Aile Ve Çocuk İletişimiyle Pek Çok Sorun Çözülebilir

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Aile ve Gençlik Uygulama ve AraÅŸtırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Barbaros Yalçın, sorunların çözümü için ailelerin çocuklarla iyi bir iletiÅŸim kurmasının önemine dikkat çekerek, bireylere haklarının ve sorumluluklarının anlatılmasının önemini vurguladı.Yrd. Doç. Dr. Yalçın, ailelerin çocuklarıyla iletiÅŸimini güçlendirmesi gerektiÄŸinin altını çizerek, “Çocuk koruma yasası, ailelerin bu konuda bilgilendirilmesi, insanların haklarını ve taciz gibi olaylarla karşılaÅŸtıklarında ne yapması gerektiÄŸini bilmesi için kamu spotları hazırlanmalı. Kamuda çalışan kolluk kuvvetleri ile resmi kurumların, müracaat edenlerle organize ÅŸekilde çalışması ve sorunun çözümüne katkıda bulunması gerekir” dedi.Okul döneminde oluÅŸan sorunları ortaya çıkaranların genellikle rehber öÄŸretmenler olduÄŸunu belirten Yalçın, rehber öÄŸretmenlerin de ciddi kaygılarının bulunduÄŸunu belirterek ÅŸunları söyledi:“Kendilerini böyle bir sorun karşısında korumada sıkıntı içerisinde hissediyorlar. Kanun yapıcı ve koruyucunun burada görev yapan uzmanlarına yardımcı olması gerekmektedir. Vatandaşın, devletin kendisini nasıl koruduÄŸunu bilmesi gerekiyor. Devlet güzel çözümler üretmiÅŸ ama vatandaÅŸların haberi yok. Bunların tanıtılması ile ilgili çalışma yapılması lazım. Ailelerin okullar ve basın kanalıyla bilinçlendirilmesi önemli. Bir kurumun bir eleman çalıştıracağında elemanı ve geçmiÅŸini iyi araÅŸtırması gerekir. Özellikle çocuklarla yoÄŸun çalışan kurum personellerinin dönem dönem saÄŸlıklarının kontrol edilmesi ÅŸart. Ayrıca kurumların bunu yapmamakla ilgili sorumluluklarını bilmesi ve yapmadığında karşılığını vermesi gerekli.”“BUGÜN TACÄ°ZCÄ°LER ENGELLENÄ°RSE GELECEĞİMÄ°ZÄ° GÜVENCE ALTINA ALMIÅž OLURUZ”Yrd. Doç. Dr. Barbaros Yalçın, bu çaba yeterince saÄŸlanır, toplum eÄŸitilir ve farkındalık artırılırsa hastalık haricindeki taciz konularının engellenmiÅŸ olunacağını kaydederek ÅŸunları söyledi: “Tacizlerin azaltılmasının en önemli yolu bugünkü tacizcileri engellemekten geçiyor. Çalışmalar bugün tacizde bulunanların geçmiÅŸte tacize uÄŸramış olma olasılığının çok yüksek olduÄŸunu gösteriyor. Bugün çözüm üretirsek geleceÄŸimizi de güvence altına almış oluruz. Aileler çocukları, okullardaki rehber öÄŸretmenler ve yöneticilerle iletiÅŸimlerini saÄŸlıklı hale getirirlerse böyle bir olay ortaya çıktığında kolluk ile iletiÅŸime geçer ve gerekli müdahale saÄŸlanırsa ilerde olacak vakaların ortadan kaldırılacaktır.”Küçük yaÅŸtan itibaren çocuklara aile tarafından kendilerini koruması ile ilgili eÄŸitimin verilmesinin ÅŸart olduÄŸunu anlatan Yalçın, sözlerine ÅŸöyle devam etti: “Ä°yi dokunuÅŸ’, ‘kötü dokunuÅŸ’ ayrımını çocukların yapabilmesi için aileye, okula ve medyaya büyük görev düÅŸüyor. Çocukların kendilerine kimin dokunmasına müsaade edip, kimin dokunmasına müsaade etmeyeceÄŸini ilgililerin anlatması gerekir. Biz duygusal bir toplumuz; çocuklara dokunmak, sevmek isteriz. Çocuklar da, ‘öÄŸretmenim başımı sevdi’ diye mutlu olur ve daha çok motive olur. Bu anlamda dokunmaktan da kaçamayız. Ancak kimin nereye kadar dokunmasının doÄŸru, kimin nereye kadar dokunmasının yanlış olduÄŸunu hem okullarda, hem evlerde, hem de basında iÅŸlenmesinin önemli olduÄŸunu düÅŸünüyorum.”Yrd. Doç. Dr. Yalçın, ailelere de, korku ve panik halinde olmaktan ziyade tedbirli olmalarını tavsiye etti.AÄ°LELER ÇOCUKLARA ÖZEL BÖLGELERÄ°NÄ° ANLATMALINEÜ Meram Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh SaÄŸlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı BaÅŸkanı Doç. Dr. Ayhan Bilgiç ise, ailelerin çocuklara hangi konularda bilgi verilmesi gerektiÄŸini anlattı. “Çocuklarımıza özellikle okul çağı ile birlikte en azından insanların özel bölgeleri nedir öÄŸretilmelidir” diyen Bilgiç, bu özel bölgelerin baÅŸka insanlardan korunması, baÅŸka insanların kötü anlamda bir yaklaşımda bulunduÄŸunda büyüklerden yardım istenmesi anlamında çocukların büyüklerine bilgi verebilmesinin de bu özel bölgeleri bilmesinden geçtiÄŸini ifade etti. Bilgiç, “Ebeveynler bu bilgileri verirken genelde acaba hata mı yaparım diye endiÅŸeleniyor. Anne-baba olarak duygu tonumuz ve yüz ifademiz rahat ve olumlu olursa çocuÄŸa olumsuz yükleme yapılmayacaktır” dedi.