© Konya Postası 2021

'Sigarayı bırakma süresi arttıkça kanser riski azalıyor'

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Okutan, akciğer kanseri gelişme riskinin sigarayı bırakan kişilerde, sigara içenlere göre giderek azaldığını belirterek, "Sigara bırakma süresi arttıkça da kanser riski azalmaktadır." dedi

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Oğuzhan Okutan, akciğer kanseri farkındalık ayı dolayısıyla yaptığı açıklamada, bu hastalığın dünya genelinde ölümlerin en önde gelen ikinci nedeni olduğunu söyledi. 

Kanser için en önemli risk faktörü olan tütün kullanımının kanser ölümlerinin yaklaşık yüzde 22'sinden sorumlu olduğuna işaret eden Okutan, akciğer kanserinin, erkeklerde en sık, kadınlarda ise en sık görülen üçüncü hastalık türü olduğunu bildirdi.

Oğuzhan Okutan, 2018'de tüm dünyada yaklaşık 2 milyon yeni akciğer kanseri vakası ile 1,76 milyon akciğer kanserine bağlı ölümün öngörüldüğünü dile getirerek, şu bilgileri verdi:

"Tütün ve mamulleri kullanımı, akciğer kanserinin ana nedenidir. Erkeklerde görülen akciğer kanserlerinin yüzde 90'ından fazlasının ve dünya genelinde kadınlardaki akciğer kanserlerinin yüzde 80'inin tütün kullanımından kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Tütün kullanımı, akciğer kanserine bağlı ölümlerin erkeklerde yüzde 80 ve kadınlarda yüzde 50'sinin nedenidir. Sigara, pipo, puro ve nargile başlıca bilinen tütün ürünleridir. Puro, pipo, nargile gibi geleneksel tütün ürünleri de sigara ile aynı oranda sağlık riskleri oluşturur. Pasif sigara içiciliği de akciğer kanserine neden olur. Sigara içmeyenlerde istem dışı sigaraya maruz kalma sonucu akciğer kanseri gelişme riskinin kadınlarda yüzde 20, erkeklerde yüzde 30 olduğu tespit edilmiştir. İçilen sigara sayısı ile içme süresinin uzunluğunun da akciğer kanseri riskini arttırdığı saptanmıştır. Klinik çalışmalarda, kemoterapi öncesinde sigarayı bırakan akciğer kanserli bireylerde, sigaraya devam edenlere oranla daha iyi yanıt alındığı görülmüştür. Bu nedenle sigaranın bırakılması hem akciğer kanserinin önlenmesi hem de yeni tanı konmuş hastalarda tedavinin başarısı için çok önemlidir."

Prof. Dr. Okutan, Türkiye'de sigara kullanımının erkeklerde oldukça yaygın olduğunu, oranın Avrupa ülkeleri arasında üst sıralarda yer aldığını söyledi.

Türkiye'de son yıllarda kadınlarda da sigara kullanımının arttığının görüldüğünü ifade eden Okutan, "Ülkemizde 1998 ve 1999 yıllarında yapılan iki çalışmada çeşitli meslek gruplarında sigara içme sıklığının yüzde 25,1 ile yüzde 74,3 arasında değiştiği ortaya konmuştur. 2003'te yapılan bir diğer çalışmada Türkiye'de 18 yaş ve üzerinde sigara içme sıklığı yüzde 32,1'dir. Ülkemizde akciğer kanseri hastalarında sigara içme oranının yüzde 91,5 olduğu saptanmıştır." diye konuştu.

"Akciğer kanseri gelişme riski sigarayı bırakan kişilerde azalıyor"

Günümüzde önlenebilen ölüm nedenlerin en önemlisi kabul edilen tütünün, kullanıcıların yaklaşık yarısının hayatını kaybetmesine yol açtığını dile getiren Okutan, şöyle devam etti:

"Akciğer kanseri gelişme riski sigarayı bırakan kişilerde, sigara içenlere göre giderek azalmaktadır. Ayrıca sigara bırakma süresi arttıkça da kanser riski azalmaktadır. Türkiye'de nargile kullanımı son yıllarda gençler arasında artış göstermiştir. Sigara içiminin yol açtığı tüm risklere ek olarak tekrar kullanılabilme özelliğine sahip olduğundan tüberküloz, viral enfeksiyonlar açısından bulaştırma özelliğine de sahiptir. Tütün kullanımı dışında akciğer kanser riskini arttıran başka durumlar da vardır. Akciğer kanserli hastaların birinci derece yakınlarında akciğer kanseri riski 2,4 kat artmaktadır. Arsenik içeren içme suyu kullanımının, mevcut ve eski sigara içicilerinde yüksek doz beta karoten takviyeleri alımının akciğer kanseri riskini arttırdığına dair güçlü kanıtlar vardır. Asbest, kadmiyum, nikel, krom gibi mesleksel etkenler ve radyasyon, akciğer kanseri riskini arttırır. Asbest maruziyetinde bu risk 5 iken, sigara ile birlikte risk 50-100 kat artar. Mesleksel radon maruziyetinde risk 20 kat artmaktadır. Tütün kullanımıyla beraber bu artış daha fazladır. Ev içi radon maruziyetinin akciğer kanserlerinin yüzde 10'unun nedeni olduğu tahmin edilmektedir."

Prof. Dr. Oğuzhan Okutan, amfizem, kronik bronşit, tüberküloz veya pnömoni öyküsünün artmış akciğer kanseri riski ile ilişkili olduğuna dikkati çekerek, kesin olarak kanıtlanmamış olmakla birlikte kırmızı et, işlenmiş et ve alkollü içeceklerin tüketiminin de akciğer kanseri riskini artırabildiğini söyledi.

Tütün dumanı ve kömür katranı veya asbest gibi diğer inhale partiküllerdeki karsinojenlerin doğrudan akciğer hücrelerinin DNA'sı ile etkileşime girebildiğini aktaran Okutan, "Bu da farklı tipteki hücrelerden kaynaklanan çok sayıda kansere neden olabilir. Sonuçta, akciğer kanseri en fazla ölüme neden olan ve tütün kullanımının azaltılması ve sonlandırılması ile önlenebilir bir kanser türüdür." ifadelerini kullandı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER