“Kadınlara uygulanan Mobbing bir gerçek”

Meram Belediyesi Başkanı Fatma Toru, kadınların toplumsal hayattaki önemi ve katkılarını değerlendirdi. Türk kadınının baş tacı edildiğini ve devlet kademesinde önemli görevlerde bulunduğunu ifade eden Toru, işyerlerinde kadınlara uygulanan Mobbinglerden, kadınların siyasi hayattaki yerine kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.

‘TÜRK KADINI DEVLETTE ÖNEMLİ GÖREVLER ÜSTLENMİŞTİR’

8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili Konya Postası’na özel açıklamalar yapan Meram Belediyesi Başkanı Fatma Toru, kadının toplumda yeri ve önemi ile ilgili kadını baş tacı eden toplumların tarih boyunca yükseldiklerini söyledi. Yaşamın her alanında kadının ön plana çıkmadığı toplumların geleceklerinin karanlık olacağını kaydeden Toru, “Toplum dinamiklerini harekete geçiren gücün kaynağı kadındır. En basit anlatımla; insanlar her şeyi ilk önce annelerinden öğrenirler. Dolayısıyla, bu bir anlamda kadının toplumdaki önemini ortaya koyarken, etkisi hakkında da önemli açılımlar sağlar.

Türk tarihine baktığımız zaman kadınlara saygının en üst seviyede olduğunu görmek; bize, ecdadımızın bu konuda ne kadar ileride olduğunu gösterir. Tarih boyunca Türk kadını daima erkeğinin yanında yer alırken, devlet kademesinde de önemli görevler üstlenmiştir. Destanlar çağından günümüze gelirken, bunun sayısız örnekleri, bu konuda Türklerin ne kadar hassas olduğunu göstermektedir” diye konuştu. Türklerin Müslüman olduktan sonra kadının Allah’ın bir emaneti olarak görüldüğünü belirten Başkan Toru, “Dolayısıyla genel anlamda Türk toplumunda kadın daima saygının, sevginin, iffetin bir sembolü olarak algılanmış ve bu anlayış çerçevesi içerisinde, saygın yerini daima korumuştur” şeklinde konuştu.

‘MOBBİNG UYGULAMALARI MAALESEF BİR GERÇEK’

Kadınların tarihin her döneminde önemli bir üretken kesim olarak yerlerini aldığını dile getiren Toru, kadınların zaman içerisinde katma değer üretmeye başladıklarını söyledi. İş hayatında kadınların yaşadıkları mobbing uygulamaları ve pozitif ayrımcılık konularına değinen Toru, “Önceleri ev ekonomisini ayakta tutmak için ev çevresiyle sınırlı olan üretim şekli, günün gelişen koşullarıyla birlikte ev dışına taşarak katma değer üretmeye başlamışlardır. Kadınların çalışma konusundaki azimleri ve titizlikleri, başarıyı beraberinde getirerek, hayatın her alanında onları görmemize yol açmıştır. Kadının çalışma hayatında karşılaştığı mobbing uygulamaları maalesef bir gerçektir ve bunun da zamanla aşılacağına inanıyorum. Bu sadece bizde değil tüm dünyada mevcut olan bir sorundur.

Kadınlarımızı hayatın kaynağı olarak gördükçe, mobbing uygulamaları etkisini yitirecek, pozitif ayrımcılığımız artacaktır ve bu da olmalıdır; çünkü kadınlar hassas, narin ve duygusaldırlar, onlara bazı konularda pozitifi ayrımcılık yapmanın ne gibi olumsuz bir yanı olabilir ki?” şeklinde konuştu. Kadınların annelik duygusunun ağır bastığını ve bu konuya toplum olarak dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Fatma Toru, “Özellikle hamilelik ve bebeklerinin belli bir yaşa gelmesine kadar olan dönemlerde olabildiğince toleranslı davranmak, toplum olarak hepimizin görevi olmalıdır. Erkeklerin egemen olduğu ataerkil aile yapısı içerisinde zaman zaman bunun tersini görmek bizleri üzse de çalışan kadınlarımızla ilgili son yapılan olumlu düzenlemeler, toplumun tüm kesimlerinde memnuniyetle karşılanmıştır ve bunun gelecekte daha ileri boyutlara da taşınacağından şüphem yoktur” dedi.

‘KADINLAR EV İŞLERİYLE SINIRLANMAMALI’

Toplum içerisinde çalışan kadınlar için aile düzeni hakkında farklı yorumlar yapılıyor. Çocuklarına ilgi gösterme ve eşler arasında birtakım olumsuz olayların yaşanması konuşulurken, kadınların ekonomik anlamda çalışması hakkında düşüncelerini dile getiren Toru, “Kadınlarımız titizlikleri ve çalışkanlıkları neticesi her alanda başarılı olmaktadırlar. Kadınlarımızı sadece ev işleriyle sınırlamak, böylesine önemli bir gücü kaybetmek anlamını da taşır. Ülkemizin kalkınmasında kadınlarımıza yer vermeden bunu başarmamız mümkün değildir. Eşleri çalışan beylerin de artık bilinçlendiğini görmekteyiz. Dünün, hayal gibi gelen erkeklerin ev işlerinin bir kısmını üstlenmesi artık olağan görülmektedir ki, bu çok önemli bir göstergedir” ifadelerini kullandı.

‘KONYA KADINININ SAYGIN YERİ VAR’

Konya’da kadınların hayatın her alanında yer aldığını söyleyen Başkan Toru, Konya’da bazı kesimlerde kadınların çalışması konusundaki olumsuz düşüncelerin olabileceğini ve bu durumunda kadınların çalışma hayatlarındaki olumlu gelişmelerle bertaraf edildiğini söyledi. Toru, “Konya kadınlarını da her yerde görebiliyoruz ve oldukça da başarılılar. İstisnalar elbette olabilir. Bazı kesimlerde, kadınların çalışması konusunda olumsuz düşünceler olabilir ki, bunu da kadınlarımız, çalışma hayatlarındaki olumlu gelişmelerle bertaraf etmektedirler. Belediyemizin öncülüğünde kurduğumuz Bacıyan-ı Meram Kadın Üretim Kooperatifimiz çok başarılı bir şekilde çalışmalarını sürdürmektedir. Doğru bir yapılanmayla, Konya kadınının üretim gücünü, zarafetini ortaya koyan çalışmalara imza atmaktadırlar. Ülkemizin her tarafından kadın kooperatifimiz rol model alınarak konu üzerinde bizden yardım talep etmektedirler ki, bu da bizi ziyadesiyle mutlu kılmaktadır” dedi. Kadınların sosyal hayata katılma konusunda önemli mesafeler kat ettiğini söyleyen Toru, “Sosyal hayata katılma konusunda da Konya kadınları önemli mesafeler kat etmişlerdir. Esasen geçmişte de Konya kadını kendisini ev işleri ile sınırlamamıştır. Türkü yakan, mani atan, ilahi besteleyen kadınlarımız bunun örneğidir. Bugün “Bülbül Hoca”nın, “Alim Hoca”nın söylediği şiirler, ilahiler, türküler şehrin hafızasında mevcuttur. Konya kadını sanata duyarlıdır. İrticali şiir söyleyen kadınlarımızın varlığı, bizlere bunu göstermektedir. Kadınlarımızın girmekten çekindiği bir alan yoktur. Çalışma hayatında olduğu kadar sosyal yaşantı içerisinde de Konya kadını saygın yerini almaktadır. Özellikle genç kızlarımızı sosyal konular ve alanlarda görmekteyiz. Konyalı genç kızlarımız bu konularda örnek davranışlar sergilemektedirler. Şehrimizin adına yakışır faaliyetlerin içerisinde onları görürken zaman içinde bunun daha da gelişerek artacağını söylemek mümkündür” diye konuştu.

‘KADINLAR SİYASİ HAYATTA DAHA FAZLA YER ALMALI’

Kadınların aktif olarak siyasette yer almaları ve vatandaşların bu konuda hassasiyet gösterdiğini dile getiren Başkan Toru, “Kadınlarımızın, partilerin gençlik kolları ve kadın kollarında başlayan siyasi çalışmaları, seçilmiş olarak da sürdürmeleri ülkemizin ileri demokrasiye verdiği önemi açıkça ortaya koymaktadır. Belediye başkanlığı gibi genelde erkeklerin çoğunlukta olduğu kurumlarda bile kadın belediye başkanları görmek, siyasi açıdan da kadınlarımızın bir başarısıdır ve asla tesadüf değildir. Çünkü Türk kadını çalışkandır. Ancak sayısal olarak bunu yeterli görmüyorum, kadınlarımız siyasi hayatın içinde daha fazla yer almalıdırlar. Hükümetimiz de bu konuda çok önemli çalışmalar yapmaktadır. Aslında bunu engelleyen çok faktör de yoktur ama kadınlarımız siyasi alana daha çok ilgi duyduğu zaman siyasi sorumluluk taşıyan makamlara da daha çok seçileceklerinden hiç kuşkum yoktur” sözlerini kullandı.

Günlük hayat içerisinde kadınların yaşadıkları taciz gibi olumsuz olaylar konusunun dini hassasiyetleri yüksek olan Türk toplumunda görmenin çok acı verici olduğunu söyleyen Toru, “İşe, kadına şiddetin kaynağında yer alan toplumsal bakış açısını sorgulamaktan başlamalıyız. Eşe veya arkadaşa uygulanan şiddetin kökeni ne olursa olsun, hoş görmek mümkün değildir. Kadınlarımızı öncelikli olarak bir insan olarak görmemiz sonra annemizin/kız kardeşimizin de bir kadın olduğunu hatırımızdan çıkarmamamız gerektiği kanaatini taşıyorum. Bir insan annesine, kız kardeşine şiddet uygulamayı düşünebilir mi? Bu düşünceler toplum hafızasında yer ettikçe ayrıca bu konuda ciddi yaptırımlara da yer verildikçe, bu sorunun ortadan tamamen kalkacağını ümit ediyorum” dedi.

SADECE 8 MART’TA HATIRLANMAMALI

Kadınların sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle hatırlamaması gerektiğine vurgu yapan ve kadınlar olmadan hiçbir şeyin olmayacağının farkında olunması gerektiğinin altını çizen Toru, “Ben de kadın bir belediye başkanı olarak, onların sorunlarına kendimi daha yakın hissettiğim için yerel imkânlarımızı kadınlarımızın lehine pozitif ayrımcılık yaparak kullanma arzusundayım. Daha önce bahsettiğim Bacıyan-ı Meram Kadın Üretim Kooperatifi bunun önemli bir örneğidir. Kooperatifimizde şu an 600 kadın üyemiz ve 120 dolayında da aktif ortağı bulunmaktadır. Kadınlarımız üretimlerini doğrudan pazarlayarak ekonomiye katkı sağlamaktadırlar. Türk kadınının şu an bulunduğu noktadan daha ileriye gitmesi, en büyük arzumuzdur. Kadınlarımızın bunu başaracak gücü vardır. Bu vesileyle tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarken, sevgiyle kucaklıyorum” diye konuşarak sözlerine son verdi.(Mustafa KARAKAYA)