'Dershane kapatma kararıyla hazırlıklara başladılar'

TBMM FETÖ'nün Darbe GiriÅŸimini AraÅŸtırma Komisyonu raporunda, örgütün 17-25 Aralık yargı darbesi teÅŸebbüsüne kadar mücadelesini gün yüzüne çıkarmadığı, ancak dershanelerin kapatılması konusunda geri dönüÅŸün mümkün olmadığını anladığında, iktidarı devirmeye yönelik saldırı operasyonları için hazırlıklara baÅŸladığı bildirildi.

Raporda, Fetullah Gülen’in yasadışı istihbarat elde etme faaliyetlerine 1980'li yıllarda baÅŸladığı, en yakınında bulunan arkadaÅŸlarını dinlettiÄŸi, yeminli çekirdek kadrosundaki Ä°lhan Ä°ÅŸbilen'in Altunizade'de kaldığı odasında dinleme cihazının bulunduÄŸu, daha sonra diÄŸer kaldığı yerde de dinleme ve kamera cihazının bulunduÄŸunu, aradan geçen zamanda Latif ErdoÄŸan ve Ä°lhan Ä°ÅŸbilen'in ve daha baÅŸka kiÅŸilerin de Gülen tarafından dinlendiÄŸi yine döneme ÅŸahit olan tanıkların ifadeleriyle sabit olduÄŸu belirtildi.

Gülen’in 1980 yılının haziran ayında Ä°zmir’de gerçekleÅŸtirilen örgüt toplantısında, "Huruç harekatı baÅŸlatıldı, ancak bu harekat 35-40 sene sonra uygulamaya konulabilecektir, bugünkü ortamda bu mümkün deÄŸildir. Huruç harekatının baÅŸarılı olabilmesi için bütün ülkede, kendi binalarımızda ve kiralanacak yerlerde orta ve yüksek öÄŸrenim gören öÄŸrenciler için yurt binalarının açılması, yurtlarda eÄŸitilen öÄŸrencilerin meyvelerini vermesi, kendi fikirlerimiz doÄŸrultusunda çeÅŸitli kitap ve dergilerin basımının gerçekleÅŸtirilmesi, özellikle Türkiye’deki öÄŸretmenlerin büyük bir bölümünün kendi yönümüzde faaliyet göstermesi gerekmektedir." dediÄŸi kaydedildi.

Askeri darbelere destek

Raporda, Gülen'in askeri darbelere destek verdiÄŸine yönelik bilgilere de yer verildi.

Gülen'in, hayatının konu alındığı "Küçük Dünyam" isimli kitapta, dönemin Genelkurmay BaÅŸkanı Memduh TaÄŸmaç ve arkadaÅŸlarını överek "12 Mart bir ihtilal ve darbe deÄŸildir" ÅŸeklinde açıklamalarda bulunduÄŸu, benzer ÅŸekilde, 28 Åžubat sürecinde Çevik Bir’e övgü dolu mektup yazdığı, 2005 yılında Milliyet Gazetesi'ne verdiÄŸi röportajda Kenan Evren'i cennetlik ilan ettiÄŸi ifade edildi. Gülen ve örgütünün 28 Åžubat sürecinde de gözlemlenecek, darbeler karşısındaki iÅŸbirlikçi duruÅŸ, söylem ve eylemlerinin, 15 Temmuz’da açığa çıkan nihai hedeflerinin yıllar öncesindeki ipuçları olarak deÄŸerlendirilebileceÄŸi belirtildi.

Raporda, 1983 yılının örgüt için dönüm noktası olarak deÄŸerlendirilebileceÄŸi, çünkü bu tarihin; Anavatan Partisinin tek başına iktidar olduÄŸu, Gülen’in siyasilerle güçlü iliÅŸkiler kurmaya ve devletin 'kılcallarına' nüfuz etmeye baÅŸladığı ve de takipçilerinin örgüt adına okul kurmalarının önündeki engellerin kalktığı dönem olduÄŸu kaydedildi.

Raporda, 1990'lı yılların, örgütün hızla büyüyerek küresel ölçekte örgüt haline geldiÄŸi dönem olduÄŸu vurgulanarak, örgütün 1991 yılından itibaren yurt dışına açılmaya baÅŸladığı belirtildi.

"Her zaman kazananın yanında saf tutmaya çalıştı"

Raporda, kurulduÄŸundan beri her zaman iktidarın, güçlünün ve kazananın yanında saf tutmaya çalışan FETÖ'nün, 2002 genel seçimlerinden zaferle çıkan AK Parti’ye yakın görüntü vermeye özen gösterdiÄŸi vurgulandı.

"Örgütün 30 yıllık çalışmaları neticesinde eriÅŸtiÄŸi güç sayesinde, 2000’li yılların bu döneminde önceki dönemlere kıyasla daha muktedir olduÄŸu deÄŸerlendirilmektedir." denilen raporda, bu dönem, 30 yılı aÅŸan devlet kadrolarına yerleÅŸme sürecinin tekemmül etmek ve semerelerini vermek üzere olduÄŸu, ordu ve emniyet dışında HSYK, Yargıtay, TÜBÄ°TAK gibi kritik ve stratejik yerlerde de son ve büyük kadrolaÅŸma harekatının hazırlıklarının yapılıp temellerinin atıldığı ve sonuçlarının alındığı dönem olduÄŸu iÅŸaret edildi.

TBMM FETÖ'nün Darbe GiriÅŸimini AraÅŸtırma Komisyonu raporunda, "Örgütün 1970’li yıllarda attığı tohumlar 1980’li yıllarda patlayıp filizlenmeye ve hızla yeÅŸermeye baÅŸlamış, ardından Gülen’in ifadesiyle 'dört bir yanda ÅŸehbal açarak' 1990’lı yıllarda dal budak salmış, 2000’li yıllarda hedeflenen her alanı sarmış ve örgüt Altın Nesil'in 'altın vuruÅŸu' için hazır hale gelmiÅŸtir." vurgusu yapıldı. 

ErdoÄŸan'a karşı gizli mücadele baÅŸlattı"

Raporda, örgütün bu dönemin ikinci yarısında, dönemin BaÅŸbakanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’a ve AK Parti hükümetine karşı gizli mücadele baÅŸlattığı, 2010'lu yılların ise örgütün Recep Tayyip ErdoÄŸan’a ve AK Parti hükümetlerine karşı baÅŸlattığı gizli mücadelenin açığa çıktığı dönem olduÄŸu ifade edildi.

Raporda, ÅŸöyle denildi:

"7 Åžubat 2012 tarihli MÄ°T MüsteÅŸarının ifadeye çaÄŸrılması hadisesi örgüt bakımından açık niyet ifÅŸası sayılmazsa, örgüt 17-25 Aralık yargı darbesi teÅŸebbüsüne kadar bu mücadelesini gün yüzüne çıkarmamıştır. Bunun sebebinin iktidarı devirmeye yönelik saldırı operasyonları öncesindeki hazırlık süreci olduÄŸu deÄŸerlendirilmektedir. Zira örgüt dershanelerin kapatılmasının kesin olarak kararlaÅŸtırıldığını ve BaÅŸbakan’ın o dönemdeki açıklamalarıyla bu konuda geri dönüÅŸün de mümkün olmadığını anlayana kadar çeÅŸitli yollarla hükümeti yer yer ikaz etmeyi ve hatta medyası yoluyla aba altından sopa göstermeyi yeÄŸlemiÅŸ, dershanelerin kapatılması konusunda geri dönüÅŸün mümkün olmadığını anladığında ise iktidarı devirmeye yönelik saldırı operasyonları için hazırlıklara baÅŸlamıştır.

Bu dönemde, örgütünün 17-25 Aralık yargı darbesi teÅŸebbüsü sürecinde baÅŸarısız olup, deÅŸifre olmuÅŸ ve suçüstü yakalanmış halde adalet karşısına çıkarılmaya baÅŸlaması, Fetullah Gülen’i dış güçleri açıkça yardıma çağırır hale getirmiÅŸtir. Gülen'in dış güçlere yönelik açıklamaları ve örtülü çaÄŸrılarıyla 19 Ocak 2014 tarihinde MÄ°T tırlarının durdurulması olayı birlikte deÄŸerlendirilmelidir. Gülen Türkiye’yi uluslararası kamuoyu nezdinde terör destekçisi ülke olarak gösterme çabalarının karşılığında korunduklarını ifade etmektedir."