Ä°ki kızın anısına yaptırılan üst geçide, “YaÅŸamak bizim de hakkımızdı” yazılı pankart asan aileler, trafik kazalarını önlemek için son nefeslerine kadar savaÅŸacaklarını söyledi.Ä°zmir yolu üzerinde 25 Kasım 2010’da meydana gelen kazada, Fatih Lisesi Fen Bölümü 2. sınıf öÄŸrencisi Didem Zeynep Çakar ve Ezgi Nil Topuz, gece boyu imtihana çalışıp okullarına gitmek için evden çıktı. Ä°zmir yolu üzerinde yolun karşısına geçmek isteyen iki arkadaÅŸa G.Ç. idaresindeki 16 GD 730 plakalı minibüs çarptı. Liseli kızlardan geriye, okula giderken asansör kameralarında yaptıkları son makyajın görüntüleri kaldı. Açılan ceza davasında sanık sürücüye toplam 5.5 yıl hapis cezası verildi. Trafik kazalarındaki ölümlerin durdurulması için ellerinden geleni yapan acılı aileler, ÅŸehir merkezindeki belli yerlerinde stant açarak imza kampanyası düzenledi. Kamuoyunun konuya dikkat çekmesi için DiÄŸdem Zeynep ve Ezgi Nil için belgesel hazırlandı. Hayatlarını bu konuya dikkat çekmek için adadığını söyleyen Topuz ve Çakar ailesi, kızlarının 4. ölüm yıl dönümünde bir anma programı düzenledi. Kazanın meydana geldiÄŸi yerde ölen iki kızın anısına yaptırılan üst geçidin iki tarafına da, “YaÅŸamak bizim de hakkımızdı” yazılı pankat asan aileler, gidiÅŸe de çelenk bıraktı.GÖZ YAÅžLARINI TUTAMADIArdından çelenkteki çiçekleri kızlarını kaybettikleri yola atan ailelerin bu zor görevi hiç de kolay olmadı. Yola bakarken gözyaÅŸlarına hakim olamayan anne Gülsüm Çakar’ı yakınları teselli etti.Fenalık geçirdiÄŸi için anne Zeynep Çakar’ın gelemediÄŸi anma töreninde duygu yüklü bir konuÅŸma yapan Ezgi Nil Topuz’un babası Saffet Topuz, kızlarının kendilerine haklarını helal etmediÄŸini ifade ederek, trafik kazalarına kamuoyunun dikkatini çekmek için son nefeslerine kadar barışı olmayan bir savaÅŸ baÅŸlattıklarını söyledi.“ÇIÄžLIKLARIMIZI DUYAN YOK”Ezgi’den 10 yıl önce de bir kızını trafik kazasında kaybeden baba Topuz, “Bizler 16 yıldır sessiz çığlıklar atarken, son 4 yılda bu çığlıklarımız onların acılarıyla ikiye, dörde katlandı. Fakat hala bu çığlıklarımızı kendimiz ve yakınlarımızdan baÅŸka duyan neredeyse hiç kimse yok. SağırlaÅŸan kulaklara sesleniyoruz. Duymasalar da, duymazlıktan gelseler de, çığlığımız bizler yaÅŸadıkça devam edecek. ÇoÄŸu zaman çok yalnız kaldık. Ama taşıdığımız öfke binlerce insanın, acısı ve öfkesi oldu. Bunları paylaÅŸamadık. Ä°nsanlarımızın bir gün insan olduklarını tekrar hatırlayıp, çevresinde kendileri gibi insanlarında olduklarını unutmadan yaÅŸayacakları günü hala umutla bekliyoruz. Çocuklarımızın bizlere yüklediÄŸi görevi unutmadık ama bir türlü onlara karşı ödeyemediÄŸimiz borcumuz hala bizi uyutmuyor. Onlar sadece bizden deÄŸil, daha sevmeye bile fırsat bulamadıkları sevenlerinden ve yaÅŸayamadıkları hayatlarından da koparılmışlardı. Susma, lanet etme, isyan etme, suçu kadere yükleme lüksümüz yok. Çünkü hala ortada kazanılması gereken bir savaşımız var. Vurdum duymazlıkla, cehaletle, körlükle son nefesimizi verene dek savaÅŸma sözü veriyoruz ve bu savaşın barışı olmayacak. Ä°lay, Didem ve Ezgi rahat uyuyun, ruhunuz ÅŸad olsun” dedi.Hayatını kaybeden Didem Zeynep Çakar’ın babası Sinan Çakar ise, “Verilen cezayı çok komik görüyorum. Ä°ki can için verilen 5.5 yıl hapis, çok düÅŸük. Åžuan 4’üncü senesindeyiz, hala Yargıtay’dan cevap bekliyoruz. Kanun yapıcılarını, uygulayıcılarını ben göreve çağırıyorum. Yalan yanlışlarla dolu olan dosyayı bir an evvel ya onasından, ya bozup göndersinler. Elbette bu hataları düzeltecek merhametli biri çıkacaktır. Ben buna inanıyorum. Güvenimi de kaybetmedim. Gerekirse AÄ°HM’ne kadar gideceÄŸiz. Bizim yavrularımızın bedelini ödeyecekler” dedi. Annesi Gülsüm Çakar ise, ÅŸunları söyledi:“Bize bir ÅŸey göstersinler. Sadece biz deÄŸil, bizim gibi acı çeken nice aileler var. AteÅŸ düÅŸtüÄŸü yeri yakar. Türk adaletinin biraz vicdanı varsa bize cevap versinler”.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.