© Konya Postası 2021

Silahın nereden geldiğini bilmediğimizi mi zannediyorlar?

İçişleri Bakanı Soylu "Türkiye'de birçok faaliyetler içerisinde bulunanların neyi yaptıklarını, neyi yapmak istediklerini, çok net şekilde bildiğim için ifade etmek istiyorum. PYD'ye silahın nereden geldiğini bilmediğimizi mi zannediyorlar?" dedi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır'a gittiğini anımsatan Soylu, şunları söyledi: "Biz de Diyarbakır'daydık, Hani'deydik, Kulp'taydık, Silvan'daydık. Hep açık hava mitingi yaptık, hatta bir tanesi kapalıydı, salon doldu taştı, dedik ki dışarı alalım, dışarıda yapalım. Ve bunu ayyıldızlı bayraklarla yaptık. Gidiyor,  bakın fitneye, Diyarbakır'da kim var? Kürt kardeşlerimiz, doğru mu? Bak fitneye, bir adamda beni bağışlayın ancak şeytan aklı böyle olabilir. Orada söylediği söz şu, diyor ki 'Suriyeli 4 milyon kişiyi bunlar vatandaş yapacaklar.' Öyle tehlikeli bir yere çomak sokuyor ki öyle yanlış bir yere çomak sokuyor ki inanın bu toplumun düşmanı olsanız böyle yapmazsınız. Oradan Kürt kardeşlerimize bir Arap ve Kürt düşmanlığı üzerinden 'Acaba bir şey üretebilir miyim, bir şey yapabilir miyim, bir fitne ortaya koyabilir miyim?' diye."

Soylu, "Allah'ınızı severseniz ya... Biz oraya gidip ne anlatıyoruz, sen ne anlatıyorsun?" ifadesini kullanarak, şu değerlendirmelerde bulundu: "Biz bu coğrafyanın kardeş olduğunu anlatıyoruz, bizim 600 yıl aynı sancak altında birlikte yaşadığımızı anlatıyoruz. Bırakın aynı sancak altında birlikte yaşamayı ya biz insanız. Hepsini bırakın, aynı millet olma unsurunu da bırakın, biz insanız. Biz orada gidip ne anlatıyoruz? Oradaki vatandaşlarımıza diyoruz ki '13 yaşındaki kızlarımızı dağa götürenlerden hesap sormaya geldik biz. Buna hakları yok, bunu yapamayacaklar. Bir annenin yanında sevgiye ihtiyacı olan bir çocuğun dağa götürülmesinin hesabı ve sorumluluğu bize aittir, eğer beceremiyorsak bize haram olsun.' diyoruz. Kardeşliğimizin senedini sadece bugün değil en güçlü şekilde imzalamaya çalışıyoruz. Sen bir ana muhalefet lideri olarak bunu orada kuvvetlendireceğine, birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi kuvvetlendireceğine başka bir çapanoğlunu oraya sokmaya çalışarak, aslında bu fitneyi büyütmeye çalışıyorsun, böyle bir sorumsuzluk olabilir mi? CHP'li kardeşlerime rica ediyorum böyle bir sorumsuzluk olabilir mi?"

"PYD'ye silahın nereden geldiğini bilmediğimizi mi zannediyorlar?"

Türkiye'de siyasetin zor olduğunu dile getiren Soylu, şöyle devam etti: "Doğru. Devlet adamlığı da kolay değildir ama sivil toplum da zordur çünkü Türkiye'de hep siyasetin üzerindeki baskılar, Türkiye'de devletin ve devletin karar alma mekanizmaları üzerindeki spekülasyonları ve manipülasyonları konuştuk ama gerek 1961 gerek 1982 gerek bundan sonra ve ondan önceki süreçlerde aynen ülkemizin bir noktasında, acaba nasıl yönlendirebiliriz ve nasıl ele geçirebiliriz ve nasıl istediğimizi söylettirebiliriz anlayışı içerisinde sivil topluma yöneltilmiştir, çok açıktır ve nettir. Bunu defalarca gördük. Sivil toplum örgütlerinin kamplaşmasını sağlamak, sivil toplum örgütlerinin kendi hür iradelerini ortaya koymalarını engelleyebilmek, mahalle baskısı oluşturabilmek ve mümkün olduğunca da bunlar üzerinden esas toplumumuzun ve milletimizin onlardan beklediğinin aksine siyasallaşmasını temin etmeye yönelik anlayış Türkiye'de özellikle 1961 ve 1982 anayasasının ortaya koyduğu bir sürecin adıdır. 

Siyaseten ve bu ülkenin düşüncesine, fikrine, yarınına ait bir anlayışı istedikleri şekilde oturtabilecek bir süreci geliştirdiler, bunu görüyoruz. Burada özellikle siyasetle sivil toplum arasında, devletle sivil toplum arasında, siyasetle devlet arasında ördükleri duvarlar maalesef ülkemizde 1961 ve 1982 anayasasının oluşturduğu çok önemli bir handikaptır ve bu handikapı yaşayarak Türkiye bugünlere kadar gelmiştir. Kimi zaman sivil toplumu öcü göstermiştir, kimi zaman siyaseti öcü göstermiştir, kimi zaman devleti aynı anlayışın ve aynı kalıbın içerisine koymuştur. Bu şunu sağlar, bu özellikle özgür fikirlerin, özgür düşüncelerin, özgür anlayışın Türkiye'de doğrunun herkes tarafından doğru ve anlamlı bir zeminde tartışılmamasını ortaya koyar."

Soylu, sadece Türkiye'de değil dünyada sivil toplum örgütleri bulunduğunu ve bunların "neler yaptıklarını çok iyi bildiklerini" ifade ederek, şunları kaydetti: "Bilesiniz ki dünyanın sivil toplum örgütlerinin, özellikle önemlilerinin, İçişleri Bakanı olarak söylüyorum, Türkiye'de yine birçok faaliyetler içerisinde bulunan, uluslararası faaliyetler içerisinde bulunanların neyi yaptıklarını, neyi yapmak istediklerini, nasıl kendi ülkeleri ve devletleri tarafından yönlendirildiklerini, asıl onların bir sivil toplum örgütü hürriyetinde bir devlet kuruluşu olduklarını çok net bir şekilde bildiğim için ifade etmek istiyorum. Örneğin Almanya'daki sivil toplum örgütleri, Amerika'nın Türkiye'deki birtakım sivil toplum örgütleri, örneğin İngiltere'nin Türkiye'deki birtakım sivil toplum örgütleri, örneğin başka ülkelerin, başka kraliyet ülkelerinin Türkiye'deki birtakım sivil toplum örgütleri. İnsani yardım çerçevesinde Türkiye'ye gelmektedirler ve bir şey söyleyeyim biz insani yardıma elbette evet deriz, buna sonuna kadar kucağımızı açarız, onun çok doğru olduğuna da inanırız ama yaptığımız bütün değerlendirmelerde, yaptığımız bütün araştırmalarda bilmenizi isterim ki etrafımızdaki coğrafyada oyun kurmaya çalışan dış dünyanın en önemli aparatları Türkiye'deki onların sözde sivil toplum örgütleridir, bu kadar açık ve nettir."

"Kandil'e gidip gelenleri bilmediğimizi mi zannediyorlar?" sorusunu yönelten Soylu, şöyle devam etti: "PYD, PKK ilişkisinde, PYD'den PKK'ya sızdırılan, verilen silahları bilmediğimizi mi zannediyorlar? PYD'ye silahın nereden geldiğini bilmediğimizi mi zannediyorlar? Türkiye Cumhuriyeti devletini hiçbir şeyden haberi olmayan bir devlet olarak mı zannediyorlar? Artık o devirler geçti. Türkiye Cumhuriyeti devletine saygı duymayan, bu milletin birliğine saygı duymayan ve bu milletin hukukuna saygı duymayan, bu toprağa, bu devletin hukukuna saygı duymayan herkese hukukumuz ve demokrasimiz içerisinde gerekli müdahaleyi yapacağımızı ve bu konuda Türkiye'nin çekimser davranmayacağını ve sonucun ne olursa olsun, nereye giderse gitsin bu ülkenin hürriyetine ve özgürlüğüne halel getirmeyeceğimizi aziz milletimizin huzurunda bir kez daha ifade etmek istiyorum."

"Sabahleyin çatışma geceleyin de 19 terörist etkisiz hale getirildi"

Doğu illerine çok sayıda ziyaretlerde bulunduğunu anımsatan Soylu, şöyle devam etti:

"Van'daydım, Erciş'deydim, Eruh'daydım. Daha birçok yere gideceğiz, birçok yere adım atacağız. Oradaki vatandaşlarımıza milletimize yaptıklarını bilmiyor muyuz? Orayı istikrarsız ve yönetilemez hale getirecekler, oradan Ortadoğu'yu etkileyecekler. Oradan bütün dünyaya 'biz bu bölgede varız' diyecekler. Türkiye'nin gücünü eksiltmeye çalışacaklar, bölgeyi her sesin çıktığı bir anlamsızlığa itecekler ve ondan sonra da dışarıdan bu bölgeyi istedikleri gibi yönetecekler, idare edecekler. Tavşana kaç diyecekler, tazıya tut diyecekler, herkesle ilgili ayrı fikir ortaya koyacaklar ve gelecekler 'biz de teröre karşıyız.' Doğru karşısınız ama PKK terörüne karşı değilsiniz. Doğru karşısınız, PYD terörüne karşı değilsiniz. Beraber aynı elbiseleri giyip aynı anlayışı ortaya koymaya çalışıyorsun. Sonra dost… Neyin dostusunuz? Kimin dostusunuz? Neyle dostsunuz? Bizim bin 500 dolarlık bir ülke olduğumuzda dostumuzsunuz doğru ama 11 bin ya da 25 bin dolar olduğu zaman dostumuz olmaktan uzaklaşıyorsunuz."

Hakkari İkiyaka'da güvenlik güçlerinin 19 teröristi etkisiz hale getirdiğine dikkati çeken Soylu, "Evlatlarımız aslanlar gibi mücadele ediyor. Dün Hakkari İkiyaka'ya evlatlarımız yukarıdan indirme yaptılar. Sabahleyin çatışma geceleyin de 19 terörist etkisiz hale getirildi. Neresi olursa olsun bilmenizi istiyorum ki bu terörle ilgili mücadeleyi sadece PKK terörizmiyle ilgili bir mücadele olarak görmüyoruz. Biz Türkiye'nin içerisini karıştırmaya çalışan güç odaklarını etkisiz hale getirmeye çalışıyoruz. Bu kadar açık ve net. Bütün mühimmatlarını yığsınlar, bütün güçlerini oraya yığsınlar bilsinler ki Kandil de kalmayacak, PKK da kalmayacak." diye konuştu.

"Hollanda ve Avrupa tarihinin en ayıplı meselesidir"

Soylu, Avrupa'nın tutumunu eleştirerek, "Avrupa ve batı faşizmin, ırkçılığın tam göbeğine oturdu. Kurtulamıyor. Güya ırkçıları hükümete getirmek istemiyorlar ama ırkçıların söylediği bütün söylemlere sahip çıkıyorlar, sarılıyorlar. Hollanda'nın yaptığı yüz karası birşeydir. Hollanda ve Avrupa tarihinin en ayıplı meselesidir. Bu ayıplı mesele onların başına zannediyorlar ki şu seçim döneminde oldu bitti onların başına sürekli çorap örecek. Sadece bizden dolayı değil bütün dünya ülkelerinden dolayı. Bir ülkenin güvenilmez olması çok kolay denilebilecek bir süreç değildir. Hollanda güvenilmez bir ülke olmuştur. Kim gelirse nasıl gelirse başına bunun oranın milletiyle alakası yoktur." diye konuştu.

"Benim için uyuşturucu satıcısı ile terörist aynı kefededir"

Soylu, çok işleri olduğuna dikkati çekerek, "Şehirlerdeki MOBESE'lerden tutun da trafik ve asayiş ve hele şu başımızın belası olan uyuşturucu meselesine kadar çok işimiz var. İnanın çok üzerinde duruyoruz. Kim olursa olsun bu lafı bilerek seçiyorum, benim için uyuşturucu satıcısı ile terörist aynı kefededir. Ona hangi muameleyi yapıyorsak, onu etkisiz hale getiriyorsak, onu da etkisiz hale getirmekten hiç hicap duymayız, bu kadar basit. Yeter ki uyuşturucu satıcısını bulalım." diye konuştu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER