Parçalı ittifaklar ve Rusya’nın Ortadoğu’ya dönüşü
Trump’ın Ortadoğu gezisi sırasında ABD ile güncellenen ilişkilere rağmen Suudi Kralı Selman'ın Rusya'da stratejik anlaşmalara imza atması, bölgedeki yeni ittifak arayışlarının önemli bir işareti
OrtadoÄŸu’da 'demokratikleÅŸme dalgası' olarak baÅŸlayan dönüÅŸüm süreci güvenlik ekseninin ağır bastığı jeopolitik bir baÄŸlama oturmuÅŸ durumda. DönüÅŸümün bu baÄŸlama oturması ise yeni ittifakları ve karşı ittifakları beraberinde getiriyor.
Geleneksel ittifaklar hala geçerliliÄŸini korurken iki aktör arasında konu bazlı iÅŸbirlikleri ve yine konu bazlı uyuÅŸmazlıklar beraber var olabiliyor. Bu anlamda rastgele seçilecek iki ülke arasındaki iliÅŸkilerin son beÅŸ yıllık kronolojisi bile baÅŸlı başına bir gösterge olabilir. Bu durum iliÅŸkilerin ve ittifakların parçalı bir düzleme oturması anlamına gelen “kompartımanlaÅŸma” kavramına denk geliyor.
Suud Kralının Rusya ziyaretinin arkaplanıGeçtiÄŸimiz hafta Suudi Arabistan Kralının Rusya’ya gerçekleÅŸtirdiÄŸi ziyaret bu anlamda oldukça önemli bir gösterge. Henüz birkaç ay önce Trump’ın OrtadoÄŸu gezisi sırasında ABD ile güncellenen iliÅŸkilerine raÄŸmen Suud Kralının bu ziyareti gerçekleÅŸtirmiÅŸ olması ve oldukça stratejik anlaÅŸmalara imza atılması dikkat çekici.
Aktörlerin kendi niyetleri ve tercihleri önemli olsa da iÅŸbirliÄŸi ya da çatışmaları mümkün kılan zemini görmezden gelemeyiz. Dolayısıyla bu ziyaretin Rusya ve Suudi Arabistan açısından taşıdığı anlamı deÄŸerlendirmeden önce bunu mümkün kılan süreci deÄŸerlendirmek gerekiyor.
Rusya’nın OrtadoÄŸu’ya yeniden döndüÄŸüne dair argüman son birkaç yılın en çok üzerinde durulan argümanlardan biri oldu. Suriye krizine yönelik olarak BM Güvenlik Konseyi’ndeki veto gücü baÅŸta olmak üzere diplomatik gücünü efektif bir ÅŸekilde kullanan Rusya’nın 2015’in ortalarından itibaren Suriye’de askeri bir güç olarak sahneye çıkması bu anlamda bir dönüm noktası sayılabilir. Kasım 2015’te S-400 savunma sistemini Hmeymim askeri üssüne konuÅŸlandırması en önemli hamleydi. Rusya’nın bu cüretkar tavrına yol açan temel etmen ise Obama’nın askeri yöntemlerden kaçınan ve maliyeti baÅŸka ülkelere yüklemeye dayanan sınırlama stratejisiydi. Bu stratejiyi hem Arap Baharı sürecinin genelinde hem de Ukrayna krizi ve öncesinde gözlemlemek mümkün. Buna karşın Rusya sert gücünü devreye sokarak krizi bir baÅŸka aÅŸamaya taşımayı tercih etti. 2008 Gürcistan müdahalesi, 2015’te Ukrayna iÅŸgali ile Kırım’ın ilhakı ve Suriye’ye yerleÅŸmesi açık örnekler. Bu tablo karşısında ABD yönetimi ekonomik yaptırımları devreye soktu ve petrol fiyatlarını düÅŸürerek hem Ä°ran’ı hem de Rusya’yı mali açıdan zor durumda bırakmaya çalıştı.
Ä°ran korkusu paraya tahvil edildiRusya’ya karşı alınan bu önlemler Ä°ran için de geçerliydi. ABD-Ä°ran iliÅŸkilerini belirleyen temel geliÅŸme ise nükleer anlaÅŸmanın imzalanmasıydı. Obama’nın bu stratejisi Ä°ran’ın 1979’dan beri gerçekleÅŸtirdiÄŸi en büyük yayılmaya da zemin hazırladı. Güvenlik doktrinini Ä°ran tehdidine endeksleyen Suudi Arabistan için yaptığı tek ÅŸey Ä°ran’ın saldırmayacağını garanti etmekten baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildi. Görevden ayrılmadan hemen önce Obama’nın Suud’a yaptığı ziyarette “Ä°ran’la anlaÅŸmanızı öneririm, baÅŸka formülüm yok” cümlesi ise ABD ile kurduÄŸu iliÅŸkiyi Suud yönetimine sorgulatan son iÅŸaretti.
Trump’ın seçimleri kazanması ABD’nin geleneksel müttefikleri olan Suudi Arabistan, Ä°srail ve Türkiye’de çeÅŸitli beklentilere yol açtı. Ancak Trump’ın koltuÄŸa oturduÄŸu ilk günden itibaren statüko tarafından hizaya sokulması, dış politikada belirleyici bir adım atmasının da önüne geçti.
Henüz iktidara gelmeden önce Trump’ın Ä°ran’a karşı kullandığı sert söylemler Ä°srail ve Suudi Arabistan için memnuniyet vericiydi. Ancak seçildikten sonra Trump bu anlamda somut bir adım atmış deÄŸil. Bugünlerde Ä°ran ile imzalanan nükleer anlaÅŸmasını Kongreye tekrar getireceÄŸine dair haberler dolaÅŸmakta. Onur meselesi haline getirdiÄŸi saÄŸlık reformunu dahi Kongreden geçirememesi ve günden güne Kongredeki gücünü kaybetmesi Trump’ın bu adımda baÅŸarılı olup olamayacağını tartışmalı kılıyor. Sonuç olarak Trump’ın yaptığı tek ÅŸey, Ä°ran’a karşı sertleÅŸtirdiÄŸi söylemi OrtadoÄŸu turunda paraya tahvil etmesi oldu. Yaklaşık 300 milyar dolarlık anlaÅŸmalar karşılığında baÅŸta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkelerinin ne elde ettiÄŸi hala bilinmiyor.
Suudi Arabistan Kralının ziyareti tam da bu baÄŸlamda anlam kazanıyor. Bu ziyaret, ABD’nin bıraktığı boÅŸlukta güvenlik tehdidi algısı daha da yükselen Suudi Arabistan’ın yine bu boÅŸlukta OrtadoÄŸu’ya ağırlığını koyan Rusya ile yeni destek arayışı olarak özetlenebilir. Yeri gelmiÅŸken not edilmeli; ABD’nin boÅŸluk bırakması, strateji deÄŸiÅŸikliÄŸinden kaynaklanmaktadır. OrtadoÄŸu’dan çekilmesi anlamına gelmemektedir.
Rusya-Suud yakınlaÅŸması mı?Bu ziyareti önemli kılan özellik yalnızca ilk defa bir Suud kralının Rusya’yı ziyaret etmesi deÄŸildi. Aynı zamanda verilen mesajlar ve mutabakata varılan stratejik anlaÅŸmalardı. Suudi televizyonu El-Arabiya baÅŸta olmak üzere birçok uluslararası medya organı hem ziyareti hem de en önemli ve en somut stratejik gösterge olan S-400 anlaÅŸmasını flaÅŸ haber olarak duyurdu. Ziyaretin ekonomik boyutu da olsa stratejik konular ve silah anlaÅŸmaları ön plana çıktı.
Petrol fiyatları her iki ülke için oldukça önemli bir konu. 2012 yılından itibaren sürekli düÅŸen petrol fiyatları her iki ülkenin ekonomisi için olumsuz bir unsur. Bu fiyat politikası özellikle Rusya ve Ä°ran’ın gelirlerini sınırlamak amacıyla ABD tarafından Suudi Arabistan’a kabul ettirildi. Yukarda özetlenen süreç ise Suudi Arabistan’ın beklentisini karşılamadığını gösteriyor. Bu durumda Suud yönetimi ile Rusya arasında deklare edilmese de petrol fiyatlarına iliÅŸkin bir konsensüs oluÅŸması sürpriz olmaz.
Toplam üç milyar dolara varması beklenen paketin en önemli kısmı silah anlaÅŸmaları ve S-400 mutabakatı. Ä°ran’ın üç yıl önce S-300’leri alması ve Türkiye’nin S-400 anlaÅŸması ile birlikte düÅŸünüldüÄŸünde bu mutabakat tipik silahlanma yarışını gösteriyor.
S-400’lere dair anlaÅŸmanın detayları henüz bilinmiyor. Nihai imzaların atıldığına dair bir açıklama da gelmedi. Ayrıca bu tarz kapsamlı silah anlaÅŸmaları her zaman pürüzlere gebedir. Bir baÅŸka deyiÅŸle bu mutabakatın planlandığı gibi devam edip etmeyeceÄŸi üzerinde ÅŸüpheler de yok deÄŸil. Ancak bunlar ayrıntılar. Rusya ve Suudi Arabistan açısından cevaplanması gereken temel sorular ise ÅŸunlar: En yakın partneri olan Ä°ran’la en gergin dönemini yaÅŸayan Suudi Arabistan’a Rusya bu savunma sistemini neden verir? Suudi Arabistan Trump yönetimine raÄŸmen mi Rusya ile yakınlaÅŸmaktadır?
Suriye krizi ve deÄŸiÅŸen dengelerRusya’nın uyguladığı sert güç politikasının maliyetli bir strateji olduÄŸu ve fakat buna karşın katma deÄŸer bir ekonomik sisteme sahip olmadığı biliniyor. En önemli geliri petrol ve doÄŸalgaz satışından elde ettiÄŸi gelir. Dolayısıyla Rusya içinden geçtiÄŸimiz kaotik ve çatışmalı dönemde yüzde 10 büyüyen silah pazarını yeni bir fırsat olarak görecektir. Uluslararası raporlara göre bu artıştan en fazla ABD yararlanmış. Ancak bu yıl S-400’lerin satışı ile Rusya’nın silah pazarındaki payının artması bekleniyor. Türkiye’nin ardından Suudi Arabistan’ın da S-400’lere talip olması bu anlamda önemli bir gösterge. PeÅŸinden yeni taliplerin –örneÄŸin Ä°ran- gelmesi sürpriz olmayacaktır. Özellikle petrol gelirlerinin önemli bir kısmını savunma alanına ayıran Suudi Arabistan, silah ihracatçısı Rusya için ideal bir müÅŸteri konumunda.
Ancak Rusya-Suud yakınlaÅŸması yalnızca ekonomik boyutla sınırlı deÄŸil. Rusya’nın Suriye’ye yerleÅŸmesinden sonra bölgesel güç sayılabilecek Ä°srail, Mısır, Türkiye ve Suudi Arabistan Rusya ile daha fazla yakınlaÅŸmaya baÅŸladı. Suudi Arabistan Kralının ziyareti de, Rusya’nın bölgedeki etkisini gördüÄŸüne iÅŸaret ediyor.
Trump’ın Ä°ran’ı yüksek perdeden sorunsallaÅŸtırmasına raÄŸmen Amerikan statükosu karşısında sürekli sendelemesi ve dış politikada belirleyici bir konuma gelememesi müttefiklerinin endiÅŸeleneceÄŸi bir noktaya geldi. Bu anlamda Trump’ın Suud yönetiminin Ä°ran’dan yana taşıdığı endiÅŸeyi dindirmesi kolay görünmüyor. Ayrıca Kuzey Kore’yi öncelik sıralamasında bir numaraya yerleÅŸtirmesi bu müttefikleri başının çaresine bakma arayışına iten bir faktör.
Suud Kralı’nın Putin’le ortak basın açıklamasında sarfettiÄŸi “Ä°ran’ın bölgeyi deÄŸiÅŸtirmesine izin verilmemeli” sözleri de Suud yönetiminin beklentilerine iÅŸaret ediyor. Bu sözler Ä°ran’la yaÅŸanan gerginlik ve çatışmalarda Rusya’nın Ä°ran’a kaptırılmaması amacına matuf. Bunun yanında Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüÄŸünü savunarak bu krizlerde ABD siyasetinden ayrıştıkları mesajını da vermiÅŸ oldu.
15 Temmuz sonrası hızla ivme kazanan Türkiye-Rusya iliÅŸkileri, Ä°srail’in Suriye’deki risklerden dolayı Rusya ile sürekli temas halinde olması ve Suudi Arabistan tarafından gerçekleÅŸen son ziyaret Rusya’nın ağırlığının arttığına iÅŸaret ediyor. Ancak bu tabloya raÄŸmen Rusya’nın bölgede tek başına belirleyici bir pozisyona geldiÄŸini iddia etmek güç. Bu ziyaretin hemen öncesinde ABD yönetiminin Suudi Arabistan’la planlanan askeri tatbikatları iptal etmesi bu ziyaretten bir hoÅŸnutsuzluk iÅŸareti olarak okunurken, ziyaretten hemen sonra ABD DışiÅŸleri Bakanlığı’nın Suud’a 15 milyar dolarlık savunma anlaÅŸmasını onaylaması ise ABD-Suud iliÅŸkisinin kendi düzeleminde devam ettiÄŸine iÅŸaret. Bütün bu geliÅŸmeler bir yandan belirsizlik döneminin iÅŸaretleri, öte yandan bölgesel ve ikili iliÅŸkilerin tek bir faktörle açıklanmayacağının açık göstergesi olarak okunabilir.
[OrtadoÄŸu'Â’da otoriteryenizm, demokratikleÅŸme, asker-sivil iliÅŸkileri alanlarında çalışan Ä°stanbul Medeniyet Üniversitesi öÄŸretim üyesi Veysel Kurt, aynı zamanda SETA Stratejik AraÅŸtırmalar DirektörlüÄŸü'nde görev yapmaktadır]
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABÄ°LÄ°RSÄ°NÄ°Z
- 0SEVDÄ°M
- 0ALKIÅž
- 0KOMÄ°K
- 0Ä°NANILMAZ
- 0ÃœZGÃœN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.