Halk çözüm sürecine sahip çıkıyor

 Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve BeÅŸeri Bilimler Fakültesi ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Diken, IŞİD'in Suriye'nin Kobani (Ayn el Arap) kentine saldırıları bahane edilerek DoÄŸu ve GüneydoÄŸu'da çıkarılan olaylara ve Cizre'de bir süre yaÅŸanan gerginliÄŸe raÄŸmen bölge halkının "çözüm süreci"ne inandığını ve sahip çıktığını söyledi. Çözüm sürecinde gelinen noktaya iliÅŸkin DoÄŸu ve GüneydoÄŸu illerinde yaptığı araÅŸtırma ve gözlemlerini AA muhabiriyle paylaÅŸan Diken, sürecin baÅŸlamasıyla bölgede birçok kente gittiÄŸini, ileri gelenlerle görüÅŸ alışveriÅŸinde bulunduÄŸunu belirtti. Türkiye'nin son otuz yılını terörle mücadeleyle geçirdiÄŸini anlatan Diken, bunun ekonomik maliyetinin 300 milyar doları aÅŸtığını vurguladı. Diken, Türkiye'nin bölgesinde güçlü ve lider ülke olması için terör sorununu çözmesi gerektiÄŸine iÅŸaret ederek, bu kapsamda baÅŸlatılan çözüm sürecinin olumlu neticelerini gördüklerini dile getirdi. Diken, son zamanlarda bazı yol kazalarının yaÅŸanmasına raÄŸmen sürecin saÄŸlıklı ÅŸekilde yürütüldüÄŸüne dikkati çekti. - DoÄŸudaki daha çok sahip çıkıyor Kürtlerin genel olarak çözüm sürecini desteklediÄŸini, bölünmeye karşı olduklarına iÅŸaret eden Diken, ÅŸöyle konuÅŸtu: "Türkiye'nin batısında yaÅŸayan, özellikle bir ÅŸekilde Avrupa ülkeleri ile irtibatı olan Kürtlerin çözüm sürecinin önemini doÄŸudakiler kadar bilmediklerini söyleyebiliriz. Batıdaki Kürtlerin bir kısmının doÄŸudakiler kadar çözüm sürecine inanmadıklarını, bunların geçmiÅŸte çeÅŸitli baskılara maruz kalmış, dışlanmış kiÅŸiler olduÄŸunu görürüz. Tam aksine doÄŸuda yaÅŸayan Kürtlerin çoÄŸu çözüm sürecini hararetle savunuyor. Çünkü ateÅŸ düÅŸtüÄŸü yeri yakıyor." Diken, çözüm sürecinin Kürt halkınca benimsendiÄŸini ifade ederek, ÅŸöyle devam etti: "Kobani olaylarını bölgedeki halk tasvip etmiyor. Çünkü en çok zararı kendi görüyor. Esnaf iÅŸ yapamıyor, güvenlik sorunları had safhada. Bunlar halkın istemediÄŸi olaylar. Kobani provokasyonu ve Cizre'deki gerginlik, çözüm sürecinin önemini artırdı. Bu olaylar aynı zamanda HDP'ye olan desteÄŸi azalttı. Kobani ve Cizre olaylarına bakıldığında yöre halkında 'çözüm süreci' hassasiyeti görülüyor. Halk çözüm sürecine sahip çıkıyor. Bölgede yaÅŸayanlar artık daha dikkatli ve temkinli. O yüzden bölgede eylem yapan grupların arasında gezen insaf ve vicdan sahibi kimselerin o vandallıklara alet olanlara karşı durduÄŸunu görüyoruz."  - "Sürecin tek muhatabı HDP deÄŸil" Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) Kürt halkının temsilcisi gibi görünmeye çalıştığını bildiren Diken, HDP ve benzeri hareketlerin bu süreçte tek taraflı muhatap alınmasının doÄŸru olmayacağını kaydetti. Bu siyasi çizgideki partilerin bölgede çok fazla destek görmediÄŸinin altını çizen Diken, "Birkaç yer hariç, DoÄŸu ve GüneydoÄŸu'da HDP çizgisindeki partiler ikinci veya üçüncü sırada gelmektedir. Yani özet olarak, bu partiler kesinlikle bölge halkının temsilcisi deÄŸildir. Bunlar Kürtlerin hamisi deÄŸil. Sürecin tek muhatabı HDP deÄŸil. DiÄŸer unsurlarla da masaya oturulmalıdır. Yoksa oradaki büyük çoÄŸunluÄŸa haksızlık yapılmış olur" diye konuÅŸtu. - Bölgeye büyük hizmetler kazandırıldı Diken, çözüm sürecinde gelinen noktanın umut verici olduÄŸunu dile getirerek, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: "Hükümet çok ciddi adımlar attı. Bugüne kadar bu bölgelerin kalkınması için yatırım hamleleri baÅŸlatıldı. Büyük ve önemli hizmetler kazandırıldı. Bunları orada yaÅŸayanlar biliyor, görüyor. Bunun dışında devam eden çalışmalara yönelik terör örgütünün hazımsızlığı var. O yüzden oradaki iÅŸ makinelerini yakıyor, tarumar ediyorlar. Okullar, yollar, hava limanları, hastaneler ve birçok hizmet götürüldü. Bunun yanında kalekol yapımı eleÅŸtiriliyor. Bu yapılar, karakollar orada kimi koruyacak? Yine o bölge halkını, seni beni koruyacak. Bundan daha doÄŸal ne olabilir, bundan neden korkuyorlar?" Çözüm sürecinin nihayete ermesi, bölgeye barışın egemen olması için herhangi bir tarihin verilemeyeceÄŸini vurgulayan Diken, bu adımların sorunsuz hayata geçmesi halinde sürecin meyvelerini görülebileceÄŸini belirtti. - "Bölgesel farklılıkları tahrik edecek adımlardan kaçınılmalı" Sürecin saÄŸlıklı ilerleyebilmesi için hükümetin ve sivil toplum kuruluÅŸların sorumluluÄŸu olduÄŸuna deÄŸinen Diken, ÅŸöyle konuÅŸtu: "Süreç hızlanmalıdır. Ä°yi projeler hazırlanarak çözüm süreci çok daha iyi anlatılmalıdır. Hem doÄŸudakine hem de batıdakine... Medya planlaması yapılmalı. Bölgedeki sivil toplum kuruluÅŸları ile temas halinde olarak, sivil toplum bakışını yeniden yapılandırmamız gerekir. Bölgesel farklılıkları tahrik edecek adımlardan kaçınılmalıdır. DoÄŸuda Kürt sorununun çözeceÄŸiz derken batıda da Türk sorunu ile karşılaÅŸmayalım. Åžunu unutmamak lazım; Kürtler, Türkler olmadan yaÅŸayamaz, Türkler de Kürtler olmadan yeni bir dünya kuramaz. Kader birliÄŸimize ve özümüze döndüÄŸümüzde süper güç oluruz."