Konya
20 Eylül, 2024, Cuma
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Ahmet Davutoğlu'nun Stratejik Derinlik haritası

Ahmet Davutoğlu'nun Stratejik Derinlik haritası
Aktif siyasete atılmadan 2001 yılında yayımladığı "Stratejik Derinlik" adlı kitabında Ahmet Davutoğlu, milli sınırların artık yetersiz olduğunu savunarak Türkiye'nin yeni stratejik haritasını anlatıyor

Türk dış politikasına son beÅŸ yılda yön veren Ahmet DavutoÄŸlu, daha aktif siyasete atılmadan 2001 yılında yayımladığı  "Stratejik Derinlik" adlı kitabında siyasetinin ana temelini oluÅŸturmuÅŸtu.

Milliyet'te yer alan analize göre DavutoÄŸlu, Türkiye’nin SoÄŸuk SavaÅŸ sonrasında deÄŸiÅŸen güçler dengesinde yeni bir rol oynamak mecburiyetinde olduÄŸunu anlatıyor.

"MÄ°LLÄ° SINIRLAR ARTIK YETERSÄ°Z"

Türkiye’nin etkin bir ülke konumuna gelebilmesi için siyasi elitlerinin "tarih-mekan-kimlik çeliÅŸkilerini"gidermek zorunda olduÄŸunu ileri sürüyor.

DavuoÄŸlu'na göre, Osmanlı Devleti’nin sömürgeci güçlerle yüz yüze kaldığı savaÅŸlar ve bunalımları miras alan Türkiye Cumhuriyeti, dış politikasını kıtasal mücadele alanlarına girmemek ve kendi varlığını milli sınırlar içinde güçlendirerek korumak üzerine kurdu. Ancak bu politika, SoÄŸuk SavaÅŸ sonrası yeni paradigmaya uymamaktadır.

ELÄ°TLER VE MEDENÄ°YET ÇEVRESÄ°

DavutoÄŸlu, siyasi elitlerin Türkiye’yi Avrupa’ya entegre etmeye çalışırken OrtadoÄŸu, Balkanlar, Kafkaslar’dan oluÅŸan yakın jeokültürel çevresi ile yabancılaÅŸmaya ittiÄŸini söylüyor. DavutoÄŸlu’na göre, Türkiye’deki en temel çeliÅŸki “bir medeniyet çevresine siyasi merkez olmuÅŸ bir toplumun, siyasi elit tarafından baÅŸka bir medeniyet çevresine iltihak etme iradesi esas alınarak ÅŸekillenmiÅŸ siyasi sistem arasındaki uyum problemidir”.  Ona göre, “Osmanlı Devleti’nin yedi yüz yıllık birikiminin varisi olarak görülen Türkiye, OrtadoÄŸu, Balkanlar ve Kafkasya’dan oluÅŸan yakın kara havzasındaki insanlar için hâlâ bir siyasi merkez olarak görülmekte.”

AKTÄ°F DIÅž POLÄ°TÄ°KA

Kıbrıslı Türklerin Anavatanın güvenlik ÅŸemsiyesi altında bulunma arzusu, Balkanlar ve Ä°ran-Irak Savaşı sonrasında gelen göçler, Azeri-Ermeni çatışmasında Nahcivan’ın Türkiye’den korunma isteÄŸinde bulunması da buna örnek. Kitapta, devamlı kırmızı çizgiler belirleyip bunları korumaya çalışan pasif bir dış politika deÄŸil etkin ve aktif bir dış iliÅŸkiler stratejisi yaratılması savunuluyor. Türkiye’nin tarihi ve organik baÄŸlarının yüklediÄŸi sorumluluklarla kademeli olarak çevresindeki havzalara açılarak bölgesel bir güç olması gerekiyor. Türkiye’nin köprü deÄŸil, merkez bir ülke olduÄŸu tezinin belkemiÄŸini oluÅŸturuyor.

1- YAKIN KARA HAVZASIÖnce tarihi yakın çevre

‘Yakın kara havzası’ Balkanlar, OrtadoÄŸu ve Kafkasları kapsamaktadır. DavutoÄŸlu’na göre, Türkiye hem tarihi hem de coÄŸrafi konumu itibariyle bu havzanın ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye Batı Avrupa ile bütünleÅŸme ve ABD ile iliÅŸkilerinin cazibesiyle bu yakın havzaya yabancılaÅŸma hatasına düÅŸmüÅŸtür.

BALKANLAR:

DavutoÄŸlu’na göre, “Türkiye’nin Balkanlar’daki siyası etki temeli Osmanlı bakiyesi Müslüman topluluklardır”. Türkiye ÅŸu anda Balkanlar’da Osmanlı mirasına dayalı tarihi birikimin saÄŸladığı önemli imkânlara sahip görünmektedir. Öncelikle Türkiye’nin tabii müttefikleri konumunda olan Müslümanların çoÄŸunlukta olduÄŸu Bosna ve Arnavutluk’ta bu ortak tarihi birikimi tabii bir ittifak haline döndürme iradesi ortaya çıkmıştır. Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Sancak, Kosova ve Romanya’daki Türk ve Müslüman azınlıklar ise Türkiye’nin Balkan politikasının önemli unsurlarıdır.

KAFKASLAR:

Kafkaslar’da Sovyetlerin dağılması ile etnik ve dini farklılıklar yüzeye çıkmış, ekonomik alanda da doÄŸal kaynaklar bakımından zengin bölgeye ABD, Ä°ngiltere, Almanya ve Japonya gibi ülkelerin de müdahil olmuÅŸ, uluslararası ÅŸirketler devreye girmiÅŸtir. Geri kalan Türkiye çok yönlü bir Kafkaslar politikası kurmak zorundadır. Kafkaslar, DoÄŸu Anadolu ve Körfez-DoÄŸu Akdeniz hattını kapsayan Kuzey OrtadoÄŸu jeopolitik olarak; Azeri petrolü, DoÄŸu Anadolu’nun su kaynakları ve Kuzey Irak petrolleri de jeoekonomik olarak bir bütünlük arz etmektedirler.

ORTADOÄžU:

Türkiye, bölge ile olan iliÅŸkilerini yeniden ve köklü bir ÅŸekilde deÄŸerlendirmek zorundadır. Hem Avrupa’dan hem de OrtadoÄŸu’dan kopan bir Türkiye’nin bölge ve kıta ölçekli politikalarda baÅŸarılı olabilmesi mümkün deÄŸildir. Türkiye ile Ä°srail arasındaki iliÅŸkinin üçüncü taraflara yönelik olmayan taktik nitelikli bir iliÅŸki olduÄŸunun vurgulanmasına raÄŸmen, bu iliÅŸkinin gittikçe yaygınlık ve derinlik kazanması Türkiye ile bölgedeki Arap ülkeleri arasında ciddi bir güven probleminin doÄŸmasına yol açmıştır.

2- YAKIN DENÄ°Z HAVZASIDeniz gücü olmak ÅŸart

DavutoÄŸlu’na göre, Türkiye’nin kendi coÄŸrafyası ile çeliÅŸkili dış politika oluÅŸumunun en belirgin yönü uzun dönemli ve koordineli bir deniz ve su yolları oluÅŸturulamış olmasıdır. Osmanlı’yı üç kıtaya hakim hale getiren faktörler; Ege, Akdeniz ve Karadeniz üzerinde kurduÄŸu hakimiyet ile çevre denizlere açılabilecek boyutta deniz gücüne ulaÅŸmasıdır.

-  Karadeniz havzası stratejisi SoÄŸuk SavaÅŸ sonrasında artık sadece askeri alanla sınırlı kalamaz. Bu havza özellikle ekonomik açılım için etkin bir tarzda kullanılmalıdır. Atak bir politika ile Karadeniz Türkiye’nin bir taraftan DoÄŸu ve Kuzey Avrupa’ya, diÄŸer taraftan Kafkaslar ve Orta Asya’ya açılmasını saÄŸlayacak bir deniz yolu olarak görülmeli ve bu doÄŸrultuda bir altyapı çalışmasına gidilmelidir.

-  DoÄŸu Akdeniz stratejisinde öncelikle, Türkiye’nin Kıbrıs ve Ege politikası SoÄŸuk SavaÅŸ sonrası konjonktür çerçevesinde yeniden gözden geçirilmelidir. Türkiye, Ege’deki uluslararası alanları daha etkin bir ÅŸekilde kullanacak güçlü bir ticaret filosuna sahip olmalıdır.

-  Basra Körfezi ve Hint havzasını bir arada ele alan DavutoÄŸluna göre, Türkiye’nin dünyanın en önemli enerji kaynaklarına sahip olan Körfez’e bu kadar yakın olmakla birlikte bölge üzerinde bu kadar etkisiz olması dış politika geçmiÅŸinin en büyük zaaflarındandır.

-  Hazar Denizi Türkiye’nin Orta Asya’ya açılmasında kilit önemdedir. Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan arasında Hazar konusunda Rusya karşısında gerçekleÅŸecek bir iÅŸbirliÄŸi Türkiye’nin Orta Asya politikasının esaslarından olmalı.

3- YAKIN KITA HAVZASIAsya ve Afrika ihmal edilmemeli

Yakın Kara Havzası; Kuzey Afrika, Güney Asya, Orta ve DoÄŸu Asya’yı içeriyor.

-  Avrupa, birinci derecede önem taşıyan yakın kara havzası niteliÄŸi taşımaktadır. Türkiye-AB iliÅŸkileri Türkiye’nin Avrupa kıtası içindeki konumu açısından en temel parametrelerden birisi olmakla birlikte yegane belirleyici unsur olarak görülmemelidir. Türkiye’nin Batı Avrupa ile iliÅŸkileri DoÄŸu ve Orta Avrupa baÄŸlantısı ile anlamlı ve süreklilik arz eden bir coÄŸrafi boyut arz edebilir.

-  Asya’da ise  özellikle DoÄŸu Asya’da ortaya çıkan finans-ağırlıklı ekonomik alan ile Orta Asya’da yeni kaynak paylaşımları doÄŸuran jeoekonomik alan, kıtanın SoÄŸuk SavaÅŸ sonrası dönemde uluslararası güç kaymalarım etkileyebilecek bir önem kazanmasına yol açmıştır.

-  Afrika’daki geliÅŸmelere tümüyle ilgisiz kalmak veya hala bakir kaynaklara sahip olan bu kıtayı geri kalmış ülkeler topluluÄŸu olarak görmek Türkiye için mazur görülemez bir zaaf oluÅŸturmaktadır.

KOMÅžULARLA SIFIR SORUN

DavutoÄŸlu, Yakın Kara Havzası ile iliÅŸkilerin nasıl olması gerektiÄŸini ele aldığı bölümde dışiÅŸleri bakanlığının ilk döneminde ‘komÅŸularla sıfır sorun’ olarak tanınan politikasını da anlatıyor. DavutoÄŸlu’na göre, Türkiye’nin yakın komÅŸuları ile olan iliÅŸkilerinin sürekli gergin tutulması dolaylı olarak Türkiye’yi sınırlarına hapsederek kontrol altında tutmaya yöneliktir. ÖrneÄŸin, BM, NATO ve AB ile iliÅŸkilerde sürekli olarak birbirlerini kollayan Türkiye ve Yunanistan’ın bu karşılıklı zaafı diÄŸer ülkeler tarafından gerektiÄŸi anda ciddi ÅŸekilde istismar edilmiÅŸtir. OrtadoÄŸu’da da aynısı geçerlidir. DavutoÄŸlu, “Ä°ran, Suriye ve Irak ile sürekli çatışan bir dış politika konjonktürünün getireceÄŸi zararları dengeleyecek hiçbir alternatif ittifak politikası yoktur” demektedir. DüÅŸman ve gerilim yaratmak yerine komÅŸularla ekonomik ve kültürel alanlarda karşılıklı bağımlılık iliÅŸkisi oluÅŸturulmalıdır. Bu da ulaşım imkânlarının geniÅŸletilmesi, sınır ticaretinin yaygınlaÅŸtırılması, karşılıklı küresel mübadele programlarının artırılması, iÅŸ, emek ve sermaye transferinin kolaylaÅŸtırılması ile mümkün olur.

DAVUTOÄžLU'NUN "STRATEJÄ°K DERÄ°NLÄ°K" HARÄ°TASI

Ä°lkokuldan beri duymaya alıştığımız bir ifadeye göre “Türkiye jeopolitik konumu açısından öneme sahiptir.” DavutoÄŸlu da ‘Stratejik Derinlik’ kitabında bu sihirli kelimenin Türkiye’nin en önemli kozu olarak sürekli ileri sürüldüÄŸünü belirtiyor. Ancak, DavutoÄŸlu’na göre, Türkiye SoÄŸuk SavaÅŸ sonrasında Türkiye’nin jeopolitik konumu dünyaya açılım stratejisinin bir parametresi olmaktan ziyade statükoyu koruma stratejisinin aracı haline geldi. DavutoÄŸlu, bu durumun zamanla jeopolik avantajların kullanılamaz hale gelmesine yol açtığını savunuyor. DavutoÄŸluna göre, jeopolitika dünyaya açılmanın ve bölgesel etkinliÄŸi küresel etkinliÄŸe dönüÅŸtürmenin aracı olmalıdır. DavutoÄŸlu’nun tezine göre, Türkiye’nin kullanabileceÄŸi üç önemli jeopolitik etki alanı bulunmaktadır. Ancak, Türkiye uluslararası çevreye “kademeli” olarak açılabilmek için bu etki alanları içinde taktik önceliklere dayalı bir sıralama yapmak zorundadır.Teoriye göre ortaya çıkan harita ise ÅŸöyle:

"Ä°KÄ° ÖNEMLÄ° MÜTTEFÄ°K"

DavutoÄŸlu’na göre, Azerbaycan Türkiye için Kafkaslarda en önemli stratejik müttefiktir. Kafkaslarda Azerbaycan, Balkanlar’da ise Arnavutluk istikrarlı ve güçlü bir bölgesel konum kazanmadıkça, Türkiye’nin her iki bölgedeki ağırlığını artırabilmesi de, yakın deniz havzası içinde olmakla birlikte sınır-ötesi etkinlik alanları içinde kalan Adriyatik ve Hazar’a yönelik politikalar geliÅŸtirebilmesi de mümkün olamaz.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDÄ°M
  • 0
    ALKIÅž
  • 0
    KOMÄ°K
  • 0
    Ä°NANILMAZ
  • 0
    ÃœZGÃœN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

BaÅŸka haber bulunmuyor!

tokyobet-tokyobet-nerobet-tokyobet-goldenbahis-tokyobet-levabet-ngsbahis-ngsbahis-goldenbahis-ngsbahis-levabet-levabet-goldenbahis-ngsbahis-ngsbahis-tokyobet-nerobet-ngsbahis-levabet-levabet-goldenbahis-ilelebet-betibom-ajaxbet-trendbet-anadolucasino-heybet-paribahis-aresbet-Deneme bonusu veren siteler-Deneme bonusu veren siteler-Deneme bonusu veren siteler-Deneme bonusu veren siteler-Deneme bonusu veren siteler-Deneme bonusu veren siteler-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-tokyobet-tokyobet-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-ngsbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-goldenbahis-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-nerobet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-levabet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-tokyobet-nerobet-pusulabet-piabet-pusulabet-masterbetting-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-pusulabet-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-masterbetting-pusulabet-pusulabet-masterbetting-piabet-piabet-piabet-piabet-piabet-masterbetting-masterbetting-masterbetting-pusulabet-pusulabet-pusulabet-casibom-aresbet-tokyobet-tokyobet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-orisbet-g�venilir casino siteleri-aresbet-Deneme Bonusu-aresbet-aresbet-