Mültecilerin en mağduru kadınlar

googletag.cmd.push(function() { googletag.display('dfp-haber-ici'); });

Uluslararası Af Örgütü tarafından yayımlanan araÅŸtırmaya göre, Suriye ve Irak'tan kaçarak Avrupa'ya gelen çok sayıda kadın yolculuk sırasında, ÅŸiddet, istismar ve taciz ile karşı karşıya kalıyor. Örgütün konuyu ele aldığı son raporunda, "Bu durumun yolculuk sırasındaki Avrupa dahil olmak üzere hemen hemen her durak için geçerli olduÄŸu" belirtildi. Örgüt, hükümetleri ve yardım örgütlerini kadınların güvenliÄŸi için daha fazla önlem almaya çağırdı.

Uluslararası Af Örgütü'nün raporu Norveç'te bulunan 40 kadın ile yapılan mülakatlara dayanılarak hazırlandı. Raporda, kadın sığınmacıların çoÄŸunun, yol boyunca fiziksel ve finansal olarak istismara uÄŸradığı belirtildi. Ayrıca raporda kadınların, insan tacirleri, güvenlik personeli veya diÄŸer erkek sığınmacılar tarafından cinsel iliÅŸkiye zorlandığına yer verildi. Deutsche Welle Türkçe'de yer alan habere göre, Örgütten Tirana Hassan, "Irak ve Suriye'de savaşın korkunçluÄŸunu yaÅŸadıktan sonra, bu kadınlar kendileri ve çocuklarının güvenliÄŸini saÄŸlamak için her ÅŸeyi riske etmiÅŸler" dedi. Hassan, kadınların güvenlik bulmak yerine 'yeniden istismar ve ÅŸiddet ile karşılaÅŸtığına, destek ve korumanın az olduÄŸuna' dikkat çekti.

Tuvalete gitmemek için yiyip içmiyorlar

Yardım görevlilerinin verdiÄŸi bilgilere göre, Avrupa'ya gelen sığınmacıların büyük bir çoÄŸunluÄŸu erkek. Raporda, sığınmacı kamplarında kadınların erkeklerle aynı tuvalet ve duÅŸu kullanmak zorunda kaldığı, bazı kadınların tuvalete gitmemek için daha az yediÄŸi ve içtiÄŸi belirtildi.

Rapora göre, örneÄŸin 22 yaşındaki bir Iraklı kadın, Almanya'da üniformalı bir güvenlik görevlisinin kendisi ile yalnız vakit geçirebilmek için kıyafetler verme teklifi yaptığını anlattı. Yardım görevlileri, sığınmacıların kabul ve kayıt iÅŸlemleri tek tek yapıldığı için ÅŸiddet vakalarının önlenmesinin güçlüÄŸüne iÅŸaret ediyor. Yunanistan'ın Midilli Adası'nda Uluslararası Kurtarma Komitesi Koordinatörü Jenny Becker, "Karşı karşıya olduÄŸumuz en büyük güçlüklerden biri, uluslararası toplumun, yani hükümetlerin bu krizin farkına varmalarının ve bunun silip atabilecekleri bir ÅŸey olmadığını fark etmelerinin gecikmesi" dedi.