‘Medeniyet ve uygarlık aynı değil’

‘MESLEK ÇALIÅžMALARININ YANINDA BÄ°LÄ°NÇLENME SAÄžLAYACAÄžIZ’

Dernek çalışmaları konusunda bilgiler veren Adalet ve Medeniyet DerneÄŸi Konya Åžubesi BaÅŸkanı Mustafa Eray Urcan, geçen yıl Ekim ayında DerneÄŸin Konya Åžubesi’ni açtıklarını söyledi. DerneÄŸin açılışında Konya Valisi Yakup Canbolat’ın bulunduÄŸunu ve birçok Konya protokolünün açılışa katıldığını ifade eden Urcan, dernek olarak ahilik modelini örnek aldığını dile getirdi. Amaç olarak gençliÄŸimizin ÅŸuurlanmasını istediklerini söyleyen Urcan, “Adalet ve Medeniyet DerneÄŸi gönüllüleri olarak bütün faaliyetlerimizi bireyselleÅŸen ve hissizleÅŸen bir dünyada hisleriyle canlanan, canlandıkça inanç, azim ve heyecanla çalışan aksiyoner bir gençliÄŸe olan özlemle yürütmeyi hedefliyoruz. Gerek Konya özelinde gerekse ülkemizdeki sivil toplum kuruluÅŸları faaliyetlerini göz önüne aldığımızda bir yanda mesleki alanda çalışma yürüten diÄŸer yandan gençliÄŸimizin milli ve manevi noktada ÅŸuurlanması üzerine çalışma yapan sivil toplum kuruluÅŸları gözümüze çarpmaktadır. Ancak bu iki çalışmayı beraber yürüten sivil toplum kuruluÅŸu ise çok az sayıdadır. Ä°ÅŸte biz Adalet ve Medeniyet DerneÄŸi olarak, ahilik modelini örnek aldığımız çalışmalarımızda bu iki önemli deÄŸeri bir çatı altında birleÅŸtirip, gençlerimizin hem mesleki yönden donanımlı hem de milli ve manevi ÅŸuura sahip bireyler olmalarını hedefliyoruz’ ÅŸeklinde konuÅŸtu.

‘GENÇLİĞİN KENETLENMESÄ°NDE ANAHTAR Ä°ÅžLEVÄ° GÖRÜYOR’

DerneÄŸin çalışmalarının temelinde öÄŸrencilerle haftalık söyleÅŸiler, kitap tahlil programları ve kamplar olduÄŸu bilgisini veren BaÅŸkan Urcan, “Yaklaşık 2 yıldır düzenli olarak sürdürülen söyleÅŸilerimizde gençlere doÄŸru rehberlik edecek, yeni ufuklar açacak meslek büyüklerini derneÄŸimize davet ederek gençlerle buluÅŸmalarını saÄŸladık. Bu söyleÅŸilerde alanında uzman büyükleriyle hasbihal eden gençler, hatiplerin mesleki tecrübelerinden istifade edebilmekteler. Bu söyleÅŸiler aynı zamanda farklı üniversitelerde eÄŸitim gören gençlerin tanışarak kaynaÅŸması, fikir alışveriÅŸinde bulunması için de güzel bir fırsat olmaktadır. SöyleÅŸilerimiz her hafta cumartesi akÅŸamları dernek binamızda devam ediyor” dedi. Okumanın soylu bir eylem olduÄŸunu ve bu sözü önemsediklerini aktaran Urcan, “Kitap okuma ve tahlil çalışmalarına önem veren DerneÄŸimiz haftalık olarak gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz kitap tahlilleriyle öÄŸrencilerle buluÅŸuyor. Kitap tahlil programlarımızın ayırt edici özelliÄŸi her bir grupta mesleÄŸinde tecrübeli bir büyüÄŸün rehberliÄŸinde kitap tahlilinin sürdürülüyor olmasıdır. Üstad Sezai Karakoç; "Sabah namazına kalkmak aÅŸk iÅŸidir. Hiçbir bâtıl din, her gün ama her gün, ortalık ışımaya baÅŸlarken, kurt kuÅŸ uykuda iken, insanı ayaÄŸa kaldırmaya cesaret edemez" diyor. Bu ÅŸiarla her ayın ilk cumartesi günü genç ve yaÅŸlı tüm kardeÅŸlerimizle sabah namazında bir araya gelerek ümmetin yeniden diriliÅŸi için dua ediyoruz. Åžehrin kalabalığından sıyrılarak, üniversiteli gençlerin birbiriyle ve doÄŸayla tanışma vesilesi olan kamplarımız, sıcak ve samimi bir atmosfer içerisinde gerçekleÅŸirken, gençlerimizin ÅŸuurlanması ve kenetlenmesinde anahtar iÅŸlevi görüyor” ifadelerini kullandı. 2016 yılında üniversite kazanan öÄŸrencilere yönelik Ankara kurum gezisi düzenlediklerini ve kurumlar hakkında bilgi aldıklarını söyleyen BaÅŸkan Mustafa Urcan, yine bu program kapsamında CumhurbaÅŸkanlığı Külliyesi, Türkiye Adalet Akademisi, Adalet Bakanlığı ve DışiÅŸleri Bakanlığı’nın ziyaret edildiÄŸini, Adalet ve Medeniyet DerneÄŸi Genel Merkezi tarafından ‘500 Yasin Naci Antalya’da BuluÅŸuyor’ adıyla Türkiye Hukuk öÄŸrencileri buluÅŸmasına Konya’dan 47 Hukuk Fakültesi öÄŸrencisinin katıldığını da aktardı.

“ADALET: HAKKIN HAKLIYA TESLÄ°MÄ°DÄ°R”

Adaletin hakkın haklıya teslimi olduÄŸunu dile getiren Adalet ve Medeniyet DerneÄŸi Konya Åžubesi BaÅŸkanı Mustafa Eray Urcan, adaletin bu tanımlamaya sığmayacağını ve bunların ötesinde bir deÄŸer ifade etmesi gerektiÄŸini aktardı. Adaletin hayatı kuÅŸatması gerektiÄŸi ifade eden Urcan, “Ä°slam inancına sahip birileri olarak evde çocuklarımıza, eÅŸimize karşı, öÄŸrenci-öÄŸretmen iliÅŸkilerinde ve bunlar gibi her noktada adalet hayatımızı kuÅŸatması gerekiyor. En önemlisi adaletin yeri ve zamanı olmamalıdır, her yerde, herkes için ve her zaman adalet. Bizler bunu savunabilmeliyiz. Belki bizim adalet anlayışımızın batıyla olan farkı burada açığa çıkacak. Batı hep kendi menfaatlerini düÅŸünen adalet anlayışına sahip. Bakın adalet bu deÄŸildir. Ä°slam’ın öÄŸrettiÄŸi adalet: inancı, partisi, ırkı veya mezhebi her ne olursa olsun kimsenin hakkının yenmemesidir. Ä°çinde hiçbir eksikliÄŸi olmayan Ä°slam bize bunu öÄŸretiyor ve bunu emrediyor” dedi. Adalet anlayışının Ä°slam’a göre olması gerektiÄŸini dile getiren Urcan, “Bizi yaratan Allah ise tabiri caizse kullanma kılavuzumuzu da belirleyen Allah’tır. Adalet kavramını iyi-kötü, doÄŸru-yanlış gibi tüm deÄŸer yargımı Allah’ın kitabı ve Peygamberimiz’in sünnetinden almalıyım. Bunlarla beraber, beÅŸeri akılla üretmeye çalıştığımız adalet kanun veya yasa olabilir ama adalet olmaz. Ä°slam’ın adaleti dün veya bugünün adaleti deÄŸil, evrenseldir” dedi.

‘ADALETÄ°N TESÄ°SÄ°, MEDENÄ°YETÄ°N Ä°HYASI’

Dünya üzerinde adaletin gerek Ä°slam gerekse batı dünyasında tamamen akılcılık üzerine resmedilmiÅŸ olduÄŸunu aktaran Urcan, adalet denince akla temel evrensel deÄŸerler gelmesi gerekirken bunun yerine menfaatler geldiÄŸini söyleyen BaÅŸkan Urcan, “Kim kendi menfaatine dayalı bir ÅŸey görüyorsa onun adına adalet diyor ve adaleti kendi ülkesinde kendi anladığı ÅŸekilde tesis ediyor. Buna maalesef Ä°slam ülkeleri ve Müslümanların yaÅŸadığı ülkelerde dâhil.  Ancak elbette bunun deÄŸiÅŸmesi gerekiyor. Bunun deÄŸiÅŸmesi içinde çalışılmalı. Adalet, anlatmak veya kavram açıklamakla gelmez. Bunun en önemlisi münferit(kendi başına) çalışmaktır. Bunun için gerekirse adam adama markajla anlatabilmeliyiz. Her ÅŸeyin temelinde eÄŸitim vardır derler ya, adaleti de anlamak istiyorsak eÄŸitimi anlayacağız. EÄŸitimi anladıktan sonra uygulamaya gideceÄŸiz. Öncelikle kendimiz bir adil olmalıyız. Kendimiz adil olmadan, adaleti anlamak veya uygulamaya çalışmak mümkün deÄŸil” ifadelerini kullandı.

Adaleti, Dernek olarak kavramın çok ötesinde bir deÄŸer olarak gördüklerini söyleyen Urcan, adalete dayalı bir sistem içinde çalışmaları sürdüreceklerini aktardı. Yeni bir düzen hayali olan Ä°slam ülkelerinin Ä°slam’ın temel deÄŸerleri üzerinden hareket etmesi gerektiÄŸini söyleyerek, “Çok bilinen pergel örneÄŸi vardır. Pergelin bir ucu sabit olacak(Ä°slam’ın bize emredilen deÄŸerleri), pergelin de diÄŸer ucunu açabildiÄŸimiz kadar açacağız ve hoÅŸgörü ve merhametle bu gerçekleÅŸecek. Bunun için bugünü okumak gerekiyor, çağımızı anlamamız gerekiyor. Ama bu çaÄŸda bize dayatılan gerekleri reddedeceÄŸiz. Bunları bilerek ÅŸuur sahibi olmak gerekiyor. Bir de adaletin tesis edilmesinin önünde ‘ben’ düÅŸüncesi var. Münferit veya devlet olarak ben geliyor, bunu olarak da görebilmek mümkün. Tüm devletler maalesef bugün menfaati için çalışıyor. Bizlerin yapması gereken, temelimizdeki adalet anlayışının canlanması için çalışmalıyız. Adaletin tesisi, medeniyetin ihyası diyoruz biz. EÄŸer bu çalışmalar zaten samimiyetle yürütülürse sonuç alınacaktır” ifadelerini kullandı. Ülkelerin menfaatlerine paralel olarak dünya üzerinde bir adaletsizlik olduÄŸunu kaydeden BaÅŸkan Urcan, batı devletlerinin Suriye, Arakan ve DoÄŸu Türkistan gibi Müslüman ülkelerde yapılanların adaletsizlik olduÄŸunu söyledi. Çağın iyi okunması gerektiÄŸine vurgu yapan Urcan, yaÅŸananların sadece görünen yüzüne deÄŸil, arka planına bakmanın gerekliliÄŸine dikkati çekti.

‘MEDENÄ°YET VE UYGARLIK AYNI DEĞİL’

Medeniyetin uygarlık kelimesinden ayrılması gerektiÄŸini ifade eden Urcan ÅŸunları kaydetti: “Medeniyet denilince uygarlık kelimesi zihinlerde canlanabilir ancak medeniyet uygarlıktan farklıdır. Uygarlık batının ürettiÄŸi bir kavram ve temelinde sadece ÅŸehirleÅŸme, betonlaÅŸma vardır. Uygarlık, teknolojiyi temel alan var olanı yok etmeye çalışan bir kavramdır. Medeniyet ise ÅŸehir ve din, ÅŸehir ve Ä°slam kültürünü birlikte barındıran bir kavramdır. Bu kavramı da Osmanlı’dan öÄŸreniyoruz. ÅžehirleÅŸmenin yanındaki Ä°slam kültürü, bize medeniyet kavramını içinde barındırdı. Aslında birçok ÅŸeyi öÄŸretiyor. Medeniyet kavramının içinde hakikat, adalet ve ÅŸehirleÅŸme var. Bu Avrupa’nın anladığı betonlaÅŸma deÄŸil. Adalet ve medeniyet kelimelerinin birbirlerinden ayrı olarak düÅŸünülmesi mümkün deÄŸil. Batı uygarlığının temelinde bunlar var. ÅžehirleÅŸme ve teknolojiyi esas almadan baÅŸka deÄŸer algısına yönelik baÅŸka bir ÅŸey yok.” Batı ülkelerinin Ä°slam’dan korktuklarını, bunun sebebinin Ä°slam’ın temelindeki medeniyet fikri olduÄŸunu söyleyen Urcan, batının bundan dolayı Ä°slam ülkeleri ile uÄŸraÅŸtığını söyledi.

Cihad etmeyen bir Müslüman’ın batılı devletlerin iÅŸine geleceÄŸini ifade eden BaÅŸkan Urcan, “Cihad geniÅŸ bir kavram. Zamanın cihadı için ilim bir Cihad’dır. Haramlara karşı sabretmek, üniversite talebesinin okumakla uÄŸraÅŸmanın yanında gençler için mücadele etmesi Cihad’dır. Cihad, Allah’ın gayesini gözeterek, hakkın batıla galebe çalması için çalışmaktır. Kuran’da Cihad, birçok yerde zikrediliyor ve yeri zamanı yok” dedi.

‘ÖZÜMÜZ Ä°SLAM MEDENÄ°YETÄ° ANCAK …’

Anadolu coÄŸrafyasının Osmanlı’nın hüküm sürdüÄŸü topraklar olduÄŸunu dile getiren Urcan, “Biz Ä°slam kültürüyle yoÄŸurulmuÅŸ toprakların çocuklarıyız. Bizim özümüzde Ä°slam Medeniyeti var, bugün batının tahakkümü altında olmamız bunu deÄŸiÅŸtirmez. Kalıbımız ona bürünmüÅŸ olabilir ama özümüz Ä°slam Medeniyeti’dir. Bu öze dönüÅŸ içinde bizlerin çalışması gerekiyor. Özümüz Ä°slam Medeniyeti ancak bize dayatılmaya çalışılan batı uygarlığı. Bu sıkıntı bundan kaynaklanıyor. Türkiye bu tahakkümün altında kalkmaya çalışıyor ve epey de yol aldı. Buradan kurtulduÄŸu zaman aslında batı ile doÄŸu arasında sıkışıp kalmadığını, Türkiye’nin her zaman Ä°slam Medeniyeti üzerine hayat tarzıyla yaÅŸadığını gösterecektir” dedi. Bu düzenin oluÅŸmasında gençlerin önemli olduÄŸunu ve gençlerden kesinlikle ümitli olunması gerektiÄŸini söyleyen Urcan, “Adalet ve medeniyet kavramını öncelikle gençlerden baÅŸlatmalıyız. Bunun içinde öncelikle gençlere deÄŸer vermeliyiz, onların özel olduÄŸunu hissettirmek gerekiyor. Gençleri dikkate almamız gerekiyor. Bu konuda Peygamberimizin metodunu izlememiz gerekiyor. Peygamberimiz Usame’yi orduya komutan yaparken Usame 17 yaşındaydı. Bunu görerek gitmek gerekiyor. Gençlere yoÄŸunlaşır, deÄŸer verirsek çok yol kat ederiz. Bence en büyük sorun bu konuda gençlerin hiçe sayılması. Dışarıdan çok eleÅŸtir yapıyoruz ancak deÄŸer atfetmeye gelindiÄŸi zaman hep kendimizi onlardan deÄŸerli görüyoruz. Herkesi fıtratına göre deÄŸerlendirmek gerekir. Herkesten yararlanabileceÄŸimiz bir alan vardır. Bu gençleri 15 Temmuz’da görmedik mi? 15 Temmuz bizim dönüm noktası deÄŸil miydi? Bunlar düÅŸünerek gençlerden ümidi kesmemek önemlidir” diye konuÅŸtu.(Mustafa KARAKAYA)