“Osmanlı’nın Felsefesini Mevlana ve Konevi oluşturdu”
Prof. Dr. Mustafa Demirci, Konya’nın yetiştirdiği iki büyük filozof olan Mevlana ve Sadreddin Konevi’nin, Osmanlı Devleti’nin felsefesini oluşturduğunu belirterek, “Bu iki büyük zatın ortaya koydukları düşünceler, bir imparatorluğu 600 yıl taşıyan bir fikirler manzumesidir” dedi.
Meram Belediyesi Konevi Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen ve Prof. Dr. Mustafa Demirci’nin konuşmacı olarak katıldığı “Hz. Mevlana ve Sadreddin Konevi İlişkileri” konulu konferans Mevlana Kültür Merkezi’nde yapıldı.Mevlana ve Konevi’nin İslam düşünce geleneğinde en üst soyut kavramlarla düşüncelerini geliştirerek dünya tarihinde kök salmış 2 filozof olduğunu belirten Prof. Dr. Demirci, “Sadreddin Konevi ile Mevlana’nın ilişkisine dair elimizde çok malumat yok. Mevlana’nın eserlerinin hiçbirinde açıkça Konevi’den bahsedilmez. Mesnevi’de şahıslar mecaz ifadelerle anlatılır. Bu nedenle hangi kalıbın kimi ifade ettiğini tespit etmek de çok zordur. Mevlana’nın bir eserinde kullandığı ‘Şeyh-üd Din’ ifadesiyle Konevi’yi ya da İbn-i Arabi’yi kastettiği ileri sürülür. Aynı şekilde Sadreddin-i Konevi’nin eserlerinde de açıkça Mevlana’yı anlatan ifadeler yok. Aynı dönemde yaşayan bu iki alimin birbiriyle olan ilişkilerine dair bilgileri menakıpnamelerden çıkarabiliriz” dedi.“DÜŞÜNCELERİ OSMANLI’YI 600 YIL TAŞIDI”“Mevlana ile Sadreddin-i Konevi’nin hayatları birbirine o kadar benzer ki; iki insanın kaderi, iki insanın hayatı bu kadar mı örtüşür” diyen Prof. Dr. Mustafa Demirci, “Başlangıçta bu iki zatın ilişkileri çok iyi değildi. Zaman içinde münasebetlerinin geliştiğini ve dostluklarının arttığını görüyoruz. Mevlana Hazretleri, vefatından önce yemeden içmeden kesilir. Konevi de sık sık onu ziyarete gider. Anladığımız kadarıyla son günleri ileri bir muhabbet ve sadakatle geçiyor. Mevlana, cenaze namazını Konevi’nin kıldırmasını vasiyet ediyor. Cenaze namazı kılınacağında Konevi’nin iki kez bayıldığı ifade edilir. Bir tanesi maarif tasavvufunu temsil ederken diğeri de aşk ve cezbeye dayalı bir tasavvuf geleneğini temsil ediyor. O bakımdan temsil ettikleri gelenekler farklıdır. Bu iki büyük şahsın eserleri Osmanlı döneminin manevi temellerini oluşturur. Osmanlı’nın kurucu felsefesi Vahdet-i Vücut felsefesidir ve Fatih dönemine kadar da bu düşünce etkindir. II. Bayezid’den sonra ise ideolojiyi Mesnevi oluşturmuştur. Ortaya koydukları düşünce, bir imparatorluğu 600 yıl taşıyan bir fikirler manzumesidir. Kuruluşunu İbn-i Arabi’nin felsefesi oluşturur. Yükseliş dönemini ise Mesnevi oluşturur” diye konuştu.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.