Gül: Muhafazakar bir parti olmamıza rağmen!

googletag.cmd.push(function() { googletag.display('dfp-haber-ici'); });

Abdullah Gül, konuÅŸmasının başında demokrasiye geçiÅŸ sürecindeki baÅŸarısından dolayı Tunus halkını ve Tunus'taki bütün liderleri tebrik etti. CumhurbaÅŸkanlığı görevi sırasında 2012'de Tunus'a yaptığı ziyareti hatırlatan Gül "Tunus'a geldiÄŸimde o geçiÅŸ döneminde hepinizi çok daha fazla teÅŸvik etmiÅŸtik. O günden bugüne baktığımızda çok ÅŸükür, Tunus anayasayı büyük bir uzlaÅŸmayla gerçekleÅŸtirdi. Sayın cumhurbaÅŸkanı seçildi, meclis seçildi; hükümet var ve meclis ÅŸuan çalışıyor. Dolayısıyla Tunus'ta ikinci cumhuriyetin temelleri saÄŸlam bir ÅŸekilde kurulması için uÄŸraşılıyor" diye konuÅŸtu. 

NOBEL BARIÅž ÖDÜLÜ'NÜN TUNUS ULUSAL DÄ°YALOG DÖRTLÜSÜ'NE VERÄ°LMESÄ°

YaÅŸanan geliÅŸmelerin Tunus halkı adına büyük ümit oluÅŸturduÄŸunu kaydeden Gül, 2015 Nobel Barış Ödülü'nün Tunus Ulusal Diyalog Dörtlü'süne verilmesine deÄŸindi. Gül, "Aslında bütün bu takdirlerin en güzeli Nobel armaÄŸanıdır. Belki 4 arkadaşımıza verildi ancak bütün Tunus halkı nezdinde alındı. Bu memnuniyet vericidir" dedi. "TERÖRE KARÅžI YAN YANA OLMALIYIZ"

Tunus'ta son dönemde yaÅŸanan terör olaylarına çeken Abdullah Gül, "En son cumhurbaÅŸkanlığı muhafızlarına bir saldırı oldu. Bütün bu terör olaylarında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Terörle mücadele hepimizin görevidir. Terör her yerde ortaya çıkıyor. Sizin burada karşılaÅŸtığınız terör olaylarıyla biz Türkiye'de karşılaşıyoruz. Motivasyon aynı. Dolayısıyla buna karşı mücadelede daima yan yana olmalıyız" ifadelerini kullandı. KonuÅŸmasında toplantının konusunu takdir ettiÄŸini belirten Abdullah Gül, Tunus'u yeniden inÅŸa ederken, bir taraftan demokrasi, çoÄŸulculuk ve hukukun diÄŸer taraftan da ekonominin el ele gitmesi gerektiÄŸini ifade etti.TÜRKÄ°YE'YÄ° ÖRNEK GÖSTERDÄ°

Demokrasi ile ekonomik kalkınmanın mutlaka beraber götürülmesi gerektiÄŸini anlatan Abdullah Gül Türkiye'yi örnek gösterdi. AK Parti'nin 2002 yılında iktidar olduÄŸu dönemi anlatan Gül ÅŸöyle konuÅŸtu:"2002 yılında biz Türkiye'de AK Parti olarak seçimi kazanıp ilk hükümetimizi kurduÄŸumuzda çok kötü bir ekonomik tablomuz vardı. Büyük bir ekonomik krizden çıkmıştık. Milli gelirimizin büyük bir kısmını kaybetmiÅŸtik. Bankalar batacak hale gelmiÅŸti. Enflasyon yüzde 70'ler civarındaydı. Bütçe açıkları yüzde 12 'ydi. Her ÅŸey kontrol dışıydı. Faizler inanılmaz seviyelere ulaÅŸmıştı. Bütün bunlardan çıkmak için biz öncelikle acil eylem planı hazırladık. Ekonomik, demokratik bir eylem planı hazırladık. Ben o zaman bu programın başında olan kiÅŸiydim. Ancak siyasetçi ve uzman arkadaÅŸlarımız da vardı. Tamamen gerçekçi, hayalden hamasetten uzak bir çalışma yaptık. Bu çalışmayı yaparken uluslararası bütün kurumların raporlarından da faydalandık. Hükümet olunca bizzat baÅŸbakan olarak bunu hükümetin programı yaptım. Ä°lk 6 ayın, bir senenin ve 5 senenin sonunda hangi kanunları çıkaracağımıza neleri hazırlayacağımıza hangi uygulamaları yapacağımıza eylem planıyla ortaya koyduk. Sonra bunun uygulanmasını çok yakından takip ettik. Benden sonra Tayyip ErdoÄŸan Bey devraldı ve aynı ÅŸekilde devam etti. Neticede Milli gelirimiz kısa süre içerisinde 250 milyar dolardan 850 milyar dolara çıkardık.""SOL PARTÄ°LERDEN DAHA FAZLA SOSYAL POLÄ°TÄ°KALAR UYGULADIK"Abdullah Gül, "Bir zamanlar vergi gelirlerimiz sadece faiz ödemelerine gidiyordu. Faizler düÅŸtü, enflasyon yüzde 6'lara kadar düÅŸtü. AB ile müzakerelere baÅŸladık. Bankalarımız Avrupa'nın en saÄŸlam bankaları arasına katıldı. Bütün bunları yaparken çok güçlü bir ÅŸekilde programımız takip ettik. Bu program sadece ekonomik deÄŸildi. Kamuyu yeniden oluÅŸturmakla ilgili tarafı vardı. Kamu yönetimi reformu, ekonomiyi dönüÅŸtürmek, demokratikleÅŸme, hukuk ayağı ve sosyalleÅŸme politikalarımız vardı. Biz muhafazakar bir parti olmamıza raÄŸmen belki de sol partilerden daha fazla sosyal politikalar uyguladık. Bütün bunları yaparken Türkiye'nin lokomotifinin özel sektör olması gerektiÄŸine karar verdik. Devlet sektörü 'atıl'dır, verimli çalışamaz. Ancak özel sektör daha dinamiktir, verimli çalışır. Onun için biz yavaÅŸ yavaÅŸ ekonomimizi özel sektöre doÄŸru kaydırdık. Böyle olunca devleti bizzat iÅŸ yapan olmaktan çıkarttık. Åžeker, demir, tekstil fabrikalarımız vardı. gübre fabrikalarımız vardı. Bunları çok ÅŸeffaf bir ÅŸekilde özelleÅŸtirdik" dedi. "YOLSUZLUKLARA DAHA GENÄ°Åž ANLAMDA BAKMAK GEREKÄ°R"

Abdullah Gül, yolsuzlukla mücadele konusuna da deÄŸindi. "Yolsuzluk sadece rüÅŸvet alıp vermek deÄŸildir." diyen Gül, "YolsuzluÄŸa daha geniÅŸ anlamda bakmak gerekiyor. Ä°haleler açık, ÅŸeffaf yapılabiliyor mu? Birilerine herhangi bir ÅŸekilde haksız uygulama yapılıyor mu? Ä°ÅŸte bütün bunlar için kamunun yenilenmesini yaptık. Daha sonra da devlet olarak bunları kontrol etmeye baÅŸladık. Hukukun ve kuralların çok açık olmadığı yerde her türlü yolsuzluk da olur kötü iÅŸlerde olur. Hukuk reformu bu yüzden her ÅŸeyin başıdır. Kuralların çok açık olması, iÅŸ dünyasına ve herkese eÅŸit muamele yapılması rekabet ortamını oluÅŸturmak ve bu ortamda iÅŸ dünyasını önünü açmak gerekir" ifadelerini kullandı. "ARKANIZDAYIZ" MESAJI VERDÄ°

Tunus'un her anlamda baÅŸarılı olmasını istediÄŸini dile getiren Abdullah Gül, "Özellikle Arap baharından sonra bir çok yerdeki olumsuzluklar ortaya çıkınca DoÄŸu'da ve Batı'da da, müslüman ülkelerde, Avrupa'da herkes Tunus'un baÅŸarılı olmasını istiyor. Bunu sizlerde görüyorsunuzdur, bu fırsatı kaçırmamak lazım. Bunu sadece devlet kesimiyle deÄŸil özel sektörle beraber yapabilirsiniz. Tunus'ta her alanda çok çeÅŸitli ekonomi yaratmak lazım. Bunu kendi sermayenizle de yabancı sermaye ortaklığıyla da yapabilirsiniz. Bunun içinde yatırım ortamını iyileÅŸtirmekten geçer. Türkiye olarak hep arkanızdayız" diye konuÅŸtu. CumhurbaÅŸkanı Gül'ün konuÅŸmasını dinleyenler arasında Tunus CumhurbaÅŸkanı Beji Caid Essebsi ile birlikte Almanya eski CumhurbaÅŸkanı Christian Wulff, Åžili eski CumhurbaÅŸkanı Sebastian Pinera, Fransa eski BaÅŸbakanı Jean Pierre Raffarin, Ennahda Partisi Lideri RaÅŸid GannuÅŸi de vardı.

Kaynak : DHA