Doğu Akdeniz'de büyük bir fırsat kaçırıldı

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Ä°stanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve Anadolu Ajansının (AA) global iletiÅŸim ortağı olduÄŸu 22. Dünya Petrol Kongresi'nde yaptığı konuÅŸmada, son 1-1,5 asırdır güçlü ülke olmanın yolunun enerji kaynaklarına sahip bulunmaktan veya bunlar üzerinde söz sahibi olmaktan geçtiÄŸini kaydederek, "Bununla birlikte küresel çatışmaların merkezinde yer alan enerji kaynakları ve yolları üzerinde hakimiyet kurma çabalarının çoÄŸu zaman iç çatışmalar, darbeler ve iÅŸgallerle sonuçlandığını görüyoruz. Var olduÄŸu coÄŸrafyalarda zenginliÄŸin ve refahın kaynağı olması gereken petrol ve doÄŸalgazı ne yazık ki daha çok savaÅŸ, kan ve göz yaşı ile birlikte anmak zorunda kaldık. Biz Türkiye olarak en başından beri, bu kaynakların insanlığın huzur ve refahına katkı saÄŸlayacak ÅŸekilde kullanılması gerektiÄŸini savunuyoruz." ifadelerini kullandı.

"Türkiye artık 'enerjinin Ä°pek Yolu' olarak isimlendiriliyor"

Tüm bu çalışmaların sayesinde medeniyetlerin buluÅŸma noktası olan Türkiye'nin artık enerji uzmanları tarafından 'enerjinin Ä°pek Yolu' olarak isimlendirildiÄŸini belirten ErdoÄŸan, "Ülkemiz sahip olduÄŸu imkanlarla, enerjinin yıkım , gerginlik ve ihtilaf deÄŸil, barış ve refah kaynağı haline dönüÅŸmesi için gayret gösteriyor." dedi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Türkiye'deki büyümenin sürdürülebilir olması için enerjide dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli kaynakların en üst düzeyde kullanılması gerekiyor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde iki kat artacak olan enerji talebini karşılayabilmemizin yolu 2023 yılına kadar ilave 50 bin megavat kurulu ek gücü sisteme dahil etmemizden geçiyor. Bu talebin karşılanması için 6 ana baÅŸlık altında politikalar geliÅŸtiriyoruz." ÅŸeklinde konuÅŸtu.

"Nükleer enerjide de yatırımlarımızı hızlandırmaya baÅŸladık"

ErdoÄŸan, "Nükleer enerji konusunda da yatırımlarımızı hızlandırmaya baÅŸladık. Akkuyu ve Sinop Nükleer Güç Santrallerinin devreye girmesiyle enerji ihtiyacımızın en az yüzde 10'luk kısmını buradan karşılayacağız. Rusya ile birlikte yürüttüÄŸümüz Akkuyu Projesi'ni milli sermayemizi de katarak çok daha güçlendirdik. Sinop Projesi'nde de inÅŸaata en kısa sürede baÅŸlamak istiyoruz. Son G20 toplantısında Japonya BaÅŸbakanı Abe ile de bunu etraflıca görüÅŸtük. Hatta üçüncü bir nükleer güç santrali projesiyle ilgili çalışmalarımızı ÅŸimdiden baÅŸlatmış bulunuyoruz." dedi.

"Arz güvenliÄŸine kalıcı bir çözüm getirmek amacıyla yıllık doÄŸal gaz tüketiminin en az yüzde 20'sini depolayacak bir sistem kuruyoruz." bilgisini veren ErdoÄŸan, "Yeni dönemde hayata geçireceÄŸiz. En göz alıcı yeniliklerden birisi de enerji teknolojilerinin üretiminde yerlileÅŸtirme oranını artırmak olacaktır. Türkiye'yi bu alanda yüksek katma deÄŸerli teknolojilerin üretildiÄŸi bir enerji üssü haline getirmekte kararlıyız." ifadelerini kullandı.

"Enerji kaynaklarının güvenliÄŸi, terör örgütlerinin tasfiyesine baÄŸlı"

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, enerji hinterlandındaki terör örgütlerinin yol açtığı kaos ve karmaÅŸanın ülkeler arasındaki iÅŸ birliÄŸini zorunlu kıldığını belirterek ÅŸöyle konuÅŸtu:

Enerji kaynaklarının güvenliÄŸi, terör örgütlerinin tasfiyesine baÄŸlıdır. Türkiye olarak biz terörle mücadelede çok büyük bedeller ödedik. Bizim verdiÄŸimiz mücadele, kendi milli güvenliÄŸimiz yanında dünyanın enerji güvenliÄŸini de çok yakından ilgilendiriyor. Hiç kimse Türkiye'nin, çevresinde olup bitenler karşısında tepkisiz kalmasını, kendisine yönelik saldırıları karşılıksız bırakmasını beklemesin. Ülkemizin ve milletimizin güvenliÄŸi konusunda, sınırlarımız içinde ve dışında ne yapmamız gerekiyorsa, kimseden izin almadan yapmakta kararlıyız. Bunun da bilinmesini istiyorum."

Yerli kaynaklardan elektrik üretiminde rekor artış

"Yerli kaynaklardan elektrik üretimi, rekor bir artışla yüzde 49,3'e ulaÅŸtı. Yerli kömürün elektrik üretimindeki payını da yüzde 23'e çıkardık. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde yüzde 31'lik artışla Avrupa baÅŸta olmak üzere birçok ülkeyi geride bıraktık." diyen ErdoÄŸan, Türkiye'nin bugün, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretilmesi noktasında yüzde 30'lara varan oranla Avrupa'nın pek çok ülkesinin ilerisinde olduÄŸunu söyledi.

"DoÄŸu Akdeniz'de geçtiÄŸimiz hafta büyük bir fırsat kaçırıldı"

"DoÄŸu Akdeniz'de geçtiÄŸimiz hafta maalesef büyük bir fırsat kaçırıldı. Bizim ve Kıbrıs Türk tarafının tüm yapıcı yaklaşımına raÄŸmen Rum tarafının olumsuz tavrı sebebiyle adadaki anlaÅŸmazlıkların bir kez daha çözümsüz kalmasından üzüntü duyuyoruz." ifadelerini kullanan ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:

"Tarafların tutumları böylesine açıkça ortadayken kimi enerji ÅŸirketlerinin Rum kesiminin atmakta olduÄŸu sorumsuzca adımların bir parçası olmaları kesinlikle anlayışla karşılanamaz. Adaletin, hakkaniyet ve uluslararası hukukun gereÄŸi hidrokarbon kaynakların adadaki tüm taraflara ait olmasını gerektiriyor. Kıbrıs'taki geliÅŸmelere taraf olan herkesten beklentimiz bölgedeki yeni gerginliklere yol açabilecek adımlardan kaçınmalarıdır. Aksi taktirde kendilerine sadece bölgede deÄŸil her yerde ve her alanda Türkiye gibi bir dostu kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabileceklerini hatırlatmak isteriz."

Katar konusu

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Katar'la ilgili gerginliÄŸin ivedilikle aşılabilmesi için elimizden geleni yaptık, yapmaya da devam edeceÄŸiz. Artık bölgede krizler istemiyoruz. Bunları bir an önce aÅŸalım istiyoruz. Diyalog en ideal çözüm yoludur, diyoruz. Tüm tarafların meseleye saÄŸduyuyla ve gerçekçi bir yaklaşımla bakarak diyalog kanallarını açık tutmaları gerekiyor. Dünyanın ve bölgemizin artık çatışmalara deÄŸil huzura, iÅŸ birliÄŸine, birlik ve beraberliÄŸe ihtiyacı var." dedi.

Musul'un geleceÄŸi

ErdoÄŸan, Irak'ta ise DEAÅž'la mücadelenin sonuna yaklaşıldığını, dün yapılan açıklamayla Musul'da artık neticeye varıldığı haberinin gerçekten mutluluk vesilesi olduÄŸunu belirterek, ancak Musul'un geldiÄŸi noktanın da çok önemli olduÄŸunu, ÅŸu anda harabe bir Musul olduÄŸunu söyledi.

CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, konuÅŸmasına ÅŸöyle devam etti:

"Bu harabe Musul'un yeniden Musul halkına kazandırılmasının maliyetini acaba kimler karşılayacak? Bu dönemde ülkenin toprak bütünlüÄŸünü gözetmenin önemi giderek artıyor. Irak toplumunun dışlanmış kesimlerinin siyasi ve iktisadi sisteme tekrar dahil edilmeleri, kalıcı barışın olmazsa olmaz ÅŸartıdır. Bağımsızlık referandumu gibi tek taraflı giriÅŸimlerden kaçınılması, milli güçlerin etkilerinin azaltılması ve PKK terör örgütünün varlığına son verilmesi gibi hususlar da bu ülkenin geleceÄŸinde belirleyici olacaktır. Zaten yeterince sıkıntıyla boÄŸuÅŸan Irak'ın başına yeni sorunlar açacak her adım, istikrarsızlığı körüklemekten baÅŸka iÅŸe yaramayacaktır. Uluslararası toplumun bu konulardaki görüÅŸlerini Irak'taki taraflara yüksek sesle ifade etmesi yerinde olacaktır."