İlaç okuryazarlığı çok düşük
Smart eczaneyle ilgili ilk çalışmaları 2011’de başlattıklarını belirten Konya Eczacı Odası Başkanı Cemil Karakap, Türkiye’de ilaç okuryazarlığının çok düşük olduğunu ifade etti
Ä°LK ÇALIÅžMADA TANSÄ°YON HASTALARI TAKÄ°P EDÄ°LDÄ°
Türkiye’de ilk kez 2011 yılında hipertansiyonla ilgili pilot bir çalışma yaptıklarını anlatan Konya Eczacı Odası BaÅŸkanı Cemil Karakap, “Bu çalışmaya 45-50 gönüllü meslektaşımız katıldı. Bizim bu çalışmamızdan bakanlığımızın da haberi vardı. Tansiyon riski olan, tansiyon hastası olan vatandaÅŸlarımızı kontrol ve takip altına aldık. Bu takibi eczanemize gelen kilolu, spor yapmayan hastaları hastaların öyküsünü almaya baÅŸlayarak yaptık. Tansiyon, kalp, kolesterol gibi hastalıkları bünyesinde bulunan hastalar birçok ilaç kullanıyor. Bu hastalara ciddi bilgi vermezseniz ilaç kullanımında çok büyük hata da yapabiliyorlar. Bu hataları yaptıkları zaman da devlete ekstre bir yük oluyorlar” dedi.
Bu çalışmaya altı ay boyunca devam ettiklerini söyleyen Karakap, “Altı ay boyunca eczanelerimize gelen, tansiyon hastası olan hastaları özel takibe aldık. Tansiyon riski olan hastaları özel takibe aldık. Bu hastaların anomnezi, yani geçmiÅŸ öykülerini, ailede riskinin olup olmadığını, beslenmesini, spor ve diyet yapıp yapmadığını, sigara-alkol kullanıp kullanmadığını kayıt altına aldık. Bu da gerçekten hastalarımızın çok hoÅŸuna gitti. Hastayla bu ÅŸekilde diyalog kurup onun bu ÅŸekilde bilgilerini alırken öbür hasta da ‘Lütfen beni de takibe alın’ diye bize ricacı oldu. Biz de seve seve bunu yaptık. Zaten yaptığımız bir iÅŸti, bunu kayıt altına aldık” diye konuÅŸtu.
“HASTALARIN YAÅžAM KALÄ°TESÄ°NÄ° YÜKSELTTÄ°K”
Altı aylık bu çalışma sonunda takip altına aldıkları hastaların yüzde 20’sinin tansiyon hastası olduÄŸunu, fakat bunu bilmeden ve tansiyon ilacı almadan yaÅŸadığını tespit ettiklerini ifade eden Karakap, “Bu tespitlerin sonucunda bu hastalarımızı hekime yönlendirdik. Bu hastalarımıza tansiyon teÅŸhisi konup tansiyon ilacı kullanmalarını saÄŸladık. Bu vesileyle hastaların ileriki dönemlerde kontrol altına alınmayan tansiyon hastalığı nedeniyle böbrek rahatsızlıklarına, göz rahatsızlıklarına, kardiyovasküler rahatsızlıklarına uÄŸramasının önüne geçmiÅŸ olduk. Bu hastalar tanı konup tek bir ilaç kullanmaya baÅŸladı; tansiyon hastalıkları kontrol altına alındı, böylece hastanın yaÅŸam kalitesi yükseldi. Buna paralel olarak, ilerleyen yıllarda devlete getireceÄŸi yükün önüne geçmiÅŸ olduk. Bu hasta iki yıl bu ÅŸekilde ilaç kullanmadan yüksek tansiyonla yaÅŸasaydı, ileride kalp rahatsızlığı olacak, kalp ilacı kullanacaktı; böbrek rahatsızlığı olacak, böbrek ilacı kullanacak; göz rahatsızlığı olacak, göz ilacı kullanacaktı” görüÅŸlerini belirtti.
Böylelikle hastaların yaÅŸam kalitesini yükselterek, tek ilaçla belki de ömür boyu hayatını daha saÄŸlıklı, daha konforlu geçirmesini saÄŸladıklarına iÅŸaret eden Karakap, “Birinci kazanımımız bu. Ä°kinci kazanımımız da ÅŸu: Bu hasta belki ilerleyen dönemlerde belki ciddi bir rahatsızlık geçirecek, yoÄŸun bakıma yatacak, bir dizi ameliyata girecek; bunların yanında beÅŸ-altı komplike ilaç kullanacak ve devlete çok ciddi anlamda maliyeti olacaktı. Bizim burada devletten talebimiz ÅŸuydu: Biz bu iÅŸleri zaten yapıyoruz. Bunu da kayıt altına aldık. Takip ettiÄŸimiz, kontrol altına aldığımız ve hakikaten baÅŸarılı olduÄŸumuz hastalarda bize destek hakkımızı verin. Muhatap olduÄŸumuz hasta başına bir para alalım. Sonuçta, eski düzen, ilaç alıp satarak, bakkal mantığıyla, yüzdesel kârlılıklarla bizim eczanelerimizi ayakta tutma ÅŸansımız kalmadı” dedi.
ASTIM VE KOAH HASTALARI Ä°ÇÄ°N ÇALIÅžMA BAÅžLADI
Bu çalışmalarının ardından Bakan Recep AkdaÄŸ’ın bahsettiÄŸi Avrupa’daki smart eczane projesinin konuÅŸulmaya baÅŸladığını ifade eden Karakap, “Bu da bizim yaptığımızın biraz farklı bir versiyonu. Smart eczane ilk defa astım ve KOAH hastalarıyla ilgili baÅŸladı. BildiÄŸiniz gibi astım hastalıkları sigara kullanımının artması, egzoz kirliliÄŸi, hava kirliliÄŸi vb. ile birlikte, ayrıca yanlış beslenmekten kaynaklı olarak ülkemizde giderek artan bir hastalık türü. Ayrıca astım hastalıklarında komplike ilaçlar ve cihazlar kullanılıyor, doÄŸru uygulamalar yapılamadığı zaman devlete yüksek maliyetler getiriyor. Aynı zamanda o hastaların yaÅŸam kaliteleri çok ciddi anlamda düÅŸüyor. Bir astım ya da KOAH hastası nefes alamıyor, hastaneye yatarak tedavi olması gerekiyor. O tedavi süreci devlete önemli bir yük getiriyor” bilgilerini verdi.
Bütün bu sebeplerden dolayı smart eczane çalışmaları için astım hastaları grubunun seçildiÄŸini vurgulayan Karakap, “Gönüllü 45-50 eczacı arkadaşımızı Ankara’ya gönderdik. Önce eÄŸitici eczacılarımız Ankara’da akademik personelden, üniversiteden eÄŸitim aldı. Biz bu cihazların kullanımını biliyoruz ama eksik bilgilerimizi tazeledik, üzerine daha yeni, geliÅŸmiÅŸ, güncel, yeni çıkan ilaçlarla ilgili bilgileri alarak sahaya geldiler. Burada da bu iÅŸe gönüllü olan yaklaşık 40 kadar meslektaşımıza bu arkadaÅŸlarımız eÄŸitim verdiler. Bu hastalarla bu 45-50 eczane özel olarak ilgilendiler. Hastaların ilaç kullanmasında mesafe kaydettiler” açıklamasını yaptı.
TÜRKÄ°YE’DE Ä°LAÇ OKURYAZARLIÄžI DÜÅžÜK
Yapılan istatistiklere göre Türkiye’deki ilaç okuryazarlığı seviyesinin ilkokul 2 düzeyinde olduÄŸunu belirten Karakap, “O kadar düÅŸük. Bu ilaçlar, düzgün ve zamanında alınmadığı zaman bir faydası olmaz. Ä°laçlar kimyasal bileÅŸiklerden oluÅŸur. Bir kısmı bitkisel, bir kısmı kimyasal. O yüzden ilacın aç karna alınması gerekiyorsa etkisi ona göre deÄŸiÅŸiyor, tok karna alınması gerekiyorsa ona göre deÄŸiÅŸiyor. Mesela boÄŸaz enfeksiyonu geçiriyorsunuz. Hekime gittiniz, size antibiyotik önerdi. Ä°çinde 10 tane tablet var. Sabah akÅŸam, 12 saat arayla alınması gerekiyor. BeÅŸ gün içinde bu kutunun tamamen bitmesi gerekiyor ki siz tedavi imkânına ulaÅŸabilesiniz. Ama hastalarımız ne yapıyor? Birini sabah alıyor, birini öÄŸlen alıyor. AkÅŸam alması gereken dozu ileriki bir saatte alıyor. O ilaç toksidesine neden oluyor ya da ilaçların kandaki etkinlik seviyesinin çok ciddi anlamda zikzaklarına sebep oluyor ve gerekli tedavi alınamıyor” dedi.
Aç karna alınması gereken diyabet ilaçları olduÄŸu gibi tok karna kullanılması gereken diyabet ilaçları da olduÄŸunu söyleyen Karakap, “Yemekten iki saat sonra alınması gereken diyabet ilaçları da var. Ä°nsülin kullanıyorsanız 2 ila 8 derece arasında bu ilacın saklanması gerekiyor. Ä°nsülinler biliyorsunuz kristalize yapıdadırlar. EÄŸer insülin kullanıyorsa hasta bunu dolaptan çıkaracak, oda sıcaklığına getirecek, oda sıcaklığına getirdikten sonra yanlış ÅŸekilde çalkaladığı zaman o ilacın bütün kristalize yapısı bozuluyor ve hasta o ilacı boÅŸu boÅŸuna kullanmış oluyor, diyabeti düÅŸmüyor. Åžeker oranı düÅŸmediÄŸi için tekrar doktora gidiyor ve onun yanında baÅŸka bir insülin daha veriliyor. Alın size devlete ek bir yük, hastaya ekstra bir eziyet daha. Günde bir kez vücudunu deleceksen, iki sefer üç sefer deliyorsun. Halbuki o insülini dolaptan çıkardıktan sonra, sekiz çizerek homojen hale getirmesi gerekiyor ki o ilaç etkili dozda etkili ÅŸekilde kullanılabilsin. Ya da bu insülini 2 ila 8 derece arasında muhafaza etmediÄŸiniz zaman, yaklaşık 10 saatin üzerinde oda sıcaklığında bulunduÄŸu zaman gene kristalize yapısı bozuluyor. Bu kez yine hem devlete bir yük hem hasta boÅŸu boÅŸuna ilaç kullanmış oluyor. Hem de hastanın yüksek ÅŸeker oranından dolayı böbreÄŸine, gözüne, vücudunun diÄŸer ekstremitelerine zarar vermiÅŸ oluyor. Bunlar tamamen eczacının iÅŸi” diye konuÅŸtu. (Murat GÜZEL)
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABÄ°LÄ°RSÄ°NÄ°Z
- 0SEVDÄ°M
- 0ALKIÅž
- 0KOMÄ°K
- 0Ä°NANILMAZ
- 0ÃœZGÃœN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.