Belçika’dan çifte standart

Belçika makamları, Sharia4Belgium'un (Belçika Ä°çin Åžeriat) Belçika'da ÅŸeriat yönetimi kurmak amacıyla 3 Mart 2010 yılında ortaya çıktığını iddia etti. Anvers Üniversitesindeki bir konuÅŸmaya müdahale ederek adını duyuran örgütün internet sitesi, olayın ertesinde 2 Nisan'da dönemin Ä°çiÅŸleri Bakanı Annemie Turtelboom'ın inceleme baÅŸlatmasının ardından servis saÄŸlayıcı tarafından kapatıldı.

Sharia4Belgium'un internet sitesi böylece 30 gün bile açık kalamadı

Müslüman olmayanlara karşı nefret söyleminde bulunmakla suçlanan örgütün internet sitesi, böylece 30 gün bile açık kalamazken, Sharia4Belgium, 2011 yılında Flaman siyasetçi Marie-Rose Morel'in öldürülmesi çaÄŸrısı yaptı.

Baskılar sonucu örgüt 2 yıl 7 ayda kendini feshetti

Belçika mahkemesi, bu gibi tehditlerin ardından, herhangi bir bombalı veya silahlı saldırı gerçekleÅŸtirmeyen Sharia4Belgium'u terör örgütü ilan etti. Örgüt üyelerine karşı ilk hapis cezası, kurulmasından 2 yıl sonra verildi.

Örgütün elebaşı Ebu Ä°mran kod adlı Fuad Belkacem, nefret ve ÅŸiddet söylemi nedeniyle 2 yıl hapse mahkum edildi. Belkacem'in 7 Haziran 2012 yılında yakalanmasından sadece 4 ay sonra, örgüt 7 Ekim 2012'de kendini feshetti.

Mahkeme 5 ay sürdü

Belçika'nın örgüte yönelik soruÅŸturması 2012'den sonra da devam etti. Bazı lider ve yöneticileri, Suriye'de çekilen ÅŸiddet ve infaz içeren DEAÅž videolarında görülen örgütle ilgili Eylül 2014'te büyük bir dava açıldı. Davada karar sadece 5 ay sonra 12 Åžubat'ta verildi. 45 kiÅŸinin suçlandığı davada 44 kiÅŸi 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırıldı.

PKK ve DHKP-C'de farklı tutum

Kendisine yönelik bir tehdit karşısında adalet mekanizmasını hızlıca iÅŸletip Sharia4Belgium'u, iki yılda feshetme noktasına getirip, üyelerine 5 aylık bir yargılamayla hapis cezaları veren Belçika, PKK ve DHKP-C konusunda ise farklı bir tutum takındı.

Belçika'nın çifte standardı ilk olarak, DHKP-C'de kendini gösterdi. Örgüte karşı adli süreç, 1999'da terör örgütü üyelerinin bazılarının Belçika'da yakalanmasıyla baÅŸladı.

Açıklanan 2006 yılındaki ilk kararda, aralarında örgütün elebaşı Dursun KarataÅŸ'ın da bulunduÄŸu teröristlere hapis cezaları verildi.

Ancak bu karar, 2007 yılında "adli hata" yapıldığı gerekçesiyle bozulurken, Anvers Temyiz Mahkemesi, gıyaben yargılanan terör örgütünün elebaşı Dursun KarataÅŸ ile Zerrin Sarı, Åžükriye Akar ve Bahar Kimyongür'ü beraat ettirdi. Mahkeme, daha önceki kararların aksine, DHKP-C'yi "terör örgütü" olarak nitelemeyi de reddetti.

DHKP-C davası 10 yıl sürdü

2008 yılında KarataÅŸ ölürken, Brüksel Temyiz Mahkemesi, 2009 başında, ''sil baÅŸtan'' uygulaması çerçevesinde yeniden yargılama baÅŸlattı. Sene sonunda kararını veren mahkeme, DHKP-C'nin Belçika'da "terör eylemi yapmadığına" hükmederken, bireysel suçlara göre ceza verdi.

Davada, Sabancı Holding yöneticisi Özdemir Sabancı dahil 3 kiÅŸinin 9 Ocak 1996 tarihinde öldürülmesi olayının zanlılarından terörist Fehriye Erdal gıyabında 3 yıl hapse çarptırıldı. 2006 yılında ev hapsindeyken kaçan ve ÅŸu anda nerede olduÄŸu bilinmeyen DHKP-C'li hakkında, cinayetten 20 yıl sonra Türkiye'de iÅŸlediÄŸi suçlardan dolayı 15 yıl hapis cezası ile 10 yıl sivil ve siyasi haklardan mahrumiyet cezası uygunladı.

PKK'nın Avrupa lideleri Belçika'da yaşıyor

Belçika'nın diÄŸer bir çifte standardı da terör örgütü olarak ilan ettiÄŸi PKK konusunda görülüyor. Örgütün yöneticilerinin 1990'lı yıllarda sığınmaya baÅŸladığı Belçika'da, aralarında PKK'nın Avrupa'daki sözde yöneticilerinden Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar dahil çok sayıda terörist yaşıyor. Kırmızı bültenle aranmalarına karşın yakalanmayan örgüt lideri ve üyelerine yasal sığınma hakkı verildi.

PKK'ya ait 2 televizyon kanalının yayın yaptığı Belçika'da örgüte yönelik en son baskın 2010 yılında yapıldı. Baskında çok sayıda kiÅŸi gözaltına alınsa da kısa sürede serbest bırakıldı.

"PKK, terör örgütü deÄŸil" kararı verildi

Aralarında Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar'ın da bulunduÄŸu 36 kiÅŸi hakkında dava açılması amacıyla o tarihte baÅŸlayan soruÅŸturma ancak 3 Kasım 2016'da sonuçlandı.

Buna karşın Brüksel SoruÅŸturma Dairesi, terör faaliyetlerinde yer almanın yanı sıra çocuk yaÅŸtakilerin kaçırılması, kiÅŸiyi hürriyetinden yoksun kılma ve ölüm tehdidinde bulunmakla suçlanan PKK üye ve yöneticilerinin yaptıklarının "terör eylemi" olmadığına hükmederek, davanın ceza mahkemesine sevkine yönelik talebi reddetti.

Gerekçesinde, "silahlı mücadele, terör suçlaması kapsamında deÄŸerlendirilemez" ifadesi kullanılarak PKK'nın kanlı terör eylemlerine meÅŸruiyet getirilmeye çalışılan karara, Belçika Federal Savcılığı ertesi gün itiraz etti. Ancak 14 Eylül'de Brüksel Ä°stinaf Mahkemesi karara itirazı reddederek, bu kiÅŸiler hakkında takipsizlik kararı verdi.

Belçika sık sık PKK'ya verdiÄŸi gösteri izinleriyle gündeme geldi. 2016 Åžubat ayında onlarca kiÅŸinin öldüÄŸü Ankara saldırısından sadece günler sonra, Türkiye-AB Zirvesinin yapılacağı AB Konseyi binasının hemen arkasında çadır kurma izni veren Belçika yönetimi, bu hareketini "ifade özgürlüÄŸü" olarak savundu.

PKK kanallarına müdahale edilmiyor

PKK sembollerine ve Abdullah Öcalan posterlerine hiçbir ÅŸekilde müdahale etmeyen Belçika, ilerleyen günlerde de benzer izinlerle tepki çekmeyi sürdürdü. PKK'nın düzenlediÄŸi bazı yürüyüÅŸ ve gösterilere Belçikalı siyasetçiler de katıldı.

Sharia4Belgium'un internet sitesini 30 günden kısa bir sürede kapatan Belçika, PKK'nın televizyon kanallarına ise müdahale etmedi. Bu kanallarda, PKK'nın terör eylemleri övülürken, "direniÅŸ" adı altında yeni saldırı çaÄŸrıları yapılıyor.

Belçika PKK'nın uyuÅŸturucu üssü oldu

Belçika son olarak bir PKK ÅŸebekesinin, Avrupa'nın yarısına uyuÅŸturucu sattığı ve elde edilen milyonların da terör örgütüne aktardığı haberiyle gündeme geldi. Yapılan araÅŸtırmalarda örgütün, merkezi Flaman Bölgesi'ndeki Hasselt kenti olduÄŸu, uyuÅŸturucuları Avrupa'ya, Belçika'nın Anvers ve Hollanda'nın Rotterdam limanlarından sokulduÄŸu tespit edildi.

Belçika basınına göre, bu limanlardan alınan uyuÅŸturucuları Hasselt'teki bir evde 5'er kiloluk paketlere bölerek arabaların gizli bölmelerine yerleÅŸtiren ÅŸebeke üyeleri, bunları Almanya, Avusturya, Belçika, Fransa, Hollanda ve Ä°sviçre dahil Avrupa'nın yarısında piyasaya soktu.

Flamanca yayın yapan Het Belang van Limburg gazetesinin haberinde, ÅŸebekenin sadece eroinden yılda milyonlarca avro elde ettiÄŸi ve bunu terör örgütü PKK'ya aktardığının öngörüldüÄŸü belirtildi.

Belçika'ya göre FETÖ de "terör örgütü" deÄŸil

Belçika'nın ılımlı yaklaÅŸtığı diÄŸer bir örgüt de FETÖ. Kanlı darbe giriÅŸimine raÄŸmen AB'nin ve Belçika'nın henüz terör örgütleri listesinde yer almayan FETÖ, rahatça faaliyetlerini sürdürüyor. FETÖ ülkede, Belçika Aktif Dernekler Federasyonu (FEDACTIO) adı altında örgütlenmiÅŸ durumda.

Federasyonun internet sitesindeki bilgilere göre, eski baÅŸkanı, darbe giriÅŸimi sonrası kapatılan Kimse Yok Mu DerneÄŸi'nin Genel BaÅŸkanı Ä°smail Cingöz olan FEDACTIO'ya yan ÅŸubeleriyle beraber 60 kadar dernek üye durumda. Belçika Mülteci ve Göç Bakanı Theo Francken'in bir soru önergesine verdiÄŸi cevaba göre, darbe giriÅŸimi sonrası geçen sene en az 225 Türk vatandaşı, Belçika'dan iltica talep etti. Bu sayının geçen süre zarfında arttığı kaydediliyor.

Avrupa'nın terör üssü

Belçika, sadece bu örgütler deÄŸil DEAÅž konusunda da Avrupa'nın terör üssü olarak görülüyor. 130 kiÅŸinin öldüÄŸü 13 Kasım 2015 Paris saldırılarının Brüksel'de planlandığı, saldırganların ya Belçika vatandaşı ya da Brüksel'de yaÅŸayan Fransa vatandaÅŸları olduÄŸu tespit edilmiÅŸti.

Avrupa'da terörle mücadelede "en zayıf halka" olarak gösterilen Belçika'nın kendisi de 22 Mart 2016'da terör saldırılarına maruz kaldı. 32 kiÅŸinin öldüÄŸü saldırıyı gerçekleÅŸtirenlerden birinin Türkiye'nin sınır dışı ettiÄŸi bir Belçika vatandaşı olduÄŸu ortaya çıktı. Bu kiÅŸinin Belçika'ya ulaÅŸmasının ardından gerekli tedbir alınmaması tepki çekti.