Başkan Ertuğrul eğitim sorunlarına dikkat çekti
Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul Eğitim- Öğretim yılının 1. Dönemi değerlendirerek, zorunlu eğitim uygulamasına başlanmasının üstünden 12 yıl geçmiş olmasına rağmen yüzde 100 okullaşma sağlanamadığı gibi, eğitimde yaşanan sorunlar her geçen yıl katlanarak artmakta olduğuna dikkat çekti
Bahattin Ertuğrul eğitimde sorunların çözümü yerine, her yıl katlanarak arttığını belirterek, “2024/2025 Eğitim- Öğretim yılı 1. Döneminde okullarımız iki haftalık yarıyıl tatiline girdi. MEB örgün eğitim istatistiklerine göre 2023/2024 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle ülke genelinde toplam 75 bin 467 okul/kurum, bu okullarda/kurumlarda 18.710.265 öğrenci, 1.168.896 öğretmen ile 742.829 derslik bulunuyor. Bu okulların 61.111’i devlet okullarıdır ve bu okullara devam eden öğrenci sayısı 15. 849.271, görev yapan öğretmen sayısı ise 993.397’dir. Bu tablo içinde eğitimin hiçbir kademesinde 12 yıllık zorunlu eğitim uygulamasına başlanmasının üstünden 12 yıl geçmiş olmasına rağmen yüzde 100 okullaşma sağlanmamıştır. Eğitimde yaşanan sorunlar her geçen yıl katlanarak artmakta, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bu sorunlara kalıcı çözümler üretmek yerine bütün enerjisini eğitimi dinselleştirmeye ve piyasalaştırmaya harcamaktadır. İktidar ve MEB eliyle eğitim, güncel siyasetin ve hamasetin aracı; iktidarın kendi ideolojisini dayatmanın, istediği biat ve itaat eden toplumu inşa etmenin aygıtı haline getirilmeye çalışılırken; önceki dönemlerden devreden sorunlara bu eğitim döneminde yenileri eklenmiştir. Her ne kadar iktidar ve MEB eğitimde yaşanan ve yapısal hale gelen sorunları gizlemeye ve üstünü örtmeye, görmezden gelmeye çalışsa da eğitim, ülkedeki can alıcı ekonomik kriz ve yoksullukla birlikte, halkın en önemli gündemlerinden ve sorunlarından biri olmaya devam etmektedir. Eğitime erişim sorunları ve eğitimde gittikçe derinleşen eşitsizlikler artarak devam etmekte, binlerce öğrenci okula aç gitmekte, sayıları 2 milyona yaklaşan çocuğumuz okul dışına itilmektedir. Bu karanlık tablo içinde 2024/2025 Eğitim-Öğretim yılına bir önceki dönemden daha da ağır sorunlarla girilmiştir” dedi.
Okulların hayati ihtiyaçları görmezden gelinmiştir
Milli Eğitim Bakanlığının(MEB) okullarda hayati ihtiyaçları görmezden geldiğini ifade eden Bahattin Ertuğrul, “Milyonlarca öğrencinin eğitim gördüğü ve günlerinin büyük bir kısmını geçirdikleri okullarımızın temizliği yapılamamış, okul tuvaletlerinde tuvalet kağıdı ve sabun dahi konulamamıştır. Yıllardır hem Bakanlığa hem kamuoyuna rapor ve açıklamalarla aktardığımız halde okullarımıza; kadrolu hizmet personeli sağlanmamış, okulların temizlik, bakım, onarım gibi hayati ihtiyaçları görmezden gelinmiştir. Bunun yanında MEB’e istatistiklerine göre 421, 520 çocuğun MESEM’lerde çocuk işçi olduğu ve bu çocukların MESEM’lerde çalışırken hayatlarını kaybettiği göz önüne alındığında, ortaya çıkan tablo kabul edilemez bir boyuttadır. Bu çocukların çalışma koşulları denetimden uzak; çoğu uzun saatler çalıştırılmakta, düşük ücretlerle sömürülmekte ve gerekli güvenlik tedbirleri alınmadan iş yerlerine gönderilmektedir. Çocuk işçiliğini destekleyen bu uygulamalar, çocukların yaşam hakkını tehlikeye atmakta ve eğitim kurumlarının sorumluluk alanını ihlal etmektedir.”
Eğitim emekçilerinin sorunları katlanarak artmıştır
Eğitim emekçilerinin sorunlarının katlanarak arttığını da ifade eden Bahattin Ertuğrul, “Ülkedeki derin ekonomik kriz sonucunda, bu dönem eğitim emekçilerinin okula en yoksul gittikleri dönem olmuştur. Öğretmenler bu dönemde; düşen alım güçleri nedeniyle daha yoksul, mesleklerini ve diplomalarını hiçe sayan meslek kanunu nedeniyle daha az saygın hissederek, liyakatsizce seçilen yöneticiler bin bir rezalete rağmen koltuğunda tutulduğu için haklarından daha da endişe ederek sınıflarına girmişlerdir. Öğretmenler arasındaki kadrolu, ücretli, sözleşmeli ayrımı bitirilmeyip meslek kanunu denen garabetle yeni ayrımlar getirildiği için okuldaki çalışma barışı biraz daha zedelenmiştir. Bu dönemde ayrıca atanamayan öğretmenlerin sayısı daha da artmış, mülakatlarda binlerce öğretmene haksızlık yapılmış, öğretmenlik mesleği kanunu ile getirilen akademi ile eğitim fakülteleri işlevsiz hale getirilmiş, katmerli mülakat uygulamasına geçilmiştir. AKP iktidarı eğitimin sorunları çığ gibi büyürken uygulamaya koyduğu her tür politika ve değişiklikle eğitimde piyasalaşmanın ve dinselleşmemin dozunu gün geçtikçe artırmaktadır. Anayasal bir hak olan kamusal eğitim niteliksizleştikçe ve dinselleştikçe aileler çocuklarını korumak için özel okullara yönelmektedir” diye konuştu.
Eğitime yine yeterli bütçe ayrılmamıştır
Eğitime yeterli bütçenin ayrılmayışının üzerinde duran Bahattin Ertuğrul, “2025 yılında toplam eğitim bütçesi 2.181.000.000.000 TL olarak belirlenmiştir. MEB’in bütçesi ise 1 trilyon 451 milyardır. Bunun %80'ini personel giderlerine ayrılmaktadır. Mal ve hizmet alımlarına ayrılan miktar %8, yatırıma ayrılan pay ise %10’dur. Bu rakam GSYİH içinde değerlendirildiğinde Yusuf Tekin’in rakamlar üzerindeki spekülasyonu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Merkezi yönetim bütçesine oranı ise %14,8 (2024 yılı: %14,43) olarak gerçekleşmiştir. Eğitime ayrılan bütçenin yetersizliğini, okullarımızda öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin, velilerimizin yaşadığı sorunlardan görmekteyiz.
Öğretmenler bir yandan AKP iktidarının eğitimde yarattığı tahribatla, laik ve bilimsel eğitim karşıtlığıyla mücadele etmeye çalışırken, bir yandan da kendi haklarına yapılan saldırılarla karşı karşıya kalmışlardır. Öğretmenlerin ve sendikamızın tüm itirazlarına rağmen, Öğretmenlik Mesleği Kanunu Mecliste kabul edildikten sonra 18 Ekim 2024 Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ancak kanun, hep ifade ettiğimiz gibi öğretmenlik mesleğini düzenleyecek nitelikte değildir. Yalnızca atama bekleyen öğretmenleri elemek, AKP iktidarının kendi ideolojisine uygun öğretmenleri seçmesine olanak tanımak için hazırlanmıştır. Sonuç olarak 23 yıllık AKP dönemi iktidarının tamamında olduğu gibi 2024/2025 Eğitim Yılı 1. Döneminde de laik ve bilimsel eğitimden giderek uzaklaşılmıştır. Cumhuriyet değerlerine açılan savaş devam etmiştir. Yönetici kadrolar devletin çalışanı değil AKP’nin çalışanı haline getirilmiştir. Liyakatsiz kadrolaşma, mevzuat ve program değişiklikleri, protokol ve özel teşviklerle cemaatler, vakıf ve derneklerin okullara girmesine izin verilmesi, Diyanet İşleri Başkanlığının adeta paralel Milli Eğitim Bakanlığı haline gelmesi, Tevhid-i Tedrisat kanununun yok sayılması yoluyla Kamusal Eğitimin içi boşaltılmış, niteliksizleştirilmiştir. 2023/24 eğitim öğretim yılının ilk yarısında eğitim alanında yaşananlar MEB’in eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmeye niyetinin olmadığını bir kez daha açıkça ortaya koymuştur. Eğitimde yaşanan gericileştirme ve ticarileştirme uygulamaları, AKP iktidarının siyasal-ideolojik hedeflerine uygun olarak alınan bilim ve laiklik karşıtı karar ve uygulamalar eşliğinde hayata geçirilmeye devam etmiştir. Ancak bizler Eğitim-İş olarak, durum ne kadar karanlık görünse de; Eğitimdeki gericileştirmeye, piyasalaştırmaya karşı; eğitim emekçisinin haklarına ve itibarına kastedenlere karşı; Cumhuriyet’i ve devrimlerini hedef alanlara karşı verdiğimiz aydınlanma mücadelesinden bir adım geri atmayacağız. Her gün biraz daha büyüyen bir aile olan Eğitim-İş olarak Atatürk’ün bize emanet ettiği yeni nesillere kıyılmasına da, onun sınıfta arkasında duracak kadar önem atfettiği eğitimcilere, bu ülkenin zindan edilmesine de izin vermeyeceğiz. Laik, bilimsel, adil ve kamusal bir eğitim sistemi kurmak için canla başla mücadele etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.