Bize yapılanın misliyle karşılığını veririz

AK Parti Genel BaÅŸkan Vekili ve BaÅŸbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuÅŸmaya, Avrupa Ampute Futbol Federasyonu Avrupa Åžampiyonası final maçını kazanan Ampute Milli Takımı'nı tebrik ederek baÅŸladı. 

Ampute Milli Takımı'nın getirdiÄŸi bu ÅŸampiyonluÄŸun göÄŸüsleri kabarttığını, herkesi gururlandırdığını belirten Yıldırım, Milli Takımı ve teknik ekibe tebriklerini iletti. Yıldırım, Ä°nönü Stadyumu'nda Milli Takım'a destekleriyle güç veren bütün vatandaÅŸlara da ÅŸükranlarını sundu.

"Müttefiklik iliÅŸkisiyle baÄŸdaÅŸmayan karar"

BaÅŸbakan Yıldırım, ABD'nin hafta sonu müttefiklik iliÅŸkisiyle baÄŸdaÅŸmayan bir kararla Türkiye'ye vize vermeyi askıya aldığını duyurduÄŸunu anımsattı.

Yıldırım, ÅŸöyle devam etti:

"Bunu da misyonlarının, büyükelçiliklerinin, konsolosluklarının personelinin ve çevre güvenliÄŸinin yetersizliÄŸiyle açıklamaya çalıştı. Türkiye'nin, ABD misyonları ve personelinin güvenliÄŸine yönelik taahhütlerimizin sorgulanmasından dolayı esef duyuyoruz. Ülkemizdeki ABD misyonları dahil, bütün elçiliklerin personeline saÄŸlanmakta olan geniÅŸ güvenlik tedbirleri en kuvvetli bir ÅŸekilde devam ediyor. Bununla ilgili olarak, daha kısa bir süre önce DışiÅŸleri Bakanlığı üzerinden Ä°çiÅŸleri Bakanlığımıza gelen bir yazıda, ABD elçiliklerinin, misyonlarının güvenliklerinin artırılması yönünde bir talep var. Bu talebi memnuniyetle karşılayıp, söz konusu ülkenin misyonlarına yönelik güvenlik tedbirlerini artıracağımızı büyükelçiliÄŸe bildirdik. Ancak büyükelçiliÄŸin verdiÄŸi cevap, 'Bizim güvenlik sorunumuz yok, bu düÅŸüncenizden dolayı teÅŸekkür ediyoruz.' Hal böyleyken, vizeleri askıya alma sebebinin güvenlik olarak gösterilmesi yaman bir çeliÅŸkidir. Türkiye bir kabile devleti deÄŸildir, bize yapılanın misliyle karşılığını veririz."

Saatler sonra, ABD'ninki gibi aynı ÅŸekilde, aynı ifadelerle gereÄŸini yaptıklarını, karşılığını verdiklerini aktaran Yıldırım, devletlerin, aralarındaki sorunları konuÅŸarak, görüÅŸerek çözmek durumunda olduÄŸunu söyledi.

ABD gibi büyük bir ülkeye hiç de yakışmayacak bir davranış olduÄŸunu vurgulayan Yıldırım, "Ve ülkelerimiz arasındaki hiçbir sorunun çözümüne de katkı saÄŸlamaz. Bu nedenle ABD'yi daha saÄŸduyulu olmaya davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.

"Bu müttefikliÄŸe, dostluÄŸa sığar mı"

Türkiye'nin, bölge barışı ve küresel barış için katkı koymaya devam edeceÄŸini belirten Yıldırım, bunu sadece Türkiye veya içinde bulundukları bölge için yapmadıklarını, dünyanın genelinde var olan gerilimi düÅŸürmek için yaptıklarını kaydetti.

ABD yetkililerinin, yaÅŸanan bu son geliÅŸmeleri gerekçe göstererek, göçmenler dışındaki vizeleri askıya aldıklarını açıkladığını anımsatan Yıldırım, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:

"Bunu, konsolosluklara, büyükelçiliklere gelen insanların sayısını asgariye düÅŸürmek için yaptıklarını söylüyorlar. Bu, hiç ama hiç inandırıcı bir gerekçe deÄŸildir. Ancak kafalarının arkasındaki gerçek nedenin ne olduÄŸunu da söylemekte, ifÅŸa etmekte gecikmediler, onu da söyleyiverdiler. NeymiÅŸ efendim FETÖ soruÅŸturması kapsamında Amerikan misyonlarında çalışan bazı kiÅŸiler hakkında hukuki süreç baÅŸlatmışız. E ne olmuÅŸ? Türkiye bir hukuk devleti. Suç iÅŸleyen veya suç istinadı yapılan Amerikan'ın misyonunda olması ona bir ayrıcalık mı getirecek? Yani beyefendilerden izin mi alacağız, onların icazetini mi alacağız. Bunu söylerken lafın nereye gideceÄŸini de düÅŸünün. Bir resmi bankamızın genel müdür yardımcısını, görevli gittiÄŸi ülkenizde yaka paça tutup hapse atarken bize mi sordunuz, bizden izin mi aldınız? Hala 15 Temmuz alçak darbe giriÅŸiminin başı FETÖ'yü niye orada besliyorsunuz? Bu müttefikliÄŸe, dostluÄŸa sığar mı?"

"DüÅŸmanlarımızla iÅŸ tutmak, müttefikliÄŸe yakışmaz"

ABD yönetiminin 15 Temmuz ve sonrası yaÅŸanan olayları dikkatlice ele alması gerektiÄŸine iÅŸaret eden Yıldırım, ÅŸunları kaydetti:

"Neden Türkiye'de halkın yüzde 80'inden fazlası ABD'ye sempati duymuyor, bunun cevabını bulmak zorunda. 250 ÅŸehidimizin, 2 bin 194 gazimizin olduÄŸu alçak darbe giriÅŸiminin arkasındaki güçleri artık orada muhafaza etmekten vazgeçmelidir. EÄŸer müttefikliÄŸimiz devam edecekse Suriye'de, PKK'nın kuzenleri, yeÄŸenleri, PYD, YPG'ye de kol kanat germekten bir an önce vazgeçmelidir. DüÅŸmanlarımızla iÅŸ tutmak, müttefikliÄŸe yakışmaz. Müttefiklik zor zamanda da güzel günlerde de birlikte olmak demektir. Dolayısıyla bu tavır asla ve asla kabul edilebilir bir tavır deÄŸildir. Ümit ederim ki bu gerginlik kısa sürede sona erer ve bu iÅŸten bizim deÄŸil, her iki ülke vatandaÅŸlarının maÄŸdur olmasının önüne geçilmiÅŸ olur. Kimi cezalandırıyorsun? Kendi ülkenin vatandaÅŸlarını, bizim ülkemizdeki vatandaÅŸlara fatura kesiyorsun. Bu ciddiye, devlet idaresine yakışmaz. Duygusal kararlarla ülke yönetilmez. Kızgınlıkla ülkeler arasındaki iliÅŸkileri geren, hatta tamiri imkansız hasarlar doÄŸuran bu tip kararlar alınmaz."

"Emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz"

Yıldırım, , Suriye'de yaÅŸayan göçmenlerin normalleÅŸme ve hayata tutunma çabalarının devam ettiÄŸini söyledi.

Bölgede yaÅŸayanların evlerine geri dönmeleri için Azez-Cerablus arasındaki hayat ÅŸartlarını iyileÅŸtirmek adına gerekenin yapılmaya çalışıldığını ifade eden Yıldırım, geçtiÄŸimiz yılın sonunda ülke genelinde ilan edilen ateÅŸkes sayesinde Suriye'deki çatışmaların büyük ölçüde kontrol altına alındığını ifade etti.

Astana süreci doÄŸrultusunda ateÅŸkesi tahkim edecek adımların da atıldığını vurgulayan Yıldırım, ÅŸunları kaydetti:

"14-15 Eylül'de düzenlenen son toplantıda Ä°dlib ve çevresinde gerginliÄŸi azaltma ve çatışmaları önleme prensibi doÄŸrultusunda bölgede bir güvenlik kuÅŸağı oluÅŸturulması kararı verildi. Halep'te geçtiÄŸimiz yıl yaÅŸanan olaylar sonrası sivil halkın akın akın Ä°dlib'e gelmesi neticesinde insanlar bu bölgede çok ağır ÅŸartlar içerisinde yaşıyor ve o insanlar arasına sızan terör unsurları da var. Bu sebeple alınan karar çerçevesinde 3 garantör ülke tarafından Ä°dlib çepeçevre bir güvenlik çemberine alınacak ve buradaki terör faaliyetleri önlenecek. DiÄŸer yandan da olası iç karışıklıkta ülkemize yeni büyük bir göç dalgasının önüne geçilmiÅŸ olacak."

Yıldırım, bölgede yaÅŸananlara iliÅŸkin Özgür Suriye Ordusu unsurlarının önden intikallerini yaptığını, gerekli hazırlıklarının tamamlandığını, 8 Ekim itibarıyla da Türk Silahlı Kuvvetlerine ait askerlerin bölgede keÅŸif faaliyetlerine baÅŸladığını aktardı.

Bu durumun Fırat Kalkanı Harekatı'ndan sonra Suriye'de gerçekleÅŸtirilen ikinci sınır ötesi faaliyet olduÄŸunun altını çizen Yıldırım, ÅŸöyle devam etti:

"Bu faaliyetlerin amacı çok açık ve nettir. Birincisi ayrıştırmak, ikincisi zemin hazırlamak, üçüncüsü ise ülkemize muhtemel göç dalgasının önünü almak, gerginliÄŸi azaltarak çatışmaları ortadan kaldırmak. Ayrıştırmadan muradımız birçok yerde iç içe geçmiÅŸ sivil halkla ılımlı muhalefetle, dost kuvvetlerle teröristleri birbirinden ayrıştırmaktır. Bu konuda titiz olmak zorundayız. Zemin hazırlamaktan muradımız ise kontrol noktaları oluÅŸturmak, gelecek kuvvetlere hazırlık saÄŸlamak. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bölgedeki görevlerini Astana sürecindeki garantör ülkelerce mutabakata varılan angajman kuralları çerçevesinde yürütecektir. Herkes rahat olsun. Ne yaptığımızı bilerek, titizlikle emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz. Sivillerin ve masumların haklarını en üst düzeyde gözetmeyi hedefliyoruz. Barışa, bölgede istikrara katkı saÄŸlamak için gerekli sorumluluÄŸu alıyoruz. Bütün bu çabalarımızın BM arabuluculuÄŸunda Cenevre'de baÅŸlatılmış olan siyasi sürecin yani Suriye'nin toprak bütünlüÄŸünün korunarak oradaki tüm etnik grupların içine dahil edileceÄŸi kalıcı ve sürekli bir barışın tesisi çalışmalarına önemli katkı saÄŸlayacağına inanıyoruz."