CumhurbaÅŸkanı adayı ve BaÅŸbakan Recep Tayyip ErdoÄŸan, "CumhurbaÅŸkanlığı Türkiye Vizyon Belgesi"ni Haliç Kongre Merkezi'nde açıklıyor. CumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinin yapılacağı 10 AÄŸustos 2014'te, Türkiye'nin ilk kez cumhurbaÅŸkanını, doÄŸrudan milletin oylarıyla seçeceÄŸini hatırlatan ErdoÄŸan, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü: "AK Parti'nin genel baÅŸkanı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin BaÅŸbakanı olarak 2007'de yaptığımız deÄŸiÅŸiklikle cumhurbaÅŸkanını halkın seçmesini saÄŸlamış olmanın büyük bir memnuniyetini yaşıyorum. 2007 yılında bu Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸini gerçekleÅŸtiren TBMM'ye huzurlarınızda bir kez daha teÅŸekkür ediyorum. Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi, dönemin cumhurbaÅŸkanı tarafından önce veto edildi, sonra halkoylamasına götürüldü. 21 Ekim 2007'de yapılan halkoylamasında, aziz milletimiz yüzde 69 oy aranıyla 'evet ' diyerek, bu deÄŸiÅŸikliÄŸin gerçekleÅŸmesini saÄŸladı. Bu ÅŸu demektir: 'Artık, ben baÅŸkanımı kendim seçmek istiyorum. Vekiller vasıtasıyla deÄŸil, kendim seçmek istiyorum.' Yüzde 69'la bunu gerçekleÅŸtirdik. Ä°radesine sahip çıkan Türkiye'nin deÄŸiÅŸimine yüzde 69 gibi yüksek bir oy oranıyla 'evet' diyen aziz milletimize de elbette burada teÅŸekkür ediyorum. Yine bundan 10 gün önce, 1 Temmuz'da ÅŸahsımı Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. CumhurbaÅŸkanı gösteren grubumuza da bir kez daha ÅŸükranlarımı ifade ediyorum." CumhurbaÅŸkanı adayı ErdoÄŸan, 1945'te neredeyse tamamen yıkılan Almanya'nın kısa zamanda kendisini toparladığını ve dünyanın en büyük, en güçlü ülkelerinden biri olduÄŸunu, 2 atom bombasının hedefi olan Japonya'nın aynı ÅŸekilde deÄŸiÅŸimin ruhunu anladığını, deÄŸiÅŸimin felsefesini iyi okuduÄŸunu ve dünyanın en güçlü ekonomilerinden birine sahip olduÄŸunu anlattı. Birçok ülkesi ve birçok ÅŸehri yıkılmış olmasına raÄŸmen Avrupa'nın hızla toparlandığını, örgütlendiÄŸini, güçbirliÄŸi yaptığını ve tarihin büyük, en müreffeh oluÅŸumlarından birini gerçekleÅŸtirdiÄŸini belirten ErdoÄŸan, konuÅŸmasını ÅŸöyle sürdürdü: "Yanıbaşımızda Avrupa, savaşın ardından böyle bir deÄŸiÅŸimi baÅŸlatırken, Türkiye maalesef bu deÄŸiÅŸimi sadece izlemek zorunda kaldı. 1950'li yıllar, çok partili bir dönem, demokratik bir dönem olarak Türkiye'nin her alanda sıçrama gösterdiÄŸi bir dönem oldu. Allah rahmet etsin, gerek Menderes gerekse Celal Bayar'la baÅŸlayan o süreç, tarihimizde önemli bir dönüm noktasıydı. Ne yazık ki bu sıçrama dönemi, 1960 darbesiyle çok ciddi ÅŸekilde kesintiye uÄŸratıldı. 1960'ları, 70'leri kayıp yıllar olarak yaÅŸadık. Merhum Özal'ın reform gayretlerine raÄŸmen, 1980'leri 12 Eylül darbesinin gölgesinde bir nevi kayıp yıllar olarak yaÅŸadık. 1990'lar koalisyonların hüküm sürdüÄŸü, terörün ağır kayıplar verdirdiÄŸi, demokrasinin, özgürlüklerin, insan hayatının önemsenmediÄŸi yıllar oldu. Ä°ÅŸte 2000'li yıllara bu ÅŸekilde ulaÅŸtık." "Önce millet, sonra devlet" CumhurbaÅŸkanı adayı ve BaÅŸbakan ErdoÄŸan, halkın, Cumhuriyet tarihi boyunca dünyadaki geliÅŸmelere ve deÄŸiÅŸimlere paralel olarak Türkiye'de deÄŸiÅŸim istediÄŸini ifade etti. Dünyada demokrasi güç kazanırken, özgürlükler yaygınlaşırken, devletin topluma müdahalesi azalırken, milletin de bunu kendi ülkesinde, kendi topraklarında görmek istediÄŸini anlatan ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi: "Biz gelmeden önce hakim olan ÅŸuydu: 'Önce devlet, sonra millet.' Biz geldik, bunu tersine çevirdik: 'Önce millet, sonra devlet'. Halkın arzu ve talep ettiÄŸi bu deÄŸiÅŸim, istisnai bazı zamanlar dışında bizden önce maalesef hiçbir zaman karşılanmadı. Halkın deÄŸiÅŸim isteÄŸi reddedildi, halkın deÄŸiÅŸim isteÄŸi görmezden gelindi. Demokrasi isteyenler, özgürlük isteyenler, hak isteyenler, kimi zaman kanlı ÅŸekilde, kimi zaman iÅŸkenceyle kimi zaman zorbalıkla yasaklarla baskıyla sindirildi. 2000'li yıllara geldiÄŸimizde artık deÄŸiÅŸim isteÄŸi ertelenemez, ötelenemez, inkar edilemez bir hale gelmiÅŸti. Toplumun deÄŸiÅŸim arzusu artık devleti ve siyaseti zorlamaya baÅŸlamıştı. Ä°ÅŸte AK Parti, 2001'de toplumun bu büyük deÄŸiÅŸim arzusunun bir tezahürü olarak ortaya çıktı." "Toplumda deÄŸiÅŸim arzusu, deÄŸiÅŸim umudu hiçbir zaman kaybolmamıştır" CumhurbaÅŸkanı adayı ErdoÄŸan, geriye dönüp, 91 yıllık Cumhuriyet tarihine bakıldığında milletçe gurur duyulacak bir tabloyla karşılaşıldığını ifade ederek, salonda bulunanlara ÅŸöyle seslendi: "91 yıl içinde gerçekten çok ciddi baÅŸarılar elde ettik. 91 yıl içinde millet olarak her zorluÄŸa da sabrettik, deÄŸiÅŸim umudumuzu hep diri tuttuk. Zorbalığın, yasakların, yoksulluÄŸun, yolsuzlukların ilelebet sürmeyeceÄŸine, ceberrut devlet anlayışının ilelebet devam etmeyeceÄŸine inandık ve bu inancın umuduyla ayakta kaldık. 1940'lardan itibaren devletin ve kurumların deÄŸiÅŸime direnmeleri, ülkemize çok ama çok ağır bedeller ödetti. Bu salonda bulunan arkadaÅŸlarımın birçoÄŸu yakın tarihimizde yaÅŸanan olumsuzlukları bizzat yaÅŸadı. Bu salonda bulunan ve bulunmayan genç arkadaÅŸlarımız da inanıyorum ki aÄŸabeylerinden, babalarından, dedelerinden o eski Türkiye'yi dinlediler. 91 yıllık Cumhuriyet tarihimiz içinde yaÅŸanan olumsuzlukların çok büyük bir çoÄŸunluÄŸu, sistemin deÄŸiÅŸime direnmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Dersim'de yaÅŸanan acı hadise, sistemin deÄŸiÅŸime direnmesinin, halkın hak taleplerine kulak tıkamasının bir eseridir. 1940'lı yıllar boyunca kapatılan camiler, yasaklanan Kur'an eÄŸitimi, milletin mili ve manevi deÄŸerlerine duyarsızlık, bunun sonucunda ortaya çıkan devlet-millet güvensizliÄŸi, deÄŸiÅŸime yönelik direncin bir eseridir. Hapse atılan yazarlar, sürgüne gönderilen yazar ve sanatçılar, faili meçhuller, devletin yani statükonun deÄŸiÅŸime direncinin bir eseridir. On yıllar boyunca, ülkemiz gündemini meÅŸgul eden baÅŸörtüsü sorunu, statükonun deÄŸiÅŸime olan direncinin neticesidir. 40 binden fazla insanımızı kaybettiÄŸimiz terör meselesi, statükonun deÄŸiÅŸime olan direncinin, farklı olana tahammülsüzlüÄŸün, hak ve özgürlüklere olan duyarsızlığın bir neticesidir. Sünni kardeÅŸlerimizin, Alevi kardeÅŸlerimizin, Hrıstiyan, Musevi vatandaÅŸlarımızın, tüm azınlıkların, tüm ideolojik ve siyasi grupların, yazarların, sanatçıların, düÅŸünürlerin, 10 yıllardır çektikleri acı, tamamen sistemin deÄŸiÅŸime olan direncinin bir eseridir. Faili meçhuller, iÅŸkence, Diyarbakır Cezaevi, Mamak Cezaevi, Metris Cezaevi, statükonun deÄŸiÅŸime olan direncinin eseridir." CumhurbaÅŸkanı adayı ve BaÅŸbakan ErdoÄŸan, devletin, özgürlüklerden, statükonun da deÄŸiÅŸimden korktuÄŸunu ifade ederek, "Rejim deÄŸiÅŸimi, kendisi için bir tehdit olarak görmüÅŸ, deÄŸiÅŸim taleplerini, hak arayışlarını kendisine yönelik bir tehdit olarak algılamıştır. Devletin, rejimin, statükonun etrafında kümelenen mutlu bir azınlık çarkını bir ÅŸekilde çevirirken, her ÅŸekilde kazançlı çıkarken, halk yığınları çok ağır bedeller ödemiÅŸ, çok büyük acılar yaÅŸamıştır. Statükonun bu ağır baskısına, ağır yasaklarına ve zulmüne raÄŸmen, toplumda deÄŸiÅŸim arzusu, deÄŸiÅŸim umudu hiçbir zaman kaybolmamıştır" diye konuÅŸtu. Seçim ÅŸarkısı "Milletin adamı ErdoÄŸan" ErdoÄŸan, "CumhurbaÅŸkanlığı Türkiye Vizyon Belgesi"ni açıklamak üzere Haliç Kongre Merkezi'ndeki salona, eÅŸi Emine ErdoÄŸan ile el ele geldi. AK Parti'nin seçim ÅŸarkısı "Dombra" eÅŸliÄŸinde konuklarını selamlayan ErdoÄŸan, protokolün ön sıralarında oturanlarla da tokalaÅŸtı. Ä°stiklal Marşı'nin söylenmesi ve saygı duruÅŸunda bulunulmasıyla baÅŸlayan toplantıda, CumhurbaÅŸkanı adayı ve BaÅŸbakan ErdoÄŸan'ın yaÅŸamını ve siyasi mücadelesini anlatan belgesel film gösterildi. Filmin ardından UÄŸur Işılak tarafından hazırlanan "Milletin adamı ErdoÄŸan" ÅŸeklindeki yeni seçim ÅŸarkısı katılımcılara dinletildi. ErdoÄŸan, daha sonra "Yeni Türkiye Yolunda... Demokrasi. Refah. Ä°tibar" baÅŸlığını taşıyan CumhurbaÅŸkanlığı Türkiye Vizyon Belgesi'ni açıklamak üzere kürsüye çıktı. Işılak'a teÅŸekkür CumhurbaÅŸkanı adayı ve BaÅŸbakan ErdoÄŸan, ilk olarak ÅŸarkının bestecisi UÄŸur Işılak'a teÅŸekkür ederek, "Gerçekten gönlümüzü son bestesiyle de güftesiyle de tekrar fethetti" ifadelerini kullandı. Katılımcılara teÅŸekkür eden ve CumhurbaÅŸkanlığı Vizyon Belgesi'nin hayırlar getirmesini dileyen ErdoÄŸan, ÅŸöyle konuÅŸtu: "Bu tarihi günde heyecanımızı, coÅŸkumuzu, geleceÄŸe iliÅŸkin umudumuzu bizlerle paylaÅŸan, bu salondaki ve ekranları başında bizleri izleyen vatandaÅŸlarıma ÅŸimdiden teÅŸekkür ediyorum. Davetimize icabet ederek, bu anlamlı toplantıya iÅŸtirak eden tüm sanatçı, yazar, sporcu, tüm dostlarımıza, sivil toplum örgütlerinin temsilcilerine, bakan, milletvekili arkadaÅŸlarımıza, özellikle AK Parti teÅŸkilatının tüm mensuplarına gönülden ÅŸükranlarımı sunuyorum. Yazılı ve görsel medyamızın da tüm temsilcilerine, tüm çalışanlarına 'hoÅŸ geldiniz' diyorum. Sesimizin Türkiye'ye ve dünyaya duyurulmasında emeÄŸi olan katkısı olan herkese, tek tek teÅŸekkür ediyorum."
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.