Kurgulanan umutsuz bir süreçtir

CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Ankara'da düzenlenen ve Türkiye'nin büyükelçilerini bir araya getiren 7. Büyükelçiler Konferansı’na katılan büyükelçilere CumhurbaÅŸkanlığı Sarayı'nda öÄŸle yemeÄŸi verdi. Yemekte konuÅŸan ErdoÄŸan, cumhurbaÅŸkanlığına aday olduÄŸu andan itibaren farklı bir cumhurbaÅŸkanı olacağını, ülkenin ve milletin her meselesiyle daha aktif ve yakından ilgileneceÄŸini ifade ettiÄŸini anımsatarak, dış politikanın bu önemli alanların başında geldiÄŸini, görevi devralmasının ardından yurtdışında çok sayıda temasları olduÄŸunu, Türkiye'de de çok sayıda devlet ve hükümet baÅŸkanlarını ağırladıklarını anlattı.  CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, 2015 yılının, temasları anlamında yoÄŸunluk kazanacak bir dönem olacağına iÅŸaret ederek, "Sayın BaÅŸbakanımızla, Sayın DışiÅŸleri Bakanımızla, siz deÄŸerli büyükelçilerimizle koordinasyon ve uyum içinde çalışarak inÅŸallah dış politika hedeflerimize doÄŸru hep birlikte yürüyeceÄŸiz. 2015 yılında da inÅŸallah bir yandan ülkemizin etkinliÄŸini, ağırlığını, itibarını dünya genelinde artırırken bir yandan da aktif dış politikamızın ekonomiyi, siyaseti, sosyal yaÅŸamı daha da özellikli bir noktaya getirmesi için gayret sarfedeceÄŸiz" dedi. Konferansın, son derece isabetli ÅŸekilde Ankara ve Çanakkale ÅŸehirlerinde yapılmasına vurgu yapan ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti: "Gerek içinden geçtiÄŸimiz hadiseler açısından, gerek 100. yıl dönümlerini idrak ettiÄŸimiz olaylar açısından Ankara ve Çanakkale ÅŸehirlerinin seçilmiÅŸ olması önemli manalar ihtiva ediyor. GeçtiÄŸimiz Temmuz ayından itibaren, coÄŸrafyamızı köklü ÅŸekilde deÄŸiÅŸtiren ve ÅŸekillendiren Birinci Dünya Savaşı'nın yüzüncü yıl dönümünü idrak etmeye baÅŸladık. Birinci Dünya Savaşı'nda yaÅŸanan önemli hadiseler kapsamında ilk olarak, önceki gün, Sarıkamış Harekatı'nı ve orada verdiÄŸimiz ÅŸehitlerimizi yadettik. Yaklaşık 30 bin insanın iÅŸtirak ettiÄŸi, genciyle yaÅŸlısıyla, bu törenler gerçekten çok anlamlıydı. Sırada Çanakkale Zaferimizin 100. yıl dönümü var. Ä°nÅŸallah bu yıl sadece mart ayında deÄŸil, bugünden baÅŸlayarak, yıl sonuna kadar çeÅŸitli etkinliklerle Çanakkale Zaferimizi bütün boyutlarıyla hatırlayacak ve hatırlatacağız. Nisan ayında son derece önemli bir zaferimizi, Kut'ül Amere Zaferimizi de ÅŸanına yaraşır ÅŸekilde yadedeceÄŸiz." 1915 olayları ErdoÄŸan, 2015 yılının, 1915 Olayları'nın da yüzüncü yılı olduÄŸunu anımsatarak, bunun da belli çevrelerce yoÄŸun ÅŸekilde gündeme taşınacağının idraki içinde olduklarını belirtti. 2015 yılının sadece yıl dönümü etkinlikleriyle deÄŸil, belli hadiselerin daha iyi tartışılması ve anlaşılması için de bir fırsat teÅŸkil ettiÄŸini kaydeden CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Ülkemizin dışarıya açık tüm pencereleriyle, yer yüzüne dağılmış tüm iman gücümüzle araçlarımızla gerçeklerin anlaşılması, tarihin doÄŸru okunması için bu yıl ve sonrasında azami gayret içinde olacağız" diye konuÅŸtu. "Asla yenilmiÅŸ millet deÄŸiliz, muzaffer bir milletiz" Birinci Dünya Savaşı'ndan Osmanlı Devleti'nin yenilerek, toprak kaybederek çıktığını, Türkiye Cumhuriyeti'nin ise Birinci Dünya Savaşı'nın ardından yapılan Ä°stiklal mücadelesiyle büyük bir zafer üzerine inÅŸa edildiÄŸini anlatan ErdoÄŸan, "Biz asla yenilmiÅŸ millet deÄŸiliz, muzaffer bir milletiz. 77 milyonun her bir ferdinin bu duyguya, özgüvene, bu bilince sahip olması son derece önemlidir. Özellikle bizim yeryüzündeki temsilcilerimiz olan büyükelçilerimizin böyle bir duyguyla, özgüvenle hareket etmeleri gerekmektedir. Sizler tarihiyle büyük, kültürüyle, medeniyetiyle büyük, özellikle de Ä°stiklal mücadelesi ve o mücadelenin ardından kazandığı zaferiyle büyük bir devletin elçilerisiniz. Bizim hiçbirimizin üzerinde Mondros AnlaÅŸması'nın, Sevr AnlaÅŸması'nın izi, gölgesi, baskısı olamaz" deÄŸerlendirmesinde bulundu. "Bu aziz millet Türkiye ve kendisine biçilen role mahkum olmadı" Mondros AnlaÅŸması'nın Osmanlı Devleti'nin yaptığı, Sevr'in ise yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin yırtıp attığı bir anlaÅŸma olduÄŸunu vurgulayan ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti: "Osmanlı Devleti'nin yenilmiÅŸ olmasını tam yüz yıl boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün fertleri, kurumları üzerinde bir baskı aracı olarak kullanmak isteyenler oldu. Bizim özgüvenimizi kırmak istediler, 'Siz yapamazsınız, siz baÅŸaramazsınız' dediler, size 'Ä°stikameti, sınırları biz çizeriz, sizin gündeminizi de biz belirleriz' dediler. Ne yazık ki içeride o manda ve himaye özlemini kalplerinden atamayanlar, yenilmiÅŸlik duygusu içerisinde olanlar, ona esir olanlar, bu verilen role harfiyen uydular. Maalesef milleti de arkalarından taşımak istediler. Allah'a hamdolsun bu aziz millet Türkiye ve kendisine biçilen role mahkum olmadı, çizilen rota ve istikametin esiri olmadı. Åžu anda gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz reformlarımızla, büyüyen ekonomimizle, aktif, cesur dış politikamızla biz iÅŸte Türkiye'ye ve millete biçilen bu yüz yıllık darbe adımlarını, solunumunu, bu dar elbiseyi yırtıyor, bize takılı zincirlerden, prangalardan bir bir kurtuluyoruz."  "Ä°çerideki ve dışarıdaki maÅŸalar" ErdoÄŸan, son dönemde baÅŸa gelen hadiselerin hiçbirinin tesadüfi olmadığını vurgulayarak ÅŸöyle devam etti: "Son dönemde yaÅŸadığımız badirelerin hiçbiri Türkiye'nin kendi için dinamikleriyle ortaya çıkmış hadiseler deÄŸildir. Bölücü terör, Gezi olayları, 17 - 25 Aralık darbe giriÅŸimi, diÄŸer bazı teÅŸebbüsler Türkiye'ye istikamet çizmek amacıyla kurgulanmış gerek dışarıdan gerek içerideki maÅŸalar tarafından sergilenmiÅŸ olaylardır. Bunun sizler gayet iyi farkındasınız. Peki bizler bunun karşısında ne yapıyoruz veya ne yapacağız, aslolan bu. Bütün bu hadiselerdeki yegane amaç o eski Türkiye'yi, o kontrol altındaki, bağımlı, ezik, özgüveni eksik, gündemi belirlenebilir Türkiye'yi geri getirmektir. Ekonomisi bir türlü ÅŸahlanamayan, demokrasisi bir türlü geliÅŸemeyen, sorunlarını bir türlü çözemeyen, yani kısır bir döngü içinde, fasit daire içinde enerjisini sürekli yitiren eski Türkiye'yi diriltmek için bütün bu oyunlar kurgulanmış ve sahnelenmiÅŸtir." "17 - 25 Aralık darbe giriÅŸimini, yolsuzluk iftirası üzerine kurguladılar" CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "17 - 25 Aralık darbe giriÅŸimini, yolsuzluk iftirası üzerine kurgulandığını", bu giriÅŸimin Türkiye'ye maliyetinin 120 milyar dolar olduÄŸunu ifade ederek, "EÄŸer baÅŸarılı olsaydılar, azmettikleri gibi baÅŸbakanı, 'dönemin baÅŸbakanı' yapabilselerdi, inanın bu maliyet kat kat fazla olacaktı. Çünkü o zaman arzuladıkları, özledikleri eski Türkiye'yi inÅŸa etmiÅŸ, o eski faiz yükünü, enflasyon yükünü, daralan ekonominin, küçülen ihracatın yükünü yeniden Türkiye'ye, yeniden millete yüklemiÅŸ olacaklardı. Eskiden olduÄŸu gibi Türkiye faiz lobilerinin, kan lobilerinin, savaÅŸ lobilerinin servetlerine servet kattıkları bir ülke olacaktı" diye konuÅŸtu. Dört eski bakanın Yüce Divan'a gönderilmemesi kararı 17 - 25 Aralık darbe giriÅŸiminde baÅŸarısız olanların ümitsizlik içinde yeni birtakım operasyonları devreye almak için uÄŸraÅŸtıklarını, 4 eski bakan üzerinden kurgulanmak istenen sürecin de 17 - 25 Aralık darbe giriÅŸimini yaÅŸatmaya yönelik tamamen umutsuz bir süreç olduÄŸunu dile getiren ErdoÄŸan, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: "Orada baÅŸaramadılar, acaba burada baÅŸarabilir miyiz? O zaman baÅŸbakanım ve baÅŸbakan olarak eski Türkiye özlemi içerisinde olanlar, 'Ä°lla bununla ilgili bir soruÅŸturma komisyonu kuralım' dedikleri zaman, arkadaÅŸlarımızla oturduk, istiÅŸare ettik, 'kuralım' dedik. Bizim bundan kaçınacak bir yanımız yok. Kurduk, kurduktan sonra Komisyon çalıştı, nihayet dün Komisyon kararını verdi. Bütün bu çalışmalar sonrasında bilirkiÅŸi raporları, vesaire bunlar alınarak karar verdi. Komisyonun... Bu adeta ara karar, bundan sonraki süreç tabii ki Parlamento, Genel Kurul, nihai kararı orası verecek. Dert bu mu? Dert baÅŸka. Acaba buradan biz ne elde edebiliriz, bunun gayreti içindeler. Ben inanıyorum ki bu parlamento ÅŸu anda özellikle SoruÅŸturma Komisyonunun almış olduÄŸu, üzerinde çalışılmış bu karar neticesinde, nihai kararını en ideal, en adil ÅŸekilde verecektir ve Türkiye bu tür oyalama süreçleri içerisinde üzerinde spekülasyonların yapılacağı bir ülke olmayacaktır, olmadığını da bu Parlamento gösterecektir.  17 ve 25 Aralık iddiaları öncelikle 30 Mart ve ardından 10 AÄŸustos seçimlerinde millet tarafından zaten yargılanmıştır ve millet kararını da sandıkta vermiÅŸtir. Asıl önemlisi 17 ve 25 Aralık iddiaları bağımsız Türkiye mahkemelerinde yargılanmış ve kurgulanmış oyun, o mahkemeler tarafından zaten bozulmuÅŸtur. Åžimdi bir baÅŸka oyunun kurgulanmasına, yargı içindeki birtakım odakların siyaseti dizayn etme giriÅŸimlerine ve arzularına öyle umuyorum ki izin verilmeyecektir. Türkiye, son 12 yıl içinde siyasetin üzerindeki tüm vesayet sistemlerine ve kurumlarını etkisiz hale getirmiÅŸ siyasetin de siyaset dışı kurumların da asli vazifelerine dönmelerini temin etmiÅŸtir. Buradan geri dönüÅŸ asla olamaz, siyaset  dışı kurumlarım, siyaset dışı güç odaklarının siyaseti tehdit etmelerine, siyaseti özellikle ÅŸantaj, montaj vesaire gibi yollarla korkutmalarına, ürkütmelerine asla göz yumulamaz. Yeni Türkiye'nin inÅŸaası, Türkiye'nin artık tüm kurumlarıyla, tüm kurallarıyla normalleÅŸmesi inÅŸallah yaydan fırlamış bir ok gibi geri döndürülemez ÅŸekilde hedefine ilerleyecektir." "En vahim inanç özgürlüÄŸü ihlali Kudüs'te yaÅŸandı" Dünyada inanç özgürlüÄŸünün ihlali ve hiçe sayılması baÄŸlamında en vahim örneklerin 2014'te Kudüs'te yaÅŸandığını vurguladı.  "Ä°srail, baÅŸta Kudüs ve Harem-i Åžerif olmak üzere iÅŸgal altındaki Filistin topraklarındaki saldırganlığını artırarak sürdürmüÅŸtür" diyen ErdoÄŸan, Filistin'in vazgeçilmez hakları ve Kudüs'ün korunmasına iliÅŸkin görüÅŸlerini içeren bir mektubu BM Güvenlik Konseyi üyelerine ileterek, konseyi, uluslararası barış ve güvenliÄŸi koruma yükümlülüÄŸü uyarınca harekete geçmeye çağırdığını hatırlattı.  ErdoÄŸan, bu noktadaki çabalara gelecek dönemde devam edeceklerini, Filistin üzerindeki baskıların, ayrımcı politikaların sona ermesi için gayret göstermeyi sürdüreceklerini bildirdi.  ÇeÅŸitli ülkelerin parlamentolarında Filistin'in devlet olarak tanınmasına dair geliÅŸmeleri doÄŸru yönde atılmış adımlar olarak telakki ettiklerini vurgulayan ErdoÄŸan, "Temennimiz, Filistin'in daha fazla vakit kaybetmeden, uluslararası alanda hak ettiÄŸi yeri almasıdır" diye konuÅŸtu. Ermenistan  ErdoÄŸan, Ermenistan'ın, Türkiye'nin kendisiyle iliÅŸkileri normalleÅŸtirme yönünde sergilediÄŸi tüm iradeye raÄŸmen, enerjisini sözde soykırım meselesine odaklanarak harcamayı tercih ettiÄŸini söyledi. Ermenistan'ın, tarihte yaÅŸanmış olayları tek yanlı okuyarak, meseleyi siyasallaÅŸtırarak, sadece kendi hafızasını, kendi bakış açısını empoze etmeye devam ettiÄŸini belirten ErdoÄŸan, "Bu konuda DışiÅŸleri Bakanlığımızın, ilgili diÄŸer kurumlarımızla eÅŸgüdüm halinde, yoÄŸun ve derinlemesine çalışmalar yaptığını zaten biliyoruz. 2015'te bu meseleyle ilgili hareket tarzımızla ilgili görüÅŸmelerin Büyükelçiler Konferansında ağırlıklı bir yere sahip olduÄŸunu da görüyorum. 2015 boyunca, gerek DışiÅŸleri Bakanlığımız gerek ilgili tüm kurumlarımız koordinasyon içinde, son derece aktif biçimde, inanıyorum ki bu iddiaların üzerine gidecektir" ifadelerini kullandı. Libya CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, Libya'da çatışmaların sürmesinden, hava saldırılarının sivil halka ve altyapıya zarar vermesinden ve taraflar arasında siyasi diyalog sürecinin baÅŸlayamamasından endiÅŸe duyduklarını söyledi. Libya yüksek mahkemesinin, yerel seçimlerin iptali yönünde aldığı kararın, Libya'da yeni bir durum ortaya çıkardığını belirten ErdoÄŸan, uluslararası toplumun, bu kararın sonuçlarını dikkate alma konusunda yavaÅŸ davranmasının, mevcut krizi daha da çetrefilli hale getirdiÄŸini ifade etti. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Libya'daki kriz ortamından çıkışın tek yolu, kapsayıcı siyasi diyalogdan ve milli mutabakattan geçmektedir. Bu itibarla uluslararası toplumun meÅŸruiyet tartışmasını bir kenara bırakarak, ateÅŸkesin saÄŸlanması ve hava saldırılarının durması, BM'nin kolaylaÅŸtırıcılığında siyasi diyaloÄŸun baÅŸlaması, çaba sarf etmesi gerekiyor. Bu noktada Libya'ya dış müdahalede bulunulmamasının sorunun çözülmesine yönelik çabanın baÅŸarıya ulaÅŸması bakımından büyük önem taşıdığını ifade etmek isterim" diye konuÅŸtu. "Millet ve devletin kaynaÅŸmasının zirve noktası" Büyükelçilikleri ve baÅŸkonsoloslukları millete ve devlete yakışır binalara, çalışma ÅŸartlarına kavuÅŸturmak için azami gayret sarf ettiklerini anlatan ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi: "Bu konuda gittiÄŸim, ziyaret ettiÄŸim yerlerde büyükelçilerimize de bunu söylüyorum. Bugün sizleri ağırladığımız yeni CumhurbaÅŸkanlığı Sarayı da aynı ÅŸekilde Ankara'yı milletimize ve devletimize yakışır bir baÅŸkent yapma idealimizin ürünüdür. Binanın hizmete girdiÄŸi kısa süre zarfında, birçok yabancı devlet adamını ve milletimizin temsilcilerini burada ağırladık ve önümüzdeki dönemde de ağırlamaya devam edeceÄŸiz. Åžu anda inÅŸaatı devam eden kongre merkezi, onun yanında cami ve külliyesi, onun yanında baÅŸlayacak olan çok amaçlı salon ve onun yanında bir de Türkiye'de ÅŸu ana kadar sayısal olarak olmayan en az 4 milyon cilt kitabın alınabileceÄŸi bir CumhurbaÅŸkanlığı Kütüphanesini kurmak için burada, bu konseptin içinde böyle bir çalışmayı yürütüyoruz. Yapıların bitmesiyle inÅŸallah burası millet ve devletin kaynaÅŸmasının, kucaklaÅŸmasının zirve noktası olacaktır." CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, büyükelçilerin de kançılarya ve konut binalarını aynı ÅŸekilde faal halde tutmalarını beklediÄŸini kaydetti. Konferansın baÅŸarılı geçmesini dileyen ErdoÄŸan, büyükelçilerden ailelerine, görev yaptıkları dost ve kardeÅŸ ülke halklarına selamlarını iletmelerini istedi.