Davutoğlu: Kobani’den sonra hazırlık emri verdik

Terörle mücadeleden anayasa tartışmalarına kadar birçok konuda önemli deÄŸerlendirmede bulunan BaÅŸbakan, Kobani olaylarından sonra güvenlik güçlerine bütün ihtimallere karşı hazırlıklı olmaları emrini verdiÄŸini açıkladı. BaÅŸbakan özetle ÅŸunları söyledi:

“Dört kademeli mücadele alanı vardı. Birincisi, bütün ÅŸeyin lojistik merkezi mahiyetini ve karargah sınır dışındaki Irak’taki Kandil ve oradaki kamplar. Ä°kincisi Türkiye’deki kırsal alan. Üçüncü halkası ÅŸehrin etrafındaki mücavir bölgeler. Buralara mezarlık olduÄŸu için kimse dokunmuyordu saygıdan. Dördüncüsü YDG-H diye bilinen ÅŸehir milisleri. 23 Temmuz gecesi en dış halkadan baÅŸlandı mücadele. Dışarıda iÅŸte üç gün içinde 452 hedef vuruldu. Ve çok ciddi zayiat oldu. EÄŸer Kandil’de o zayiat verdirilmesiydi ÅŸu anda bizim kırsal alanda çok yoÄŸun bir mücadele yürüyor olacaktı. Kırsal ile Kandil arasındaki irtibatları kopardık. Kırsala silah giriÅŸi azaldı. Åžehirlerde ilk etapta rahatsızlık yapan YDG-H unsurları toparlandı. Sonra mezarlık görüntüsü altındaki yerlerin üzerine gidildi. Åžu anda hiçbir yer kalmadı. Bu sefer baktılar ki, bütünüyle bir mücadele yürütmek imkansız. Önce tespit ettikleri belli ilçelere yoÄŸunlaÅŸtılar. (6-7 Ekim 2014) Kobani olaylarının ardından, eÄŸer çözüm süreci baÅŸarıya ulaÅŸmazsa ve bunlar benzer bir olaya yeltenirlerse ne tedbirler almak lazım diye düÅŸündük. Aylar öncesinden güvenlik güçlerine ‘her ihtimale hazır olacaksınız’ diye talimat verdik. Yani bu mücadelenin nasıl yürüyeceÄŸiyle ilgili konsept geliÅŸtirdik.

MÜCADELE YARIM KALMAYACAK12 kritik ilçeyi biz öngörmüÅŸtük. Bunların çoÄŸunda kontrol saÄŸlandı. Cizre’de, Silopi’de, Nusaybin’de on adım atsan Suriye tarafına geçiyorsun. Bunun getirdiÄŸi mücadelenin bir zorluÄŸu var. Zayiata mahal vermemek için daha temkinli yürüdü. Bazı mahallelere dokunulmadı. Åžimdi dün ve bugün baÅŸlayan mücadelede bütün Cizre ve bütün Silopi ve Nusaybin ama özellikle Cizre ve Silopi’de mutlak olarak bunlardan temizleninceye kadar mücadele sürecek. Yeni karakollar gerekiyorsa inÅŸa edilecek. Gerekiyorsa orada yeni güvenlik birimleri konuÅŸlanacak. Ama kesinlikle yeniden hendek ve barikat kazmalarına izin verilmeyecek. Ä°ÅŸ yarım kalmayacak. Ä°yi olan taraf asker, polis ve istihbarat koordinasyonu mükemmel. Bu geçmiÅŸte kolay olmayan bir ÅŸeydi. Asker de demokratik hukuk kuralları içinde hareket ediyor. Bunu yaparken hayvanları da düÅŸünüyoruz. Ahırlarda terk edilmiÅŸ hayvanlar varsa hepsini tek tek besleyin diye talimat verdim.

BAÅžBAKAN UÇAÄžINDA Ä°KÄ° HDP’LÄ°Bazı silahlar Suriye’den Irak’a, oradan da Türkiye’ye sokuluyordu. Kanaslar, doçkalar falan. Özellikle doçka hedefleri büyük ölçüde tahrip edildi. Biraz daha gecikmiÅŸ olsaydık, bunların niyeti kapsamlı bir iç savaşı baÅŸlatmaktı. 

Büyük ızdırap duyuyorum açık söyleyeyim. Diyarbakır’ı aÅŸkla seven biriyim. Dolayısıyla insanın yüreÄŸi yanıyor. Ama tabi buraları terörün insafına ve merhametine terk edemezsiniz. Barbarlar hem tarihi hem insani dokuya büyük zarar verdi. DoÄŸu ve GüneydoÄŸu’daki halkımıza müteÅŸekkirim. Tahriklere gelmediler. Bunların amacının Suriye ve Irak benzeri bir çatışma ortamı meydana getirmek olduÄŸunu anladılar.”Bu arada, BaÅŸbakan DavutoÄŸlu’nun Sofya ziyaretine MHP, CHP ve HDP’den milletvekilleri de katıldı. HDP’nin hendeklere destek için Diyarbakır’da grup toplantısı yaptığı gün HDP’li, vekiller Celal DoÄŸan ve Filiz KerestecioÄŸlu’nun BaÅŸbakan’ın uçağıyla resmi bir ziyarete katılması dikkat çekti. BaÅŸbakan uçakta DoÄŸan ve KerestecioÄŸlu’yla bir süre sohbet etti.

YENÄ° ANAYASA Ä°ÇÄ°N MUHAKEFETE GÄ°DECEĞİM

BaÅŸbakan Ahmet DavutoÄŸlu, CHP Lideri Kemal KılıçdaroÄŸlu’nun ilk dört madde ve baÅŸkanlık sistemi haricinde anayasa çalışmalarına destek vereceÄŸini açıklamasını olumlu bulduÄŸunu söyledi. Bunu, bütçe görüÅŸmelerine ve Meclis’e sevk edilecek demokratikleÅŸme paketine olumlu yaklaÅŸacağı yönünde bir mesaj olarak algıladığını belirten DavutoÄŸlu, “Umarım bu tutumunu sürdürür” dedi.

CumhurbaÅŸkanı’nın ÅŸikayet ettiÄŸi çift baÅŸlılık meselesinin öteden beri sorun olduÄŸunu hatırlatan BaÅŸbakan, ÅŸöyle devam etti: “EÄŸer Türkiye 1980’den beri bu sistemi götürmüÅŸse bu, sistemin iyiliÄŸinden kaynaklanmıyor. Bunun en fazla ağırlığını hisseden benim herhalde. Çünkü hukuken sorumlusunuz. Alınan her kararın hesabı baÅŸbakanlık makamı tarafından verilir. Bugün Biz cumhurbaÅŸkanımızla bunları istiÅŸare ederek yapıyoruz. Türkiye’de böyle bir dengesizlik olduÄŸunu herkesin görmesi lazım. Benim de kanaatim cumhurbaÅŸkanımızla aynı. Hukuki sorumluluk kimdeyse, yetki de onda olmalı. Sorumluluk ve yetki arasında karmaÅŸa ortadan kalkmalı. 30 sene sonra bizler olmayacağız. O zaman Türkiye en iyi ÅŸekilde nasıl idare edilir diye düÅŸünüp konuÅŸmamız lazım. 

Bütün liderlere gitme düÅŸüncem var. Ä°nÅŸallah gelecek hafta liderlere ÅŸu baÅŸlıklarla gideceÄŸim. 1-Bize yardım edin bütçeyi bir an önce çıkaralım. 2- Anayasa konusunda uzlaÅŸtığımız reformları geciktirmeyelim. 3-Halka verdiÄŸimiz vaatler, sizin de verdiÄŸiniz vaatlerdi. Bu paketi çıkaralım. 4- Gelin beraber anayasa konusunu ciddiyetle tartışalım. Neyi yapabileceksek yapalım. Benim için ideal olan özgürlükçü, katılımcı demokrasiyi esas alan, insan hak ve özgürlüklerine dayanan, güçler ayrılığı prensibini esas alan ve baÅŸkanlık sisteminin yönetim biçimi olarak ele alındığı bir anayasa. Biz bunu masaya koyarız. Sonra oturur konuÅŸuruz.