Yatırım, sanayiden inşaata kayıyor
KonyaKonya'da sanayicilerin önemli bir bölümünün kazançlarını yeniden üretime aktarmayıp inşaat sektörü aracılığıyla daha kolay para kazanmaya yöneldiklerine işaret eden Makine Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Ö. Erdoğan Duransoy, "Sanayici üretiminden kazandığı parayı üretime yeniden yatırsa şehir ve ülke daha kazançlı çıkacak" dedi
ÜRETİM ZOR ŞARTLARDA
Konya'da işletmelerin büyük bir bölümünün aile şirketi ve KOBİ olduğunu söyleyen Makine Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Ö. Erdoğan Duransoy, "Sanayici zor para kazanıyor. Niye? Çünkü imalat zor. İşçiyle uğraşmak çok zor.Bunun yanında Çalışma Bakanlığı'yla uğraşıyorsunuz, SGK'sıyla uğraşıyorsunuz. Çevreyle uğraşıyorsunuz. Bunların hepsi yorucu unsurlar. Artık belgesiz iş yapamıyorsunuz. Mutlaka belge lazım. Belgelerin çoğu dışa bağımlı, o belgeler sanayiciyi çok zorluyor. İSO'sudur, CE'sidir, TSE'sidir. Bunlar tabii olmazsa olmaz. Olacak. Lisans ve patent işi var. Dolayısıyla üretim hakikaten zor. Oradan dişiyle tırnağıyla, bu zorluklarla kazanıyor parayı. Ama bir bakıyor, inşaat sektörü... Özellikle belli bir isim yapmış inşaat firmaları bir işe başlarken, 300-350 liraya verdikleri daire 1.5-2 sene sonra inşaat bitti mi 500 lira oluyor. Böyle bir kâr yok yahu diyor. Doğru düzgün vergisi yok, algısı yok. İşçiyle uğraşmıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'yla uğraşmıyor. SGK'sıyla uğraşmıyor. Sermaye gerektirmiyor. Dolayısıyla üretimden zor para kazanmış, ama ciddi yerlere gelmiş firmalar hemen bir inşaat firması açıveriyorlar veya birileriyle, bir inşaat şirketiyle ortak oluveriyorlar. Bir inşaat dikiyorlar. Tamam, o da Türkiye için lazım, neden? İnşaat sektörü piyasanın tetikleyici sektörü, belki 40-50 ayrı sektöre iş veriyor. Ama üretime yapılmış yatırım gibi olmuyor. Üretimsiz bir gelişme olmuyor. Halbuki üretiminden kazandığı parayı üretime yeniden yatırsa, tezgahını yenilese, otomasyonunu artırsa, satış ticaretini geliştirse, reklamını geliştirse, AR-GE'sini geliştirse belki çok daha fazla dönecek kendine ama, yine zor dönecek. Bu kadar rahat para kazanmayacak. Ama ne olacak biliyor musunuz? 50 kişi çalıştırıyorsa, 100 -150 kişi çalıştırmaya başlayacak, istihdam artacak. Teknoloji artacak" dedi.
İHRACATTA TEKNOLOJİ GELİŞMELİ
İhracatta rakamların çok düşük olduğuna işaret eden Duransoy, "İhracatımızın teknolojisi düşük. Düşük teknolojiyle ihracat yapıyoruz. Kilo bazına vurduğunuz zaman çok düşük olduğunu göreceğiz. 1 dolarlarda bildiğim kadarıyla. Halbuki buna teknoloji katıp o kilosu 1 dolar olan ihracatı 10 dolara, 15 dolara çıkarma şansımız da var. Cep telefonlarımız sözgelimi kaç gram gelir. 100 gram, 150 gram gelir. Verdiğimiz para 2-2.5 bin TL.Üretimi geliştirmemiz, özellikle de teknolojik üretimi geliştirmemiz lazım. Makine sektörüne de mutlaka teknolojiyi sokmamız gerekiyor. Kalorifer kazanı yapıyorsunuz. Kazanın hammaddesi belli, sactır, demirdir, borudur; tartıyorsunuz, ihraç ediyorsunuz. 100 lira. Bu kazanın üzerine bir otomasyon paneli koyarsanız 100 liralık kazan oluyor size 150 lira. Doğrudan kazandan elde ettiğimiz kar bir bir buçuksa, otomasyonlu panelle elde ettiğimiz kar bire 3, bire 4. Dolayısıyla, sac ve demir yığını bir anda teknolojik bir ürün haline gelmiş oluyor" şeklinde konuştu. İhraç ürünlerine teknolojiyi getirmek gerektiğini belirten Duransoy, "Bunun için de AR-GE'mizi geliştirmemiz gerekiyor" dedi.
SANAYİDEN AR-GE MÜJDESİ
Konya'da uzunca bir süre sadece 3 firmanın AR-GE merkezi olmasına karşın önümüzdeki süreçte bu sayının artacağını söyleyen Duransoy, "Üç Ar-Ge merkezine 10-15 senelik süreç içinde ulaştık. Ancak bu senenin sonunda en az 10 firmamızda olacak" müjdesini verdi. Şu an sanayide Ar-Ge birimi için çalışan bildiği 4-5 firmanın olduğunu ifade eden Duransoy, "Bir iki ay içinde Ar-Ge merkezleri için belge alacaklar. Ar-Ge merkezlerinin belli şartları var. Belli sayıda mühendis çalıştırması lazım,şu olması lazım, bu olması lazım. Konya'yı bu noktada niyeyse Antep'le kıyaslıyorum. Konya'nın yanılmıyorsam 1.3 olması lazım ihracatı Antep'te ise ihracat bunun neredeyse 7-8 katı, 11-12'de.Bu Ar-Ge'den kaynaklı bir fark" diye konuştu. Konya'nın Unilever gelmeden önce dış yatırım alamadığını vurgulayan Duransoy, "Ne yapıyorsak kendi kendimize yapıyorduk. TÜMOSAN'ımız var diyorduk, Torku'muz var diyorduk, hep kendi içimizdeydik" bilgisini verdi.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ YERLİ OTOMOBİLDE İDDİALI
Yerli otomobil konusuna da değinen Duransoy, "Otomobil yapamıyoruz. Niye otomobil yapamıyoruz? Bir babayiğit çıkmıyor. Neden çıkmıyor. Çok değişik bir durum bu. Zaten ülkede 10-12 otomobil fabrikası var, ama yerli otomobil üretilmiyor" dedi. Selçuk Üniversitesi'nin yürüttüğü bir çalışmadan haberdar olduğunu söyleyen Duransoy, "Selçuk Üniversitesi bir prototip yapalım diye yola çıktı. Neden çıktı Selçuk Üniversitesi? Otomobil üretimi biraz Konya'dan kaydı başka taraflara. Başka yerler biraz daha fazla gündeme gelmeye başladı. Tekrar Konya'yı odak noktası yapalım, Konya'ya biraz daha dikkat çekelim diye SÜ girdi bu işe. Benim bildiğim kadarıyla da 20 milyon dolar kadar bir bütçe ayırdılar bu işe. Ve bir İtalyan firmayla beraber yapılıyor. Prototip de üretilecek inşallah. Bunda çok büyük bir sıkıntı yok. Ama pazara girişte mi sıkıntı acaba? Bir Türk markası çıktığı zaman nerelere satabileceğiz, ne yapabileceğiz?" diye sordu.
TÜRKİYE TRENİ KAÇIRMAMALI
Bazen trenlerin kaçırıldığını belirten Duransoy, "Türkiye biraz treni kaçırıyor. Nasıl kaçırıyor? İşte enerjide treni kaçırdık. İran'ın bile 3-4 tane nükleer santrali var. Biz nükleer santrali daha yeni yapıyoruz. Avrupa 20 senedir, 25 senedir nükleer santralle elektriğini elde ediyor. Treni kaçırmışız. Tekrar treni yakalamaya çalışıyoruz. Ama trenin ardından koşturup da son vagonundan yakaladığımız zaman çok yoruluyoruz. Mühim olan koşturup da son vagonu yakalamak değil artık, atlayıp önüne lokomotif olmak. Eğer bunu yapabilirsek işte o zaman açığı kapatabilirsin. Enerji sektörü de böyle.Artık şu anda ne var? Yenilenebilir enerji kaynakları. Artık, termik santrallerle uğraşmayacaksın. Veya nükleer santralle uğraşmayacaksın. Arabada da böyle. Artık benzinli araba yapmak, dizelli araba yapmak rekabet olarak da piyasa olarak da Türkiye'yi yoruyor. Ne yapacağız? Direkt elektrikli araba yapacağız. Hibrite geçeceğiz. Planları, programları bu, doğrusu da bu zaten" dedi. (Murat GÜZEL)
İlginizi Çekebilir