, “Bugün Konya’da bin 500’ün üzerinde çiftçimiz organik tarım yapmakta. O yıllarda sadece çilekle başlayan ürün desenimiz, bugün meyveyi, yumurtayı, yem bitkilerini de içine kattığımızda 100’ün üzerinde organik tarımla ilgili bitkisel üretim ve hayvansal üretim olmak üzere çeşitlilik arz eden bir konumdayız” diye konuştu.
ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR
Organik tarımın önemine dikkat çeken Ataiyibiner şöyle konuştu;
“Özellikle bitkisel üretimde gerek insan beslenmesi yönünden organik tarımın öneminin öne çıkarılması gerekse bölgelerimizin jeolojik yapısı olarak endüstriyel tarım dediğimiz makinalaşma tarımına ayak uyduramayacak, arazi yapısı küçük ve parçalı olan bölgelerde daha az alandan daha fazla katma değer üretilen ürünlerin planlaması yapıldı. Çilek başlangıcı da böyle bir başlangıç. Yaklaşık olarak bir dekar çileğin ortalama getirisi 5 bin TL civarında ama çilekte olsa diğer ürünlerde olsa organik ürünlerde birim alanda daha fazla getiri sağlayan fakat işçilik maliyeti ve ürünün giderinin çiftçinin bütçesine yansıyacak olumlu bir çalışma olması gerekiyor. Bizde bunu hedefleyerek gerek Meram’daki köylerde gerekse dağlık, Akşehir’den Taşkent’te kadar olan, arazi küçüklüğü, boyutu, ölçeği endüstriyel tarıma elverişli olmayan bölgelerde çalışmalarımız devam ediyor. Şuanda yaklaşık olarak bin 500’ün üzerinde çiftçimiz organik tarımla uğraşıyor ve bu çiftçilerimizin yapabileceğimiz boyutta, oda kapsamında ve diğer kombinasyon kapsamında ürün yelpazesini genişletmek, pazar alanlarının önünü açabilmek ve pazar alanlarıyla birlikte bilinçli tüketici oluşturabilme çalışmalarımız var.
Bunlar kısa, orta ve uzun vadeli projeler. Kısa vadeli projelerimizde çiftçilerimize organik tarımın ne olduğunu ve organik tarımdan ne elde edecekleri, gelirin konvansiyonel tarıma göre daha yüksek bir meblağda olduğunu ve bunları hem uygulayarak hem de anlatarak bu aşamayı kaydettik. İkinci aşamada sadece ürünü üretmek değil, ürünü pazarlayabilmek, pazarlama ağlarının kurulabilmesi ve gerekirse bölgemizde lojistik destek buluşlarıyla, soğuk hava depoları veya işleme tesisi konusunda çalışmalarımız devam ediyor.
ORGANİK TARIMDA BİLGİ KİRLİLİĞİ
Esas çalışmamız gereken 3. boyutta ise şuanda çok fazla mesafe kaydedemedik ama burada da çalışmalarımız devam ediyor. Bu boyutta tüketici bilinci oluşturmak ve tüketici bilincini oluştururken de farkındalık bilincini oluşturarak bir çalışma yapmamız gerekiyor. Çünkü her şeyde olduğu gibi özellikle ülkemizde organik tarım alanında da ciddi bir bilgi kirliliği var. Organik tarımın ne şartlarda yapıldığını, güvenilir tarımın en önemli materyali olduğunu sadece üreten çiftçimiz biliyor. Gerek organik tarımla uğraşmayan çiftçimiz gerekse de tüketici maalesef köy ürünü, doğal ürün gibi şaşırtıcı algı yanılmalarıyla organik tarımı absorbe ederek fiyatlarda rekabet gücünü kıran, bizi en fazla zorlayan etken.
Hedeflerimiz arasında bitkisel üretimde hem organik üretim çeşidini geliştirmek hem de tıbbi aromatik bitkiler konusunda bölgemizde daha önce başlattığımız ve geliştirmekte olduğumuz çalışmalar var.
EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ
Tarım ve üretim bugün doğup yarın büyüyen bir şey değil. Hepsinin belli bir evresi ve aşaması var. Bu evrelerde çok iyi mesafe kat ettik ama alacağımız daha çok mesafe var. Konya toprak yapısı olarak hem jeopolitik durumuyla hem de iklim özelliğiyle çok farklı bir konumda. Türkiye’nin tamamı 30 havza bazında değerlendirilirken, Konya tek başına 3 havzada yer alan bir il. Tarımsal açıdan bu büyük bir zenginlik. Dünya’da değil illerde, birçok ülkede bile böyle jeopolitik konum yok. Bizde buradan yolda çıkarak gerek organik tarımda gerekse konvansiyonel tarımda gerekse de tıbbi aromatik bitkiler anlamında adımlarını emin bir şekilde atmaya devam ediyoruz.
Dünya bugüne kadar her gün bir yenilikle devam ettiği gibi bundan sonrada hem üretim alanında hem tüketim alanında ihtiyaçların ve gereksinimlerin konjonktüre ve konuma göre değişim sağlayacağı bir yapıya sahip.
100 YILLIK HEDEF
Organik tarımda bizim hedefimiz 5-10 yıllık değil. Hedefimiz şu; Konya’daki, özellikle dağlık ilçelerde önümüzdeki 100 yıl içerisinde parçalı arazi yapılara sahip dağlık köylerimizde daha çok getiri sağlayabilen ve daha çok ülkeye katma değer getiren ürünlere doğru yönelişin hızla arttırılması ve o yönde belli bir çalışma kat edilmesi.
Dünya’da tarım olmazsa olmazımız. Tarım yaparken de hem üreticinin anlının terinin hakkını alabilmesi hem de tüketicinin daha sağlıklı ürün tüketebilmesi açısından organik tarım olmazsa olmazımız.” (Mehmet ÇALIŞKAN)
İlginizi Çekebilir