Çağın pandemisi ‘obezite’
Son zamanlarda obezite konusunda yaşanan rahatsızlık artmış durumda. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılı Türkiye Sağlık Araştırması’nın sonuçlarına göre, 15 yaş ve üstü obez bireylerin oranı 2019 yılında yüzde 21,1 iken, 2022 yılında yüzde 20,2 oldu. Uzman diyetisyenler ise konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulunarak bazı kontrollerin sağlanması gerektiğine dikkat çekti
Diyetisyen Suna Koçak, obeziteden dünya nüfusunun büyük bir oranda etkilendiğinin altını çizerek, “Yaşam kalitesini düşüren romatoid artrit, kalp hastalığı, metabolik sendrom yüksek tansiyon, karaciğer yağlanması gibi pek çok hastalığa davetiye çıkaran obezite en çok 45-65 yaş arası yetişkinlerde görülmektedir” diye konuştu.
Türkiye’de %32 oranında obezite görüldüğünü vurgulayan Koçak, gerekli kontrollerin sağlanmaması durumunda bu durumun 2035 yılında %55’e çıkacağının öngörüldüğünü söyledi.
NELER YAPILMALI?
Koçak, “Kontroller sağlanamazsa 2035 yılında 5-19 yaş arası 17 milyon erkek 11 milyon kız çocuğu obezite ile yaşamak durumunda kalacak. İşlenmiş gıdalara yönelme, sedanter yaşam, kilo yönetiminin sağlanamaması da oranların yükselmesinde etkendir. Yeterli fiziksel aktivite, yeterli sebze-meyve ve su tüketimi çocukluk yaşlarda kilo yönetiminin sağlanarak ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek obezitenin önüne geçilmesinde önemli rol üstlenir” açıklamalarında bulundu.
KİLO KONTROLÜ SAĞLANMALIDIR
Dyt. Koçak, obez bireylerin fiziksel ve ruh sağlığının korunması için yapılması gerekenleri anlattı; “Özellikle duygusal yemeye bağlı ortaya çıkan obezite bireyin ruh sağlığının giderek bozulmasına bireyin toplumdan soyutlanarak daha da yalnızlaşmasına sebep olarak tabloyu daha ağır hale getirmektedir. Bireyin gerek diyet, fiziksel aktivite ile kiloların normal seviyeye getirilmesi eğer birey morbid obez ise obezite ilaçları veya iğne kullanmasına karar verilerek kontrollü kilo kaybı sağlanmalıdır. Yaşam tarzı değişiklikleri ile kilo kontrolü sağlanmalıdır”
OBEZİTE GÜNDEME DAMGASINA VURUYOR
Günümüzün en konforlu, en kolay mutlu eden alanın yemek yemek olduğuna dikkat çeken Diyetisyen Benginur Yalçınkaya Candan ise, “Ulaşım kolay maliyet olarak ucuzu da var pahalısı da her kesime hitap ediyor. Gel gelelim ki sağlık açısından baktığımızda bedenler hantal, ağrılı, üşengeç ve hasta bir hal almış durumda. Yanlış yemek yeme ve hareketsizliğin getirisi de obezite olarak dünyada ve Türkiye de gündeme damgasını vuruyor” diye konuştu.
Obezitenin tanımını yapan Dyt Candan, obeziteyi vücutta sağlığı olumsuz etkileyecek derecede yağ birikmesi olarak tanımladı. Obezitenin zamanla birçok hastalığın birincil sebebi olarak karşımıza geldiğini ve sebepleri arasında yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam, genetik, psikolojik ve hormonal etmenler olduğunu söyleyen Candan, “Yaşam kalitesini çok ciddi şekilde düşürmektedir. Hemen önlem alınmalıdır” açıklamalarında bulundu.
YEMEK ANLARI ÖZEL OLMALI
“Obezitenin artmasının sebepleri arasında hızlı yaşam yer alıyor” diyen Candan, “Kendimize yemek alanında vakit ayırmadan hazır olanı kolay olanı tercih ediyoruz. Bunlar genelde paketli ürünler, dondurulmuş gıdalar veya hazır dışarıdan yemek olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü yemek adına bir plan yapmıyoruz. Yemek anı geldiğinde ne yiyeceğim diye düşünürsek o anki açlık ile birlikte en kolayı olanı ve hazır olanı tüketiriz. Buda beslenme konusunda ciddi yanlışları getiriyor. Yemek işi ciddiye alınmalı ve önceden planlanmalı. Bir gün önceden gerekirse yemek hazırlıkları yapılmalı, alışverişler yapılmış olmalı. Yani kendi işimizi kolaylaştıralım ki sağlıklı öğünden kaçış olmasın. Her aklımıza geldiğinde atıştırma yapmamalı, öğün aralıklarımızı bir düzene koymalı. Sık atıştırmalıklar daha çok acıkmayı tetikler bunu unutmadan öğün aralıklarına dikkat etmeliyiz. Farkındalıkla yemek yemeli ne yediğimizi sorgulamalıyız. Her lokmanın tadını hissetmeli çiğneyerek yutmalıyız. Yemek anları özel olmalı ayakta geçirilmemeli, oturup porsiyon ayarı yapılarak yenmelidir. Sağlıksız içerikler çok sağlıklıymış gibi lanse edilip önümüze sunuluyor. Bunlara kanmamalı ne yediğimizi araştırmalıyız. Yemek konusunda bir bilinç geliştirmeliyiz ve en önemlisi ertelememeliyiz” dedi.
PEKİ NASIL BESLENİLMELİ?
Candan, “Obeziteyi önlemek adına belirttiğim günlük yaşam önerilerini hayata geçirmeli, beslenme içeriği olarak da dikkat etmeliyiz. Sebze ve meyve tüketimi artırılmalı. Günlük su tüketimini 2 litre civarında tutmalı. Besin çeşitliliğine dikkat etmeliyiz, her besin grubunu günlü hayatımızda yer vermeli. Sağlıklı pişirme teknikleri (ızgara, haşlama, kavurma, fırın, sote...) kullanmalı
Şeker içeriği yüksek, hazır, paketli, işlenmiş gıdalardan kaçınılmalı. Doymuş yağ tüketimini azaltılmalı. Siz bedeninize bakmazsanız bir süre sonra sizi idare edemez hale gelir. Kendinize değer verin vakit ayırın yemeklerinizi özenle tüketin. Sağlıcakla fit kalın” diye konuştu. (Emre YAVUZ- Hamide YILDIRIM
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.