KENTSEL TARIM YAPMALIYIZ!
Özellikle Covid-19 döneminde başlayan gıda arz ve talep dengelerinin değişkenliği alternatif tarımın yanı sıra Kentsel Tarımında zorunlu olması gerektiği gerçeğini gözler önüne serdi
Ziraat Yüksek Mühendisi Abdulkadir Serdar Önal, endüstriyel tarıma alternatif bir üretim modeli olan kentsel tarımın sürdürebilirliğin ve biyoçeşitliliğin sağlanabilmesi açısından dikkate alınması gerektiğini söyledi.
‘Kentsel tarım, ülke politikası haline gelerek, büyükşehirlerde insanların yaşam alanlarında stresini alan, onları psikolojik anlamda da rahatlatan bir modeldir’ diyen Önal, “Özellikle Covid-19’dan sonra ülkelerin, şehirlerin ve ilçelerin tarımsal olarak kendine yeten bir hale dönüşmeye çalıştıkları gözlemlendi. Tarımsal değeri olan her bir alanın etkin bir şekilde üretime alınmasının hem ekolojik hem ekonomik hem de toplumsal refah açısından önemli katma değerlere sahiptir” dedi.
FARKINDALIK ORTAYA KONMALI
Kentsel tarım özellikle bir moda ya da alışkanlık olmaktan ziyade bir gereksinim olan bir iş modeli olmalı diyen Önal, “Özellikle sürdürülebilir toplum yönetimi ve sürdürülebilir kalkınmayı temel alan ülkeler bu modeli çağın gereği olarak görmektedir. Kentsel tarım modellerinde amaç bitkisel üretimi artırmanın yanında çevresel duyarlılığın farkındalığını öne çıkarmaktır. Kentsel tarımın bir yanı şu an oturduğumuz şehirde bir bahçenin içerisinde domates, biber, marul, maydanoz ürünleri yetiştirerek günlük yaşam stresinden uzaklaşmak ve sağlıklı ürünler yetiştirebilmektir” diye konuştu.
İNSANLARIN STRESİNİ ALIR
Önal, konuyla ilgili yaptığı açıklama da şunları dile getirdi: “Tarla tarımında yetiştirilen buğday, mercimek, pirinç, arpa, nohut ve soya gibi tahılların şehrin içerisinde yetiştirilmesi ekonomik ve ekolojik olmasa da özellikle sebzeleri kentsel tarımda rahatlıkla yetiştirebiliyoruz. Antalya'dan 1 kilogram domatesin gelmesi mi yoksa Karatay'da bu domatesin yetiştirilmesi mi? Antalya’dan Karatay’a gelmesinin maliyeti ve karbon ayak izinden dolayı çevreye zararı oldukça yüksek. Ürünlerimizi şehir ve ilçe merkezlerinde yetiştirdiğimiz zaman taze tüketimi de mümkün olmaktadır. Kentsel tarımın, insanların stresini alan, onları psikolojik anlamda da rahatlatan bir model olduğu için özellikle büyük şehirlerde yaşayanların kent tarımına ihtiyacı var.”
KENDİMİZE YETEN AİLELER OLMALIYIZ
Toprak için, su için, insan kaynakları için. Hangi noktada düşünürsek düşünelim mutlak surette kendimize yeterli olmak durumundayız ifadelerini kullanan Önal, “Ailenin kendisine yeterli olmadığı bir ortamda o şehrin, o ülkenin, o dünyanın kendine yeterliliğinden söz edilemez. Kendimiz için üreteceğiz, fazlasını ilimiz için üreteceğiz, fazlasını ülkemiz için üreteceğiz ve bu ülkenin dışında buna ihtiyaç duyanlar için üreteceğiz. Dolayısıyla bu konjonktürel bir bakış olmamalı, bu sürdürülebilir ve sürekliliği olan bir bakış olmalı” dedi. (Emre YAVUZ)
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 3ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.